Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/795 Esas – 2023/431
TÜRK MİLLETİ ADINA
Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/795 Esas
KARAR NO : 2023/431
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/10/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
YAZIM TARİHİ : 14/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/04/2018 tarihinde … plaka sayılı aracın neden olduğu trafik kazasında müvekkillin desteği … (…) vefat ettiğini, her ne kadar davalı tarafça, dava açmadan önce ödeme yapılmış ise de bu ödemenin yetersiz olduğunu, zararın tam ve eksiksiz olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere şimdilik Safiye için asgari 500,00 TL, Senayi için asgari 500,00 TL olmak üzere asgari toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın(destek tazminatının), dava tarihinden itibaren işleyecek MB Avans Faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, 16/04/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak destekten yoksun kalma tazminatı talebinden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine , … Sayılı kararı ile “Somut olayda eldeki davadan önce davacıların davalı … A.Ş.’ne 21.09.2018 tarihinde başvuru üzerine adı geçen sigorta şirketi tarafından davacılardan …’a 18.10.2018 tarihinde 66.156,00-TL, …’a da 57.591,00-TL olmak üzere toplam 123.747,00-TL ödendiği, sigorta şirketi ile davacılar vekili arasında fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak itirazi kayıtla 18.10.2018 tarihli sulh ve ibra protokolü düzenlendiği, iş bu davanın 30.10.2018 tarihinde açıldığı, hükme esas 02.09.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda 19.10.2018 ödeme tarihinden, 02.09.2019 rapor tarihine kadar sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmesi ve mahsubu sonucu davacı anne Safiye için 97.543,41-TL, baba Senayi için 75.888,59-TL bakiye destek tazminatının olduğu belirlenmiştir.
Hükme esas alınan 02.09.2019 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda davacılar yönünden, davalı sigorta şirketince dava tarihinden önce yapılan ödemenin yeterli olup olmadığına dair, ödeme tarihindeki (18.10.2018) verilere göre tazminat hesaplaması yapılmadan, doğrudan rapor tarihindeki verilere göre tazminat hesaplanıp, ödenen tazminatın güncellenmiş değeri mahsup edilerek tazminat hesaplanmış ve bu rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Oysa aktüer bilirkişi tarafından davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki (18.10.2018) verilere göre davacılar için ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi, ödeme tarihindeki verilere göre yapılan ödemenin yetersiz olduğunun anlaşılması halinde hükme esas alınan 02.09.2019 tarihli rapordaki veriler dikkate alınarak, bilinen dönem 31.12.2019 tarihinde sonlandırılmak suretiyle hesaplama yapılması ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin yasal faiziyle güncellenip, tazminat hesabından tenzili suretiyle tazminatın hesaplanması gerekirken (bu hususlarda önceki aktüer bilirkişiden ek rapor alınarak) eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Dosya kapsamındaki …’nun 18.12.2018 tarihli cevabi yazısından… ebe olarak çalışan ve 16.04.2018 tarihinde vefat eden …’ın eşi …’a 15.05.2018 tarihinde dul aylığı bağlanıp 15.463,55-TL ikramiye ödendiği, annesi …’dan belge istendiği, belgeler gelene kadar adına tahakkuk eden 9.278,13-TL ikramiyenin emanet hesabına alındığı bağlanan aylığın 1.901,62-TL olduğu belirtildiğinden, mahkemece …’na yeniden müzekkere yazılarak davacılara dava konusu olay sonucu rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı ve yapılmış ise ilk peşin sermaye değeri sorularak sonucuna göre … tarafından yapılan ödeme kadar zararın karşılandığı, davaya konu edilen zarara ilişkin olarak davacıların …’dan tahsil ettiği ve rücuya tabi bedel için davalının sorumluluğunun bulunmayacağı gözetilerek (belirlenecek bakiye tazminattan mahsup edilerek) karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
Kaza tespit tutanağı ve sigortalı araç sürücüsü desteğin eşi …’ın 17.04.2018 tarihli hazırlık ifadesinden kaza sırasında desteğin emniyet kemerinin takılı olmadığı anlaşıldığından desteğin müterafik kusurlu olduğu kabul edilerek davacıların bakiye zararının belirlenmesi halinde, belirlenecek tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalının bu yöndeki savunmasının değerlendirilmemesi doğru görülmemiştir.
Davacılar vekili, gerek dava dilekçesi, gerekse bedel arttırım dilekçesinde dava tarihinden (30.10.2018) itibaren faiz talep ettiği halde mahkemece HMK’nun 26. maddesine aykırı olarak 19.10.2018 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen esaslar doğrultusunda inceleme yapılarak ve sonucuna göre, usulü kazanılmış haklar da korunarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma ve gönderme sebebine göre adı geçen davalı vekilinin sair istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle mahkememizin 23/01/2020 tarihli …. sayılı ilamı kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiş …. esas sırasından yargılamaya devam edilmiştir.
…’nin kaldırma kararı ile belirlenen eksikliklerin giderilme uyarınca yapılan yargılama neticesinde, … cevabi yazısı ile yapılan ödemelerin rücya tabi olmadığı ve sigorta şirketince yapılan ödemeler neticesinde zararın giderilmesiği tespit edilmişti. Kaldırma kararı uyarınca %20 müterafik kusur indirimi yapılması neticesinde Davacıların talep edebileceği tazminat miktarının 02/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda davacı anne …’ın 112.923,92 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin, davacı baba …’ın 95.185,10 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği şeklinde hesaplandığı kazanılmış haklar göz önünde bulundurularak Davacı … lehine 97.543,41 TL, Davacı … lehine 75.888,59 TL destekten yoksun kalma tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KABULÜNE,
Davacı … lehine 97.543,41 TL,
Davacı … lehine 75.888,59 TL destekten yoksun kalma tazminatı takdiri ile temerrüt tarihi olan 30/10/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigortadan alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine,
1-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 11.847,14 TL harçtan peşin alınan 4.038,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.808,64 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
2-Davacılar iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan,
15.606,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a,
12.142,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 3.335,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2023
Katip …
¸
Hakim …
¸