Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/859 E. 2023/695 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/859 Esas – 2023/695
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2022/859 Esas
KARAR NO : 2023/695

HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACI …..
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. ….

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/12/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 10/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında …. ihale kayıt nolu ihale neticesinde “…. hizmet binaları, …. bulunan; ısı merkezinin işletilmesi, bakımı onarımı, yenilenmesi ve inşaat-bakım onarımının 3(üç) yıl süreli 49 kişi ile hizmet alımı işi”ne ilişkin sözleşme ve …. ihale kayıt nolu ihale neticesinde “…. bulunan hizmet binalarının, … ısı merkezinin işletilmesi, bakım onarım, yenilenmesi ve inşaat-bakım onarımının 3(üç) yıl süreli 49 kişi ile hizmet alımı işi”ne ilişkin sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı yanın 44.074,66 TL ve 26.060,00 TL tutarındaki ihale karar pulunun (damga vergisi) davalı tarafından müvekkilinin hesaplarına yatırılarak … ödendiğini ancak davalının daha sonra … karşı açtığı dava ile ödenen bedelin iadesini sağladığını, bunun üzerine vergi dairesinin müvekkilinden cezalarla birlikte toplam 122.709,68 TL’yi tahsil ettiğini, davalı ile yapılan sözleşmeye göre bu bedelden davalının sorumlu olduğunu, … uyuşmazlıkta özel hukuktan kaynaklanan meseleleri inceleyememesinden istifade ederek, ihale karar pulunun müvekkili Kuruluş tarafından ödenmesine neden olmasının açıkça sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin bu zararının davalı tarafından tazmin edilmesi gerektiğini belirterek ihale karar pulu bedeli ve ödenen cezalar için toplam 122.709,68 TL nın davalıdan avans faiziyle tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının müvekkilinden tahsil ettiği bedelin sözleşmenin imzalanmasından önceki süreçte davacı tarafından karşılanması gereken bir tutar olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan yükümlülükler zamansal olarak sözleşmenin imza edilmesinden sonraki işin görülmesi aşamasında ortaya çıkacak giderleri kastetmekte olduğunu, karar pulu bedelinin ise idarenin ihale kararı almasının mali bir neticesi olduğunu, bu damga vergisi özelinde vergiyi doğuran olayın, ihale makamının ihale kararı alması ve bunu imza etmesi, dolayısıyla ihale karar pulu bedelinin sözleşme kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, Sözleşme hükümleri gereğince ihale karar pulundan müvekkilinin sorumlu olduğu iddiasının yerinde olmadığından davanın esastan reddi gerektiğini belirtmiştir.
GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından ödenen ihale karar pulu ve sözleşme damga vergisi bedelinin davalıdan istirdadının gerekip gerekmediğinin belirlenmesi noktasındadır.
Taraflarca delil olarak dayanılan yazışma ve sözleşme örnekleri, ödemeye dair belge, idari şartname ve diğer belgeler dosyaya sunulmuş ve yazılan müzekkereler ile temin olunmuştur.
Mahkememizce ekonomist ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden oluşturulan bilirkişi kurulundan 09/06/2023 tarihli kök ve 07/09/2023 tarihli ek rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi kurulunca, damga vergisi mevzuatı kapsamında buna ilişkin yargı kararları da taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi kapsamında irdelenerek, Sözleşmenin “Sözleşme Bedeline Dâhil Olan Giderler” başlıklı 7. maddesinde, “Taahhüdün (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlar dahil) yerine getirilmesine ilişkin her türlü, sigorta, vergi, resim, harç giderlerinin tamamı sözleşme bedeline dahil olduğu hükmünün yer aldığı, … karşı, davacının sorumluluğu olmakla birlikte, taraflar iç ilişkide ihale karar damga vergisini davalı yükümlülüğüne konumlandırıldığı, davalının hak ediş ödemeleri ile davacı idareden ihale karar damga vergileri tahsil ettiği ve … ödediği halde dava açarak ödediği verginin istirdadını sağladığı, vergi dairesi ise kendisinden dava ile tahsil edilen ihale karar damga vergisini bu sefer davacı idareden tahsil ettiği, davalının … açmış olduğu davada, iş bu davanın tarafları arasında ilişki konu edilmediği anlaşılmakla, davacının hak edişlerle davalı yükleniciye sonra da … ayrı ayrı ödeme yapması, davalının ise sebepsiz zenginleşmesine neden olduğu mahkemece taktir edilmesi halinde; davacının … 12.02.2021 tarihinde ödemek zorunda kaldığı 67.943,29 TL ve 54.766,39 TL olmak üzere toplamda 122.709,68 TL alacağının oluşabileceği, sonucuna varılmıştır.
Rapor gerekçeli ve denetime elverişlidir. Rapora itiraz hukuki ağırlık taşımakla ayrıca ek rapor alınması cihetine gidilmemiştir.
Davanın çözümü için herşeyden önce ihale kararının nispi damga vergisinin kim tarafından ödenmesi gerektiğinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
