Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/99 E. 2023/69 K. 01.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2021/99 Esas
KARAR NO : 2023/69

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2016
KARAR TARİHİ : 01/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 15/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirkete 10/04/2016 tarihli… nolu 11.500,00 TL ve 29/07/2016 tarihli 037925 nolu, 137.802,90 TL tutarlı iki adet fatura düzenlediğini; fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18541 E. sayılı takip dosyasından icra takibi yapıldığını ve itiraz edildiğini; bu sebeple, itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; taraflar arasında yapılan işlerin bir kısmı için imzalanan 07/12/2015 tarihli “… Oto Etimesgut Mekanik Tesisat ve Egzoz Gaz Tahliye Sistemi Tamamlama İşleri Yapılması İşi Sözleşmesi”nin 29. maddesine gereğince yetki itirazlarını geri çektiklerini; taraflar arasındaki sözleşmeli ve sözleşmesiz iş ilişkilerinin tamamının tasfiye edildiğini; yapılan işlerden biri yönünden ödenen bedelin mükerrer istendiğini ve diğeri yönünden ise yapılamayan iş bedelinin talep edildiğini; sözleşmenin toplam 11.500,00 TL tutarlı olduğunu ve bu bedelin “1 nolu hakediş faturası malzemeli işçilik” olarak yansıtıldığını; sözleşmenin malzemesiz olduğunu, malzemenin müvekkilince karşılandığını; …. nolu faturaya dayalı alacak bulunmadığını; müvekkilinin 29/07/2016 tarihli ve … numaralı faturayı deftere işlemiş olmasının kabul anlamını taşımayacağını; davacı tarafından, İstanbul Kartal … … Servisleri işinde, takibe konu 29/07/2016 tarih ve …. numaralı faturada yazılı işlerin yapılmadığını; bu nedenle, davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini, savunmuştur.
DELİLLER :
1-Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18541 E. sayılı takip dosyası,
2-Taraf defter ve kayıtları,
3-Bilirkişi raporu,
4-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava; faturalardan doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18541 E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlu hakkında, 30/09/2016 tarihi itibariyle,
11.500,00 TL 10.04.2016 tarihli (037857) fatura,
516,08 TL işlemiş faiz.
31.000,00 TL 29.07.2016 tarihli (037925) fatura,
+ 481,56 TL işlemiş faiz
43.497,64 TL alacağın tahsili istemiyle takip yapıldığı; borçlunun 17/10/2016 tarihinde borca ve yetkiye itiraz ettiği ve takibin durduğu; 26/10/2016 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Davalı vekili icra takibine yaptığı yetki itirazını geri çektiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmiştir.
Taraflar arasında, 07/12/2015 tarihli, 10.000,00 TL+KDV tutarlı, “… Oto Etimesgut Mekanik Tesisat ve Egzoz Gaz Tahliye Sistemi Tamamlama İşleri Yapılması İşi Sözleşmesi”nin imzalandığı konusunda ihtilâf yoktur. Dosya kapsamından bu sözleşme dışında da yanlar arasında yazılı olmayan sözleşme ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır.
İcra takibi iki adet faturaya dayalıdır. Birincisi “1 Nolu Kesin Hakediş Faturası” açıklamasıyla düzenlenen, (037857) sıra numaralı ve 10.000,00 TL+%18KDV=11.800,00 TL bedelli olup, %3 GV stopajı tenzili ile 11.500,00 TL tutarlıdır. Bu fatura, yanlar arasındaki 07/12/2015 tarihli eser sözleşmesini teyit etmektedir. İkinci fatura ise, “Ankara Etimesgut … ve İstanbul Kartal … Servislerinin Hava, Su, Atıkyağı, Ekzos Tahliye Yağ Tesisatı ve Yağ Tanklarının Malzemeli Montaj Bedeli Faturası” açıklamasıyla düzenlenen, (037925) sıra numaralı ve 116.797,37 TL+%18KDV=137.220,90 TL bedelli olup, 31.000,00 TL olan kısmı icra takibine konu edilmiştir.
