Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/652 E. 2023/414 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
… 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2022/652 Esas
KARAR NO : 2023/414

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – ( TC NO … ) …

DAVALI : … – ( TC NO … ) …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 05/10/2022

KARAR TARİHİ : 12/06/2023
YAZIM TARİHİ : 26/06/2023
Mahkememizde açılan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile, belirtilen işlerin davalı tarafından yerine getirilmesinin kararlaştırıldığını, bu sözleşme kapsamında değişik tarihlerde davacının davalıya toplam 22.000,00 TL ödeme yaptığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin davacı tarafından 16/03/2022 tarihinde fesih edildiğinin davalıya bildirildiğini belirtip, ödemelerin davalı adına yapıldığının kabulü ile, uğradıkları maddi zararlar için 1.000,00 TL, davalıya ödenen 22.000,00 TL ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Dayanak 16/03/2022 tarihli sözleşme,
-Davacının fesih bildirimi,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Tarafların tacir olmadıklarına ilişkin yazı cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalıdan kaynaklanan nedenlerle davacı tarafından feshi nedeni ile oluşan davacı zararlarının davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında … (m.99), … (m.154), … (m.31), … (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olaya gelince, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konusunu davalının yazılım hizmeti vermesi oluşturmakta olup, davalının üstlendiği işleri yapmadığı iddiası ile sözleşme davacı tarafından fesih edilmiş olup, bu dava ile davacının maddi ve manevi zararlarının davalıdan tahsili talep edilmektedir. Uyuşmazlık Ticaret Kanununda düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı için uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı kabul edilmiştir.
Tarafların bağlı oldukları vergi daireleri ile ticaret sicil memurluklarına yazılan yazılara verilen yanıtlara göre, her iki tarafında tacir sayılmasını gerektirir koşulların bulunduğunun belirlenemediği, ayrıca taraflar adına kayıtlı şahıs işletmesinin de bulunmadığı, bu hali ile davanın tarafları tacir olmadığı gibi, uyuşmazlığın TTK’da düzenlenen bir konudan da kaynaklanmaması nedeni ile Ticaret Mahkemelerinin görevli olmayıp, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli oldukları kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine,
… Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, …’ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/06/2023

Katip …

Hakim …