Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/143 E. 2022/329 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2022/143 Esas
KARAR NO : 2022/329

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 19/09/2017

KARAR TARİHİ : 23/05/2022
YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı Vekili ; Taraflar arasında meyve nektarı satımını konu alan sözleşme ilişkisi kapsamında davalıya satılıp teslim edilen ürün bedelinin ödenmeyen kısmının tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının itirazı üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı Vekili ; Davalı şirketin merkez adresi itibarı ile Ankara İcra Müdürlükleri ve Ankara Mahkemeleri yetkisiz olup, Lüleburgaz Mahkeme ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, bedeli talep edilen fatura kapsamındaki ürünlerin son kullanım tarihlerinin yakın ya da geçmiş olması nedeni ile iade etmek istediklerini, davacı tarafın iade amacı ile düzenlenen faturaları haksız olarak kabul etmediğini, ödedikleri miktar dışında davacıya borçları bulunmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :

-Davacı alacağının dayanağı olan fatura,
-Tarafların birbirleri için düzenledikleri ihtarnameler,
-Her iki tarafın ticari defterleri ve faturaya konu ürünler üzerinde inceleme yapılarak düzenlenen raporlar,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulüne, davalının Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 10.410,84 TL asıl alacak, 1.093,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.503,98 TL üzerinden iptaline kara verilmiştir. Kararımız davalı tarafından istinaf yasa yoluna başvurusu sonrası Ankara BAM. 22.Hukuk Dairesinin 31/01/2022 tarihli kararı ile ” davalının yemin delili bulunmasına rağmen süresi geçen veya satılamayan ürünlerin iadesi konusunda taraflar arasında yazılı olmayan anlaşma olup olmadığı konusunda yemin hakkını kullanıp kullanmayacağı hatırlatılmadan hüküm oluşturulması yerinde görülmeyerek, kararımız kaldırılıp dosya mahkememize iade edilmiştir.
Taraflar arasında meyve suyu satışını konu alan ticari ilişki bulunduğu, 30/04/2014 tarihli fatura kapsamındaki ürünlerin davalıya teslim edildiği, bu fatura nedeni ile davalı tarafından bir miktar ödeme yapıldığı tartışma konusu değildir.
Davalı taraf fatura kapsamındaki bir kısım ürünlerin son kullanım tarihlerinin çok yakın ya da geçmiş olduğunu, bu ürünleri satmalarının mümkün olmadığını belirtip, davacıya iade etmek istemekte, davalı taraf ise iade gerekçesinin yerinde olmadığını belirtip, ürün bedelinin ödenmesini talep etmektedir.
Davalıdan yukarıda belirtilen ticari ilişki nedeni ile ödenmeyen kısmi alacağı bulunduğu düşüncesinde olan davacı tarafından davalı hakkında Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi başlatılmıştır. Bu icra takibi ile 27/08/2014 tarihli fatura ve cari hesap alacağı nedeni ile 10.410,84 TL asıl alacak ve 2.506,66 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.917,50 TL’nin tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri 12/12/2016 tarihinde tebliğ edilen davalının 16/12/2016 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalı itirazında Ankara İcra Müdürlüğü değil Lüleburgaz İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu, davacıya herhangi bir borçları bulunmadığını ileri sürmüştür.
Davacı ile davalı arasında meyve suyu satışını konu alan ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişkide ürün teslim eden davacının para alacaklısı olması nedeni ile 6098 sayılı BK’nun 89/1 maddesi uyarınca kendi yerleşim yeri olan Ankara’da icra takibi yapması ve dava açmasının mümkün olduğu kabul edilip, hem Ankara İcra Müdürlüğü hem de Ankara Mahkemelerinin yetkisiz olduğuna ilişkin itiraz ret edilerek yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
Taraflar arasında ürün tesliminin yapıldığı tartışma konusu olmayıp, davacı ödenmeyen ürün bedelini talep etmekte iken, davalı taraf bedeli talep edilen ürünlerin son kullanım tarihlerinin çok yakın ya da geçmiş olduğunu, bu nedenle ödeme yapmadıklarını, bu nitelikteki ürünleri davacıya iade etmek istediklerini, bu amaçla düzenledikleri faturaların davacı tarafından kabul edilmediğini ileri sürmektedir. Tarafların bu iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacı ile halen davalı yanında bulunan ürünler üzerinde son kullanma tarihleri de incelenmek sureti ile tarafların birbirlerinden alacakları olup olmadığı, varsa miktarının belirlenmesi amacı ile 01/06/2018 ve 07/12/2018 tarihli bilirkişi raporları alınmıştır.
Her iki tarafın ticari defterlerini inceleyen mali müşavir bilirkişilerin tespitlerine göre, davacı tarafından satılan ürünler ile ilgili tüm faturalar davalı defterlerinde kayıtlı olup, davacı defterinde görünen alacak miktarının davalı defterleri ile de uyuştuğu, davalı tarafından düzenlendiği ileri sürülen iade faturalarının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu hali ile taraf kayıtlarının davacı alacağının miktarı konusunda uyuştukları görülmüştür.
