Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/25 E. 2023/371 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/25 Esas – 2023/371
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/25 Esas
KARAR NO : 2023/371

HAKİM : ….
KATİP :…

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. ….
Av. ….

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

FERİ MÜDAHİL: ….
VEKİLLERİ : Av. …
Av. ….
Av. …

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2021
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
YAZIM TARİHİ : 23/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … 24.12.2018 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan … kayıt numaralı … yılı kargo
hizmeti alımı ihalesi neticesinde, davalı … Şirketi ile 10.01….
tarihinde 108.550,00 TL bedel ile ihale sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme kapsamında, … depolarından … Merkezi olan…’ne ulaştırılmak üzere 23.07…. tarihinde … takip numarası ile
gönderilen… kolisinin, kargo aracının kaza yapması sebebiyle zayii olduğunun anılan …. (…) personeli tarafından düzenlenen 26.07….
tarihli Tutanak ile anlaşılması üzerine; davalı Şirkete gönderilen 02.08…. tarihli ve …sayılı
yazı ile, kolide bulunan … bedeli olan 51.969,64 TL’nin ödenmesi
talep edilmiş; lâkin, davalı tarafça 02.12…. tarihli ve …sayılı yazı ile, “Bahse konu
gönderinin kapsamındaki ürünün zayiiden dolayı gerçekleşmemiş karlar ve zararlardan ‘…. ’nün ‘Tazminat miktarları ve ödenmesi’ başlıklı 5.21.11.
maddesine göre Şirketimizin sorumluluğunun bulunmadığı” gerekçesiyle talebimiz reddedildiğini belirtmekle, davalı Şirketin taahhüdünü sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak
yerine getirmemesi sebebiyle, kargo hizmetinin sunulması esnasında meydana gelen 51.969,64 TL
zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek kanunî faizi ile birlikte davalı Şirketten tahsiline karar
verilmesi ve davalı Şirketin haksız ve mesnedsiz iddialarına itibar edilmemesi haklı davasının kabulüne, 51.969,64 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren
hesaplanacak kanunî faizi ile birlikte davalı Şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet
ücretinin davalı Şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından kurum zararı nedeniyle doğan alacaklarının tahsili talebiyle müvekkili şirket aleyhine açılan davaya yönelik itirazlarını tekrarla söz konusu davayı kabul etmediklerini, davanın öncelikle usulden, kabul edilmemesi halinde de esastan reddini talep ettiklerini, öncelikle dava konusu uyuşmazlık üzerinden geçen bir yıllık süre dâhilinde davalı tarafın herhangi bir itirazı veya başvurusu olmadığını, bu sebeple zamanaşımı itirazında bulunulduğunu, davacının söz konusu davasında görevli mahkeme ticaret mahkemeleri olup dava yanlış mahkemede açılmış ve arabuluculuk kurumuna da başvurmamış olmakla, bu noktada dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, şayet davacının haklı bir talebi söz konusu ise bu talebini … Tic.Ltd.Şti’ne sunması gerektiğini, bu nedenle husumet itirazlarını yenilediklerini, dava konusu gönderilerin sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun kaza yapması sonucu ulaştırılamamış olması iddiasına binaen söz konusu personelin, müvekkili Şirket ile … Tic.Ltd.Şti arasında imzalanan Aralık 2016 tarihli Hizmet Alım Sözleşmesi kapsamında ve adı geçen taşeron şirketin kontrolünde çalışması sebebiyle, işbu davanın adı geçene ihbarını talep etmek zarureti doğmuş, dava konusuna yönelik müvekkil Şirket nezdinde gerçekleştirilen ve ekte sunulan soruşturma raporunda açıkça belirtildiği üzere söz konusu kazanın müvekkil şirket personelince değil dışarıdan hizmet alınan şirketin personeli tarafından gerçekleştiği ve fakat müvekkil Şirketçe de kaza sonrası titizlikle sürecin yönetildiği açıkça belirtilmiş olmakla, açıklanan ve resen göz önüne alınacak nedenlerle davanın öncelikle zamanaşımı, husumet ve yetki yönünden usulden reddine, esasa girilmesi halinde davanın reddine, davanın dava dışı adı geçen şirkete ihbar edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, alacak isteminden ibarettir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartları’dır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı … 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/… tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı …’na eklenen ve 01/01/… tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde; Davanın asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği, görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememize kaydı arasında geçen sürede arabulıculuğa başvuru yapılmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki dava, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/… tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava dilekçesi kapsamı ile davacı vekilinin tarihsiz dilekçesindeki beyanlarından arabuluculuğa başvurulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan mahkememize dava açıldığı sabit olduğundan davanın HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın dava şartı arabuluculuk şartının yerine getirilmemesi sebebiyle usulden reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 179,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. … , Feri müdahil …. Vekili Av. … ‘ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/05/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