Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2021/601 K. 04.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2021/589 Esas
KARAR NO : 2021/601

DAVA : Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 04/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 29/07/2020 tarihli dilekçesinde; … İcra Dairesi … E. sayılı dosyasında asıl borçlu … ile araç kiralama işi ile uğraşan alacaklı/davalı … arasında araç kiralama sözleşmesi kurulmuş olduğunu, söz konusu kira akdi ile kiralanan araç kaza yapmış ve aracı kiralayan davalı, asıl borçlu tarafından imzalanan açık senedi dayanak alarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatmış olduğunu, müvekkili kefil sıfatı ile borçlu göstermiş olduğunu, Müvekkili …’nun beyanı üzerine araç kazasından 1 hafta sonra davalı tarafından araç kiralama ofisine çağırılmış ve kendisine yedek şoförlük sözleşmesinin emniyete verilmesi gerektiğinden bahisle işbu sözleşme müvekkile imzalatılmış olduğunu, yedek şoförlük sözleşmesi dışında müvekkilinin başka hiçbir şeye imza atmamış olduğunu, müvekkilinin takibe dayanak senedin hiçbir yerine yahut araç kiralama sözleşmesine imza atmamasına karşın … İcra Dairesinin ilgili dosyasında bulunan senette müvekkile ait olduğu iddia edilen imza bulunmakta olduğunu, söz konusu imzanın Adli Tıp Kurumu tarafından incelenerek, müvekkil dışında başka birisi tarafından imzalandığına ilişkin olarak iddialarının mevcut olduğunu, bu doğrultuda imza incelemesi yapıldıktan sonra müvekkil bakımından borçlu olmadığının tespit edilmesi gerektiğinden, söz konusu bononun araç kira sözleşmesine istinaden verilmesinden dolayı görevli mahkemeniz nezdinde işbu davayı açma zaruriyeti hasıl olduğunu, söz konusu icra dosyasında bulunan kambiyo senedi 19.000 TL olduğunu, taraflar arasındaki hukuki araç kiralama ilişkisi gereğince 500 TL üzerinden anlaşmış olduğunu, müvekkilin kısa çalışma ödeneği ile geçinen asgari ücretli çalışan olduğunu, bu sebeplerle ve resen gözetilecek nedenler doğrultusunda öncelikle teminatsız şekilde ilgili icra dosyasına tedbir konularak takibin durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte ise icra müdürlüğü veznesine yatırılan paranın alacaklı/davalıya ödenmemesine dair tedbir konulmasına, … İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile kambiyo senedine özgü haciz yolu ile başlatılan icra takibinin dayanağı kambiyo senedinde müvekkile ait olduğu iddia edilen imzanın bilirkişi marifetiyle incelemesi yapılarak müvekkile ait olmadığının ve müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile alacağın %20’den aşağı olmamak üzere zararın davalıdan tahsiline ve menfi tespit davamızın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 23/11/2020 tarihli cevap dilekçesi ile; dava konusu edilen Cubuk İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dayanağı bononun, ttk hükümleri gereği kambiyo senedi olduğunu, kambiyo senetlerine ilişkin davalar mutlak ticari dava olduğunu, bu sebeplerle kamu düzenine ilişkin olduğundan ve ilgili hükümler gereği, iş bu davanın Ticaret Mahkemesin de açılmaması sebebi ile davanın öncelikle görev yönünden reddini talep ettiklerini, davaya ilişkin müvekkili tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davacı-borçlu aleyhine 10.09.2019 düzenleme tarihli, 19,000.00- TL bedelli senede dayanarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatılmış olup, davacı- borçlu tarafından yasal süresi içerisinde herhangi bir şikayet yoluna gidilmeyerek takibin kesinleşmiş olduğunu, huzurdaki dava da davacı tarafça iddia edilen hususlar; gerçeğe aykırı,mesnetsiz, hukuki dayanaktan yoksun, borçtan kurtulmak amaçlı kötüniyetli iddialar olduğunu, söz konusu senet üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı iddiası da gerçeğe aykırılık teşkil etmekte olduğunu, söz konusu senet üzerindeki imza davacıya ait olduğunu, Bilirkişi incelemesi neticesinde de söz konusu imzanın davacının kendisinin el ürünü olduğu hususu açığa kavuşacak olduğunu, Davacı tarafın beyanları hakikati ihtiva etmediğinden, beyanlarımızın doğruluğu dosya muhtevasıyla ve ilgili TTK hükümleriyle de sabit olup, davacının haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı ikame ettiği gün gibi ortada olduğunu bu sebeplerle, kötü niyetli olarak davacı tarafından açılmış işbu haksız davanın reddine, Davacı-Borçlu tarafın güncel faiz ve masraflarla birlikte tüm alacak miktarı üzerinden %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafça takibe konulan bonoya, davacı tarafından kefil olarak imzalanıp imzalanmadığı, bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulup doldurulmadığı, bono nedeniyle davacının davalı yana borçlu olup olmadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı, hususlarına ilişkindir.
Dava, kira sözleşmesi gereğince verildiği tarafların kabulüne olan senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda, dava konusu senedin temelinde araç kira sözleşmesi bulunduğu, araç kira sözleşmesi gereği düzenlenen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Dava ve cevap dilekçesi içeriğinden uyuşmazlığın taraflar arasındaki araç kiralama sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesinde, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ve bu davalara karşı açılan davaların, dava konusunun miktar veya değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görüleceği düzenlenmiştir.
HMK 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevi dava şartlarından olup, aynı yasanın 115/1.maddesinde mahkeme dava şartları mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılacağı düzenlenmiş, yine 115/2 maddesinde ise dava şartı noksanlığı halinde davanın usulden reddine, karar verileceği düzenlenmiş olmakla, her ne kadar … Sulh Hukuk Mahkemesince Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava konusu sözleşmenin tipik bir araç kiralama sözleşmesi olduğu, bu sözleşme gereğince ödenmeyen kira alacağı için düzenlenen dava konusu senede istinaden takip yapıldığı ve davacının da davalılara herhangi bir borcunun olmadığını iddia ettiği anlaşıldığından açıklanan maddi vakıalar ve hukuki düzenlemeler karşısında mahkememizin görevli olmadığı, işbu davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla, davanın mahkememizin görevsizliğine ilişkin karşı görevsizlik kararı verilmesi gerektiği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
HMK m.114/1-c, 115/2 uyarınca göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine,
… Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduklarının tespitine,
Daha önce … Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen ve yasa yolundan geçmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı ile dava dosyası mahkememizde gönderilmiş olup mahkememizin görevsizliğine ilişkin bu kararın da yasa yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na gönderilmesine,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru dolduğunda dava dosyasının görevli … Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
Süresi içerisinde görevli mahkemeye dava dosyasının gönderilmesi için başvuru yapılmaz ise dosyanın re’sen ele alınıp Mahkememiz tarafından açılmamış sayılması kararı verilmesine,
Yargılama harç ve giderleri hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dosyanın görevli mahkemede davaya devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK 331/2 maddesi gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
04/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.