Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/527 E. 2022/241 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/527 Esas
KARAR NO : 2022/241

DAVA : ALACAK (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 05/09/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
YAZIM TARİH : 15/04/2022

DAVA :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle ; ….Parsel nolu taşınmazın %70 hissesinin davalılardan “… Gayrimenkul İmar Yatırım İnşaat San. Tic. A.Ş.”nin %30 hissesinin “…”ne ait olduğunu, bu taşınmazda muhtelif konutların yapımını içeren bir projenin ifası amacıyla müvekkili şirket ile dava dışı “… Konut Yapı Kooperatifi” arasında 18/03/2016 tarihli inşaat sözleşmesinin imzalandığını, kooperatifin taşınmaz maliklerinin yüklenicisi olup müvekkilinin de alt yüklenici olduğunu,
Müvekkilinin alt yüklenici sıfatıyla yapmış olduğu işler nedeniyle 09/06/2016 ile 31/12/2016 tarihleri arasını içeren 2.509.433,90 TL bedelli 1. hakedişin dava dışı yüklenici “… Konut Yapı Kooperatifi” ile imzaladığını, bu hakediş dışında diğer işlerle ilgili olarak müvekkilinin 2016 yılı değerleriyle 4.000.000,00 TL civarında harcamasının mevcut olup, bu harcamalara karşılık “… Konut Yapı Kooperatifi” tarafından müvekkiline sadece 574.425,00 TL’nin ödendiğini, alacakların ödenmesi için gönderilen 19/09/2017 tarihli ihtarname sonrasında 27/09/2017 tarihli cevap ile 18/03/2016 tarihli inşaat sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiğini,

Müvekkilince bu kez 05/10/2017 tarihli ihtarname ile taşınmaz maliklerinden alacaklarının ödenmesinin istenildiğini, ancak talebinin muhtelif bahanelerle reddedildiğini, müvekkilince taşınmazda gerçekleştirilen imalat ve işlerin tespiti ile bedelinin belirlenmesi için Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını,
Taşınmaz maliki davalı aleyhine müvekkili tarafından yapılan işin tespiti ile Türk Medeni Kanunu’nun 893/3-895 maddesi uyarınca yapı alacaklısı ipoteğin tesciline karar verilmesi talebiyle açılan davanın reddine karar verildiğini,
Bu arada davalı arsa malikleriyle davalılardan “… Yapı İnşaat ve Enerji Sanayi Ticaret Limited Şirketi” arasında aynı projenin yapımı için yeni bir sözleşme imzalandığını, yeni yüklenici tarafından müvekkilinin bedelin alınmadığı bloklara gelinerek müvekkilinin ticari levhasının 06/08/2021 tarihinde kaldırılıp bloklara ve şantiyeye el konulduğunu, yeni yüklenici davalı şirketin müvekkilinin yaptığı ama parasını alamadığı bloklarda inşaata başlayarak müvekkilinin haklarını ödemeden haksız kar amaçlı girişimde bulunduğunu,
Davalıların amacının müvekkilinin % 60 seviyesinde bitirdiği bloklardan işe başlayıp hazıra konmak, satışlarını yapıp sebepsiz zenginleşme olduğunu belirterek;
Müvekkili davacının ….Parsel nolu taşınmazda yaptığı imalat ve bu imalatın gerçekleşmesi için harcadığı işler bedelinin şimdilik 2.000.000,00 TL’lik bölümünün davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalılardan “…” vekili cevap dilekçesinde özetle ; zamanaşımı itirazlarının yanı sıra, inşaatın yapıldığı arsada %30 hissedar olan müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmesel bağ bulunmadığını, keza müvekkili kooperatif ile davacının inşaat sözleşmesini imzaladığını söylediği “… Konut Yapı Kooperatifi” ile hiçbir zaman ve hiçbir şekilde sözleşme ilişkisi kurulmadığını, davacı tarafça kendisi ile dava dışı kooperatif arasında eser sözleşmesi konulu davalı arsa malikleri ile arasında herhangi bir sözleşme ilişkisinin olmadığının beyan ve ikrar edildiğini,
Borç ilişkisinin yalnızca taraflar arasında hüküm doğuracağını, 3.kişilerin borç ilişkisinin dışında kalması nedeniyle müvekkili kooperatifin mevcut davada pasif husumet ehliyeti bulunmadığını belirterek, bu nedenle davanın reddi gerektiğini ifade etmiştir.
Davalılardan “… Gayrimenkul İmar Yatırım İnşaat San. Tic. A.Ş.” vekili cevap dilekçesinde özetle ; zamanaşımı itirazlarının yanı sıra inşaatın yapıldığı arsada %70 hissedar olan müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşmesel bağ bulunmadığını,
Müvekkili ile dava dışı “… Konut Yapı Kooperatifi” arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, yazılı şekilde yapılması ve diğer arsa sahibini kapsamaması nedeniyle geçerli olmadığını, kaldı ki yapılan iş bedelinin karşılıklı olarak ibralaşılarak sonlandırıldığını,
Davacı tarafça “… Konut Yapı Kooperatifi”nden nakden ve aynen ödeme aldığı açık ve tartışmasız iken sözleşme ilişkisinin tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan “… Hostıng Bilişim Yaz. ve İnş. Sanayi Dış Tic. A.Ş. (Eski Unvanı: … Yapı İnşaat ve Enerji Sanayi Ticaret Limited Şirketi)” vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı şirket arasında herhangi bir akdi ilişki olmadığı gibi, önceki yüklenici firma “… Konut Yapı Kooperatifi” ile arasında herhangi bir hukuki bağ bulunmadığını, davacının muhatabının alt taşeronu olduğu şirket olması gerektiğini,
Müvekkilinin arsa sahibi olan diğer davalılarla sözleşmesinin bulunup davacının yaptığı imalatlardan herhangi bir kazanımı olmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, davacı şirket ile dava dışı “… Konut Yapı Kooperatifi” arasında mevcut alt taşeron sözleşmesi kapsamında yapmış olduğu imalatların bedelinin, arsa sahibi olan davalılar ile sonradan arsa sahipleriyle yapılan sözleşme kapsamında inşaatı sürdüren diğer davalı şirketten yapılan imalatın arsa sahipleri yararına zenginleşmeye yol açtığı, diğer davalı yönünden bu inşaatın ikmali cihetine gidilmesi suretiyle yarar sağlandığı iddiasıyla tahsili istemine ilişkindir.
Söz konusu dava derdest iken Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde davacı tarafından kendi sözleşmesinin tarafı olan “… Konut Yapı Kooperatifi” aleyhine aralarındaki 18/03/2016 tarihli sözleşme kapsamında alt taşeron sıfatıyla yaptığı işin ödenmeyen bakiye bedelinin tahsili amacıyla açılan dava taraf teşkili sağlanmaksızın 31/01/2022 tarihinde verilen karar ile mevcut dava ile birleştirilmiş ise de, esas davada dayanılan hukuki neden ile birleşen davada alacağa dayanak gösterilen hukuki neden farklılığı dikkate alınarak, söz konusu birleşen dava mevcut davadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı ve dosya kapsamından da anlaşıldığı üzere; davacı şirket ile birleşen ve tefrik edilen davada davalı olan “… Konut Yapı Kooperatifi” arasında 18/03/2016 tarihli inşaat sözleşmesi başlıklı eser sözleşmesi imzalanmış, sözleşme ile davacı alt yüklenici (taşeron) sıfatıyla …. Parsel nolu taşınmazda sözleşme ile kararlaştırılan işlerin kararlaştırılan bedel ile yapmayı üstlenmiştir. Sözleşmede arsa sahibi davalılar ve diğer davalı taraf değildir.
Yüklenicinin, eser sözleşmesi ile iş sahibine karşı üstlendiği işin tamamını veya bir kısmını yaptırdığı kişilere alt yüklenici denir. Alt yüklenici, asıl yükleniciden bağımsız ve kendi hesabına çalışan bir ifa yardımcısıdır.
Alt yüklenici, asıl yüklenicinin işçisi olmayıp, bir ifa yardımcısıdır. Başka bir deyişle, asıl yüklenici ile aralarındaki hukuki ilişki bir hizmet sözleşmesi olmayıp, bir eser sözleşmesidir. Ancak, bu eser sözleşmesi asıl yüklenicinin iş sahibiyle yaptığı eser sözleşmesinden bağımsız ayrı bir sözleşmedir. Bu sözleşme ile alt yüklenici, asıl yüklenicinin yapımını üstlendiği eserin belli bir bölümünü ya da bazı teknik kısımlarını yapıp, asıl yükleniciye teslim etmeyi ve asıl yüklenici de buna karşılık bir ücret ödemeyi üstlenmektedirler. Dolayısıyla ortada iki ayrı eser sözleşmesi bulunmaktadır. Bu ikinci sözleşmede, asıl yüklenici iş sahibi ve alt yüklenici durumundadırlar. Uygulamada, bu ikinci sözleşmeye taşeron sözleşmesi de denilmektedir.
Asıl iş sahibi ile alt yüklenici arasında herhangi bir sözleşme ilişkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, birbirlerine karşı bir hak ileri süremez ve bir talepte bulunamazlar. Herkes, kendi akidine karşı sorumludur.
Bu nedenlerle davacı taşeron ile davalılar arasında akdi ilişki bulunmayıp, var olduğunu iddia ettiği alacağını birleşen ve tefrik edilen davada kendi akdi olan “… Konut Yapı Kooperatifi”nden isteyebileceği, mevcut davada davacı şirket ile davalı olan şirketler arasında akdi herhangi bir ilişki bulunmamakla ve yine yukarıda açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
Esas davada;
Davanın, davalıların taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle sıfat yokluğundan (husumetten) reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 34.155,00 TL’nin harçtan çıkartılarak artan 34.074,30 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,

Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekili Av. …., Davalı Gümüş Koza Kent Yapı KYK vekili Av. …, Davalı … Gayrimenkul vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip 168906
¸