Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/434 E. 2022/758 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/434 Esas
KARAR NO : 2022/758

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 18/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …, Gaziantep İcra Dairesi’nin icra takibiyle müvekkilinin … aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibi tamamen hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle sayın mahkemenizce verilecek ihtiyati tedbir kararıyla durdurulması, akabinde iptal edilerek davalı tarafın takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı, hak düşürücü süre, görev, yetki ve husumet itirazında bulunduklarını, davacının dava açma hakkı bulunmadığını, zira icra takibi … adına başlatıldığını ve senetlerdeki imzaların …’a ait olduğu hususunda tereddüt bulunmadığını, davacı adına başlatılmış olsa dahi borcun mevcudiyeti hakkında tereddüt bulunmadığını, davacının eğitim gördüğü kuruma, eğitim bedeli karşılığı verilen senetlere ilişkin başlatılan icra takibinde, borçtan ve senetlerden habersizmişcesine menfi tespit davası açması ve aleyhimize kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmesi iyi niyetli olmadığını, imzaların babasına ait olması borcun varlığı ve ödenmediği gerçeğini değiştirmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava; menfi tespit isteminden ibarettir.
Davacı taraf, davalı … tarafından Gaziantep İcra Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasında aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığını, ancak söz konusu takibe dayanak senetlerin … tarafından imzalandığını, bu kişinin davacının babası olduğunu, bu nedenle davacı aleyhine imzası bulunmayan bir senede dayalı takip yapılamayacağını, borçlu bulunmadığını ileri sürmektedir.
Davalı … vekili ise savunmalarında; söz konusu senetlerin KHK ile kapatılan özel eğitim öğretim kurumunda davacının eğitim gördüğü sırada, kuruma davacının babası tarafı … tarafından eğitim bedeli olarak verildiğini, bu senetlerin ilgili kurumun kapatılması nedeniyle borç ve alacakların hazineye devri üzerine kendileri tarafından takibinin yapıldığını bildirmektedir.
28 Kasım 2013 tarih ve 28835 sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre Tüketici:” Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” olarak, aynı yasanın 3/1-l maddesine göre Tüketici işlemi: “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” olarak tanımlanmıştır.
Bu yasada yapılan en esaslı değişiklikler tüzel kişilerin tüketici kavramının dışında tutulması ve tüketici işlemi kavramının kapsamının genişletilmesidir. Buna göre tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Böylece uygulamada ortaya çıkan ve tüketici sözleşmelerinin kapsamının daraltan yorumların da önüne geçilmiş olacaktır.”olarak belirtilmiştir
Yukarıda kısaca içeriği özetlenen yasal düzenleme nedeni ile davalı 28 Kasım 2013 tarih ve 28835 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanıp 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi olarak tüketici konumundadır. Aynı Yasa’nın 3/1-l maddesine göre uyuşmazlık sigorta işleminden kaynaklanan tüketici işlemidir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 83/2 maddesinde” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.”hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, davacının babası olduğu anlaşılan … tarafından davacının eğitim ve öğretim gördüğü, “… Özel Eğitim Öğretim Limited Şirketi’ne” eğitim bedeli olarak takibe dayanak senetlerin verildiğinin tarafların kabulünde olduğu, söz konusu senetlerde davacının imzasının bulunmadığı, senet borçlusu olarak davacının babası olarak … olduğu, söz konusu senetlerin 10/01/2016 – 10/02/2016 – 10/03/2016 – 10/04/2016 – 10/05/2016 – 10/07/2016 tarihlerine ilişkin 1.500,00 TL’lik ve son senet tarihine göre 3.000,00 TL’lik borç ikrarına ilişkin olduğu, senetlerin sağ üst köşelerinde 94-95-96-97-94-95 gibi numaralar ve C-K şeklinde harflerin yer aldığı, senetlerin düzenlenme şekli ile tarafların kabulüne göre bu senetlerin veriliş sebebinin eğitim bedeli olduğunun açık olduğu ve tüketici işlemi bulunduğu, davacının babası …’un senetlerin düzenlenme tarihinde dosyamız davacısının öğrenci olması nedeniyle ilgili eğitim kurumuna bu senetleri imzalayarak verdiği, söz konusu kurumun KHK ile kapatılmasını takiben alacak ve borçların maliye hazinesine devri nedeniyle davalı … tarafından bu senetlerin takibe konulduğu, ancak takip borçlusu olarak senette imzası bulunmayan davacı …’un gösterildiği açıkça anlaşılmaktadır. Temel ilişki tüketici işlemi olduğundan mahkememizin söz konusu uyuşmazlıkta görevli olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkemelerin görevi, dava şartıdır. (HMK m. 114/(1)-c)
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (HMK m.115/(2))
Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.

Eldeki davada TTK m. 4/1 uyarınca; “her iki tarafın tacir olması” koşulu gerçekleşmediğinden ve uyuşmazlık mutlak ticarî davalardan olmadığından; TTK m.5 gereğince, Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı yasanın 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden REDDİNE, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
Ankara Tüketici Mahkemelerinin görevli olduklarının TESPİTİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
4-Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, Davacı Vekili Av…’nun yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2022

Katip …

Hakim …