Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/747 E. 2023/23 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/747 Esas – 2023/23
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2022/747 Esas
KARAR NO : 2023/23

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 27/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/10/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı olan …. plaka sayılı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucunda davacının yaralandığını, Sigorta Tahkim Komisyonuna yapılan başvuru sonucunda talebin usulden reddedildiğini, bu sebeple; şimdilik geçici, sürekli işgöremezlik zararı, bakıcı gideri olarak toplam 1.200,00 TL maddi tazminatın avans faizi ile temerrüt tarihinden itibaren davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP:
Davalı Sigorta Şirketi vekili yanıt dilekçesinde özetle; Meydana gelen kaza ile ilgili davacının sigorta tahkim komisyonuna başvurduğunu ve kesin hüküm bulunduğunu bu sebeple davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, talebin zamanaşımına uğradığını, meydana gelen kazada davacının müterafik kusurunun bulunduğunu, hatır taşıması olduğunu, dava konusu kazada kusur dağılımının ve maluliyet oranının tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının poliçe kapsamında omadığını, sigorta şirketinin ancak poliçe limitleri kapsamında sorumlu tutulabileceğini ve davanın reddini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen geçici , sürekli işgöremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup davalı vekilleri iki haftalık cevap süresi içinde usulüne uygun olarak davanın açıldığı tarihi itibarıyla KTK’nın 119. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
2918 Sayılı Kanunun 109. maddesinin 1. fıkrasında haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı düzenlenirken, 2. fıkrasında ise, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. 2918 Sayılı kanunun anılan hükmünün gözden kaçırılmaması gereken yönü, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımı uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır.
Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olayda, kaza sırasında yaya olan davacıya, davalıya sigortalı bulunan aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada davacı yaralanmıştır. Olay tarihi itibariyle, bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemde uygulama yeri bulunan 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89/1 ve 89/2 maddelerinde öngörülen hürriyeti bağlayıcı cezanın üst sınırı 1 yıl altı ay olup; aynı kanunun 66/e maddesi gereğince uygulanacak ceza zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu durumda olay tarihi 11/10/2013 ile dava tarihi 07/11/2022 arasında 8 yıllık zamanaşamı süresinin dolduğu anlaşıldığından davanın zamanaşımı sebebiyle esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (aynı yönde bknz. Yargıtay 17. HD’nin 04.05.2017 gün 2014/23628 E.-2017/5010 K., 25.02.2016 gün ve 2016/535 E.-2341 K.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın zaman aşımından reddine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli maktu 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 11,50 TL vekalet tasdik harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.560,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,

Dair, davacı vekili Av. ……, Davalı Vekili Av. ……’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2023

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.