Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/263 E. 2023/274 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 9. … MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/263 Esas – 2023/274
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 9. … MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2023/263 Esas
KARAR NO : 2023/274

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : ….

DAVA : SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI – MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 14/04/2023

KARAR TARİHİ : 18/04/2023
YAZIM TARİHİ : 18/04/2023
Mahkememizde açılan sözleşmenin uyarlama ve menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Taraflar arasında 22/01/2008 tarihli “su kullanım hakkı ve işletme esaslarına ilişkin sözleşme ve eki protokol” imzalandığını, sözleşmenin 28. maddesi ile su kullanım bedelinin hesaplanmasının formüle bağlandığını, işlettikleri… leri aracılığı ile ürettikleri elektrik enerjisi birim bedelinin 2025 yılına kadar 7.3 (…) olarak sabitlendiğini, katkı payı hesabında kullanılan güncelleştirme katsayısının iki bileşeninden yıllık aritmetik ortalama piyasa takas fiyatının ise dünyada yaşanan olağanüstü durumlar ve spot elektrik piyasasındaki fiyatlarda meydana gelen artıştın kaynaklandığını, sözleşmenin bu hali ile uygulanmasının davacı açısından katlanılamaz hale geldiğini, sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkan durumun taraflarca öngörülmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle katkı payının satışlar üzerinden % 0.181 olarak uyarlanmasına ve … Müdürlüğünün 2023/6526 Esas sayılı takibi nedeni ile fazladan talep edilen 213.066,16 TL su kullanım katkı payı nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiytir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uyarlanması ve icra takibi nedeni ile 213.066,16 TL borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın … Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), … Kanunu (m.154), … Kanunu (m.31), … Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olaya gelince, Davacı şirket ile davalı arasındaki uyuşmazlık “su kullanım hakkı ve işletme esaslarına ilişkin sözleşme ve eki protokolde” öngörülen su kullanım bedelinin belirlenmesine esas alınan formülün davacı açısından katlanılamaz hale gelmesi iddiası ile sözleşmenin uyarlanması ve fazladan talep edilen ve icra takibine konu edilen su kullanım bedeli yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Söz konusu uyuşmazlıklardan uyarlama isteğinin Borçlar Yasasında düzenlenen sözleşme temelinin çökmesi dolayısı ile sözleşmenin uyarlanması ve halen geçerli formüle göre hesaplanıp icra takibine konu edilen miktar nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup, bu talebin dayanağı ise İİK nun 72. maddesinde düzenlendiği için uyuşmazlıkların Ticaret Kanununda düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı şirketin tacir olduğu, davalının ise … Müdürlüğü olup, genel bütçeye dahil olması nedeni ile tacir olmadığı tartışmasızdır. ( … … Dairesinin 11/09/2018 Tarih ve 2018/1700 Esas 2018/1204 Karar , …Dairesinin 06/02/2014 Tarih ve 2013/19234 Esas 2014/1287 Karar sayılı kararları)
Tacir olduğu kabul edilen davacı şirket ile su kullanım bedeli ödenmesini konu alan sözleşmesi imzalayan davalı … Müdürlüğünün tacir olması ve uyuşmazlığında tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması halinde uyuşmazlığın ticari dava olduğunu kabul etmek gerekecektir. 6102 sayılı TTK’nun 16. Maddesinde tüzel kişilerden kimlerin tacir olarak kabul edilebileceği sayılmış olup, genel bütçeye dahil … Müdürlüğünün tacir olarak kabul edilmediği için davacı şirket tacir olmakla birlikte davalının tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen bir konudan kaynaklanmaması nedeni ile Ticaret Mahkemelerinin görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli oldukları kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,
… Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/04/2023

Katip …

Hakim ….