Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/493 Esas – 2023/514
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/493 Esas
KARAR NO : 2023/514
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/07/2023
KARAR TARİHİ : 02/08/2023
YAZIM TARİHİ : 09/08/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacıluı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı … Tic. ve Ltd.Şti.’nin adına taşımacılık yapan … plakalı aracın … ve …’ın anneleri ve davacılardan …’ın eşi olan …’ın ölümünden doğan destekten yoksun kalma zararının tazminine ilişkin olmak üzere, kazanın meydana geldiği tarihten itibaren işleyen ticari avans faiziyle ihtiyari mali sorumluluk poliçesi kapsamında sigorta şirketinden (poliçe teminatı ile sınırlı olmak üzere) ve davalı taşımacılık şirketinden toplamda 1.250,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 350.000,00 TL manevi tazminatın müştereken ve müteselsilen ve yine aynı olay nedeniyle oluşan manevi zararlarının davalı taşımacılık şirketinden tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Davanın haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma Sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 73/1 maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkeme, görevli olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa kendiliğinden görevsizlik kararı verir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile mahkemece re’sen, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır. Çünkü görev her halükarda dava şartlarındandır.
Bu durumda davanın, davacılar desteği müteveffa yolcunun, davalı …’e ait araçta yolcu olarak seyahat ettiği ve meydana gelen kaza sonucu vefat etmesi nedeniyle davacılar uğramız olduğu destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacılar desteğinin de tüketici vasfına sahip olması nedeniyle dava dışı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden davanın 6100 sayılı H.M.K’nun 114 ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.(Aynı yönde … )
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı yasanın 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
…. Tüketici Mahkemelerinin görevli olduklarının TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili… Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
4-Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/08/2023
Katip ….
¸
Hakim …
¸