Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/393 E. 2022/842 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/483 Esas – 2022/701
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2022/483 Esas
KARAR NO : 2022/701

DAVA : RÜCUEN ALACAK
DAVA TARİHİ : 07/07/2022

KARAR TARİHİ : 14/11/2022
YAZIM TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde açılan sigortacı ödemesine zarara neden olandan rücuen tahsili istekli davanın yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Davalının sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı araç için trafik sigorta poliçesi düzenlediklerini, sigortalı aracın dava dışı kuruma ait araç ile 30/0102021 tarihinde neden oldukları kaza sonucu üçüncü kişinin aracında oluşan hasarın davacı tarafından ödendiğini, sigortalı araç sürücüsü kaza anında 1.30 promil alkollü olduğu için sigortalıya rücu koşullarının gerçekleştiğini, alacakları ödenmediği için başlattıkları icra takibinin itiraz üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; İcra takibinin yapıldığı Ankara İcra Müdürlüğü yetkili olmadığı gibi, Ankara Mahkemelerinin de yetkili olmadıklarını, üstelik tüketici mahkemelerinin görevli olduklarını, rücu koşullarının da gerçekleşmediğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
– Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası,
-Ödeme ve dayanağı hasar dosyası,
-Davalıya ait araç için davacı tarafından düzenlenen trafik sigorta poliçesi örneği ve sigortalı araç ile ilgili ruhsat örneği,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Sigortalı araç sürücüsü ile ilgili alkol ölçüm tutanağı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, davacıya trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan aracın yasal sınırların dışında alkol alıp kullanan sigortalının neden olduğu ve üçüncü kişiye ait araçta oluşan hasar bedelinin ödendiği belirtilip, rücu koşullarının gerçekleştiği iddiası ile başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının sürücüsü ve maliki olduğu … plaka sayılı araç için davacı tarafından 08/01/2021 tarihinde trafik sigorta poliçesi düzenlenmiştir. Sigortalı araç davalı sigortalı sevk ve idaresinde iken İzmir İl Emniyet Müdürlüğüne ait araç ile 30/0102021 tarihinde hasar ile sonuçlanan kazaya neden olmuştur. Bu kaza sonucu üçüncü kişinin aracında oluşan hasar için davacı tarafından 14/04/2021 tarihinde 40.000,00 TL ödeme yapılmıştır. Sigortalı araç sürücüsün kaza anında 1.30 promil alkollü olduğu için sigortalıya rücu koşullarının gerçekleştiği düşüncesinde olan davacı davalı hakkında Ankara ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlatmıştır. İcra takibi ile 40.000,00 TL asıl alacak ve 2.470,00 TL işlemiş faizden oluşan alacağın tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri 18/01/2022 tarihinde tebliğ edilen davalının 21/01/2022 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalı itirazında Ankara İcra Müdürlükleri yetkisiz olup, yetkinin İzmir İcra Müdürlüklerine ait olduğunu, rücu koşullarının oluşmadığını ileri sürmüştür.
Davalının yetkisizlik itirazının yerinde olmadığı kanısında olan davacımız itirazın iptali amacı ile mahkememizde itirazın iptali amacı ile eldeki davayı açmıştır. Dava dilekçesi 18/08/2022 tarihinde tebliğ edilen davalı taraf 28/08/2022 tarihli dilekçe ile İzmir Mahkemeleri yetkili olup, davanın açıldığı Ankara mahkemelerinin yetkisiz olduklarını ileri sürmüştür.
Davacı vekili her ne kadar 2918 Sayılı Yasanın 110. maddesindeki ” davacı şirketin Ankara’da bölge müdürlüğü bulunduğu” şeklindeki yetki kuralı nedeni ile Ankara’da dava açtıklarını, bu nedenle Ankara Mahkemeleri ile İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürmüş ise’ de; 2918 Sayılı Yasanın 110. Maddesindeki yetki düzenlemesinin sigorta şirketinin hukuki sorumluluğuna ilişkin olarak zarar görenler tarafından sigorta şirketine karşı açacakları davalar yönünden hüküm öngörüldüğü, bu durumda herhangi bir şube, poliçeyi düzenleyen şube yada bölge müdürlüğünün bulunduğu yerde de dava açılabileceğine ilişkin hükmünün zarar görenleri korumak için yapıldığı, sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki somut olayda olduğu gibi rücu koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlıklar yönünden de 110. Maddedeki düzenlemenin uygulanamayacağı, bu halde genel yetki düzenlemesi dikkate alınarak yetkili icra müdürlüğü ve mahkemenin belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda kaza İzmir’ de meydana gelmiş, davalının yerleşim yeri İzmir olup, davacı şirket merkezinin İstanbul’da olduğu ve poliçenin de İzmir’de düzenlenmiş olması karşısında olayımızda 2918 sayılı yasanın 110. Maddesindeki yetki düzenlemesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, bu durumda icra takibi ve açılan dava yönünden Ankara İcra Müdürlükleri ile Mahkemelerinin yetkili olmadıkları kabul edilmiştir. İcra takibinin yapıldığı müdürlük ile birlikte itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin de yetkisiz olduğu ileri sürüldüğünde, mahkemenin önce kendisinin yetkili olup olmadığını incelemesi, mahkeme kendisinin yetkili olmadığını kabul eder ise yetkisizlik kararı vermeyip icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığını değerlendirmesi, icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu kabul eder ise davaya devam edip, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin yerleşik uygulaması gereği özel dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine karar vermesi gerekmektedir.
İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılmaktadır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK’nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki konusu 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul Kanunu hükümlerine göre belirlenmektedir.
İİK’nın 50. maddesi; “(Değişik: 3/7/1940-3890/1 md.) Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir.
Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” düzenlemesini içermektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, itirazın iptaline ilişkin davanın ve dayanak icra takibinin konu Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında, davalı icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek İzmir İcra Dairesi’nin yetkili olduğunu ileri sürdüğü için mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığı konusunda bir karar vermesi gerekir.
Somut olayda 2918 sayılı yasanın 110. Maddesindeki yetki düzenlemesinin uygulanmasının mümkün olmadığı, genel yetkili mahkeme ve icra müdürlüğünün davalının yerleşim yeri olan İzmir İcra Müdürlüğü ve İzmir mahkemeleri olması gerekmektedir.
İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. Hukuk Genel Kurulunun 06/04/2004 Tarih, 2004/19-410 Esas, 2004/471 Karar sayılı ilamı da belirtildiği gibi öncelikle icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. Diğer yandan hasar ile sonuçlanan kazanın gerçekleştirildiği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir.
Somut olayda, davalı borçlunun adresinin, kazanın gerçekleştiği ve poliçenin düzenlendiği yerlerin İzmir olduğu, tüm bu yerlerin Ankara yargı çevresinin dışında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda icra takibinin yukarıda belirtilen yerlerden birinde açılması gerektiği halde yetkili olayan Ankara’da başlatıldığı, davalının itirazında belirtildiği gibi yetkili icra dairesinin İzmir olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. Şu halde Ankara icra dairesinin yetkili olmadığı ve ortada yetkili icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığı, bu durumun 6100 Sayılı Yasanın 114/2 maddesi uyarınca özel dava şartı olduğu gözetilerek davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın HMK m.114/2, 115/2 uyarınca yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunmasına ilişkin özel dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 725,29 TL’den mahsubu ile artan 644,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …nın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2022