Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/178 E. 2023/694 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/178 Esas – 2023/694
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2023/178 Esas
KARAR NO : 2023/694

HAKİM : …
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/01/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 13/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı arasında yapılan muhtelif tarihli sözleşmeler ile, yüklenici-alt yüklenici ilişkisinin kurulduğu, bu ilişki kapsamında yapılan iş sırasında meydana gelen iş kazası sebebi ile … Esas sayılı dosyası ile açılan tazminat davası sonucunda verilen kararın, … sayılı dosyası ile takibe konulduğu, olayda, davacının %40, davalının %60 oranında müteselsil sorumlu olduklarına karar verildiği, buna karşın toplam 477.417,92-TL tutarındaki borcun 02.04.2019 tarihinde … davalı şirket tarafından itirazı kayıtla ödendiği, davacı şirket tarafından ödenen 477.417,92-TL’nin %60’lık kısmının yükümlülüğünün ilam gereği davalıya ait bulunduğu, bu nedenle davacı şirketin ödediği 477,417,92-TL’nin %60’lık kısmına karşılık gelen 286.450,76-TL tutarındaki asıl alacağın tahsili için … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği, … tarafından takibin durdurulmasına karar verildiği, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak anlaşma sağlanamadığını, davalının mükerrerlik iddiası, takas defi talebinin de borca itiraz gibi haksız olduğu, takas defi talebinin borç inkarı ile çeliştiği, daha önce borçlu hakkında başlatılan … sayılı takibinden 11/12/2020 tarihinde feragat edildiği, bu nedenle ortada mükerrerliğin söz konusu olmadığını, takas talebinin yerinde olmadığını, 1.140.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun davalı tarafından haksız olarak paraya çevrilmiş olması nedeni ile, davacı şirket tarafından açılan 1.500,00 TL tutarlı alacak davasının mevcut olduğu, davanın … Esas sayılı dosyası ile görüldüğü belirtilerek icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı borçlu şirketten tahsiline karar verilmesi iddia ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre, davacı alacaklının 6 ay içerisinde itirazın kaldırılmasını talep etmesi ve 1 yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açması gerektiğini, … sayılı dosyası ile borçlu şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı, yasal süre içerisinde takibe itiraz edildiği, bu aşamada davacı tarafından itirazın iptali davası açılması için dava şartı ticari arabuluculuk sürecinin işletildiği fakat, 1 yıl hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasının açılmadığı, davacı tarafından 20.12.2020 tarihinde … sayılı dosyasının işlemden kaldırılmasını talep ettiği, vazgeçme harcı ödenmediği için bu talebin … tarafından 23.12.2020 tarihinde reddedildiği, davacı şirket tarafından vazgeçme harcı yatırıldıktan sonra 25.12.2020 tarihinde takipten feragat edildiği, 31.12.2020 tarihinde takibin … tarafından kapatıldığını, işlemler devam ederken, davacı tarafından aynı alacak için işbu davaya konu … sayılı dosyası ile, 11.12.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip tarihi itibarıyla … sayılı dosyasının derdest olduğu, ikinci icra takibine karşı açılan itirazın iptali davasının dinlenemeyeceği, 1 yıllık süreyi geçiren alacaklının Genel Hükümlere göre dava açma hakkının saklı olduğu, bu itibarla davanın reddi gerektiğini, taraflar arasında imzalanan 22.06.2012 tarihli sözleşmenin 18. , 19. , ve 20. Maddeleri uyarınca, davacının taraflar arasında bulunan tüm sözleşmelerde rücu hakkının olmadığı, iş kazasının sebebinin, davacının istihdam ettiği işçinin … boru döşeme konusunda tecrübesiz olmasından kaynaklandığını, … Esas sayılı dosyasında belirlenen kusur oranlarının taraflar arasındaki sözleşme maddeleri ile taraflara yüklenen edimler irdelenmeden alındığını, bu sözleşme hükümlerinin üçüncü şahıslara karşı ileri sürülemeyeceğini, hal böyle olunca iş kazası ile ilgili olarak davacının davalıya rücu hakkının olup olmadığının alınacak yeni bilirkişi raporu ile tartışılması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, iş kazası nedeniyle ödenen tazminat tutarlarının rücuan tahsili isteminden ibarettir.
… sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … ve Tic. Ltd. Şti. , borçlusunun … … A.Ş. Olduğu, icra takibinin 27.05.2019 tarihinde başlatıldığı, takip talebinde 286.450,76-TL asıl alacak ve 8.110,87-TL işlemiş faiz olmak üzere, takip çıkışının 294.561,63-TL olarak gösterildiği, işlemiş faiz miktarının 04.04.2019-27.05.2019 tarihleri arasında %19,5 faiz oranı esas alınarak hesaplandığı, takip dayanağı olarak … sayılı dosyasına yapılan ödeme rücuu olarak belirtildiği, borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine, borçlu şirket tarafından icra dosyasına sunulan 31.05.2019 tarihli dilekçe ile icra takibine itiraz edildiği, … tarafından, 10.06.2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, kararın borçlu şirkete tebliğine dair evrakın dosyada mevcut olmadığı, alacaklı vekili tarafından icra dosyasına sunulan 11.12.2020 tarihli dilekçe ile tüm alacak hakları saklı kalmak kaydıyla, takipten feragat edildiği, …. tarafından 23.12.2020 tarihinde verilen karar ile vazgeçme harcının yatırılması halinde işlem yapılmasına karar verildiği, dosyanın bundan sonrasına ilişkin evrakların bulunmadığı, … sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklısının … ve Tic. Ltd. Şti. , borçlusunun … … A.Ş. Olduğu, icra takibinin 11.12.2020 tarihinde başlatıldığı, takip talebinde 286.450,76-TL asıl alacak ve 78.854,40-TL işlemiş faiz olmak üzere, takip çıkışının 365.305,16-TL olarak gösterildiği, takip dayanağı olarak … sayılı dosyasına yapılan ödeme rücuu 286,450,76-TL olarak gösterildiği, takip talebi ekinde …. sayılı dosyaya 02.04.2019 tarihinde 477,417,92-TL ödeme yapıldığına dair … Bankasına ait dekontun yer aldığı, dosyanın bundan sonrasına ilişkin evrakların bulunmadığı, … sayılı ve 15.02.2019 tarihli kararının incelenmesinde, davacısının …, davalılarının … ve Tic. Ltd. Şti. Ve … … A.Ş. Olduğu, davanın … A.Ş.’ye ihbar edildiği, davanın 22.11.2013 tarihinde açıldığı, yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile, 161.598,36-TL destekten yoksun kalma tazminatının 06.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, Davacı …’e velayeten açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, 12.402,44-TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 06.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e velayeten …’e verilmesine karar verildiği, Davacı …’in manevi tazminat davasının kabulü ile, 35.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, Davacı …’ velayeten açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e velayeten …’e verilmesine karar verildiği, Davacı …’e velayeten açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 25.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 06.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e velayeten …’e verilmesine karar verildiği, kararda; 16.636,89-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına, 3.152,29-TL yargılama giderinin ve toplam 25.940,04-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedildiği, Kararın gerekçesinde; 20.07.2016 tarihli Kusur Raporuna göre, murisin kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı, davalıların her birinin ayrı ayrı %40 oranında kusuru oldukları, davalı … … A.Ş.’nin proje müdürü ve şantiye şefinin ayrı ayrı %5 oranında, operatör dava dışı …’nın %10 oranında kusurlu bulunduğu gerekçelerine yer verildiği, … sayılı ve 26.02.2021 tarihli yazısı ekinde gönderilen belgelerin incelenmesinde; İcra takibinin 21.03.2019 tarihinde başlatıldığı, alacaklısının …, borçlularının … ve Tic. Ltd. Şti. Ve … … A.