Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/88 E. 2022/83 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/88 Esas – 2022/83
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2022/88 Esas
KARAR NO : 2022/83

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/12/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 18/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekilinin Ankara … Ticaret Mahkemesindeki dava dilekçesinde özetle; davacı …’in müşterek çocuk …’ ya gebe kaldığında eşinin askeri personel oluşu nedeniyle tayinlerinin bulunduğu Karst’a 7 ay boyunca gebelik takiplerini yaptırmış olduğunu , bu takiplerde her şey yolunda ilerlediğini, davacı …’in 7. ayın bitiminde , müşterek çocuk … ilk çocuğu olduğu için doğumunu uzmanlığına güvendiği Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesinde yapmak için Ankara’ya geldiğini ve bu hastanede ki kadın doğum uzmanı olarak çalışan Dr. …’nın kontrolü altına girdiğini ve müşterek çocuğun Dr. …’nın kontrolünde Dr. … ile birlikte 25.08.2009 tarihinde doğduğunu, davacı …’in Nisan ayından itibaren Dr. …’nın kontrolü altına girdiğini, Dr….’ın , her şeyin yolunda gittiğini beyan ettiğini, davacı kadının bu arada gebeliğin 8. ayında Ankara’da özel muayenehanesi olan daha yaşlı ve daha tecrübeli bir hocaya göründüğünü, bu doktorun davacı …’e 92 kilo olduğunu ve bu kilonun kısa boylu birine göre gebelikte ciddi tehlike yaratacağını, sezeryan ile doğum yapması gerektiğini ve bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini, zamanında müdahale gerçekleşmezse karnındaki bebek veya kendisinin doğum sırasında ölebileceklerini söyleyerek uyardığını, sezeryan ile doğum yapılması gerektiği ile ilgili tüm endişelerini Dr. …’ya anlattığında doktorun davacı kadına kızdığını ve “biz GATA’nın en iyi kadın doğum uzmanlarıyız ve işimizi çok iyi biliriz, istiyorsan o doktor senin doğumunu yapsın” şeklinde azarlayarak uyarıları dikkate almadığını, davacının gebeliğinin son ayında her hafta kontrole gittiğini, nihayetinde 40. Haftayı 6 gün geçe 25/08/2009 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Eğitim ve Araştırma Hastanesinde Dr. … ve Dr. … tarafından müşterek çocuk …’nun 4,55 kg doğduğunu, Dr. … ve Dr. …’ın tedbir ve özel yükümlülüğüne aykırı davranışı neticesinde de küçük …’nun doğum anında oksijensiz kaldığını ve özürlü olarak doğduğunu, ağır özürlü olarak doğan küçük …’nun bu haline sebebiyet gösteren her iki doktorun da gerekli dikkat ve özeni göstermediklerini, tedbirli davranmadıklarını ve müvekkilinin hayatı boyunca taşıyacağı bir yükü minik … ile ailesinin omuzlarına yüklediğini belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla açtıkları belirsiz alacak davasında şimdilik müvekkili küçük … için 1.000,00-TL işgöremezlik-maddi tazminat (bakıcı ücreti dahil), 50.000,00-TL manevi tazminat, anne … için 50.000,00-TL manevi tazminat, baba Burhan için 50.000,00-TL manevi tazminat olmak üzere toplam 151.000,00-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretiyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; doğum eylemi zamanında sigortalıları Dr. …’nın asistan hekim olduğunu, asistanların kendi başına karar alma yetkisi olmadığını, olayda sigortalıları hekimin herhangi bir kusuru da olmadığını, zarar ile hekimin yaptığı tıbbi uygulama arasındaki illiyet bağı ispat edilmedikçe hekimin sorumluluğuna/sigortacıya gidilmesinin mümkün olmadığını, aydınlatma formunda asıl sorumlu hekimin Yrd.Doç.Dr. … olduğunu, davalı Dr. …’nın asistan olarak ekipte yer aldığının açıkça sabit olduğunu, davacının dilekçesinde özel bir hekime muayene olduklarını ve sezeryan önerdiğini belirttiğini ancak tedavi seçenekleri arasında tercihini GATA hastanesinden yana kullandığını, davacıların sorumluluğunun göz ardı edilmemesini, Serebral Palsi bozukluğuna neden olan bir çok etken olduğunu, ancak davalıların eylemleri ile zararlı sonucun meydana geldiğinin/nedensellik bağını davacının ispat etmesi gerektiğini, aksi durumda sorumluluğun hekime yüklenemeyeceğini, sigorta şirketinin sorumluluğunun hekimin mesleki kusurlarını kapsadığından dolayı kusur yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini belirterek haksız ve mesnetsiz davanın esastan ve usulden reddine, davanın reddi yönünde mahkeme aksi kanaatte ise tazminatların zenginleşme aracı olmayacak şekilde belirlenmesine, kusur ve kusurların ayrı ayrı tespitine, dava dışı kusurlu bulunması halinde veya davacının müterafik kusuru bulunması halinde tazminat hesabında dikkate alınmasına, tazminat kalemlerinin davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri dikkate alınarak belirlenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu talebin müvekkili sigorta şirketi nezdinde tanzim edilen tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi teminat içerisinde yer alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, genel şartlar uyarınca öncelikli olarak sigortalıya ilk olarak tazminat talebinde bulunulduğu tarihin tespit edilmesi gerektiğini, iş bu davaya konu meydana gelen olayın hekim hatasından mı kaynaklandığı yoksa komplikasyon mu gerçekleştiğinin tespiti