Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/666 E. 2021/767 K. 26.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/666 Esas – 2021/767
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/666 Esas
KARAR NO : 2021/767
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/08/2021
KARAR TARİHİ : 26/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17/08/2021 günü geçirdiği trafik kazası nedeniyle yaralandığını, bu nedenle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava; tazminat isteminden ibarettir.
Davacı …’in 17/08/2021 tarihinde meydana gelen trafik kazasına istinaden haksız fiile dayalı olarak davalılar ; sürücü davalı … , araç maliki … ve hakkındaki dava iş bu dosyadan tefrik edilen …Sigorta A.Ş. Aleyhine maddi manevi tazminat istemli olarak Ankara …Asliye Hukuk Mahkemesinde 27/08/2021 tarihinde dava açtığı, mahkemece Ankara Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle… E.K. Sayılı ilamıyla 31/08/2021 tarihinde görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizin 2021/666 esasına kaydedilen davanın tensip aşamasında : Davalılardan sigorta yönünden, dava zorunlu ticari arabuluculuğa tabi olmakla Davacı vekiline muhtıra çıkarılmasına karar verilmiş, çıkarılan muhtıraya verilen cevaptan davalı sigorta yönünden zorunlu arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı, davanın mahkememizde esas numarası almasına kadar yapılmış bir başvuruda bulunmadığı açıkça anlaşılarak dava şartları bakımından karar verilmek üzere Davalı Sigorta yönünden davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiştir. Bu halde iş bu dava yönünden davalılardan gerçek kişi araç sürücüsü ile araç maliki yönünden davanın sürdürülmesi gerektiği açık olup mahkememiz görevli değildir.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticarî davalardır.
TTK 5/1.maddesi gereği ticarî davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Yargıtay 19. HD.’nin …K. sayılı kararında özetle;”Mahkemece, görülen davanın hukuki niteliği itibariyle davalının davacı şirketle olan iş akdine aykırı davranması nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğu, her ne kadar bono, kambiyo senedi olarak TTK’nda düzenlenmiş ise de kambiyo senedinin doğumuna neden olan temel ilişki işçinin iş akdine aykırı davrandığı iddiasına dayandığı, davalının tacir olmadığı, davanın TTK’ nda sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliği bulunmadığı, davada iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş..” verilen görevsizlik kararı onanmıştır. Aynı şekilde Yargıtay 15. HD.’nin …K. sayılı kararlarında yine; “6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. İşin ticari iş olması davanın doğrudan ticaret mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Davacı ve davalının tacir olmadığı anlaşıldığından her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği için davaya bakmaya ticaret mahkemesi görevli olmayıp asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmelidir. Bu nedenle mahkemece davanın görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddi gerekirken esasın incelenip davanın reddine karar verilmesi ve Antalya Bölge Adliyesi 7. Hukuk Dairesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına bozulması uygun bulunmuştur.” temeldeki ilişkinin de ticari davaya vücut vermesi gerekmektedir.
Somut olayda; yukarıda açıklanan gerekçelere göre, davalılardan sigorta yönünden açılan dava tefrik edilerek mahkememizin 2021/724 esas sırasına kaydedilip dava şartları yönünden karar verilmiş olmakla , diğer gerçek kişiler yönünden sürdürülen iş bu davanın mutlak ticari dava olmadığı gibi davalıların da tacir olmadığı anlaşılmaktadır.
Mahkemelerin görevi, dava şartıdır. (HMK m. 114/(1)-c)
Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. (HMK m.115/(2))
Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.

Eldeki davada TTK m. 4/1 uyarınca; “her iki tarafın tacir olması” koşulu gerçekleşmediğinden ve uyuşmazlık mutlak ticarî davalardan olmadığından; TTK m.5 gereğince, Mahkememizin görevsizliğine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 Sayılı HMK’nın 114/1, 115/2, 6502 Sayılı Yasanın 83/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden REDDİNE, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğunun TESPİTİNE,
3-Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
5-Mahkememizin kararı da İstinaf yasa yoluna başvurulmadan kesinleşir ise iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluşacağı için sorunun çözümü, görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla dava dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
Mahkememizin görevsizlik kararı İstinaf edilir ise verilecek kararın sonucuna göre belirlenecek mahkemede yargılamaya devam edilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.26/11/2021