Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/335 E. 2018/559 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2012/335 Esas – 2018/559

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2012/335 Esas
KARAR NO : 2018/559

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 08/11/2012
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 02/11/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin yetkilisi … ve … ile karşı taraf şüphelilerden …’ın sahibi olduğu …. …. Ltd. Şti.’nin hissedarlarının 2008 yılında …. Ltd. Şti.’ni %50 …, %40 …, %10 … hissedarları olarak kurduklarını, kuruluşta müvekkilinin …. Ltd. Şti.’nin sahip olduğunu, ekli listede belirtilen araçların şirket müdürü … tarafından davalı … Ltd. Şti.’nin nakliye işlerinde kullanılmak üzere şirkete verildiğini, müvekkili şirketin her ay nakliye alacaklarına karşılık düzenlediği faturalarının davalı şirketçe ödendiğini, araçların başka işyerlerinde çalıştırılacağı belirtilerek iade edilmesinin istendiğini, ancak davalı şirket yetkililerinin müvekkili şirkete ait araçları iade etmeyerek araçların önemli birçok parçasını da sökerek çalışamaz hale getirdiklerini, 22.08.2010 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğü Yan. Dol. Büro Amirliğine müraacat edilerek araçlardan hangi parçaların söküldüğü ve genel durumlarının tespitinin yapıldığını, ancak asayiş şube müdürlüğünce yapılan sökülen parçaların dışında başka birçok eksikliklerin de bulunduğunu, müvekkili şirketin sahibi olduğu …, …, …, …, … plakalı dorselerin (yarı römorkların) Sincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin …D.İş sayılı tespit dosyasında tespiti yapılan dorselerin müvekkili şirkete tesliminin yapılması için defalarca sözlü ve yazılı talepte bulunulmasına rağmen, halen teslim edilmediğini, söz konusu dorselerin bulunduğu yerin …’ın kendi şirketinin Ankara Şaşmazdaki bakımhanelerinde bulunduğunu, dorselerin bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere yürüyemez, çalıştırılamaz, işletilemez durumda olduğunu, Sincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı tespit dosyasında tespiti yapılan dorselerin ikinci el piyasa bedellerinin tanesi 30.000,00 TL’den 150.000,00 TL olarak belirtildiğini, müvekkili şirketin 90.379,92 TL’yi davalılardan tahsil ettiğini, ancak mülkiyetinde bulunan dorseleri teslim alamadığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kavdıyla, Müvekkili Tek Taş Nak. PeL Ürün. İnş. San. Tic. Ltd. Şti.nin sahibi olduğu …, …, …, …, … plakalı ve dorselerin (yan römorkların) müvekkili şirkete davalılar tarafından tesliminin yapılmasına, teslim söz konusu olmazsa müvekkilinin alacağı olan 59.620,08 TL’nin Sincan 1. Asliye. Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı tespit dosyasında 06.09.2010 bilirkişi raporu tarihinden itibaren bankalarca ticari mevduata uygulanan en yüksek ticari faiz oranı ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili; davacı tarafından istenilen dorselerin müvekkilinin elinde olmadığını, 25.08.2010 tarihinde yapılan keşif akabinde düzenlenen bilirkişi raporundan sonra hem dava dışı çekicilerin hem de davaya konu dorselerin tamamının davacı şirketçe alınıp başka bir yere götürüldüğünü, müvekkilinin yaptığı araştırmaya göre dorselerin …A.Ş.’ne götürüldüğünün tespit edildiğini, nitekim davacı şirketin …Cetıel Müdürlüğüne ve …A.Ş.’ne yazılı olarak başvurduğunu, başvurusuna dorselere ait ruhsatları da eklediğini ve davaya konu ettiği dorselerin kendileri tarafından bu iki şirketin şantiyelerine emanet olarak bırakıldığını beyan ve kabul ettiğini, müvekkili şirket ile davacı şirket arasındaki kira ilişkisinin keşfin yapıldığı 25.08.2010 tarihinden çok evvel sona erdiğini, davacı şirketin davaya konu ettiği dorseler için aldığı kira karşılığı faturaları düzenlediğini, … plakalı dorse için en son 20.06.2009 tarihinde, … plakalı dorse için en son 30.06.2009 tarihinde, … plakalı dorse için en son 30.11.2009 tarihinde, … plakalı dorse için en son 28.02.2010 tarihinde, … plakalı dorse için en son 31.03.2010 tarihinde kira faturası kestiğini, bu tarihlerden sonra dava konusu dorseler için hiçbir fatura kesmediğini, bu tarihler itibariyle kira sözleşmelerinin tek tek sona erdiğini, keşif günü olan 25.08.2010 tarihinde davacı şirket ile davalı şirket aynı adres ve işyerlerini kullandığı için araçların sanki müvekkili şirketin elinde imiş gibi göstererek Sincan …. Asliye Hukuk Mahkemesinde … D.