için dosyanın Adli Tıp’a sevki gerektiğini, dava konusu talep edilen zarar ile uygulanan tedavi işlemleri arasında illiyet bağının var olduğunun tespiti gerektiğini, hekim müdahalesinin tıbbi standartlara uygun olmadığı hallerde dahi meydana gelen netice öngörülebilir değilse hakemin sorumlu tutulamayacağını, uygulanan müdahale ile meydana gelen zararın arasındaki illiyet bağının kesilmesi halinde sigortalının sorumluluğunun bulunamayacağını belirterek davanın zamanaşımı defilerinin dikkate alınarak reddine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan Sağlık Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; somut olayda yargı yolu bakımından idari yargının görevli olduğunu, mahkememiz tarafından idareleri açısından mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, olay tarihi itibariyle ilgili hastanenin bakanlıkları bünyesinde olmadığından bakanlıklarının sorumluluğundan bahsetmenin mümkün olmayacağını, tazminat ödeme mükellefiyetinin doğması için gereken şartlardan hukuka aykırılık, ağır hizmet kusuru ve uygun illiyet bağı (zararın idarenin eylem veya işleminden doğmuş olması) şartlarının dava konusu olay bakımından gerçekleşmediğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan Milli Savunma Bakanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacının 2009 yılında tıbbi müdahalenin yerinde olmadığı iddiası ile aradan 10 yıl geçtikten sonra müvekkili idare elemanlarınca tıbbi anlamda doğru ve yerinde tüm müdahale ve gerekli işlemler yapılmasına rağmen aleyhine karar çıkması halinde müvekkili idareye karşı rücu hakkı doğacağı iddiası ile idareye davanın ihbarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu olayda müvekkili idarenin görev hizmet kusuru bulunmadığından davanın Milli Savunma Bakanlığı’na ihbarının yerinde olmadığını belirterek müvekkili idareye yapılan ihbarı usul ve yasaya aykırı olduğundan kabul etmemekle ve açılan davanın görev/işbölümü, zamanaşımı-hak düşürücü süre itirazları ve esasa ilişkin beyanları ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın yaşandığı tarihte kadın hastalıkları ve doğum ihtisasına yeni başlamış daha birinci yıl asistanı olduğunu, hastanın takip ve tedavisi hakkında yorum ve karar verme yetkisi olmadığını, davacı gebenin poliklinik takipleri yapılıp yatması gerektiği gün (41 haftası dolmadan) başasistanlarına danışarak yatışı yapıldığını, başasistanlarının gözetimi altında doğumhaneye yatırılan hastanın kıdemli asistan doktor … tarafından normal doğum yönünden takip edildiğini, doğum eyleminin sorunsuz ilerlediğini, vakti geldiğinde de kendisinden daha kıdemli ve tecrübeli Dr…. tarafından doğumu gerçekleştirildiğini belirterek kusuru olmadığından davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLİR VE GEREKÇE:
Dava, maddi manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde, Ankara … Ticaret Mahkemesinde 31/12/2018 tarihinde açıldığı ve mahkemenin 04/01/2019 tarih, 2018/1007 E., 2019/2 K., sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, verilen kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Ankara …. Tüketici Mahkemesi’ ne gönderildiği, mahkemece yapılan yargılama neticesinde verilen 21/01/2020 tarihli, 2019/237 E., 2020/6 K.sayılı görevsizlik kararının istinaf incelemesini yapan Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2021 tarih, 2021/734 E., 2021/711 K.Sayılı ilamı ile davada Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek kararın bozulmasına karar verildiği, Ankara ….Tüketici Mahkemesi tarafından bozma ilamına uyulmak suretiyle 2021/251 E. 2021/322 K. Sayılı kararı ile Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmek üzere görevsizlik kararı verildiği ancak verilen kararın karşı görevsizlik mahiyetinde olduğu, dosyada Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararın ise yargı yerinin belirlenmesi niteliği de taşıdığı, bu hali ile dosyanın Ankara … Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekirken sehven mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi ilamının yargı yerinin belirlenmesi niteliği taşıdığı, bu hali ile Ankara …. Tüketici Mahkemesi 2021/251 E. 2021/322 K. Sayılı kararının karşı görevsizlik mahiyetinde bulunduğu ve Bölge Adliye Mahkemesi ilamı doğrultusunda yargılamanın Ankara … Ticaret Mahkemesi tarafından yapılması gerektiği, nitekim Yargıtay 20. H.D.’sinin 08.10.2019 tarih 2019/4135E. 2019/5640K. Sayılı ilamında da bu yönde görüş bildirildiği görülmekle mahkememizin esasının bu şekilde kapatılmasına, dosyanın Ankara … Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2021 tarih, 2021/734 E., 2021/711 K. Sayılı ilamı uyarınca verilen görevsizlik kararınını karşı görevsizlik niteliğinde bulunması ve Bölge Adliye Mahkemesi ilamının ise yargı yerinin belirlenmesi niteliğinde olması nedeniyle görevli ve yetkili mahkemenin Ankara … Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşıldığından mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
2-Dosyanın görevli Ankara … Ticaret Mahkemesine tevzii edilmesi için Hukuk Mahkemeleri tevzi müdürlüğüne gönderilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.11/02/2022