488 sayılı damga vergisi kanununun 3.maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu, resmi daireler ile kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişilerin ödeyeceği belirtilmiştir. Kanuna ekli (1) sayılı tablonun “II.karararlar ve mazbatalar” başlıklı bölümünün 2.fıkrasında, ihale kanunlarına tabi olan veya resmi daire ve kamu tüzel kişiliğe haiz kurumların hertürlü ihale kararlarının nispi damga vergisine tabi tutulacağı hükme bağlanmıştır. Bunun yanında davacı kurum 233 sayılı KHK’de yer verilen resmi daireler arasında sayılmadığı gibi kendi ana statüsü 3.maddesinde de kurumun bir resmi daire olmadığı, bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu belirtilmiştir. Özetlenen söz konusu mevzuat hükümleri gözetildiğinde sözleşme öncesi alınan ihale kararına ilişkin olarak ödenen damga vergisinden dolayı mükellefin davacı kurum olduğu açıktır.
Ancak kanuni yükümlülüğe rağmen sözleşmenin imzalanması sırasında davacıya ait kanuni yükümlülüğün davalı tarafından yerine getirileceğine dair bir anlaşma yapılması mümkün olup bu yönde bir anlaşmanın varlığı halinde sözleşme ilişkisine dayalı olarak davacının ödediği damga vergisini davalıdan talep etme hakkı bulunabilecektir.
Davacı taraf, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesine dayalı olarak sözleşme öncesi ihale kararı damga vergisinin de davalı tarafça ödenmesinin kararlaştırıldığını iddia etmektedir. Söz konusu maddeler incelendiğinde tamamının hizmet alım sözleşmesi imzalanması ile doğacak damga vergisini kapsadığı, sözleşmenin imzasından önceki döneme ait ihale damga vergisini kapsamadığı anlaşıldığı gibi sözleşmede ihale damga vergisinin davacı üzerinde kalacağına dair yazılı bir hüküm de yer almadığı belirlenmiş olmakla birlikte, eldeki davanın ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin ayrıca Türk Borçlar Kanunu 19.madde ve 13.madde kapsamında da irdelenmesi gerekmektedir.
TBK.19. maddeye göre “bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır.” TBK.13.maddede “kanunda yazılı şekilde yapılması öngörülen bir sözleşmenin değiştirilmesinde de yazılı şekle uyulması zorunludur. Ancak, sözleşme metni ile çelişmeyen tamamlayıcı yan hükümler bu kuralın dışındadır.” düzenlemeleri mevcuttur. Söz konusu hükümler gözetildiğinde öncelikle tarafların gerçek iradelerinin tespiti ve yazılı yapılan sözleşmeye rağmen tarafların yan hükümler yönünden (sözleşme öncesi ihale damga vergisinin kim tarafından ödeneceği) yönünden sözlü anlaşmaya varıp varmadıklarının belirlenmesi gerekmektedir.
Kamu ihale genel tebliğinin 78.30.maddesinde ihale ve sözleşmeye ilişkin damga vergilerinin teklif veren firmaya ait olduğu düzenlenmiştir. Davacı kurum adına sözleşme imzalayan kişilerin bu tebliğ ile bağlı oldukları ortadadır. Tebliğe aykırı davranış çalışanların idari ve hukuksal sorumluluğunu doğuracaktır. Davacı kurum adına sözleşme imzalanırken kurum adına hareket edenlerin ihale damga vergisininde davalı tarafından ödenmesi gerektiğini bildirdikleri ve davalı adına hareket edenlerin de söz konusu miktarları davacı hesabına yatırarak kabul ettikleri ortadadır. Zaten davalı tarafa, damga vergisi ödenmesi sonrasında sözleşmenin imza edileceği bildirildiği için öncelikle ihale damga vergisini davacı yan hesabına ödemiş sonrasında sözleşme imzalanmış ve sözleşme imzalandıktan sonra mükellefin davacı idare olduğu iddiası ile idari yargıda dava açmıştır. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin oluş şekli bu şekilde belirlendikten sonra mahkememizce davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşme ve eki şartnamelerde açık bir hüküm olmasa dahi sözleşme imzalanmadan önce, ihale damga vergisinin davalı tarafça ödeneceği konusunda tarafların sözlü olarak anlaştıkları ve bu anlaşmanın TBK.13/1 maddesi uyarınca mümkün olduğu sonucuna varılmış, davacının esas itibariyle kendi üzerinde olan ihale öncesi damga vergisi ödeme yükümlülüğünü sözlü varılan anlaşma gereği davalıya yansıttığı ve bu haliyle ödenen damga vergisini davalıdan talep edebileceği ve yine davacının ödemek zorunda kaldığı vergi ziyaı cezası ile gecikme faizinin de davalının haksız tutumundan kaynaklandığı kabul edilerek ve davacının damga vergisi, gecikme faizi, vergi ziyaı cezası olmak üzere toplam 122.709,68 TL’yi davacının … ödediği 12/02/2021 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istemekle haklı olduğu değerlendirilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
122.709,68 TL’nin 12/02/2021 ödeme tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 8.382,30 TL harçtan peşin alınan 2.095,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.286,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 19.633,55 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.095,58 TL peşin, 80,70 TL başvurma harcı ile 6.235,00 TL dava-posta-bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.411,28‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 3.120,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, davacı vekili Av. …. ‘nın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2023

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.