Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/645 E. 2022/574 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA …ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/645 Esas – 2022/574
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
…ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/645 Esas
KARAR NO : 2022/574

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalının Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında alacaklı olduğunu, davalı alacaklı şirket tarafından müvekkillerinin adresine gönderilen 89/1 ve 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin itiraz edilmeyerek kesinleşmiş olduğunu, davalı tarafından dava dışı şirketin müvekkillerinden olduğu ileri sürülen 56.199,37 TL’lik alacağına haciz konulduğunu, müvekkilleri ile dava dışı takip borçlusu arasında herhangi bir alacak borç ilişkisi bulunmamakta olduğunu, müvekkillerine gönderiline 89/1-2 ve 89/3. Haciz ihbarnamelerinin usule aykırı olarak düzenlenmesi nedeniyle İcra Hukuk Mahkemesine şikayet yoluna gidilmiş olup, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de iptalinin talep edildiğini, davanın İİK.72 maddeye dayalı menfi tespit davası olup, üçüncü kişi tarafından takip alacaklısına karşı açılmış bir dava söz konusu olduğunu, davacı ile dava arasına bir akdi ilişkisi söz konusu olmadığını, İİK’nun 72. Maddesinden kaynaklı menfi tespit davası olduğunu, Ankara …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosya borcundan dolayı; müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılam giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
Dava, İİK m 89/3 uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bu durumda, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı yasanın 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduklarının TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
4-Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2022