Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/94 E. 2023/15 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2013/94 Esas – 2023/15
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2013/94 Esas
KARAR NO : 2023/15

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2013
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
K. YAZIM TARİHİ: 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına kayıtlı olup da davalı sigorta şirketine … poliçe numaralı Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı … Marka/Tip/Model aracın 18.01.2012 günü çalındığını, 18.01.2012 günü aracı satın almak isteyen iki kişiyle … İlçesi … Mah. … Bulvarı üzerindeki … önünde buluşan müvekkilinin, kişilerle birlikte satım konusunu konuşmak üzere pastaneye yürüdüğü sırada, kişilerden birinin aracı daha uygun bir şekilde park etmek bahanesiyle müvekkilinden aracın anahtarını istediğini; ancak müyekkilinin vermek istememesi üzerine elinde bulunan aracın anahtarını zorla çekip aldığını, diğer kişinin ise mukavemet etmek isteyen müvekkilini iterek yere düşürdüğünü, müvekkilinin düşmesini fırsat bilen ve toparlanmasına kadar geçen süreyi değerlendiren kişilerin çaldıkları araçla olay yerinden kaçtıklarını, aracı çalındıktan sonra suç ve suçluyu ilgili kolluk kuvvetlerine ihbar eden ve sanıklar hakkında adli soruşturma başlatan müvekkilinin, rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta şirketine de bildirimde bulunduğunu, ancak davalı sigorta şirketinin 12.03.2012 tarihli yazısını müvekkiline tebliğ ederek, aracının çalınmasının ” araç anahtarının ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması sonucu meydana gelen zarar ve hasarlar” kapsamında değerlendirildiğini ve hırsızlığın teminat dışında kaldığından bahisle, tazminat talebinin karşılanamayacağını bildirdiğini, davacı sigorta şirketinin tazminat talebinin karşılanamayacağını bildirdiği yazısının aksine araç hırsızlığının “Araç, gereç ve bedeni çeviklik sayesinde tırmanma veya aşma suretiyle girilerek gerçekleştiği ” ve ” zor ve şiddet kullanma suretiyle ” yapıldığından, meydana gelen maddi kayıp ve zararların teminat altında olduğunu, zira sigorta teminatının dışında kalan hallerin tahdidi olarak sıralanmış olup, buna göre, savaş, istila, düşman hareketleri, iç savaş, ihtilal, ayaklanma ve askeri hareketlerden yararlanılarak yapılan hırsızlık, yağma ve bu suçlara teşebbüsten kaynaklanan zararların teminat dışında bırakıldığını, dosyada mevcut bilgi ve belgeler ve özellikle … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasındaki deliller doğrultusunda, müvekkiline atfı kabil bir kusur olmaksızın aracın çalındığını, dolayısıyla tazminat talebinin teminat kapsamında olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL. Tazminatın temerrüt tarihi olan 12.03.2012’den itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının aktif husumet ehliyeti olmadığını, zira poliçede ve ruhsatname de kayıtlandırıldığı gibi poliçenin menfaatdarı ve dain-i mürtehin hakkı sahibinin … A.Ş. olduğunu, bu sebeple dava açma hakkının dain-i mürtehinde olduğunu, davanın aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, Emniyeti Suistimal eyleminin Kasko Sigortası Genel Şartları uyarınca poliçe teminatına girmediğini, davanın reddini talep ettiklerini, dava konusu olayda … plakalı aracın davacı tarafından rıza-irade ile teslim edildiğini, davacının rızası ile aracı teslim etmesi akabinde aracı teslim alan kişi nezdindeki aracın ortadan kaybolduğunu, bu durumun emniyeti suistimal eylemini oluşturduğunu, davacının 18.01.2012 tarihli karakol ifade tutanağında araç anahtarlarını elden verdiğini ifade ettiğini, emniyeti suistimal veya dolandırıcılık eylemlerinde, malik veya zilyetin rıza ile isteği ile malı başkasına verdikten sonra kendisine iade edilmemesi sonucu zararın doğduğunu, dava konusu olayda sigortalı tarafından şirket yetkilisine aracın rıza ile teslim edildiğini ve kendisine iade edilmeyerek aracın ortadan kaybolduğunu, Emniyeti Suistimal eyleminin kasko sigortası poliçe teminatı kapsamında olmadığını, sigortanın konusunu oluşturmadığını, Yargıtay Kararlarının da bu yönde olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik tescil kaydı,… Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dava dosyası, … AŞ’nin cevabi yazıları, 05/12/2013 ve 20/11/2022 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın çalınması nedeniyle, bedelinin tazmini talebine ilişkindir.