İş sayılı dosyasından tespit yaptırdığını, tespitin yapıldığı yerin müvekkili şirkete ait olsa idi ve şirketin dorseler üzerinde bir zilyetliği bulunsa idi müvekkili şirketten de bir kişinin tespit zaptında imzasının bulunması gerektiğini, keşif zaptına bakıldığında müvekkili şirketin temsilcisi veya çalışanının imzasının olmadığının açıkça görüleceğini, davaya konu dorselerin davacının elinde olduğunun davacının bu araçlara yaptırdığı sigorta bilgilerinden ve trafik ceza makbuzlarından da anlaşılabileceğini, ayrıca davaya konu edilen dorselerin kazaya karışmış ve davacıya Güneş Sigorta tarafından hasar ödemelerinin yapılmış olduğunu, taraflar arasındaki hukuki durum ve tanışıklığın ortaklıktan geldiğini, müvekkili şirketin davacı taraftan araç kiraladığını, davacının kiraya verdiği araçları ne şekilde kiraya verdiğini, araçların niteliklerini ispatlamak zorunda olduğunu, ispat yükünün davacıda olduğunu, ancak tespit raporunda bu anlatılan hususların hiçbirisinin dikkate alınmamış olduğunu, araçlarda bulunan eksikliklerden müvekkilinin hiçbir hukuki ve maddi delil olmaksızın farazi olarak sorumlu tutulduğunu, davacıya 11 adet dorseden 7 tanesinin çeşitli tarihlerde teslim edildiğini, Ankara …. ve Sincan …. Asliye Hukuk Mahkemeleri tarafından yapılan tespitten sonra dorselerin davacı tarafta kaldığını, davacı tarafından en son kesilen 31.03.2010 günlü faturadan da anlaşılacağı üzere davalı şirketin kestiği fatura ve ekinde sadece…, …, …, … plakalı araçlar için kira bedeli istediğini ve fatura kestiğini, 31.03.2010 tarihli faturaya ait kira döneminde 4 adet römorkun kiralık olarak gözüktüğünü, bu dorselerin de…, …, …,… plakalı dorseler olduğunu, davacının en son kestiği fatura ile davaya konu ettiği …, …, …, … plakalı dorseler ile ilgili fatura kesmediğini, davacının fiilen söz konusu araçların kira sözleşmesinin sona erdiğini kabul ettiğini, davacının 06.09.2010 tarihinden itibaren faiz talebi için de gerekli şartların oluşmamış olduğunu, ayrıca taraflar arasındaki ilişki ticari iş olmayıp ticari faiz talep edilmesinin de mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası, Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının …hazırlık sayılı dosyası, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının… hazırlık sayılı dosyası, dava konusu edilen araçların trafik tescil kayıtları, 29/06/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davacıya ait olan beş adet dorsenin, kira sözleşmesi nedeniyle davalı zilyetliğinde olduğu , kira sözleşmesinin sona ermesine rağmen araçların iade edilmediği iddiasıyla bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Mevcut dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 08/11/2012 tarihinde açılmıştır. Burada öncelikli olarak Asliye Ticaret Mahkemesinin davaya bakmakla görevli olup olmadığının belirlenmesi gerekir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4.maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
Eldeki dava, kira sözleşmesi nedeniyle davalının elinde bulundurduğu dorselerin sözleşmenin bitmesine rağmen iade edilmediği iddiasına dayalı olmakla; bu kapsamda, kira sözleşmesinin sonlandırılıp sonlandırılmadığı, taraflarca sözleşme gereği edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin ve dorselerin iadesinin gerekip gerekmediğinin tartışılması gereklidir.
Bu açıklamalara göre, dava tarihinde yürürlükte olan HMK.nun 4/1-a maddesi gereğince dava değerine ve tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu (emsal Yargıtay 3.HD’nin 21/06/2018 tarih 2017/8280E.-2018/6898 K. sayılı ilamı) sonuç ve kanaatiyle göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
1-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 3-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/10/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı