Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/89 E. 2023/77 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/89 Esas – 2023/77
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2023/89 Esas
KARAR NO : 2023/77

DAVA : Menfi Tespit (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2023
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 05/01/2021 tarihinde Ulubey Mah. Mehmet Akif Ersoy Cad. İle Kibar Ulu Caddesi kesişiminde kiralamış olduğu sevk ve idaresinde bulunan … plakalı araç ile … plaka araç ile çarpışması sonucu trafik kazası meydana gelmiştir. İş bu trafik kazası nedeniyle Ankara 63. Asliye Ceza Mahkemesinin 2022/419 E. Sayılı dosyası ile ceza yargılamasının devam ettiğini, iş bu kaza sonucunda … plaka araç sahibi uğradığı zarara yönelik olarak davalı şirkete başvuruda bulunduğunu, davalı şirket de … plaka aracın uğradığı zararı karşıladığını, ancak davalı şirket davacının asli kusurluymuş gibi hareket ederek ödemiş olduğu zararın tamamını rücu etmek için müvekkile Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2022/12916 E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, bu nedenlerle Ankara 25. İcra Müdürlüğünün 2022/12916 E. Sayılı dosyası ile müvekkile rücu edilen 34.078,00 TL değerindeki tutarın %75 oranına tekabül eden 25.558,50 TL üzerinden müvekkilin borçsuzluğunun tespitini talep etmiştir.
Dava, dava dışı sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle davacıya rücu edilmesi sebebiyle ödenen tazminatın, kazaya neden olan diğer sürücülerin kusuru oranında fazla tahsil edildiğinden bahisle menfi tespit istemine, ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 22/03/1944 tarih, E.37, K.9, RG.03/07/1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticarî dava sayılamaz, bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak kendisine karşı açılan davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davalının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen davacı arasındaki hukukî ilişkiye bakılması gerekir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1.maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı sigorta şirketi, Yönetmeliğin 16.maddesinde sayılan hallerde ödediği tazminatı sorumlu davacıya rücu etmiş ve davacıda üçüncü şahısların kusuru sebebiyle kendisinden fazla tahsil edildiğini belirttiği miktar için sigortacıya karşı menfi tespit talebinde bulunmaktadır. Davalının halefiyet yoluyla yerine geçtiği dava dışı sigortalı gerçek kişi olup uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. ( Yargıtay 17.HD’nin 10/05/2017 tarih ve 2014/24509 E., 2017/5341 K. sayılı ilâmı da aynı mahiyettedir.)
Mahkemelerin görevi, dava şartıdır. (HMK m. 114/(1)-c)
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (HMK m.115/(2))
Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.

Bu sebeple; Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın, usulden reddine; görevli mahkemenin Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm fıkrası tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/02/2023

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.