Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2022/625 K. 24.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/671 Esas
KARAR NO : 2022/625

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 05/11/2021

KARAR TARİHİ : 24/10/2022
YAZIM TARİHİ : 16/11/2022
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili ; Taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile düzenlenen 27/11/2019 tarihli faturada 1.800 adet ( 75 koli) Türk Kahvesi satışı yapıldığı halde hata sonucu ürün bedeli bölümünün sıfır olarak gösterildiğini, bu hatayı fark ettikten sonra 14/08/2020 tarihinde 30.618,00 TL bedelli yeni bir fatura düzenlediklerini, alacakları ödenmediği için bu kez icra takibi başlattıklarını, icra takibinin davalının haksız itirazı üzerine durdurulduğunu belirtip, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Ankara mahkemeleri yetkisiz olup Antalya mahkemelerinin yetkili olduklarını, sonradan bedeli fatura düzenlenerek talep edilen ürünlerin bedelsiz ve promosyon amaçlı olarak kendilerine verilmesi nedeni ile ilk faturada bedel yer almadığını, bunun unutmadan kaynaklanmadığını belirtip, davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası,
-27/11/2019 ve 14/08/2020 tarihli davacı faturaları,
-Davalının tacir olduğuna ilişkin yazı cevabı,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her iki tarafın beyanlarından anlaşıldığı gibi, davacı ile davalı arasında davacının ürün satıcısı, davalının ise alıcı olduğu ticari ilişki bulunmaktadır. Bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya satılıp teslim edilen ürünler için 27/11/2019 tarihli fatura düzenlenmiştir. Bu fatura kapsamında davalıya teslim edilen 1800 adet (75 koli) Türk Kahvesi 500G Flatbattom isimli ürün için bedel sıfır olarak gösterilmiş, yanı bu ürün için bedel öngörülmemiştir. Davacımız ilk faturanın düzenlenmesinin üzerinden yaklaşık dokuz ay süre geçtikten sonra bu kez aynı ürünler için 14/08/2020 tarihli faturayı düzenlemiş ve bu ürünler için fatura bedeli olan 30.618,00 TL yi davalıdan talep etmiştir. Davalı bu ürünlerin bedelsiz ve promosyon amaçlı verildiklerini düşündüğü için ödeme yapmamıştır.
Davalıdan alacaklı olduğu düşüncesinde olan davacı tarafından davalı hakkında Ankara …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi başlatılmıştır. İcra takibi ile 14/08/2020 tarihli faturaya dayanılarak 36.618,00 TL nin tahsili talep edilmiştir. Ödeme emri 20/10/2020 tarihinde tebliğ edilen davalının 24/10/2020 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalı itirazında icra takibi için Ankara icra müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, davacıya borçları olmadığını söylemiştir.
Ankara İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğu ileri sürülmekle birlikte, yetkili icra müdürlüğünün neresi olduğu bildirilmediği için usulüne uygun şekilde yapılmış yetkisizlik itirazının bulunmadığı, ayrıca davacının yazılı olmayan sözleşmeden kaynaklanan para alacaklısı olup BK nun 89. Maddesi uyarınca kendi yerleşim yeri olan Ankara ‘da icra takibi yapması mümkün olduğu için icra müdürlüğünün yetkisiz olduğu şeklindeki itirazın ve aynı gerekçe ile Ankara Mahkemelerinin yetkisiz olduğu şeklindeki itirazın da yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı şirket tacir olup, yapılan araştırma sonucu davalının da tacir olduğu, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeni ile somut uyuşmazlık açısından ticaret mahkemelerinin görevli oldukları kabul edilmiştir.
Tarafların kayıtları incelenerek hazırlanan iki ayrı bilirkişi raporu ile dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının toptan ürün satışı yaptığı, davalının ise Antalya’daki işletmesinde kullanmak üzere davacıdan uzun yıllardır ürün satın aldığı tartışmasızdır.
Davacı tarafından düzenlenen 27/11/2019 tarihli faturada bedelsiz gösterilen ve 14/08/2020 tarihli fatura ile bedelli hale getirilip alacak talep edilen faturanın ilk faturadan yaklaşık 9 ( dokuz) ay sonra düzenlenmiş olması, bir kısın ürünler için bedelsiz gösterilen 27/11/2019 tarihli faturanın her iki tarafında defterlerinde kayıtlı olması, davacının hataya dayandığını ileri sürdüğü fatura yönünden faturaya itiraz süresi içerisinde yeni faturayı düzenlememiş olması nedeni ile süresinde itiraz edilmeyen faturaya dönüşen 27/11/2019 tarihli faturadaki bedelsizlik, yani fatura içeriğinin hem davalı hem de davacı yönünden kesinleştiği kabul edilmiştir.
29/07/2022 tarihli raporu düzenleyen bilirkişi tespitinde de belirtildiği gibi, faturada bedelsiz olarak gösterilen ürünlerin tacirler arasındaki olağan uygulama gereği promosyon amaçlı verilen ürünler için düzenlendiğinin kabulü gerektiği, 27/11/2019 tarihli ilk faturadaki bedelsizliğin bu nedenle oluşturulduğu, yani bir kısım ürünlerin promosyon amaçlı ve bedelsiz olarak davalıya satılıp teslim edildiği, bu nedenle davacının ikinci bir fatura ile promosyon ürünler için bedel talep etmesinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan delillere göre ; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen 27/11/2019 tarihli faturada bir kısım ürünlerin davalıya promosyon amaçlı olarak verilmesi nedeni ile bu faturada bu ürünlerin bedelsiz gösterildiği, bu durumun davacıdaki yanılmadan kaynaklanmadığı, davacının ilk faturayı düzenledikten sonra davaya konu ettiği alacağına dayanak olan faturayı 14/08/2020 tarihinde ve faturaya itiraz süresi içerisinde düzenlemediği, bu durumda ilk faturanın her iki taraf yönünden içerik itibarı ile kesinleştiği, ilk faturada bedelsiz olarak yer alan ürünler için daha sonrasında da bedel talep edilemeyeceği, bu nedenle icra takibine konu alacağa yönelik olan davalı itirazının haklı nedene dayandığı için davacının itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı, davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalının kötü niyet tazminatı isteme koşullarının gerçekleşmediği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötüniyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalının koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteğinin reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 369,79 TL’nin mahsubu ile artan 289,09 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. ….’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/10/2022

Katip …

Hakim …