Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/167 E. 2023/67 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/167 Esas – 2023/67
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2022/167 Esas
KARAR NO : 2023/67

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 09/11/2017
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2017 tarihinde meydana gelen kazada, davalı sigorta şirketine ZMMS Poliçesiyle sigortalı olan …plakalı aracın davacıların desteği kızları …’e çarparak ölümüne neden olduğunu; bu sebeple, şimdilik 3000,00’er TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/11/2017 temerrüt tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;…plakalı aracın ZMMS Poliçesiyle sigortalı olduğunu; sigortalının kusuru oranında sorumluluklarının bulunduğunu; 03/11/2017 tarihinde 13.038,10 TL ödeme yapıldığını, rapor alınmasını ve davanın reddini, istediği, istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, 29/08/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasına dayalı olarak destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat talebinden ibarettir.
Mahkememizce taraf delilleri toplanarak SGK yazı cevabı, davalı sigorta hasar dosyası ve poliçesi, ceza soruşturması dosyası örneği, sosyal ekonomik durum araştırmaları celbedilerek dosya içerisine konulmuştur.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle Eskipazar AsCM’nin 2018/3 esas sayılı dosyasında Trafik bilirkişisinden alınan kusura ilişkin raporda sürücü …’in tali, yaya …’in asli derecede kusurlu olduğunun bildirildiği, Mahkememiz tarafından Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda da Sürücü …’in %25 yaya …’in %75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/184 Esas sayılı dosyasında kusura ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti Bilirkişisinden alınan raporda, Sürücü …’in %60 yaya …’in %40 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür. Her üç mahkeme dosyasında alınan kusura ilişkin raporlar arasında çelişki bulunduğu belirlenmiştir.
Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/253 esas sayılı, aynı olaya ilişkin görülen tazminat davasından İTÜ tarfik uzmanlarından oluşan üç kişilik heyetten kusura ilişkin alınan raporda; bilirkişi heyetinin 12/02/2019 tarihli raporunda özetle; dava dışı sürücü …’in olayda %60 oranında, müteveffa yaya …’in %40 oranında kusurlu olduğunu, bildirdiği, mahkememizce de alınan raporun olayın oluş şekline uygun olduğu değerlendirilerek aktüer bilirkişiden belirlenen kusur oranlarına göre destekten yoksun kalma zarar miktarlarının hesaplanması için 12/04/2019 tarihinde alınan raporda davacı anne …’in 52.331,60 TL, davacı baba …’in 25.212,50 TL destekten yoksun kalma tazminatını davalıdan talep edebileceğinin bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin 25/04/2019 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu doğrultusunda davasını ıslah ettiği, ıslah harcını yatırarak ıslah dilekçesini karşı tarafa usulünce tebliğe çıkarttığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, kazaya karışan araç ve müteveffa yayanın kusur durumu, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; 29/08/2017 tarihinde Karabük istikametinden Eskipazar istikametine doğru seyir halinde olan dava dışı sürücü … yönetimindeki …plakalı otomobil ile Üçler mevkiinde olay yeri kavşağına geldiğinde soldan sağa doğru yolu geçmek isteyen 12.06.2014 doğumlu davacıların kızı …’e çarpması sonucunda davacıların murisinin vefat ettiği, meydana gelen trafik kazasında ceza tutanağı kapsamı ile asliye ceza mahkemesinde yapılan yargılama Mahkememiz tarafından Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor, Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/184 Esas sayılı dosyasında alınan rapor ve Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/253 esas sayılı dosyasında alınan rapor kapsamı ile 2918 sayılı Yasa hükümleri gözönünde bulundurulduğunda; dava dışı sürücü … yönetimindeki araç ile yerleşim yeri içinde bir kavşağa doğru seyretmekte iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, gündüz saati aydınlık ortamda yaşı küçük çocuğu görmesi mümkün iken tedbirli davranmadığı meydana gelen olayda tamamen %60 oranında kusurlu bulunduğu, vefat eden yaya …’in ise, yaşının