İhtilâf, borç bulunup bulunmadığı ve varsa miktarı ile tazminat isteminin haklı olup olmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanağa yansıtılmış, tüm deliller toplanmış, taraf defter ve kayıtları incelenmiş ve bilirkişiler korulunun görüşü alınmıştır.
Bilirkişiler Sn. …….’un 12/02/2018 tarihli raporlarında; dava konusu iki faturanın davacı defterinde kayıtlı olduğunu; 2016 yılında 93.000,30 TL tahsil edildiğini ve davalının 6.041.60 TL faturasıyla toplam 99.041,90 TL’nin tenzili ile 50.279.00 TL davacı defterinde alacak kaydı bulunduğunu; davalı defterinde, dava konusu iki fatura veresiye (açık hesap) yapım gideri olarak davacı alacağına kayıt edildiğini; davacıya 2016 yılında toplam 93.000,30 TL ödendiğini, 08/06/2016 tarihli 372030 nolu 6.041,60 TL bedelli faturası ile 30/09/2016 tarihli …. nolu 27.044 TL bedelli iade faturasıyla davacı alacağından mahsup edilerek 126.085,90 TL olduğunu ve sonuçta takip tarihi itibariyle 149.320,90 –(7.000+126.085,90)= 16.235,00 TL davacının bakiye alacağı bulunduğunun kayıtlı olduğunu; defterler arasında : 7.000,00 TL+27.044,00 TL (iade faturası) toplamı fark bulunduğunu; her iki faturanın da tarafların ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu; birinci faturanın 11.500,00 TL olduğunu ve bu fatura tutarından fazla olarak 45.000,00 TL ödeme kaydına rastlandığını ve dolayısıyla birinci faturaya yapılan itirazın haklı olduğunu; ikinci faturanın ise 137.820,00 TL tutarlı olduğunu ve 61.041,90 TL ödeme bulunduğunu ve dolayısıyla kısmi takip edilen 31.000,00 TL yönünden itirazda haklılık bulunmadığını, mütalaa etmişlerdir. Bilirkişilerin, dosyaya, bilgi ve belgelere ve defter ve kayıt incelemesi sonucu ulaşılan görüşleri Mahkememizce benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Dava, faturalardan kaynaklanan alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK’nın 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında, takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıl olup takip dayanağı belgelerden başka belgelere dayanılmasına olanak bulunmamaktadır. Takip dayanağı yapılabilecek güçte olup da takipte dayanılmayan belgenin itirazın iptali davasında ispat vasıtası olarak kullanılması da mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, itirazın hükümden düşürülmesi ana başlığı altında düzenlenen itirazın iptali davası, takip hukuku içinde ve takip talebiyle sıkı sıkıya bağlantılı ele alınması gerekmekte olup sonucuyla da takibin devamına etkili bir dava türüdür ve takip talebinde dayanılan borç ve borcun sebebi ile bağlılık asıldır. Dolayısıyla, tüm ticarî ilişki yerine icra takibinde münhasıran iki faturaya dayanılması sebebiyle, takiple sıkı sıkıya bağlılık kuralı nedeniyle ayrı ayrı değerlendirme yapılacaktır.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm delillerden, bilgi ve belgelerden ve bilirkişilerin 12/02/2018 tarihli raporundaki tespitlerden; taraflar arasında akdedilen 07/12/2015 tarihli 10.000 TL+KDV=11.800 TL bedelli sözleşme yapılmış olduğu; davacı tarafından bu sözleşme kapsamında 01/04/2016 tarihli kesin hakediş faturası adı altında 11.500,00 TL tutarında fatura düzenlendiği ve bu faturanın icra takibine esas alındığı; söz konusu faturanın her iki taraf defterinde kayıtlı olduğu; davalı şirket kaydına göre