Ş. Olduğu, takip dayanağı olarak … sayılı ve 15.02.2019 tarihli kararı gösterildiği, takip talebinde kararla hüküm altına alacak kalemlerine ve işlemiş faizlerine yer verildiği, takip çıkışının 442,776,28-TL olduğu, 29.03.2019 tarihli dosya hesabı belgesinde toplam dosya borcunun 487,302,92-TL olarak hesaplandığı, alacaklı vekili tarafından icra dosyasına sunulan talepte, borçlulardan … ve Tic. Ltd. Şti. tarafından 02.04.2019 tarihinde Avukat …’ın banka hesabına 477,417,92-TL ödendiğinin belirtildiği, … tarafından 10.051,02-TL harcın yatırılmasından sonra, dosyanın infazen işlemden kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak … Esas sayılı esas sayılı dosyası ile … esas sayılı takip dosyası celbedilerek dosya içerisine konulmuş, davacı şirketin rücu edebileceği tutarların belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ile davalılar arasındaki hukuki ilişki nedeniyle, davacının davalıya rücu hakkının bulunduğunu, icra dosyasına yatırmış olduğu tutarın davacı şirketin, davalı şirkete %60 kusur oranı üzerinden rücu edebileceği miktarın 286.450,75 TL olduğunu, Davacı şirketin, davalı şirkete %50 kusur oranı üzerinden rücu edebileceği miktarın 238.708,96 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce denetime olanaklı ve gerekçeli düzenlenen rapor kapsamı benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili tarafından 09/06/2021 tarihli dilekçesi ile davanın alacak davası olarak ıslah edildiği, dilekçesinde 286.450,76 TL alacağın ödeme tarihinden işleyecek faizi ile birlikte talep edildiğinin bildirildiği ve bu alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesinin istenildiği, yapılan incelemede itirazın iptali davasının devamı sırasında davacının davasını alacak davasına dönüştürmesinin mümkün olduğu anlaşılmış ve yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, yaptırılan 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporu incelemesi kapsamı, davacının rücu talebine esas … Mahkemesi’nin dava dosyası ile kesinleşen ilama dayalı yaptığı icra ödemelerine dayanak …’nün takip dosyası kapsamı hep birlikte dikkate alındığında davacı işveren ile davalı yüklenici arasında düzenlenen sözleşmenin Sözleşmenin 18. Maddesinin 3. Paragrafında, ”…, çalıştırdığı şahısların iş sağlığı, iş güvenliği ve iş yeri emniyet kurallarına uymamalarından ve sair eylemlerinden meydana gelebilecek her türlü hasar, kaza ve iş kazalarından veya … personeline veya üçüncü şahıslara karşı işlenecek haksız fiillere ilişkin maddi, manevi her türlü hukuki ve cezai sorumluluk kusuru oranında ve mahkeme tarafından verilecek karara bağlı olarak …’a aittir. … mahkeme kararına dayalı bu zararları tazmin etmekle yükümlüdür. …, bu sözleşme kapsamında kullanacağı tüm iş gücünün şantiye ve müştemilatındaki diğer tesislerdeki güvenliğinden sorumludur. ” hükmüne yer verildiği ve sözleşmenin 20. Maddesinde, ”İşin devamı sırasında, … kusuru nedeni ile …, herhangi bir kişi, kurum veya kuruluşa herhangi bir nam ve ad altında bir ödeme yapmak durumunda kalırsa, ödediği meblağı ve bu nedenle uğradığı zararını … kusuru oranında derhal ve defaten karşılamak zorundadır.” hükmüne yer verildiği, sözleşme kapsamına göre davacının kesinleşen … Esas sayılı ilamı uyarınca davacı tarafından ödenen mahkeme ilamı ferileri ve icra dosyasına yapılan ödemeler kapsamının davalı tarafa rücu edilmesinin yasal şartlarının oluştuğu, bu çerçevede 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamında yapılan hesaplamalar doğrultusunda belirlenen tutarların davalıya rücu edilebileceği öte yandan dava dışı işçi davalı çalışanı …’nın kusurundan da davalının sorumlu olduğu anlaşıldığından, … sayılı dosyasında belirlenen %60 oranındaki kusur durumu mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da aynen tespit edildiğinden bu oranda ödenen bedelden davalının sorumlu olduğu kabul edilerek Mahkememizce verilen karar … sayılı dosyası ile “….Davacının dayandığı hukuksal ilişki, niteliğine göre bir hizmet akdi ilişkisi olmayıp, eser sözleşmesi ilişkisidir. Mülgâ 818 sayılı B.K’nın 355 ilâ 371 arası maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre, zararlandırıcı olayın gerçekleşmesine etkili olan yüklenici kusurun tespitinde iş güvenliği mevzuatından da yararlanılması olanaklı ise de, sadece bu mevzuata göre yüklenicinin kusuru belirlenemez.
