Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/45 E. 2021/173 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/653 Esas
KARAR NO : 2021/208

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 09/12/2020

KARAR TARİHİ : 29/03/2021
YAZIM TARİHİ : 01/04/2021
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ; Davalı ile davacı şirket arasında … plaka sayılı aracın satış ve devri konusunda anlaşmaya varılıp aracın davacıya teslim edildiğini, davacının aracın daha verimli çalışmasını sağlamak için çeşitli tamir ve buna bağlı giderler yapıp aracın önceye ait vergi borçlarını da ödediği halde davalının aracı devir etmekten kaçındığını, bu nedenle yaptıkları giderlerin tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu. görüşmelerin Ankara’da gerçekleştiğini, aracın teslim yeri de Ankara olduğu için icra takibi yönünden Ankara icra müdürlüklerinin yetkili olduklarını belirtip, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Davanın görevli mahkemede açılmadığını, araç devrine ilişkin görüşmelerin … ile yapılmış olması nedeni ile davacı şirketin davacı sıfatı olmadığını, davanın her iki tarafının adresi Ankara Batı Adliyesi yargı alanında bulunduğu için Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadıklarını, yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olmasının itirazın iptali davası yönünden özel dava şartı olduğunu belirtip, davanın usulden reddine, bu talepleri yerinde görülmez ise davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :

-Davacı alacağının dayanağı faturalar,
-Davalının tacir olduğuna ilişkin vergi dairesi yazı cevabı,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı şirketin yetkilisi olan dava dışı … ile davalı … plaka sayılı aracın satış ve devri konusunda anlaşmaya varmış, bu anlaşma üzerine araç davacıya teslim edilmiştir. Davacı aracın daha verimli çalışmasını sağlamak için çeşitli giderler yapıp aracın önceye ait vergi borçlarını da ödemiştir. Davacının iddiasına göre davalı aracı devir etmekten kaçınmıştır. Davacımız bu nedenle yaptıkları giderlerin tahsili için … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibini başlatmıştır. Ödeme emri 25/09/2021 tarihinde tebliğ edilen davalının 26/09/2021 tarihli itirazı üzerine icra takibi durdurulmuştur. Davalı itirazında diğer itirazları yananda icra takibi için Ankara Batı İcra Müdürlüklerinin yetkili olduklarını ileri sürmüştür.
Davacı şirket tacir olup, vergi dairesinin 21/12/2021 tarihli yazılarına göre davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu bildirildiği için davalının da birinci sınıf tacir olduğu, işin tacir olan her iki tarafın ticari işletmeleri ile ilgili olması nedeni ile ticaret mahkemelerinin görevli oldukları kabul edilmiştir.
Davalı taraf hem icra takibi yönünden, hem de açılan itirazın iptali davası yönünden Ankara icra müdürlükleri ile Ankara mahkemelerinin yetkisiz olduklarını ileri sürmüştür. Bu durumda itirazın iptali davası için yetkili icra müdürlüğünde icra takibi başlatılmış olması özel dava şartı olduğu için somut olay yönünden Ankara icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir.
Yetkili icra dairesinin İİK nun 50/1 maddesine göre belirlenmesi gerekli olup, madde metninde açıkça “HMK nın yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanır” şeklindeki düzenleme karşısında yetkili icra dairesinin belirlenmesinde 6100 sayılı yasanın yetkiye ilişkin hükümlerinde çözüm aramak gerekecektir.
Davanın her iki tarafının yerleşim yeri ile şirket merkezinin Ankara Batı Adliyesi yargı çevresinde yer alan SİNCAN ilçesinde olduğu tartışmasızdır. Bu halde genel yetkili icra dairesinin HMK nın 6. maddesi uyarınca davalı borçlunun yerleşim yeri olan Ankara Batı İcra Müdürlükleri olduğu tartışmasızdır.
Davacı vekili sözleşmenin ifa edileceği yerin Ankara olması nedeni ile Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduklarını ileri sürmüş ise de, dava dosyası kapsamında sözleşmenin ifa yerinin Ankara olduğuna ilişkin hiç bir delil olmadığı için aynı yasanın 10/1 maddesinin bu dava yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Davalı vekili aynı zamanda mahkememizinde yetkisiz olduğunu ileri sürmüş olup, yukarıda icra müdürlüğü için açıklanan nedenlerle Ankara Mahkemelerinin de yetkili olmadıkları kabul edilmiştir.
Hem icra müdürlüğü hemde mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş ve somut olayda olduğu gibi icra müdürlüğü ile birlikte mahkememiz de yetkisiz ise de, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin bu konudaki uzun yıllara dayanan uygulamasına göre, mahkememizin yetkisizlik kararı vermeksizin icra müdürlüğünün yetkisine itirazı değerlendirip, icra müdürlüğünü yetkisiz kabul ediyor ise yargılamaya devam edip icra müdürlüğünün yetkisiz olmasının doğurduğu sonuca bağlı olarak karar vermesi gerekmektedir.
Davalının yerleşim yeri Sincan olup, genel yetki kuralı gereği icra takibinin davalı borçlunun yerleşim yerinin bulunduğu Sincan’ın bağlı olduğu Ankara Batı İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatılması gerekir iken yetkili olmayan Ankara İcra Müdürlüklerinde takip başlatıldığı, davalının süresinde icra müdürlüğünün yetkili olmadığı şeklinde geçerli biçimde yetkisizlik itirazında bulunduğu, itirazın iptali davalarının ön koşulunun ise yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun biçimde başlatılmış icra takibi olması gerektiği, özel dava şartı olan bu koşulun olayımızda gerçekleşmediği kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
6100 Sayılı HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri uyarınca yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun şekilde başlatılmış icra takibi bulunması gerektiğine ilişkin özel dava şartı eksikliği nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE,
Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 339,20 TL’den mahsubu ile artan 279,90 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davalı Vekili Av. ….’nın karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2021

Katip …

Hakim …