Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/376 E. 2022/365 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/376 Esas
KARAR NO : 2022/365

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı …’ın boşanma davasının bulunduğunu, davalı …’ın dava konusu Konya Kulu’da bulunan … Petrol Ürünleri Nakliyat Ticaret A.Ş’deki hisselerinin tamamını kardeşi diğer davalı …’a muvazaalı olarak devrettiğini, devredilen hisseleri üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için davalı …’a devredilen hisseler üzerine tedbir konulmasına, muvazaalı pay devrinin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketlerin davalı …’ın babasına ait olduğunu, davacının müvekkilinin babasının şirketleri dışında herhangi bir yerde çalışmadığını, şirketlerin ve dava konusu şirketin müvekkilerin babasından müvekkillerine kaldığını, hisse devrinin muvazaalı değil akrabalar arasında ve gerçekte hissenin asıl sahibine iadesi amacıyla yapılmış bir tasarruf olduğunu, müvekkil …’ın hisse devrilerinin hisselerin iadesine yönelik olduğunu, bu devrin müvekkilin davacının kendisni aldattığı tarihten bir yıl önce yapıldığını, dava konusu şirketin babası …’m adını taşıyan (…) ve kuruluşundan beri kardeşler tarafından işletilen bir aile şirketi olduğunu, eğer müvekkilinin gerçekten mal kaçırma gayesi olsaydı hisseleri kardeşine değil, üçüncü bir kişiye devretmesi gerektiğini, miras yoluyla elde edilen mal varlıklarından diğer eşin herhangi bir talep hakkının olmadığını, ayrıca hisselerin bedelsiz devredilmesinden dolayı müvekkili …’ın herhangi bir kazancının olmadığını belirterek davanın reddini talep etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, muvazaa nedeniyle hisse devrinin iptali isteminden ibarettir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine , Ankara BAM 16.Hukuk Dairesinin 2022/801 esas, 2022/840 karar Sayılı kararı ile “….Dava, TBK’nin 19. maddesine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkindir.
Hemen belirtmek gerekir ki 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevi düzenlenmiş olup buna göre “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir.”
Öte yandan bilindiği üzere 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanun’nun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Diğer taraftan, muvazaa nedeniyle açılmış olan davalarda davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK’nin 283/1 m.). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup davanın takip konusu alacağın kaynağının görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur.
Yukarıda açıklandığı üzere somut olayda, davacının muvazaa iddiasıyla davalılar arasında yapılan şirket hisse devrine yönelik tasarrufun iptali isteğinde bulunduğuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olup dava, ticaret mahkemesinin görev kapsamı dışında kalmaktadır. Bu durumda Mahkemece davada genel mahkemenin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile işin esası incelenerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.
Hal böyle olunca, açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, tasarrufun iptali istemine yönelik eldeki davada ticaret mahkemesinin görevsiz olduğu dikkate alınarak usul hükümleri doğrultusunda görevsizlik kararı verilmesi için dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesi yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle mahkememizin 05/07/2018 tarihli 2015/9 esas 2018/579 karar sayılı ilamı kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiş 2019/224 esas sırasından yargılamaya devam edilmiştir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticarî davalardır.
TTK 5/1.maddesi gereği ticarî davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, davacının muvazaa iddiasıyla davalılar arasında yapılan şirket hisse devrine yönelik tasarrufun iptali isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemelerin görevi, dava şartıdır. (HMK m. 114/(1)-c)
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (HMK m.115/(2))
Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.

Eldeki davada İİK’ nun 89/3.maddesine dayalı açılan davada HMK.nun 2. Maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
Ankara Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olduğnda dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.06/06/2022

Katip …

Hakim …