Eser sözleşmelerinde yüklenici, yaptığı işin uzmanı olup, eser denilen sonucun gerçekleşmesini taahhüt eder. İş sahibinden talimat almaz, ona karşı bağımsızdır. Yanında işçi çalıştırıyorsa işçisine karşı da işveren durumundadır. Dolayısıyla eser sözleşmelerinde yüklenici … Mevzuatı’na göre iş yerinde tüm tedbirleri almak ve bu konuda denetimi sağlamak yükümlülüğü altındadır. İş sahibinin ise, böyle bir yükümlülüğü yoktur. İş sahibi ancak hile veya ağır kusuru durumunda sorumludur. İşin uzmanı sayılan yüklenici B.K’nın 357.maddesi uyarınca yükümlendiği işin ifası sırasında gerekli özen ve dikkati göstermekle mükellef olup yüklenici ve iş sahibinin kusuru, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre çözümlenemez. Dolayısıyla tarafların olayın meydana gelmesinde kusuru bulunup bulunmadığı İş Hukuku Mevzuatı hükümlerine göre değil, eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda saptanmalıdır.
Mahkemece iş mahkemesinin kusur raporunu aynen dikkate alarak rapor düzenleyen hesap bilirkişisinin raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de, eser sözleşmesi ilkeleri gözetilmeden sadece … Mevzuatı ilkeleri doğrultusunda olaya etkili kusur durumu ve oranlarını belirleyen bu bilirkişi raporunun yeterli olduğundan söz edilemez. Bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 18/4-5-8 ile 20/1-6-9-10-11-16 maddeleri değerlendirildiğinde bütün hukuki ve cezai sorumlulukların tamamen ve doğrudan doğruya alt yüklenici olan davacıya ait olacağı anlaşılmaktadır. Anılan bu hükümler ahde vefa ilkesi gereğince tarafları bağlar. Bu düzenlemeler 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99.maddesinde yer alan sorumsuzluk kaydıdır. Sorumsuzluk kaydı, hile veya ağır kusurun varlığı halinde hükümsüz olup, hafif kusur halinde geçerlidir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar konusunda uzman üç kişilik teknik bilirkişi kurulu oluşturularak 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen hükümler ile sözleşmedeki iş sahibi ve yüklenicinin sorumluluğu bakımından getirilen düzenlemelerin 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 99.maddesi hükmü değerlendirilmek suretiyle taraflar ile kazada yaralanan ve iş göremezlik kaybına uğrayan dava dışı işçinin kusur durumlarını saptamak ve davacının rücuen giderim istemini de elde edilecek sonuç çerçevesinde karara bağlamak olmalıdır. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle ve hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek … Mevzuatı hükümlerine göre inceleme ve değerlendirme yapan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusu dairemizce haklı görülmüştür. (…sayılı ilamları)…” denilmek suretiyle mahkememiz kararı kaldırılarak dosya yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkememize gönderilmiş olup, ilamda belirtilen hususlarda eksiklikler giderilip yargılamaya devam edilmiş, bilirkişi heyetinden ilamda belirtilen hususları da karşılayacak rapor düzenlenmesinin istenilmiş, bilirkişi heyeti 04/07/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış ve bilirkişi heyeti kaldırma ilamı öncesi sonuca varmışlardır mahkememizce de bu rapora göre ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılarak %60 oranındaki kusur durumuna göre karar verilmiş Mahkememizce verilen karar … sayılı dosyası ile “….dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde konusunda uzman bilirkişi kurulundan 818 sayılı Borçlar Kanunun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve eser sözleşmesindeki hükümler ile sözleşmedeki