Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/168 E. 2021/488 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2011/168 Esas – 2021/488
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2011/168
KARAR NO : 2021/488

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/06/2011
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
K.YAZIM TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya’da faaliyet gösteren …….Şti. yetkisili davalı … ile araç kira sözleşmesi tanzim ettiklerini, bunun karşılığında teminat senedi verdiğini, daha sonra aracı eksiksiz olarak davalıya teslim ettiğini, ancak teminat senedini teslim alamadığını, davalının senedin boş kısımlarını lehine olacak şekilde doldurduğunu ve icraya koyduğunu, müvekkilinin davalıya borcu olmadığını belirterek, davalının haksız ve kötü niyetli yapmış olduğu takipte borçlu olmadığının tespitine, davalının bonolarda yazılı miktarın %40’ı üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaları kanıtlamak zorunda olduğunu, takip konusu bono ile borçlu olmadığını yazılı belgeler ile ispat etmesi gerektiğini, dava konusu senedin kendilerine verilmesi öncesinde cereyan ettiği iddia olunan araç kiralama, senedin … tarafından teslim alınması gibi vakıalların kendilerine karşı ileri sürülerek senedin muteberiyetten düşürülmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacının davasının haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Sincan … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Sincan … ACM’nin … (yeni esas…) esas sayılı dosyası, Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, borçlusu …, kefili … …, alacaklısı …, düzenleme tarihi 15 Mart 2010, ödeme tarihi 26/11/2010 olan 285.000,00TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığındın tespiti istemine ilişkindir.
e-imza e-imza

Sincan …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davalı alacaklı … tarafından davalı borçlu … (…) hakkında borçlusu … …, kefili … …, alacaklısı …, düzenleme tarihi 15 Mart 2010, ödeme tarihi 26/11/2010 olan 285.000,00TL bedelli bono uyarınca kambiyo senetlere mahsus icra takibi yaptığı hususu tartışmasızdır.
Bilindiği üzere ispat hakkı, adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olup, yasalarımızda düzenlenmiştir. İspatın konusu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olan, tarafların anlaşamadığı ve çekişmeli olan vakıalardır. Herkesçe bilinen vakıalar ile ikrar edilmiş olan vakıalar ise, çekişmeli olmadığından ispat konusu değildir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190.maddesi gereğince de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Menfi tespit davalarında da, HMK’nın ispata ilişkin genel kuralları geçerlidir. Bu davalarda davacı taraf, borçlu olmadığını iddia ettiğine göre, olumsuz bir durumun ispatı mümkün olmadığından, kural olarak ispat yükü alacaklıya aittir. Başka bir ifade ile, menfi tespit davasında hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü alacaklıdadır.
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Ancak davacı hukuki ilişkinin varlığını kabul edip başka bir nedenle geçersiz olduğunu (ya da sona erdiğini) ileri sürerse, bu durumda ise ispat yükü davacıdadır. Davacı bu durumda, varlığını kabul ettiği hukuki ilişkinin sona erdiğini ileri sürmekle ispat yükünü de üzerine almış olur. (Bkz. Y. HGK’nun 05.11.2013 Tarih 2013/695 E 630 K sayılı ilamı)
Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas, … karar sayılı ilamı ile; katılanın araç kiralama sırasında teminat olarak boş senet imzalayarak verdiği, aracın iadesinden sonra senedi kefil olan sanık …’ın teslim aldığı ve sanık …’ya verdiği, …’nın ise senedi doldurup icraya koyduğu bu suretle her iki sanığın kendilerine tevdi edilmeyen senedi ele geçirip rıza dışı doldurarak üzerlerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri kabul edilerek, davalı …’nın 5237 sayılı TCK.’nun 204/1, 62/1 maddeleri uyarınca sonuç olarak 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, CMK.’nun 231/5 ve devamı maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 16/07/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Kural olarak menfi tespit davasında davacı, dava konusu borcun hiç doğmadığını davalı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını ileri sürerse ispat yükü davalıya aittir. Zira hukuki ilişkinin varlığını ileri süren davalıdır. Davalı taraf hukuki ilişkinin varlığını ispat edemediğinden, ceza dosyasındaki delillerde dikkate alınarak davacının davasının kabulüne, davalının alacaklı olmadığını bilerek kötü niyetli olarak takipte bulunduğundan %40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılmış olan menfî tespit talepli DAVANIN KABULÜNE;
Sincan … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası ve dayanağı borçlusu … …, kefili … …, alacaklısı …, düzenleme tarihi 15 Mart 2010, ödeme tarihi 26/11/2010 olan 285.000,00 TL bedelli bono nedeniyle davacının davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
e-imza e-imza

Asıl alacağın %40’ı olan 114.000,00 TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 19.468,35TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.232,25TL harcın mahsubu ile bakiye 15.236,10TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 4.232,25TL peşin harç, 18,40TL başvuru harcı ve 2,90TL vekalet harcı olmak üzere toplam 4.253,55TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 28.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 21,50TL tebligat ve posta giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza