Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/55 E. 2021/887 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/55 Esas
KARAR NO : 2021/887

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2015
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahne sistemleri ve teknolojisi alanında afaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile gerek kendi üretimi olan gerekse elinde bulunan malzeme ve makinelerin satışı konusunda sözleşme imzalandığını, davalıya ürünlerin teslim edildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davalıya teslim edilen malların aynen teslimini mümkün olmadığı takdirde şimdilik 100.000,00 TL’nin ödenmesini, bedelsiz kullanım karşılığı olmak üzere şimdilik 10.000,00 TL kira alacağının ödenmesi ve işçilik edeli olarak da şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının müvekkiline teslim ettiği iddia edilen malzemelerden bir kısmının teslim edilmediğini, herhangi bir sözleşme imzalanmadığını, teslim edilen malların hepsinin muhafaza edildiğini ve talep halinde iade edilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, satış sözleşmesine dayalı açılan alacak davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine, Ankara BAM 22.Hukuk Dairesinin 2019/1644 esas, 2020/1578 karar Sayılı kararı ile “….İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı taraf sahne sistemleri teknolojisi alanında faaliyet gösterdiğini, Temelli’de bulunan fabrikasından üretim yaptığını, davalı şirket ile gerek kendi üretimi olan gerekse elinde bulunan malzeme ve makinelerin satışı konulu sözleşme yapılarak, sözleşmeye istinaden 49 adet malzemenin davalıya 26/03/2014 tarihinde ve sonrasında kısım kısım teslim edildiğini, ancak davalının teslimden itibaren bu malzemeleri kullanmasına rağmen malların bedelini ödemediğini ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise davacı şirketin kendi isteği ile herhangi bir teslim, kira, kullanım hakkı gibi bedel talepleri olmadan davacı iş yerinde yer açmak amacıyla 26/03/2014 tarihinde malzemeleri davalının iş yerine getirerek bedelsiz kullanılabileceğinin ifade edildiğini, taraflar arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle parasal taleplerin kabul edilmediğini, ürünlerin mevcut olup, aynen iadesine hazır olduklarını savunduğu görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında bir sözleşme bulunup bulunmadığı, var ise niteliği ve davacının alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır.
Mahkemece bir hesap uzmanı, bir makine mühendisi, bir mali müşavir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi heyetinin 19/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının davalıya gönderdiği malzemelerin tutanakla, sayılarak teslim edilmiş olması, davacının teslim ettiği malzemelerden(6 mt x 1,5 mt x 1mt. ebadındaki) 1 Takım Truss kalıbı/bağlantı parçalarının, davalının dükkanın bodrum katına, beton kırılarak vinç yardımı ile davalının kendi maddi imkânları ve mesaisi ile yerleştirildiğinin davalı tarafından beyan edilmesi (davalının savunması gibi sadece depolanmak üzere gönderilse idi bu ameliyeye gerek bulunmayacağından hareketle), raporun 4.10 kısmındaki e-posta içeriğinden davacının gönderdiği malzemenin satış amaçlı olduğunun anlaşılması, 4.11’deki mailin satış ilişkisini teyid etmesi karşısında dava konusu malzemelerden teslim edildiği ispatlananların şifahi olarak kurulmuş satış akdi içerisinde davalıya teslim edildiğinin değerlendirdiği, yanlar arasında teslime konu malzemelerin bedeli konusunda bir mutabakat yapılmadığı ve/veya yapılmış olsa bile dosyada ispatlanmadığından malzemenin davalıya teslim edildiği tarihteki durumu, niteliği nazara alınarak piyasa rayicine göre bedelinin belirlenmesi gerektiği, dosyada malzemenin değerini belirlemeye yeterli bilgi (yaşı, kapasitesi , durumu, ayıplı olup olmadığı hususları) bulunmadığından bu amaçla mahallinde keşif icrası gerekebileceği veya tarafların bu konudi beyanda bulunmaları halinde satış değerinin tespit edilebileceğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti 14/07/2017 havale tarihli raporlarında mahallinde keşif yapılmasının gerekebileceğini beyan etmesi karşısında mahkemece mahallinde 11/05/2018 tarihinde bilirkişi heyeti eşliğinde keşif yapılmasına karar verilerek keşif yapılmış, keşif sonrası bilirkişi heyetinin rapor tanzim aşamasında heyette yer alan inşaat mühendisi bilirkişi …’nın 12/05/2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla onun yerine heyete makine mühendisi bilirkişi Doç. Dr. …ın dahil edilerek yerinde inceleme yetkisi verilmesi sureti ile bilirkişi heyetinin rapor tanzim etmesi sağlanmış, yeniden oluşturulan heyet tarafından dosyaya ibraz edilen en son 08/04/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; mahallinde gerekli inceleme ve tespitler neticesinde 11/03/2019 tarihi itibari ile davalı iş yerinde 49 adet alüminyum kutu profil, 577 takım podyum masası köşe aparatı, 1502 adet ayak plastikleri, 29 adet eski versiyon podyum masası, 43 adet podyum masası köşe profili, 1 adet yeni versiyon podyum masası profili, 1 adet tig kaynak makinesi miller marka, truss kalıbı ve bağlantı parçaları sistem grubunun davalı iş yerinde mevcut olduğu, bu malzemelerin o günkü piyasa rayiç bedellerine göre 145.870,95 TL olduğu, yapılan tespitlerde 1858 adet M10 civata, 14 adet bağlantı kelebeği, 1937 adet 65 mm bağlantı kelebeği, 4650 adet M10 civata CNC torna işçiliği yapılmış malzemelerin ise davalı iş yerinde bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı yanca taraflar arasında satım sözleşmesinin var olduğu iddia edilmiş olup, bu iddianın kanıtlanması gerekmektedir. Dosya kapsamında bulunan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan maillerin ya da ürünlerin davalının dükkanın bodrum katına, beton kırılarak vinç yardımı ile davalının kendi maddi imkânları ve mesaisi ile yerleştirildiğinin davalı tarafından beyan edilmesi (davalının savunması gibi sadece depolanmak üzere gönderilse idi bu ameliyeye gerek bulunmayacağından hareketle) ile satım sözleşmesinin varlığı kabul edilmiştir.
Satım sözleşmesinin esaslı unsurları, satılan şey, semen ve tarafların satılan şey ile semenin değiştirilmesi hususundaki anlaşmalarıdır. Mahkemece bu esaslı unsurların taraflar arasındaki ilişki de var olup olmadığı üzerinde yeterince durulmaksızın davalının bu malzemeleri davacının kendi isteği doğrultusunda bila bedel herhangi bir talebi bulunmaksızın kendi iş yerinde yer açılması ve bedelsiz kullanımı amacıyla kendisine teslim edildiğine ilişkin savunmasını usulünce ispatlayamadığı gerekçesiyle ispat yükünde yanılgıya düşülerek taraflar arasında ürünlerin davalıya satım sözleşmesi kapsamında teslim edildiğinin kabulünde isabet bulunmamaktadır.
Dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde taraflarca taraf defter ve kayıtlarına delil olarak dayanılmış olup, her iki yan tarafından da ticari defter ve kayıtların bulunduğu yer incelenmek üzere mahkemeye bildirilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelenmemiştir.
Ayrıca davacı yanca dava dilekçesinde aynen teslim ile birlikte bedelsiz kullanım karşılığı zarar ile kira alacağının ödenmesi ve işçilik bedeli talep edilmiştir. Davalı yanca cevap dilekçesinde teslim tutanağında yazılı tüm malların işçilik bedeli ve nakliyet masrafları ile diğer tüm masraflarının davacı yana ait olması koşulu ile aynen iade etmeye hazır oldukları bildirilmiştir. Daha sonra davacı yanca ıslah dilekçesi verilerek aynen teslime ilişkin talebi mal bedelinin tahsiline çevrilerek bu kalem alacak 145.870,95 TL olarak ıslah edilmiştir. Davacının aynen teslim talebinin davalı tarafından kabul edilmesinden sonra mahkemece davacı yanca yapılan ıslahın kabulünde de isabet bulunmamakta olup, davacı yanca satım sözleşmesinin varlığının usulüne uygun delillerle ispat edilememesi halinde aynen teslim hususunda karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mal bedeline hükmedilmesi de yerinde değildir.
Ayrıca mal bedelinin tespitine ilişkin raporda yapılan hesaplamaya davalı yanca gerekçeleri de gösterilmek suretiyle itiraz edilmiş olup, mahkemece bu itirazlar üzerinde yeterince durulmaksızın denetime ve tetkike elverişli olmayan bilirkişi raporuna istinaden hüküm tesis edilmesi de isabetsizdir.
Açıklanan gerekçelerle HMK’nın 353/1-a.6. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararı kaldırılarak, dosyanın yukarıda belirtilen gereken araştırmaların yapılması için yerel mahkemeye gönderilmesi gerekmiştir….” gerekçesiyle mahkememizin 13/06/2019 tarihli …. karar sayılı ilamı kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiş 2021/55 esas sırasından yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında bir sözleşme bulunup bulunmadığı, var ise niteliğinin ne olduğu, davacının alacağının kapsamının ne olabileceği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı taraf, taraflar arasında bir satım sözleşmesi bulunduğunu iddia ettiğine göre bu hususun öncelikle usulünce davacı tarafından kanıtlanması gerektiği açıktır.
Mahkememizce Ankara BAM 22.HD’nin kararı ile uyuşmazlık konuları dikkate alınarak tarafların ticari defter ve kayıtları incelenerek rapor düzenlenmesi için mali müşavir bilirkişi atanmış, rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişinin tarafların ticari defter ve kayıtlarını inceleyerek düzenlediği 09/07/2021 tarihli raporunda özetle; davacı ile davalı firma arasında 2014 yılında başlayan ticari alım satım ilişkisi olduğunu, davacı tarafından davalı tarafa 2014 yılında 86.989,39 TL, 2015 yılında 52.077,80 TL olmak üzere 2014-2015 yıllarında toplam 139.067,19 TL fatura düzenlediği tespit edildiğini, davacı ve davalı Defterlerinin Açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı tespit edilmiş olup ticari defterlerin 6102 Sayılı Yeni TTK’nın 64. maddesinde ifade edilen belirli kanuni şartları taşıdığının görüldüğünü, davacı defterlerinde işlem göre en son 2016 yılı kayıtlarına göre, davalının 10.182,17 TL borç bakiyesinin olduğunu, davalı defterlerinde işlem göre en son 2016 yılı kayıtlarına göre, davalının borç ya da alacak bakiyesinin olmadığını, tarafların ticari defter bakiyeleri arasındaki farkın, dönem sonlarında var olan döviz hesaplarının yeniden değerlemesi ile yapılan farklılıklardan kaynaklandığını, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemelerinde davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı tarafından davalıya tutanakla teslim edilen konusu malzemelere ilişkin fatura düzenlenmemiş olduğu ve iki taraf kayıtlarında da yer almadığının bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce istinaftan önce düzenlenen 08/04/2019 tarihli bilirkişi heyetinin ek raporu kapsamında davalı iş yerinde varlığı tespit edilen malzeme ve makine grubunun tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları kapsamında yer alan mal alım satımına ilişkin faturalar içeriğinde yer alıp almadığı, özellikle 2014-2015 yıllarına ilişkin bu değerlendirmenin yapılara k yeniden rapor düzenlenmesi için bilirkişiden ek rapor istenilmiş, mali müşavir bilirkişinin 22/11/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı ile davalı firma arasında 2014 yılında başlayan ticari alım satım ilişkisi olduğunu, davacı tarafından davalı tarafa 2014 yılında 86.989,39 TL, 2015 yılında 52.077,80 TL olmak üzere 2014-2015 yıllarında toplam 139.067,19 TL fatura düzenlediğini, davacı ve Davalı Defterlerinin Açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında yapıldığı tespit edilmiş olduğunu, ticari defterlerin 6102 Sayılı Yeni TTK’nın 64. maddesinde ifade edilen belirli kanuni şartları taşıdığını, davacı defterlerinde işlem göre en son 2016 yılı kayıtlarına göre, davalının 10.182,17 TL borç bakiyesinin olduğunu, davalı defterlerinde işlem göre en son 2016 yılı kayıtlarına göre, davalının borç ya da tarafların ticari defter bakiyeleri arasındaki farkın, dönem sonlarında var olan döviz hesaplarının yeniden değerlemesi ile yapılan farklılıklardan kaynaklandığını, davacı tarafından davalıya düzenlenen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından yapılan ödemelerinde davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı tarafından davalıya tutanakla teslim edilen konusu malzemelere ilişkin fatura düzenlenmemiş olduğu ve iki taraf kayıtlarında da yer almadığının bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, Ankara BAM 22. HD Başkanlığının kararı kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları kapsamına göre yargılama konusu olan malların teslim tarihi olan 26/03/2014 tarihi itibariyle tarafların ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir alacak/borç bakiyesi bulunmadığı, en son davacının ticari defterlerinde davalıdan 2016 yılı sonunda 10.182,17 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ise ticari defterlerinde herhangi bir borç bakiyesi bulunmadığı, mali müşavir raporu kapsamına göre defterler arasındaki bu farkın dönem sonu döviz güncellemelerinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki ticari alım satıma ilişkin tüm faturaların her iki taraf defterlerinde usulünce yer aldığı, yine yapılan tüm ödemelerin davacı defterlerinde yer aldığı, dosyamızdaki uyuşmazlık konusu mallar yönünden ise davacının davalıya tutanakla teslim ettiği açık olan bu mallara ilişkin herhangi bir fatura düzenlenmediği, tarafların ticari defterlerinde buna ilişkin bir kayda yer verilmediği, en son alınan mali müşavir ek raporunda bilirkişi tarafından özellikle söz konusu mallara ilişkin fatura düzenlenmediğinin bizzat tespit edildiği, bu durumda davacının yargılama konusunu oluşturan ve 26/03/2014 tarihli tutanak kapsamında yer alan mallara yönelik bir satım akdinin varlığını usulünce ispatlayamadığı, davalı tarafın söz konusu malları teslime hazır olduğunun istinaf öncesi beyan etmesi dikkate alındığında bu malların davalı tarafından davacıya aynen teslimine yönelik talebin kabul edilmesi gerektiği, mahkeme yönünden bağlayıcı olan Ankara BAM 22. HD Başkanlığı’nın 2019/1644 – 2020/1578 E.K sayılı ilamında davacının aynen teslim talebinin davalı tarafından kabul edilmesinden sonra davacı tarafça yapılan ıslahın kabul edilemeyeceğinin belirtilmiş olduğu açıkça anlaşıldığından aynen teslim talebi yönünden davanın kabulü, kira alacağı ve işçilik alacağı talepleri yönünden ise davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın aynen teslim talebi yönünden kabulü ile, 26/03/2014 tarihli tutanak kapsamında davalıya teslim edildiği anlaşılan,
49 adet 55×55 Alüminyum kutu profil (6 metre)
577 takım podyum masası köşe aparatı
1502 adet ayak plastikleri
29 adet podyum masası profili eski versiyon (6 metre)
43 adet podyum masası köşe profili (3 metre)
1 adet podyum masası profili yeni versiyon (6 metre)
1 adet TİG kaynak makinesi (MILLER)
1 takım TRUSS kalıbı ve bağlantı parçaları olarak sayılan ve nitelikleri belirtilen malzemelerin davalı tarafından davacıya aynen teslimine,
2-Kira alacağı ve işçilik alacağı taleplerinin reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 9.964,44 TL harçtan peşin alınan 2.747,92 TL harcın (ıslah harcı dahil) mahsubu ile bakiye 7.216,52 TL. harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 17.807,74 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.565,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 3.232,95 TL’si ile 27,70 TL başvurma, 2.747,92 TL peşin harç (ıslah harcı dahil) toplamı 6.008,57 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan 81,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 7,60 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/12/2021

Katip …

Hakim …