küçüklüğü nedeniyle tehlikenin farkında olmadan yola kontrolsüzce atladığı, meydana gelen olayda %40 kusurlu bulunduğu, bu kusur durumuna göre hesap bilirkişisinin 12/04/2019 tarihli raporu kapsamında belirlenen tutarlar üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti dahilinde ve bu limitle sınırlı olarak sorumlu olması gerektiği, meydana gelen kaza nedeniyle çocuklarını yitiren davacılar yönünden olayın meydana geliş biçimi, kusur durumu, dikkate alınarak Aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarı dikkate alınarak mahkememizden verilen 04/07/2019 tarihli kararın; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 26. Hukuk Dairesi’nin 10/02/2022 tarih, 2019/2317 Esas, 2022/303 Karar sayılı kaldırma kararı ile “….Dava konusu olayda ceza mahkemesi dosyasında kazaya karışan araç sürücüsü ile birlikte kazada vefat eden küçük …’in babası … hakkında da dava açıldığı, maddi olayın değerlendirilmesinde kazanın meydana gelmesinde sürücünün tali kusurlu, çocuk üzerindeki denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyen baba …’in asli kusurlu olduğunun belirlendiğinin anlaşılmasına göre, mahkemece ceza mahkemesince maddi vakıanın belirlenmesinin beklenmediği, baba …’in kusurunun bulunup bulunmadığı ve hukuk davasına etkisinin değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
Bu hale göre hukuk mahkemesi hakimi her ne kadar ceza mahkemesi kararı ile bağlı değil ise de; dava konusu olayda olayın oluşuna ilişkin ceza mahkemesi kararı ile belirlenecek maddi vakıa, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunan kişilerin ve kusur oranlarının belirlenmesi yönünden ceza mahkemesi kararının sonucunun beklenmesi ve ceza mahkemesi kararı ile kesinleşen maddi olgular dikkate alınarak konusunda uzman bilirkişi heyetinden kusur raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına rağmen aynı olay ile ilgili görülmekte olan Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/253 Esas sayılı dosyasında alınan ve denetimden geçmeyen tarafları farklı olan dosyada alınan bilirkişi raporu ile belirlenen kusur oranlarının esas alınmış olması doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Desteğin küçük yaşta vefat etmesi halinde destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek tazminattan düşülmesi gerekir. Yargıtay uygulamasına göre kaza tarihinde gelir elde edecek yaşta olmayan desteğin ölümü sebebi ile desteğin gelir getirecek işte çalışmaya başlayacağı yaşa kadar annenin çalışıyor olması halinde hem anne hem de babanın çocukları için gelirlerinin % 5’i oranında yetiştirme gideri, annenin gelir getiren bir işte çalışmadığının belirlenmesi halinde ise, sadece babanın gelirinden % 5 oranında yetiştirme gideri ayıracağı kabul edilerek hesaplanacak tazminattan indirilmesi gerekir.
Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda desteğin gelir getirecek yaşa kadar davacılar tarafından yapılacak olan yetiştirme gideri belirlenmeden ve tazminattan mahsup edilmeden hesaplama yapılmış olması doğru görülmemiştir. Mahkemece davacıların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak davacı annenin çalışıp çalışmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre davacıların yapacağı yetiştirme giderinin tazminattan mahsubu ile davacıların destek zararının belirlenmesi gerekir.
Ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda tazminat hesabı yapılırken davacıların destekten yoksun kalma zararı belirlendikten sonra en son davalının kusur oranına göre sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi gerekirken destek paylarından önce kusur indirimi yapılmış olması ve işleyecek dönem hesabının da denetime uygun şekilde yapılmamış olması da doğru olmadığından hatalı ve eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Davacılar tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı ve sigorta şirketi tarafından 03.11.2017 tarihinde 13.038,10-TL ödendiği her iki tarafında kabulündedir. Hükme esas alınan aktüerya raporunda davacıların destekten yoksun kalma tazminatı hesabının yapılmasında sigorta şirketi tarafından ödenen miktar yarı oranında davacılara paylaştırılarak güncellenmiş ve belirlenen tazminattan mahsup edilmiş ise de bu hesap şekli Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun değildir.
