Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/741 E. 2023/583 K. 25.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/741 Esas – 2023/583
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2022/741 Esas
KARAR NO : 2023/583

HAKİM :….
KATİP : ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. …. – Av. ….

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 03/11/2022

KARAR TARİHİ : 25/09/2023
YAZIM TARİHİ : 25/10/2023
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ;Davacıya satıp teslim ettikleri üzümlerin ödenmeyen bedeli nedeni ile alacakları oluştuğunu, bunun tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Davacıdan üzümleri yurt dışına satış için satın aldığını, üzümlerin gönderildiği …’ dan bozuk oldukları gerekçesi ile iade edildiğini, bu durumu davacıyla sözlü olarak ilettiklerini, davacının durumu düzelteceklerini beyan ettiği halde kayıtsız kaldığını, kendilerinden işlemiş faiz talep edilemeyeceğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
– …. esas sayılı icra takip dosyası,
– Davacının düzenlediği faturalar,
-Arabulucu anlaşmazlık tutanağı,
-Davalının mal alım beyannameleri,
– Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki üzüm satımını konu alan ticari ilişki nedeni ile davacı tarafın dosyaya sunduğu teslim belgeleri ve faturalar kapsamındaki üzümler davalıya teslim edilmiş, davalının iddiasına göre davalı taraf üzümlerin bozuk çıktığı ve ihraç edildiği … tarafından iade edildiği gerekçesi ile bir kısım üzüm bedelini ödemekten kaçınmıştır. Davalıdan halen alacaklı olduğu düşüncesinde olan davacı tarafından davalı hakkında …. esas sayılı icra takibini başlatmıştır. İcra takibi ile 205.000,00 TL asıl alacak ile 21.566,29 TL işlemiş faizden oluşan toplam 226.566,29 TL nin tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri 13/07/2022 tarihinde tebliğ edilen davalının 14/07/2022 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalı itirazında icra takibine konu borcunun bulunmadığını söylemiştir.
Davacı tarafın iddialarının ileri sürülüş şekli itibarı ile, davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki kapsamında icra takibi ile bedeli talep edilen üzümleri davalı tarafa satıp teslim ettiklerini, halen davalıdan icra takibi ile talep ettikleri kadar alacaklı olduklarını kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafın cevap dilekçesinin içeriğine göre ise, davacıdan teslim alındığı kabul edilen üzümlerin düşük kalitede olup bozuk çıktığının ve bu durumun davacıya süresinde ihbar edildiğinin kanıtlanması gerekmektedir.
Davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişinin 06/07/2023 tarihli raporuna göre ; davacının satış işlemlerinin dayanağı olan faturalarının davacı kayıtlarında yer aldığı, davalının düzenlediği iade faturalarının ise davacı kayıtlarında yer almadığı, davacı kayıtları ile davacının icra takibine konu edilen asıl alacak kadar davalıdan alacaklı olduğunu kanıtladığı kabul edilmiştir. Davacı satış faturaların davalının mal alım beyannamesinde de vergi dairesine davacıdan ürün alımı olarak beyan edilmiş olması karşısında da davacının yine bedelini talep ettiği ürünleri davalı tarafa satıp teslim ettiğini kanıtladığı kabul edilmiştir. Davalı borçsuzluğunun dayanağı olarak davacı kayıtlarında yer almadıkları bilirkişi raporu ile belirlenen iade faturalarına konu üzümlerin düşük kaliteli ve bozuk çıktığını ileri sürdüğü için, bu beyana göre artık davacının bedelini talep ettiği üzümleri davalı tarafa teslim ettiğini kanıtladığı kabul edilmiştir.
Davalının yukarıda belirtilen beyanı karşısında artık ” davacıdan satın aldığı ve iade faturalarına konu üzümlerin düşük kaliteli ve bozulmuş olduklarını kanıtlaması” gerektiği kabul edilmiştir.
Davalının savunması kendisinden bedeli talep edilen üzümlerin düşük kaliteli ve bozuk çıktığına ilişkin olduğu için;
– Üzümlerin düşük kaliteli olduklarını ve bozuk çıktıkları için … tarafından iade edildiklerini,
-Bu durumu davacıya ihbar ettiklerini,
– İade edildiği iddia edilen ürünleri davacıdan temin edilen ürünler olduğunu,
– Bozuk ve düşük kaliteli olduğu ileri sürülen ürünleri davacıya iade ettiklerini kanıtlaması gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı tarafından bozuk olduğu ileri sürülen üzümler ile ilgili resimler sunulmuş ise de, sunulan resimlerin incelenmesi sonucu resimler üzerineden üzümlerin kalitesi ve bozuk olduklarının bilirkişi tarafından da tespit edilememiş olması karşısında, başkacada delil sunulmadığı için davalının üzümlerin bozuk ve düşük kalitede olduklarını kanıtlayamadığı kabul edilmiştir.
Düşük kaliteli ve bozuk olduğu ileri sürülen üzümler ile ilgili olarak davalı tarafından düzenlenen iade amaçlı faturaların bilirkişi tespitine göre davacı kayıtlarında yer almadığı gibi fatura kapsamının davacıya iade ve teslim edildiğine ilişkin davacıyı bağlayıcı ve şirket yetkililerinin imzalarını taşıyan belge de sunulmadığı için iade işleminin de davacı tarafından kanıtlanamadığı kabul edilmiştir.