sözleşme tarihinden başlamak üzere 01/04/2016 tarihine kadar bilirkişi raporunda ayrıntılı yapılan inceleme sonucu tabloda yer alan 45.000,00 TL ödeme bulunduğu ve 45.000,00 TL ödemenin yazılı sözleşme bedelinden fazla bulunduğu anlaşıldığından bu fatura yönünden yapılan itirazın haklı olduğu, belirlenmiştir. İkinci faturanın ise, 29/07/2016 tarihli 037925 nolu 137.820,00 TL tutarlı olduğu ve kısmi 31.000 TL olarak talep edildiği, görülmektedir. Bu faturada davalı defterinde kayıtlıdır. Hatta davalı vekili yanıt dilekçesinde, “Davalı müvekkil şirketin 29/07/2016 tarih ve Seri A Sıra 037925 numaralı faturayı defterine işlemiş olmasının, bu faturada adı geçen işlerin tamamlanmasını kabul gibi bir anlamı yoktur…” diyerek faturanın deftere kayıtlı olduğunu kabul etmektedir. Faturanın deftere kaydı, işlerin yapıldığına ilişkin karine teşkil eder. Davalı bu karinenin aksini dosya kapsamından usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. Bilirkişi raporunda ayrıntılı yapılan inceleme sonucu tabloda yer alan 61.041,90 TL ödeme bulunmaktadır. Bu tutarın asıl faturadan tenzili ile bakiye kalacak alacak takibe esas alınan 31.000,00 TL’den fazla olup bu sebeple, ikinci fatura yönünden 31.000,00 TL alacağa yönelik itirazda haklılık bulunmamaktadır.
Davalı vekiline mahsubu gereken harcamalara ilişkin olarak delillerini yazılı olarak sunması istenmiş, davalı yazılı ve usulüne uygun delillerle mahsubu gereken harcamaları ispat edememiş, sözleşmenin 4.8 maddesinde taşeronun tüm usta ve işçilerinin iaşe, konaklama, ulaşım vs. giderlerini kendisi karşılayacaktır denildiğini, savunmuştur. Yanlar arasındaki 07/02/2015 tarihli yazılı sözleşmeye ilişkin eser sözleşmesinden dolayı “1 Nolu Kesin Hakediş Faturası” düzenlendiği ve bu faturanın davalı defterinde de yer aldığı, belirlenmiştir. Kesin hakediş faturası ilgili olduğu sözleşmedeki taleplerin kesin hakedişle sonlandığını gösterir ve bu sebeple bu sözleşmeden dolayı mahsup istemi haklılık kazanmaz. Taraflar arasındaki sözlü sözleşmeye dayalı olarak yapılan işler ve kesilen ikinci fatura yönünden ise mahsuba ilişkin sözlü sözleşme bulunduğunun davalı tarafından yazılı delillerle ispatı gerekir. Davalı bu yönde yazılı delil sunamamıştır. Hatırlatılması üzerine davalı vekili 14/05/2018 tarihli dilekçesinde, yemin deliline dayanmadıklarını beyan etmiştir. Dolayısıyla davalının mahsuba ilişkin iddiasını ispat edememiştir. Bu sebeple, davanın 31.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin istemin reddine dair Mahkememizden verilen 23/05/2018 tarihli kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin 2018/1560 Esas, 2020/1362 Karar sayılı, 29/12/2020 tarihli ilamıyla “….Taraflar arasında düzenlenmiş olan 07/12/2015 tarihli sözleşmenin 4.8.maddesinde taşeronun tüm usta ve işçilerinin sigortalı olacağı, SGK prim ödeme ve işçilik bordrolarını işverene vereceği, taşeronun tüm usta ve işçilerinin iaşe, konaklama, ulaşım vb. giderlerini kendisinin karşılayacağı, böylelikle davacının tüm usta ve işçilerine ait giderlerinin sözleşme bedeline dahil olduğu düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözlü sözleşme açısından da, eser sözleşmesi kapsamında karine, yüklenicinin tüm gider ve masraflar da dahil olmak üzere sözleşme bedeli kapsamında işi yapıp teslim etmesidir.