Bekletici mesele yapılan … Ağır Ceza mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına alınmış, incelenmesinde; dosyamız davacısının müşteki olduğu, sanıklar hakkında suç konusunun elde veya üstte taşınan eşyayı özel beceri ile almak suretiyle haksız olarak elde bulundurulan anahtarla hırsızlık, bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarını araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçlarından kamu davası açıldığı, Sanık … hakkında …’den … plakalı aracı çalması eylemine ilişkin olarak “Haksız Yere Elde Bulundurulan Anahtarla Kilit Açmak Suretiyle Hırsızlık” suçundan verilen 4 yıl hapis cezasına ilişkin hükmün istinaf ve temyiz incelemesinden geçerek 09/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya kazandırılan 05/12/2013 ve 20/11/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Kasko Sigortası Genel Şartları m.A.4.l1. madde ve özel şartlar hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, Davalı Sigorta Şirketine Kasko poliçesi ile sigortalı bulunan …’e ait … plakalı aracın 18.01.2012 tarihinde anahtarı ile çalınmasından doğan maddi zararın, özel şartlarda öngörülen istisnai haller ile uyuşmayıp, sigorta teminatı kapsamı dışında olduğu ve davalı … A.Ş.nin tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Dosya kapsamında ilk olarak çözülmesi gereken uyuşmazlık kasko poliçesi teminatı dahilinde olup olmadığının belirlenmesi bakımından dava konusu aracın nasıl çalındığı hususudur. Davacı tarafından dava dilekçesinde satım konusunu konuşmak üzere pastaneye yüründüğü sırada, kişilerden birinin aracı daha uygun bir şekilde park etmek bahanesiyle müvekkilinden aracın anahtarını istediğini, ancak müvekkilinin vermemesi üzerine elinde bulunan araç anahtarını zorla çekip aldığını ve diğer şahsın da müvekkilini iterek yere düşürdüğünü iddia etmiştir.
Davacının ise olayın hemen ardından aynı gün verdiği karakol ifadesinde ”ben anahtarı verdim, şahıs araca binerek kaçıp gitti” dediği, 23.01.2012 tarihli savcılık ifadesinde ise ”anahtarı zorla çekerek aldı, hatta benim ayağım kaydı ben düştüm” dediği, Ağır Ceza Mahkemesinde görülen yargılamada ise ”aracı ben kenara çektiğimde şoför mahalline binip kaçıp gitti” dediği dosya kapsamında bulunan ifade ve duruşma tutanaklarından anlaşılmış tüm beyanlarının çelişkili olduğu, birbirini tutmadığı görülmüştür.
….Ağır Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen ilamında ise dava konusu olay TCK 142/2-d maddesinde belirtilen ”Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle hırsızlık” olarak tanımlanmış ve karar kesinleşmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “D. Yargılama I. Ceza hukuku ile ilişkisinde” başlıklı 74. Maddesinde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz” hükmü bulunmakta olup, bu hüküm maddi olayın ve suçun belirlenmesini kapsamadığı yerleşik yargıtay içtihatlarıyla sabittir. Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/11464 esas, 2018/1087 karar sayılı ilamında da ‘Borçlar Kanunu’nun 53. maddesine ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hâkimi, gerek ceza hâkiminin belirlediği kusur oranı gerekse delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleriyle bağlıdır.’ bu husus belirtilmiştir.
O halde temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen ceza mahkemesi kararı ve davacının verdiği tüm ifadelerin çelişkili olması gözetilerek dava konusu maddi olayın haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle hırsızlık suretiyle gerçekleştiği kabul edilmiştir.
Davalı sigorta şirketi ile davacı arasında akdedilen ve olay tarihini kapsadığı anlaşılan kasko poliçesinin ‘Araç Çalınmasında Uygulanacak İstisnalar’ başlıklı bölümünde araç anahtarının ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınması ve/veya çalınmaya teşebbüsü sonucu meydana gelecek ziya ve hasarlar teminat kapsamı dışındadır düzenlemesi bulunmakta olup, araç anahtarlarının gasp sonucu ele geçirilmesi yoluyla aracın çalınması ya da çalınmaya teşebbüs edilmesi halinin bunun istisnasını oluşturduğu ancak bu istisnanın dava konusu olayda gerçekleşmediği, kesinleşen ceza mahkumiyetine istisnadan yani yağma(gasp) suçundan değil teminat dışı tutulan araç anahtarının ele geçirilmesi suretiyle aracın çalınmasını kapsayan TCK 142/2-d maddesinden mahkumiyet kararı verildiği bu nedenle dava konusu olayın poliçe teminat dahilinde olmadığı kanaatine varılmış, tüm dosya kapsamı ve yapılan açıklamalar, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan birbiriyle uyumlu denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davalı vekilinin 05/02/2018 tarihinde vekillikten istifa ettiği ve davalı adına yeniden vekalet sunulmadığı gözetilerek davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığında karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 155,60 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/01/2023

Katip Hakim
e-imza e-imza