Üzümlerin düşük kaliteli ve bozuk olduğunun kabulü halinde bu ayıp niteliğinde olup, buna ilişkin ihbar işleminin süresinde yapıldığının davalı tarafından her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür. İhbar işleminin yapıldığının tanık beyanı ile kanıtlanması mümkün olup, davalı tanık deliline dayanmadığı için tanıt beyanı alınamadığı gibi, yemin deliline de dayanılmadığı için davalıya yemin hakkı da hatırlatılamamış, bu hali ile ayıp söz konusu kabul edilse dahi bunun da davalı tarafından kanıtlanamadığı kabul edilmiştir.
Davalıya ait ticari kayıtların niçin incelenmediğine gelince ; davalı üzümleri teslim almadığını söylememektedir. Borçsuzluğunu ödeme yapıldığı savunmasına dayandırmayıp üzümlerin düşük kalitede ve bozulmuş olduklarına dayandırdığı için ticari kayıtlar ile üzümlerin düşük kalitede ve bozulmuş olduklarının ispatı mümkün değildir. Davalı düşük kalitede ve bozulmuş olduğunu söylediği üzümleri iade için fatura düzenlemiş olmakla birlikte, davacı kayıtlarını inceleyen bilirkişiler iade faturalarının davacı kayıtlarında yer almadığını belirlemiş olup, iadenin yapıldığına ilişkin davalı yetkililerinin imzasına taşıyan belge de sunulmadığı için, artık iade faturalarının davalı kayıtlarında yer aldığı alsa dahi bu kayıtların iadeye konu üzümlerin davacıya teslimi yapıldığını kabul için yeterli olmayacağı kabul edilmiştir. Davalının bir diğer kanıt yükümlülüğü ise süresinde ihbar yaptığına ilişkin olup, ticari kayıtlar ile ihbarın yapıldığını kanıtlanmasının da mümkün olmaması nedenleri hep birlikte değerlendirildiğinde davalı ticari kayıtları incelenmesine gerek görülmemiştir.
Toplanan tüm bu delilere göre ; Davalı taraf üzümleri teslim almadığını ileri sürmeksizin, üzümlerin düşük kaliteli ve bozulmuş olduklarını ileri sürdüğü için davacının kendisine ait ticari kayıtlar, davalının mal alım beyannamesi ve davalının ödememe gerekçesi olarak ileri sürdüğü savunması ile üzümleri davalıya satıp teslim etiğini kanıtladığı kabul edilmiştir. Davalının teslim aldığını kabul ettiğimiz üzümlerin düşük kaliteli ve bozuk olduğunu savunması nedeni ile bu konulardaki ispat yükünün kendisine ait olduğu, bir kısım resimler dışında dosyaya delil sunulmadığı için üzümlerin düşük kalitede ve bozulmuş olduklarının da bu deliller ile davalı tarafından kanıtlanamadığı kabul edilmiştir. Bir an için düşük kalite ve bozulmanın varlığı kabul edilse dahi, ihbarın yapıldığının davalı tarafından ispatı gerekli olup, sunulan deliller ile de bu durumun da davalı tarafından kanıtlanamadığı, davacının icra takibine konu miktar kadar davalıdan alacaklı olduğunu kanıtladığı kabul edilmiştir.
İcra takibi ile istenilen ve itirazın iptali davasına konu edilen işlemiş faiz yönünden ise, davacı alacağının kesin vadeyi içermediği, üstelik davalının icra takibi öncesi temerrüte düşürüldüğü de kanıtlanamadığı için, davacının işlemiş faiz isteğinin yerinde olmadığı, bu nedenle işlemiş faize yönelik davalı itirazının iptali isteminin reddi gerektiği kabul edilmiştir.
Davalının haksız itirazı üzerine taraf kayıtlarına göre belirlenmesi mümkün olduğu için likit nitelikte olduğu kabul edilen alacağa davacının ulaşması itiraz nedeni ile geciktirildiği için hüküm altına alınan miktarın % 20 sine karşılık gelen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının …. esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 205.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptaline,
Takip tarihinden itibaren davacı asıl alacağına yıllık %17,25 oranından başlayan ve değişen oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Hüküm altına alınan 205.000,00 TL’nin % 20’sine karşılık gelen 41.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacının icra takibi ile talep ettiği işlemiş faize yönelik davalı itirazının iptali isteminin reddine,
Alınması gereken 14.003,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.753,44 TL’nin mahsubu ile bakiye 11.250,11 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 2.753,44 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.834,14 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 32.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 11.250,11 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 54,50 TL ve bilirkişi ücreti 6.000,00 TL olmak üzere toplam 6.054,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 5.454,11 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
1.189,10 TL’sinin davalıdan,
130,90 TL’sinin davacıdan,
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …. (e-duruşma), davalı vekili Av. …. ‘in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde …. Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/09/2023

Katip …

Hakim ….