Somut olayda ise davalı tarafça davacı adına, davacı işçilerine yönelik iaşe, konaklama ve SGK ödemeleri gibi ödemeler yapıldığı ve bir kısım malzemelerin kendisi tarafından alındığı iddia edilmiştir. Bu savunma mahsup talebine ilişkin olup, ticari defterlere itiraz edilmeksizin kaydedilen faturalardan ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bu kapsamda mahkemece alınan bilirkişi sadece faturalar ve ödemelerin değerlendirilmesiyle görüş bildirildiği, davalının davacı adına yapıldığı belirtilen ödemeler yönünden herhangi bir değerlendirme yapıldığına dair açıklama yapılmadığı, bu rapora karşı davalı vekilince itiraz da edildiği, buna karşın mahkemece bu itirazları karşılar nitelikte ek rapor alınmadığı anlaşılmış, Dairemizce de mahsup iddiasına ilişkin teknik bilirkişi raporu olmadığından değerlendirme yapılamamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılması gerekin iş, taraflar arasındaki 07/12/2015 tarihli yazılı sözleşmenin 4.maddesindeki hüküm ve sözlü sözleşmeye dair yukarıda ki karine dikkate alınarak davalı tarafça, davacının yükümlülüğünde bulunan giderlerin kendisi tarafından karşılandığına yönelik ödeme ve bu kapsamda mahsup savunması değerlendirilerek ve 12/02/2018 tarihli bilirkişi heyeti raporuna davalı tarafından yapılan itirazlar yönünden ek rapor da alınmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır…” denilerek kaldırıldığı, kaldırma ilamı dikkate alınarak eksik deliller toplanmış ve taraflarca beyanda bulunulduktan sonra alanında uzman bilirkişi heyetinden ek raporlar alınmış ve bilirkişi raporlarına göre davalı tarafından davacı nam ve hesabına Eğitim harcaması olarak 777,60 TL, SGK Primi + vergisi olarak 12.780,35 TL ödeme yapıldığını, yemek bedeli olarak gösterilen 7.200,00 TL’nin ise davacı çalışanları için yapılıp yapılmadığının anlaşılamadığı bildirilmiştir. Bu durumda davacının alacağından davacı nam ve hesabına yapılan Eğitim harcaması olarak 777,60 TL, SGK Primi + vergisi olarak 12.780,35 TL’nin düşülmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu sebeple, davanın 29.720,15 TL yönünden kısmen kabulüne ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmelidir.
Davalının temerrüte düşürüldüğü ispatlanamadığından icra takibindeki faiz istemi yerinde görülmemiştir.
Somut olayda; uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmakta ise davada faturalara dayanılmaktadır. Faturalardan doğan, alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı istemi yerinde görülmüştür.
Davacının, red edilen kısım yönünden takibe geçmesi haksız olmakla birlikte kötüniyeti ispatlanamadığından, davalının koşulları bulunmayan tazminat istemi evvelki kararda reddedilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile;
Davalının Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/18541 Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 29.720,15 TL asıl alacak üzerinden iptaline,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlı yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Hüküm altına alınan 29.720,15 TL’nin %20’sine karşılık gelen 5.944,03 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı yanın yasal koşulları bulunmayan tazminat isteminin reddine,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 2.030,18 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 742,84 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.287,34 TL’nin, istinaf ilamı öncesi 11/09/2018 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan tahsili istenilen 1.374,77 TL’den çıkartılarak geriye kalan 87,43‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Davacı tarafça yapılan; 4.930,93 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 3.369,10 TL’si ile 742,84 TL peşin harç ve 29,20 TL başvurma harcı toplamı 4.141,14 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin giderlerin, davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan 804,30 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre takdiren 254,75 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 9.200,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 9.200,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekili Av. ……, Davalı Vekili Av. ……..’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/02/2023

Katip …
E-İmza

Hakim …
E-İmza

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.