Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 E. 2022/843 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2022/622 Esas
KARAR NO : 2022/843

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 21/09/2022

KARAR TARİHİ : 19/12/2022
YAZIM TARİHİ : 21/12/2022
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri halde, bir kısmı hibe niteliğinde olan ve geri istenilmesi mümkün olmayan kredinin davalı tarafından sözleşmeye aykırı davrandıkları gerekçesi ile kendilerinden talepte bulunulduğunu belirtip, bu amaçla başlatılan icra takibi nedeni ile davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Kamu Kurumu statüsü olan davalının tacir sayılamayacağı için ticaret mahkemelerinin görevli olmadıklarını, davacının sözleşme içeriği ve diğer yasal düzenlemelere aykırı davrandığı için, davalı tarafından yapılan işlem ve icra takibinin mevzuata uygun olduğunu belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasındaki sözleşme,
-Davalı tarafından davacıya yapılan ödemeler,
-Davalı tarafından başlatılan icra takip dosyası.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep ; taraflar arasındaki sözleşmeye davacının aykırı davrandığı gerekçesi ile sözleşme uyarınca davacıya hibe olarak yapılan ödemenin davacıdan tahsili için başlatılan icra takibi nedeni ile hibenin geri alınması koşulları oluşmadığı için davacının davalıya borçlu olmadığına karar verilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK.’nun 5. maddesinde 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile yapılan değişiklik sonrası Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki daha önce iş bölümü şeklinde mevcut olan ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Özel hukuk alanında yapılacak yargılamalar sırasında uyulması gereken genel görev kuralları 6100 sayılı HMK ‘da yer almaktadır. Bu yasanın 1. maddesi ile “Mahkemelerin görevlerinin ancak yasa ile düzenlenebileceği ve bu düzenlemenin de kamu düzenine ilişkin sayılması gerektiği” öngörülmüştür. Bu genel düzenlemenin yanında bir de ticari hayatla ilgili düzenlemeler içen 6102 sayılı TTK mevcuttur. Ticaret yasamızın 3. maddesinde ticari işin tanımı yapılmış, 4. maddesinde ticari davaların neler olduğu sınırlı olarak sayıldıktan sonra, 5. maddesinde ise aksi kararlaştırılmadığı sürece tüm ticari davalar ile ilgili olarak Ticaret Mahkemelerinin görevli oldukları belirtilmiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görev alanını ticari davalar oluşturuyor ise, ticari davaların hangileri olduğunu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesine bakarak belirlemek zorunluluğu vardır. Bu madde de ise ticari davaya konu uyuşmazlıklar sayma sureti ile tek tek sıralanmıştır.
Ticaret yasanın 5. maddesi ile “aksine hüküm olmayan hallerde, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın ticari davalara Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakması düzenlemesi getirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereği TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen ve ticari dava kapsamında sayılan uyuşmazlıkların ticaret mahkemelerinin görev alanını oluşturduğunu kabul etmek gerekir. Bu genel kuralın yanında uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemenin yer aldığı metinde bu konu ile ilgili uyuşmazlığın açıkça ticaret mahkemelerinde çözüleceği öngörülmüş ise (örneğin İİK’nun 171/4) ya da yasa ile bu yasa kapsamındaki işlerin ticari dava sayılacağı öngörülmüş ise (1163 sayılı yasanın 99. maddesi vb. gibi) bu yasadan kaynaklanan davaların da ticaret mahkemelerinin görev alanında olduklarını kabul etmek gerekecektir.
Somut olaya gelince ; davadaki talep, taraflar arasındaki sözleşmeye davacının aykırı davrandığı gerekçesi ile sözleşme uyarınca davacıya hibe olarak yapılan ödemenin davacıdan tahsili için başlatılan icra takibi nedeni ile hibenin geri alınması koşulları oluşmadığı gerekçesi ile davacının davalıya borçlu olmadığına ilişkindir.
Uyuşmazlık TTK nun 4/2 maddesinde yer alan ve sayma sureti ile belirtilen konulardan kaynaklanmamaktadır.
Bu davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanında kabul edilebilmesi için TTK nun 4/1 maddesi uyarınca, davanın her iki tarafının da tacir olması ve işin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir. Somut olayda davacının tacir olduğu tartışmasız olmakla birlikte, eldeki davanın ticari dava olması için davalınında da tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekir. 6102 sayılı TTK nun 16/2 maddesine göre ” ….(2) Devlet il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlası kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi
ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eli ile işletsinler kendileri tacir sayılmazlar …. ” hükmü gereğince 3642 sayılı yasa ile kurulan ve kamu kurumu niteliğinde olan davalı … in tacir sayılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle uyuşmazlığın ticari dava olmadığı kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi gereğince görev hususunun dava şartı olduğu, 6100 sayılı HMK.nun 115/1 maddesi gereğince dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılacağının belirtildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK.nun 114/1-c maddesi delaletiyle aynı yasanın HMK.nun 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine ve mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …’ün yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/12/2022

Katip …

Hakim …