Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/59 E. 2022/747 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/59 Esas – 2022/747
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2022/59 Esas
KARAR NO : 2022/747

DAVA : Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/07/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Tellallık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin firmaya başvuran şahıs ve şirketlerin gayrimenkul mallarının alım satım ve kiralama işlemleri ile iştigal ettiğini, dava dışı …’ın şirkete başvurarak iki adet villanın satılması konusunda hizmet talep ettiğini, davalı şirket yetkililerinin satışa konu taşınmazı detaylı olarak incelediğini ve alım satım hususunda anlaşıldığını, yazılı sözleşme imzalandığını, ancak davalı şirketin tellallık sözleşmesi gereği ödemesi gereken tutarı müvekkiline ödemediğini ve icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin haksız yere itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil şirket, davacı şirket ve dava dışı 3. kişi olan … arasında imzalanan ancak noter tarafından düzenleme şekilde tanzim edilmeyen 08/12/2020 tarihli “satış vaadi ve tellallık sözleşmesi” nin geçerli bir sözleşme olmaması sebebiyle sözleşmeye istinaden hak ve alacak talep edilmesinin hukuka uygun olmadığını, tellallık sözleşmesinde tellallın komisyona hak kazanabilmesi için ana sözleşmenin, yani gayrimenkul satış sözleşmesinin yapılması gerektiğini, mevcut durumda imzalanmış bir gayrimenkul satış sözleşmesi de bulunmadığını, somut olayda tellal (simsar) olan davacı tarafın ücret alacağının da doğmadığını, satış vaadi sözleşmesinin asıl sözleşme gibi düşünülerek talepte bulunulmasının mümkün olamayacağını belirterek, davanın usul veya esastan reddi ile birlikte davacı şirket aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, Satış Vaadi ve Telallık Sözleşmesi gereği yapılan iş karşılığı verilmesi taahhüt edilen ücretin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, tapu kaydı, 08.12.2020 tarihli Satış Vaadi ve Telallık Sözleşmesi celp edilmiştir.
Simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun(TBK) 520-525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Simsarlık sözleşmesinin geçerliliği bir şekle bağlı değil ise de, taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz(TBK. m. 520/3). Kural olarak, simsar, aracılık yaptığı sözleşme kurulduğu takdirde ücrete hak kazanmaktadır. Ancak sözleşmede bunun aksi kararlaştırılabilir.
Dava konusu olayda, taşınmaz satışının gerçekleşmediği her iki tarafın da kabulündedir. Bununla birlikte; davacı taraf sözleşmenin 1. maddesi hükmüne dayanarak kendilerinin haklılığını iddia etmekte, davalı yan ise satış sözleşmesinin gerçekleşmemesi nedeniyle davacının ücrete hak kazanmadığını iddia etmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 1. Maddesine göre “Tahsin Ünür tarafları bir araya getirerek işbu sözleşmenin düzenlenmesi ve imzalanması ile hizmet bedeli almaya hak kazanmıştır. Alıcı taraf toplam satış bedelinin % 42’si+KDV’si, satıcı taraf 100.000 TL’dir” alıcı ve satıcı tarafın hizmet bedelini olarak davacı şirkete ödemeyi kabul ettiği, şirkete ödenecek hizmet bedelinin muaccel olması için bu sözleşmenin imzalanmasının yeterli olduğu, alıcı ve satıcıyı bir araya getirmekle anlaşmalarını sağlamış olmanın bu aşamaya geçilmesinin yeterli olduğunun düzenlendiği anlaşılmıştır.
O halde, davacı tarafın simsarlık ücretine hak kazanıp kazanamayacağının belirlenmesi sözleşmenin 1. maddesi hükmünün ne şekilde yorumlanacağına bağlıdır.
Tüm deliller toplanmış ve mahkememizce 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Bu kapsamda davalı tarafça davacıya 50.000,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir. Taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin yazılı şekilde simsarlık sözleşmesi düzenlendiğinden sözleşmenin şekil şartlarına sahip olduğu, sözleşmeye konu satışın gerçekleşmediğinin taraflar arasında ihtilafsız olduğu, bu durumda Türk Borçlar Kanununun 521. maddesine göre, simsarın kural olarak ücrete hak kazanamayacağı, ancak sözleşmede bunun aksinin kararlaştırılabileceği, somut olayda, davacı tarafın sözleşmenin 1. maddesine dayandığı, madde hükmünün yorumlanmasında bu sözleşmenin imzalanması ile tellalın ücret alacağına hak kazandığının anlaşıldığı, davacının 120.000,00 TL ücrete hak kazandığı ancak davalı tarafça davacıya 50.000,00 TL ödeme yapıldığı, bu miktarın davacı ücretinden düşülmesi gerektiği, davacı alacağının likit olduğu anlaşılmakla kabul edilen miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, davalının tazminat istemine yönelik talebinin ise davacı takibinde kısmen haksız ise de kötü niyetli olduğunun anlaşılamaması nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 70.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına,
Davacı asıl alacağına takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi uygulanma suretiyle takibin devamına,
Hüküm altına alınan 70.000,00 TL’nin %20’sine karşılık gelen 14.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı yanın yasal koşulları bulunmayan kötü niyet tazminat isteminin reddine,
3-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan peşin alınan 2.084,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.697,54 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 11.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.095,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 1.201,99 TL’si ile 59,30 TL başvurma, 2.084,16 TL peşin harç toplamı 3.345,45‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

7-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet tasdik harcının davanın kabul red oranına göre takdiren 3,62 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 757,12 TL’nin davalıdan geriye kalan 562,88‬ TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili Av. …’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2022