iş sahibi ve yüklenicinin sorumluluğu bakımından getirilen düzenlemelerin 818 sayılı Borçlar Kanunun 99. Maddesi hükmü değerlendirilmek suretiyle taraflar ile kazada yaralanan ve iş göremezlik kaybına uğrayan dava dışı işçinin kusur durumlarının saptamak ve davacının rücuen giderim istemine elde edilecek sonuç çerçevesinde karara bağlamak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, ancak dairemiz kaldırma kararından sonra mahkemece dairemiz kaldırma kararında ayrıntıları belirtilen hususlar gözetilmeksizin yani davacı taşeronun olayı meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına göre değil eser sözleşmesi hükümleri doğrultusunda değerlendirilme si gerektiği konusundaki kaldırma kararı gözetilmeden yine işçi sağlı ve iş güvenliği mevzuatının öngördüğü hükümlerin değerlendirilmesi suretiyle ve yine taraflar arasındaki “sorumsuzluk kaydı” niteliğindeki sözleşme hükümlerinin önceki kaldırma kararımızda belirtilen hususlarda tartışılıp değerlendirilmeden düzenlenen yetersiz bilirkişi kök ve ek raporları hüküm vermeye yeterli görülerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusu dairemizce haklı görülmüş ve kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; dairemizin önceki kaldırma kararı gerekleri yerine getirilmeden ve bu konuda davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmeksizin yetersiz bilirkişi raporları ile eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar verilmiş olması sebebiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun, esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne,…” denilmek suretiyle mahkememiz kararı kaldırılarak dosya yeniden yargılama yapılmak üzere Mahkememize gönderilmiş olup, ilamda belirtilen hususlarda eksiklikler giderilip yargılamaya devam edilmiş, bilirkişi heyetinden ilamda belirtilen hususları da karşılayacak rapor düzenlenmesinin istenilmiş, bilirkişi heyeti 22/06/2023 tarihli bilirkişi raporu alınmış raporda; Kazanın meydana gelmesindeki unsurlar, kazanın diğer sujelerinin de sorumlulukları olduğu gözetildiğinde davalı-işveren-yüklenici … İnş. Gıda Turizm Tic. A.Ş’ nin “ağır ihmal” veya “kastı” bulunmadığı Mahkemece değerlendirmesi halinde; T.B.K 115.maddesinde yer alan unsurun gerçekleşemeyeceği, bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8/4-5-8 ile 20/1-6-9-10-11-16 maddelerinin geçerli olacağı, sözleşmenin bu hükümleri çerçevesinde işçiye ödenen tazminat miktarının tamamından davacının sorumlu olacağı ve davacının davalıya rücu şartlarının oluşmayacağının bildirildiği, görülmüş, tüm dosya kapsamı ve deliller, yaptırılan 22/06/2023 tarihli bilirkişi raporu incelemesi kapsamı, davacının rücu talebine esas … Mahkemesi’nin dava dosyası ile kesinleşen ilama dayalı yaptığı icra ödemelerine dayanak …’nün takip dosyası kapsamı TBK 115 ve taraflar arasındaki sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafın olayın meydana gelmesinde herhangi bir kast veya ağır ihmalinin olmadığı anlaşılmakla davacı yanın sorumluluğa ilişkin iddiaları haklı bulunmamış davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 56.795,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 88,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,
7-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinden 9,34 TL’sinin harç tahsil müzekkeresi ile davacıdan tahsil olunduğu anlaşıldığından geriye kalan 1.310,66‬ TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, davacı vekili Av. … (e-Duruşma), Davalı Vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.