Davalı taraf ödeme yapmamasının gerekçesini bir kısım ürünlerin son kullanma tarihlerinin geçmiş olmasına ve satılamayan ürünlerin davacı tarafından geri alınacağına ilişkin aralarında anlaşma bulunduğuna dayandırmıştır. Davalı kayıtları üzerinde ürünler de yerinde görülmek sureti ile hazırlanan 01/06/2018 tarihli raporda da belirtildiği gibi, davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilen ürünler incelendiğinde, faturaların düzenlendiği tarih dikkate alındığında son kullanma tarihi en yakın olan ürünün 9 ay, sonraki bir kısım ürünlerin 10 ayı aşkın, ürünlerin çoğunluğunun ise henüz bir yılı aşkın süre sonra son kullanım tarihlerinin dolacağı belirlenmiş olup, davalının ürünlerin son kullanım tarihlerinin çok yakın yada geçmiş olduğu şeklindeki savunmasının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin iade kararı yerinde olup, davalının yemin delili bulunması nedeni ile bu hakkını kullanıp kullanmayacağı konusunda uyarı yapılan davalı taraf yemin deliline baş vuracağını belirtip, yemin metnini de hazırlamıştır. İspatı gereken konu ile sınırlı yemin teklif edilmesi mümkün olup, bu nedenle yemin metninde düzeltme yapılıp, son kullanım tarihi yakın yada geçmiş ürünler ile satılamayan ürünlerin davacı tarafından iade alınacağına ilişkin aralarında yazılı olmayan sözlü anlaşma olup olmadığı konusunda yemin etmesi istenilen davacı şirket yetkilisi yemin ettiği için, davalının son kullanım tarihi yakın yada geçmiş ürünler ile satılamayan ürünlerin davacı tarafından iade alınacağına ilişkin aralarında sözlü anlaşma olduğunu kanıtlayamadığı, bu hali ile davacının iade almakta direnmesinin yerinde olduğu kabul edilmiştir.
İcra takibi başlatılmadan önce davacı tarafından ödeme yapılması isteğini içeren 17/11/2015 tarihli ihtarname davalı şirkete 21/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup, verilen 8 günlük ödeme süresinin sonrasında 30/11/2015 tarihinde davalı yönünden temerrüt gerçekleşmiştir. Davacının temerrüt tarihi ile icra takibinin başlatıldığı tarih aralığında davalıdan temerrüt faizi talep etmesinin mümkün olduğu, bu tarihler esas alındığında 07/12/2018 tarihli raporda da belirtildiği gibi, davacının davalıdan icra takibi öncesine ilişkin 1.093,14 TL işlemiş faiz talep etmesinin yerinde olduğu kabul edilmiştir.
Toplanan delillere göre ; Taraflar arasında meyve suyu satışını konu alan ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından ürün satışı ile ilgili olarak düzenlenen tüm faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine yönelik davacının davalıdan 10.410,84 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının düzenlediğini söylediği iade faturalarının davacı tarafından kabul edildiğine ilişkin davacı kayıtlarında bilgiye rastlanmadığı, davalının iddiasının aksine her bir ürün yönünden faturanın düzenlendiği tarih itibarı ile 9 ayı aşkın süre sonra ancak son kullanım tarihinin dolacağının belirlendiği, davalının satılamayan veya süresi geçen ürünlerin davacı tarafından iade alınacağına ilişkin aralarında sözlü anlaşma bulunduğunu davacı yetkilisinin teklif edilen yemini kabul edip yemen de etmesi nedeni ile kanıtlayamadığı, bu hali ile davacının davalıdan 10.410,84 TL asıl alacak, 1.093,14 TL işlemiş faiz nedeni ile alacaklı olduğu, tarafların her ikisi tacir olduğu için davacı alacağına avans faizi uygulanmasının yerinde olduğu, hüküm altına alınan alacak miktarı likit nitelikte olup, davalının haksız itirazı nedeni ile bu alacağa ulaşılması geciktirildiği için hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınması gerektiği kabul edilip, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Ankara …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 10.410,84 TL asıl alacak, 1.093,14 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 11.503,98 TL üzerinden İPTALİNE,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlı avans faizi uygulanmak sureti ile takibin DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 11.503,98 TL’nin %20’sine karşılık gelen 2.300,80 TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ÖDENMESİNE,
Fazla istemin REDDİNE,
Alınması gereken 785,84 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 220,60 TL’nin mahsubu ile bakiye 565,24 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 220,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 252,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 1.413,52 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.

Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 232,00 TL, keşif harcı 253,80 TL ve bilirkişi ücreti 2.250,00 TL olmak üzere toplam 2.735,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.436,43 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 79,00 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 8,64 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı şirketi temsile yetkili …nin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/05/2022

Katip …

Hakim …