Mahkemece öncelikle davalı sigorta şirketinden yapılan ödemeye ilişkin belge, hasar dosyası, aktüer raporunun getirilmesi ve davacılar için yapılan ödemelerin ayrı ayrı belirlenmesi ve buna göre hesaplama yapılması gerekirken ödenen tazminatın yarı yarıya tazminattan mahsubu doğru görülmemiştir.
Ayrıca dava açılmadan önce davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığından öncelikle yapılması gereken ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesidir. Bunun için ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak gerçek zarar hesabı sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarı karşılaştırıldığında ödemenin yeterli bulunması halinde zarar görenin zararı karşılanmış sayılır. Dava açılmadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğu anlaşılırsa karar tarihine en yakın veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanmalı ve zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yapılan ödemeye hesaplama yapıldığı tarihe kadar geçen süre için yasal faiz uygulanarak güncellenmeli ve hesaplanan tutardan mahsup edilmelidir.
Burada önemli olan husus ödeme tarihi verilerine göre yani bilinen dönem sonu ödeme tarihi esas alınarak yapılacak hesaplamada gerçek zararın belirlenmesi ve gerçek zarara göre ödemenin zararı karşılayıp karşılamadığının tespitidir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacıların ödeme tarihindeki gerçek zararı belirlenmemiş ve ödeme ile zararın karşılanıp karşılanmadığı denetlenmemiş olduğundan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
4-Davacılar tarafından dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yapılması sonucu 03.11.2017 tarihinde ödeme yapıldığına göre sigorta şirketinin ödeme tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile davacılar vekilinin talebi gibi ödeme tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacılar vekilinin bu hususa ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü gerekmiştir….” şeklinde kaldırılarak, dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizce ilamda belirtilen hususlarda gerekli incelemeler yapılarak meydana gelen kaza nedeniyle kusur durumunun tespiti için Karayolları (eski) Fen Heyetinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetinden 12/09/2022 tarihli rapor alınmış, meydana gelen kazada alınan tüm raporları inceleyerek oluşturulan ve gerekçeleri ile somut olaya uygun olduğu değerledirilen rapora göre, dava dışı sürücü … yönetimindeki araç ile yerleşim yeri içinde bir kavşağa doğru seyretmekte iken daha dikkatli ve tedbirli davranmamakla, gündüz saati aydınlık ortamda yaşı küçük çocuğu görmesi mümkün iken tedbirli davranmadığı meydana gelen olayda tamamen %60 oranında kusurlu bulunduğu, vefat eden yaya …’in ise, yaşının küçüklüğü nedeniyle tehlikenin farkında olmadan yola kontrolsüzce atladığı, meydana gelen olayda %40 kusurlu bulunduğu, bu kusur durumu ve BAM kaldırma ilamı içeriği dikkate alınarak düzenlenen hesap bilirkişisinin 08/01/2023 tarihli raporu kapsamında belirlenen tutarlar üzerinden yukarıda açıklandığı şekilde davalı sigorta şirketinin poliçe teminat limiti dahilinde ve bu limitle sınırlı olarak sorumlu olması gerektiği, meydana gelen kaza nedeniyle çocuklarını yitiren davacılar yönünden olayın meydana geliş biçimi, kusur durumu, dikkate alınarak Aktüer bilirkişi tarafından hesaplanan tazminat miktarı yönünden haklı oldukları, anlaşılmış taleplerin BAM kaldırma ilamı öncesinde yapılan ıslaha göre kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
Davacı anne … için 52.331,60 TL ve davacı baba … için 25.212,50 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/11/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara ödenmesine,
Davacı yanın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
2-Mahkememiz 23/08/2019 tarihli harç tahsil müzekkeresi gereği başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı Anne … için lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
4-Davacı Baba … için lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak adı geçen davacıya VERİLMESİNE.
5-Davacılar tarafından yapılan 4.331,05 TL posta-tebligat-bilirkişi ücreti olmak üzere 31,40 TL başvurma, 31,40 TL peşin harç ve 244,36 TL ıslah harcı toplamı 4.638,21‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının davacılara iadesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair, davacı vekili Av. …’ın yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2023

¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.