Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/58 E. 2021/487 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2011/58 Esas – 2021/487
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2011/58
KARAR NO : 2021/487

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 09/03/2011
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
K.YAZIM TARİHİ : 24/06/2021

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalının Sincan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlattığını, icra takibine dayanak olarak ise 05/06/2005 tazmin ve 05/11/2005 ödeme tarihli ve 10.000,00TL bedelli senedin gösterildiğini, davaya konu senedin borçlu …’ın dava dışı …’a ait dükkanın kiralanması nedeniyle teminat olarak verildiğini, bu hususun senet üzerine şerh olarak düşüldüğünü, takibe konu senedin müvekkili aleyhine bağımsız bir alacak sebebi gibi gösterildiğini, söz konusu senedin borçlu … ile esas alacaklı … arasında yapılan kira sözleşmesinde teminat olarak verildiğini, müvekkilinin söz konusu senedi kefil sıfatıyla imzalatığını, alacaklı … olarak gözüken kişi ile borçlu … ve kefil … arasında herhangi bir ticari ilişki, alış veriş, alacak verecek durumu söz konusu olmadığın söz konusu senedin teminat amacıyla verildiğini, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığını belirterek, icra dosyasında borçlu olmadığındın tespitine ve davalı aleyhine %40 üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; takip konusu senedin teminat senedi olmadığını, teminat senedi olmuş olsa üzerinde buna ilişkin bir ibarenin olması gerektiğini, takip konusu senedin nakit karşılığı olduğunu, davacının delil olarak dayandığı kira kontratının icra ve ceza dosyasında delil olduğunu, bu kira kontratında da kiracıdan teminat senedi alındığına dair tek bir şerh olmadığını belirterek, haksız suretle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imza e-imza

DELİLLER :Sincan …. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası, Sincan …. AĞCM’nin … (yeni esas …) esas sayılı dosyası, Sincan … Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası, Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, Sincan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve dayanağı borçlusu …, kefili … …, alacaklısı … …, düzenleme tarihi 5.6.2005, ödeme tarihi 5.11.2005 olan 10.000.000.000,00 TL ( yürürlükte olmayan eski TL ) bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Sincan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davalı alacaklı … … tarafından davalı borçlular … ve … … hakkında borçlusu …, kefili … …, alacaklısı … …, düzenleme tarihi 5.6.2005, ödeme tarihi 5.11.2005 olan 10.000.000.000,00 TL ( yürürlükte olmayan eski TL ) bedelli bono uyarınca kambiyo senetlere mahsus icra takibi yaptıkları hususları tartışmasızdır.
Bilindiği üzere ispat hakkı, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olup, yasalarımızda düzenlenmiştir. İspatın konusu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan, tarafların anlaşamadığı ve çekişmeli olan vakıalardır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş olan vakıalar ise, çekişmeli olmadığından ispat konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır.
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu durumda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur. (Bkz. Y. HGK’nun 05.11.2013 Tarih 2013/695 E 630 K sayılı ilamı)
Ankara Batı …. Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında tanık olarak ifade veren … … yeminli beyanında; bir daire alacağını, ev ararken … ile karşılaştığını, onunda kendisine sana uygun bir evim var dediğini, o anda kendisine 10.000,00TL verdiğini, bir kaç ay beklediğini, bir şey çıkmadığını, evi göstermediğini, … Emlak olan büroya gittiğini, büroda … … ile oğulları … ve …’ın olduğunu, onlara durumu anlattığını, kendine yardımcı olacaklarını söylediklerini, …’in bir hafta sonra ismi ve tarihi kendisi yazmak suretiyle diğerleri daha önce yazılmış olarak senedi kendisine verdiğini, …’ı daha önce tanımadığını, o anda kendisine elden 10.000,00TL para verdiğini beyan etmiştir.
Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alacaklı ve tarih kısımlarının ne suretle ve kim tarafından doldurulduğunun tespiti için … … ve senet borçlusunun dinlenildiği, … …’ın senetteki imza ve yazıların kendisine ait olmadığını beyan ettiği, senet borçlusu …’ın da senedi kira sözleşmesine istinaden teminat senedi olarak verdiğini, alacaklı … …’u tanımadığını belirttiği, alacaklı …./…
e-imza e-imza

…/….’un senedin boş kısımlarının tanık … … tarafından doldurulduğu yönündeki beyanları nedeniyle Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarının 06.06.2014 tarihli raporunda senetteki yazıların … …’ın elinden çıktığını gösterir nitelikte kaligrafik yakınlık tespit edilemediği görülmüştür.
Bu durumda davalı … …’un anlatımlarının delillerle doğrulanmadığı, davalı … …’un kendisinin dolandırılması iddiasıyla ilgili bir şikayette bulunmadığı gibi ilk karşılaştığında satın alacağı taşınmazı görmeden 10.000,00TL para vermesi ve parayı verdiğine ilişkin yazılı bir belge almamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davaya konu senedin davalı … …’un beyanında geçtiği üzere … … tarafından doldurulduğuna ilişkin beyanın kriminal raporu ile ispatlanmadığı, bu itibarla, davalı … …’un gerçekten alacaklı olmadığı anlaşıldığından, davacının davasının kabulüne, davalının alacaklı olmadığını bilerek dava konusu senedi icra takibine koymada kötü niyetli olduğundan %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılmış olan menfî tespit talepli DAVANIN KABULÜNE;
Sincan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve dayanağı borçlusu …, kefili … …, alacaklısı … …, düzenleme tarihi 5.6.2005, ödeme tarihi 5.11.2005 olan 10.000.000.000,00 TL ( yürürlükte olmayan eski TL ) bedelli bono nedeniyle davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Asıl alacağın %40’ı olan 4.000,00 TL ( yürürlükte olan TL ) kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 683,10TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 148,50TL harcın mahsubu ile bakiye 534,60TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 148,50TL peşin harç, 18,40TL başvuru harcı ve 2,90TL vekalet harcı olmak üzere toplam 169,80TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 16,00TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza