Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2021/879 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/65 Esas – 2021/879
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/65 Esas
KARAR NO : 2021/879

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 229,958,55-TL’lik cari alacağın tahsili için Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın vekalet ücretini, faizi, masrafı ve harcı ödemeden sadece cari alacağı takip tarihinden sonra davacı şirketin banka hesabına ödeyerek icra takibine itiraz ettiğini, dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ancak görüşme sağlanamadığını, davacı şirketin alacağın tahsili için süre verme zorunluluğu bulunmamasına rağmen 25.08.2020 tarihinde, davalı tarafa mail yoluyla ihtarname göndererek 2 gün içerisinde borcun davacı şirketin banka hesabına yatırılmasını talep ettiği, gönderilen maile davalı taraf bir dönüş yapmadığı gibi kendisine verilen 2 günlük süre içerisinde bir ödeme yapılmadığını, mail yoluyla gönderilen ihtarnamenin hukuken geçerliliğinin bulunmadığını, davalı şirketin 07.07.2020 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacı şirketin davalıdan olan alacağının vade tarihinin 07.07.2020 tarihi olduğu, dolayısıyla davacı şirketin borcunu zamanında ödemeyen davalıya borcunu ödemesi için süre verilmesi zorunluluğunun bulunmadığını, davalı şirket aleyhine 26.08.2020 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın takip açıldıktan 2 gün sonra yani 28.08.2020 tarihinde asıl alacak olan 229.958,55-TL’yi davacı şirketin banka hesabına yatırdığını, davalı şirket tarafından verilen itiraz dilekçesinde 2 günlük süre içerisinde borcun tamamen ödendiği gerekçesiyle borcun tamamına ve ferilerine itiraz edildiğini, mail yoluyla gönderilen ihtarnamenin bir geçerliliğinin bulunmadığını, davalının takip tarihinden sonra borcu ödeyerek borcu açıkça kabul ettiğini, ancak vekalet ücretini ödemediğini, vekalet ücretinin 18.410,32-TL olarak hesaplandığını, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2012/2616 Esas 2012/4422 Karar sayılı ve 28.06.2012 tarihli kararında, ‘Takip konusu borcun takip tarihinden sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce ödenmesi, borçluyu temerrütten kurtarmakla birlikte takibe sebebiyet verdiğinden takip masrafları ve vekalet ücreti yönünden borçlu sorumlu olacağından, davacı alacaklı bu kalemler yönünden itirazın iptalini ve takibin devamını istemekte haklı olduğunu, bu durumda davacının takip masraflarını ve vekalet ücretini haricen ödenen borç miktarına bağlı olarak talep hakkı bulunduğu gözetilerek, itirazın bu yönden iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır’ gerekçelerine yer verildiği belirtilerek cavalı aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline, bakiye alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, borçlunun bakiye alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini iddia ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Lokasyon Beysukent Projesi için 25.09.2019 tarihli Malzeme Alım Sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeye istinaden davacı tarafın malzeme tedarikine başladığını, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başka projelerde de devam ettiğini, taraflar arasındaki cari hesap hareketlerinin aktif olarak devam ettiğini, davacı tarafın icra takibi başlatılmadan önce davalı şirkete 25.08.2020 tarihinde davaya konu alacağın tahsili için elektronik posta yolu ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin 26.08.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı şirket tarafından ihtarname ile verilen 2 günlük süre içerisinde 28.08.2020 tarihinde davacı tarafa ödeme yapıldığını, icra takibinin 2 günlük süre dolmadan başlatıldığını, Yargıtay kararlarına göre ödeme emri tebliğ olmadan itfa edilen borca yönelik verilerin talep edilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirket temerrüde düşmeden davacı tarafın kötü niyetli oalrak icra takibi başlatıldığını, temerrüdün şartlarının edimin ifasının mümkün olması, borcun muaccel olması ve borçluya ihtar yapılmış olması olduğunu, dava dilekçesinde davacının kendi göndermiş olduğu ihtarnamenin geçersiz olduğu, iddiasının hiçbir hukuki alt yapısının bulunmadığını, zira hukuken davalı şirketin temerrüde düşürülmesi için ihtar yapılmasının gerektiğini, Yargıtay uygulamalarına göre ihtarnamede verilmesi gereken en az sürenin 3 gün olması gerektiğini, TBK’nın 123. Maddesinde karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde borçlunun temerrüde düşmüş sayılabilmesi için TBK 117. Maddede sayılan genel koşulların yanında TBK 123. Maddede düzenlenen özel koşulların da aranması gerektiğini, davlı şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın haksız şekilde davalı şirkete karşı icra takibi başlattığını, bu nedenle talep miktarının %20’sinden az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatının talep edildiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı taraf, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, 229.958,55 TL’lik cari hesap alacağı için davalı hakkında Ankara … Müd’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalı tarafın takip tarihinden sonra cari hesap alacağı tutarını davalı şirketin banka hesabına ödeyerek takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu, vekalet ücretini, faizi, masrafı ve harcı ödemek istemediğini, kendileri tarafından davalı tarafa mail yolu ile gönderilen ihtarnamenin hukuken geçerliliği olmadığını, geçerli olsa bile davalı tarafın borcunu kendisine verilen 2 günlük sürede ödemediğini, bu nedenle temerrüde düştüğünü ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise savunmalarında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, aktif olarak devam eden cari hesap hareketleri mevcut olduğunu, davacı şirketin davalı şirkete 25/08/2020 tarihinde mevcut cari hesap alacağını ödemesi için elektronik posta yolu ile bir ihtarname gönderdiğini, bunun 26/08/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, 2 gün içerisinde talep edilen tutarın ödenmesinin istenildiğini, ihtarname üzerine şirket yetkililerinin karşılıklı görüşerek ödeme yapılması konusunda anlaştıklarını ihtarname ile verilen 2 günlük süre içerisinde yani 28/08/2020 tarihinde takip talebine konu edilen tutarın tamamının ödendiğini, ancak davacı şirketin ihtarname ile kendilerine verilen 2 günlük süre dolmadan sürenin 1.günü icra takibi başlattığını, bu nedenle takibin açıkça kötüniyetli yapıldığını, bu nedenle takipten kaynaklanan ferilerden davalının sorumlu tutulamayacağını, davanın reddi gerektiğini ileri sürmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan bakiye cari hesap alacağının ödenmesi için davalı tarafa verilen süre dolmadan davacı şirketin icra takibi başlatıp başlatmadığı, bakiye cari alacak tutarı olan 229.958,55 TL’yi takipten sonra davacı hesabına ödediği anlaşılan davalı şirketin icra vekalet ücretinden sorumlu olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf delileri toplanmış, davacı tarafın e-posta yolu ile gönderdiği ihtarname ile davalı tarafın cari hesap alacağına yönelik ödemesini gösterir dekont kapsamı ile Ankara … Müd.’nün … esas sayılı dosyası incelenmiş, dosya kapsamı üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Hesap bilirkişisi …. tarafından düzenlenen 02/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Türk Borçlar Kanunu’nun 100. Maddesi hükmü esas alınarak yapılan dosya hesabında, dosya borcunun 261.082,39-TL olarak hesaplandığını, yapılan ödeme ve tahsil harcı düşüldüğünde davacı şirketin alacağının 25.903,79-TL olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilecek olması halinde 5.180,76-TL olarak hesaplandığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin bilirkişi raporu doğrultusunda davasını 25.903,79 TL üzerinden ıslah ettiği, ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından davalı tarafa gönderilen 25/08/2020 tarihli mail eki yazıda davalı şirketin 229.958,55 TL’lik borcunu bildirimin ulaşmasından itibaren 2 gün içerisinde nakden ve defaten ödenmesinin istendiği, ancak verilen 2 günlük süre dolmadan 26/08/2020 tarihinde Ankara … Müd.’nün … esas sayılı dosyasında bu tutar üzerinden ilamsız icra takibine geçildiği görülmüştür. Tarafların kabulünde olduğu üzere taraflar arasında süregelen ticari ilişki çerçevesinde cari hesap alacağının ödenmesi için davacı şirket tarafından davalı tarafa mail yolu ile 2 günlük ödeme süresi verilmiş olması dikkate alındığında davacı şirket tarafından bu sürenin dolmasının beklenmesi gerektiği, her ne kadar davacı taraf vadenin 07/07/2020 olup, davalı şirketin bu tarihte temerrüde düştüğünü, dolayısıyla borcun ödenmesi için yeniden süre verilmesi gerekmediğini ileri sürmüş ise de mail yolu ile davalı şirkete 2 günlük süre vermesinin bu süreyle ifayı kabule rıza gösterdiği anlamına geleceği ve davacı yönünden kendisini bağlayacağı, bu halde verilen bu süre içerisinde cari hesap alacağını ödediği dosya kapsamındaki dekonttan sabit olan davalı aleyhine verilen süre dolmadan girişilen icra takibinde davalı şirketin takip masraflarından sorumlu tutulamayacağı, bu masraflara verdiği süre dolmadan takip yapan davacı şirketin katlanması gerektiği kanaatine varılarak yerinde olmayan davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiş, takip haksız olmakla birlikte kötüniyetli görülmediğinden yasal şartları bulunmayan tazminat istemlerinin de reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Yasal şartları bulunmayan icra inkar ve kötüniyet tazminat taleplerinin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 187,30 TL harçtan çıkartılarak artan 128,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığına,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2021