Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/121 E. 2022/667 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2014/121 Esas – 2022/667
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/121
KARAR NO : 2022/667
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 26/08/2008
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/07/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, davalının, müvekkilini oturduğu daire ve üyelikten atmak için elinden gelen çabayı sarf ettiğini, bu konuda taraflar arasında mahkemelerde devam eden ve neticelenen davalar bulunduğunu, davalıdan kaynaklı nedenlerden dolayı bir husumetin oluştuğunu, … tarihinde yapılan … yılına ilişkin genel kurulda, gündemin … nolu maddesinin görüşülmesi neticesinde alınan kararın butlan ile sakat olduğunundan iptaline karar verilmesi gerektiğini bildirmiş, aynı genel kurulda gündemin 8. maddesinin görüşülmesi neticesinde alınan kararın “… blok … nolu bağımsız bölümün dava dışı …’a tahsisi” yönündeki kısmının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen genel kurula davacının katılmadığını, gündemin … maddesinin görüşülmesi neticesinde, … yılına ilişkin … tarihli genel kurulda alınan karardaki yanlışlığın düzeltildiğini, gündemin … maddesinde alınan kararın iptali istemininde yerinde olmadığını, davacının oturduğu konutta haksız işgalci olduğunu, davacıya tahsisin söz konusu olmadığı gibi hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tahliye davası açtıklarını, yapılacak yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
e-imza e-imza e-imza e-imza

GEREKÇE :Dava, 27.07.2008 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan bir kısım kararların yasaya, anasözleşmeye ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile iptali istemine ilişkindir. Talebin dayanağı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesidir.
Bildirilen taraf delilleri, iptali istenen genel kurul toplantı tutanağı ve ekleri ile kooperatifin kayıtları getirtilmiş, bilirkişiden 04.03.2009 tarihli ana rapor iki iki adet ek rapor alınarak, toplanan deliler değerlendirilmiş ve davanın reddine dair mahkememizin 13.03.2012 tarihli ve … esas, … karar sayılı hükmü kurulmuştur.
Yargıtay .. Hukuk Dairesi, davacının temyizi neticesinde yaptığı inceleme sonucunda, 11.07.2012 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamı ile mahkememiz hükmünü bozmuştur.
Bozmadan sonra mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; 08/11/2021 tarihli ve … esas, … karar sayılı ilamı ile Yargıtay ilamına karşı direnilmesine karar verilmiştir.
Direnme kararı sonrasında dosyayı ele alına Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 27/11/2013 tarihli ve 2013/23-24 esas, 2013/1591 karar sayılı ilamı ile; “Bilindiği üzere, tahsis, ortağa şahsi hak sağlar. Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir.
Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı, tahsis önceliğinin ve dairenin tespiti ya da müdahalenin men’i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır.
Bir konutun ortağa tahsis edildiğinden söz edilebilmesi için ya kur’a sonucu konutun tahsis edilmiş olması veya konutların genel kurulca belirlenecek esaslar dahilinde ortaklara dağıtılmış olması ve genel kurulun bu dağıtımı açık veya zımni olarak onaylaması gerekir. Anlatılan ilkeler dışında yönetim kurulu, genel kurulun kararı veya onayı olmaksızın bir konutu belli bir ortağa tahsisine karar veremez.
Bu ilkelerin ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde, dava konusu taşınmazı kullanan davacının; kooperatifin bu kullanımı fiilen benimsemesi suretiyle zımni tahsise dayalı olarak üstün hak iddiasında bulunduğu anlaşılmakta olup, mahkemece, dava konusu dairenin davacıya zımni olarak tahsis edilip edilmediği ve böylece dairedeki üstün hak sahibinin kim olduğunun tespiti hususunda yeterli araştırma yapmamıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi gereğince ortaklar hak ve yükümlülüklerinde eşit olduğu ve davacının davalı kooperatifteki üyeliği devam ettiği daire isteminin bulunduğu müddetçe kendisi adına tahsisli dairenin bir başkası adına tahsisini engelleme hakkı bulunduğu öncelikle gözetilmek suretiyle Mahkemece; davalı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri, yönetim ve genel kurul kararları, karar defterleri, hazirun cetvelleri ve ortaklar listeleri celbedilerek, belgeler üzerinde kooperatif hukuku konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak; dava konusu bağımsız bölümde davacının kullanımının hangi tarihten ve ne şekilde olduğu, özellikle 2004-2005 yılına ait belgelerde davacının taşınmazda gider yapmasına veya oturmasına ilişkin bilgi bulunup bulunmadığı, karar defterinde taşınmaza yapılan gidere veya davacının ortak giderlere katılmasına ilişkin karar bulunup bulunmadığı, diğer bir ifade ile zımni tahsis veya davacının öncelikli hakkının bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınıp, davacı ve dava dışı … arasındaki … Esas sayılı men’i müdahale dosyası kapsamındaki deliller de değerlendirilerek, genel kurulun … maddesinin davacının şahsi haklarını etkiler nitelikte olup olmadığı; böylelikle davacının dava konusu taşınmaz üzerinde önceki tarihli tahsise dayalı üstün hakkı bulunup bulunmadığı konusunda ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile taşınmaz üzerinde üstün hak sahibinin
e-imza e-imza e-imza e-imza

kim olduğunun belirlenmesi konusunda varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekmektedir.
O halde, bozma kararında ve yukarıda açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle direnme kararı bozulmalıdır.” şeklinde hüküm kurmuştur.
Mahkememizin … esas sayılı dava dosyasında görülen … ortağı davacının, parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle Yasa’nın 27. ve ana sözleşmenin 14. maddesi gereğince ortaklıktan çıkarılmasına yönelik … tarih ve … sayılı ihraç kararının iptali istemli davada, … tarihli ve … karar sayılı ilamında; davanın reddine karar verilmiş ve verilen karar 23/06/2021 tarihinde kesinleşmiştir.
Dolayısıyla davacının bu davayı kooperatif üyesi sıfatıyla açtığı, ancak yargılama devam ederken kesinleşen mahkeme kararıyla kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği, bu nedenle artık kooperatif genel kurul kararına karşı dava açma ehliyeti bulunmadığı, dava ehliyetinin her aşamada resen dikkate alınması gerektiği gözetilerek(Yargıtay 11.HD.nin 15.12.2008 Tarih ve 2007/10248 Esas, 2008/14006 Karar sayılı ve benzer diğer kararları), davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bu arada kısa kararda, dosyanın daha önce Yargıtay denetiminden geçtiği gözetilmeden kanun yolu olarak İstinaf kanun yoluna başvurulabileceği yazılmış ise de, bu durum gerekçeli kararda düzeltilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava ehliyetinin olmaması nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 14,00TL harcın mahsubu ile bakiye 66,70TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.06/07/2022

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza