Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/40 E. 2021/573 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/40 Esas
KARAR NO : 2021/573

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/01/2010
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin üyesi bulunduğu davalı kooperatiften ….yevmiye sayılı ihtarnamesiyle çıktığını, müvekkilinin ayrıldığı yıla ilişkin genel kurulun 05.04.2009 günü yapıldığını, anılan tarihten itibaren 1 aylık süre geçmekle alacağın muaccel hale geldiğini, her ne kadar kooperatifçe 3 yıl erteleme kararı verilmişse de, gerek kooperatife müvekkilinin yerine üye kaydedildiğinden, gerekse usulüne uygun bir erteleme kararı alınmadığını, iş bu davalarına ilişkin emsal mahkeme kararlarının davalarının haklılığını ispat ettiğini, müvekkilinin ortaklıktan çıktığı tarih itibariyle boş üyelik bulunmadığını, müvekkilinin ayrıldığı sırada son üye numarası 355 iken, kooperatifin şu andaki son üye numarasının 377 olduğunu, yani müvekkilinin ayrılmasından sonra en az 22 yeni üye alındığını, ayrıca kooperatifin borçlu olduğu bazı taşeronlara borçlarına mahsuben, toplam değerleri 3.200.000,- TL olan, 6 adet villa 4 adet daire verdiğini, bu hususun, her ne kadar tutanağa yazılmamışsa da, yönetim kurulu tarafından son genel kurulda açıkça ifade edildiğini, Ankara Asliye 1. ve 8. Ticaret Mahkemelerince verilen emsal kararlar da dikkate alınarak; müvekkilinin haklarının muhafazası için henüz satılmamış konutların satılmasının engellenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, şimdilik 10.000,00 TL tutarındaki aidat iadesi alacaklarının davalı kooperatiften, 2008 yılı bilançosunun kesinleştiği genel kuruldan itibaren 1 ay sonraya tekabül eden 06.05.2009 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte alınarak müvekkiline ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin atıfta bulunduğu … Ticaret Mahkemesinin … E. ve Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyaları hususunda da davacı tarafından yanlış bilgi verildiğini, 1. Ticaretteki davanın derdest olup karara bağlanmadığını, 8. Ticaretteki görülen davanın karara bağlanmadığını ancak henüz kesinleşmediğini, kaldı ki söz konusu dava dosyasında yukarıda bahsettikleri davacının üyeliğinin gerçek bir üyelik olup olmadığı hususunun incelenmediğini, davacı tarafın müvekkil kooperatifte gerçek bir üyeliği olmadığı gibi, kooperatiften de herhangi bir hak ve alacağının da bulunmadığını, davacı tarafın hiçbir dayanağı olmayan, son derece kötüniyetli ve de haksız bir alacağın takibi ile müvekkil kooperatifi zarara uğratma kastı taşıdığını, alacak davası ile suç duyurusuna yönelik işlemlerin devam ettiğini, bu nedenle huzurdaki davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, açıklanan nedenlerle, davanın ve tedbir talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Mahkememizce taraflar arasında yapılan yargılama sonucunda mahkememizin 12/10/2015 tarih … karar sayılı ilamı ile davanın reddine dair verilen hükmün vaki temyiz üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 12/10/2015 gün, … karar sayılı bozma ilamı ile “Dava, istifa eden davacının çıkma payı alacağının tahsiline ilişkindir. Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1 nci maddesi ve anasözleşmenin 15 nci maddesi gereğince, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun’un 17/2 nci maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin 15 nci maddesinde “Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir.” hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, erteleme kararı alınmış olsa bile davalı bu karardan yararlanamayacaktır. Gerek davacı yerine üye alınması gerekse alınmaması halinde iade edilecek aidatlar bakımından ifa günü belli olup, kooperatifin temerrüde düşürülmesi için ayrıca ihtar gönderilmesine gerek bulunmamaktadır.
Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.
Erteleme kararı, kooperatife sadece yapacağı geri ödemeleri üç yıla kadar erteleme hakkı verir. Bu sürenin sonunda ortak, yine aynı yasa maddesi ile tip anasözleşmenin 15/1.maddesi uyarınca, yaptığı ödemelerin iadesini, ayrıldığı yılın bilanço tarihinden itibaren bir ay geçtikten sonraki tarihten itibaren faiziyle birlikte geri isteyebilir. Ancak, davacıya yapılacak geri ödeme, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecekse, dolayısıyla erteleme kararı geçerliyse ve dava, erteleme süresi dolmadan açılmışsa, zamanından önce açılan davanın reddi gerekecektir.
Bu aşamada hemen belirtilmelidir ki, böyle bir erteleme kararı alınsa dahi, dava edilmesi durumunda, mahkemelerce öncelikle, ortağın istediği iade alacağının, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin kooperatif kayıtları incelenerek tespit ettirilmesi gereklidir.
Somut olayda, davacının istifa tarihinden sonra 11.05.2008 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda çıkma paylarının ödenmesinin 3 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, daha sonra yapılan 05.04.2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında bu konuda herhangi bir karar alınmamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 07.05.2014 tarih … K. sayılı ilamı gereği, 11.05.2008 tarihinde alınan erteleme kararı usulüne uygun bir erteleme kararı olup davacı açısından hüküm doğurur, ancak bu ertreleme kararının geçerli olabilmesi için çıkma payı alacağının ödenmesi halinde kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşmesi gerekmektedir. Mahkemece ertelemenin geçerli olduğu bu nedenle davanın erken açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşüp düşmeyeceği araştırılmamıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, davacıya çıkma payı ödendiği takdirde kooperatifin malvarlığının tehlikeye düşüp düşmeyeceği ayrıca davacı yerine kooperatife yeni ortak alınıp alınmadığı hususlarında araştırma yapılarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozularak mahkememize iade edilmiş işbu esas sırasına kaydedilerek yargılamaya mahkememizce devam edilmiştir. Bozmadan sonra taraf teşkili sağlanarak taraf vekillerinin bozmaya karşı diyecekleri sorulmuş, usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda davalı kooperatife kooperatife ait defter ve kayıtlarını incelemeye esas bulundurmak üzere süre verilmiş, bilahare kooperatif konusunda uzman bilirkişiden bozma ilamı doğrultusunda rapor istenilmiş, bilirkişinin 11/07/2021 tarihli raporunda özetle; davacının istifasının gerçekleştiği 2008 yılında 4, 2009 yılında 33 kişi olmak üzere bu iki yılda
toplam 37 kişi boşalan üyeliklere ortak olarak alındığını, ancak davacının istifa tarihinde konut kuralarının
çekilmemiş olması nedeniyle davacı adına özgülenmiş bir ortaklık hissesi olmadığından bizatihi davacı yerine alınan yeni bir ortaktan bahsetmenin mümkün bulunmadığını,
davalı kooperatifin ticari defter kayıtlarına göre, 18.02.2008 tarihinde ortaklıktan istifa eden
davacının ayrıldığı yıl genel giderler payı düşüldükten sonra 91.190,53 TL tutarında çıkma payı alacağı
bulunduğunu,
davacının ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosu 05.04.2009 tarihli genel kurulda kabul edildiği için
alacağın bu tarihi takip eden bir aylık sürenin sonu olan 06.05.2009 tarihinde alacağın muaccel olduğunu
ve bu tarihten itibaren alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin 11.05.2008 tarihli genel kurulunda davacı alacağının ödenmesinin üç yıl
ertelenmesine karar verilmişse de davacıya yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye
düşürmeyeceği ve kooperatifin ekonomik ve mali yapısının ertelemeyi haklı kılacak mahiyette olmadığını, bu nedenle davacı alacağının 06.05.2009 tarihinden itibaren talep edilebilir alacak olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller, bozma öncesi yapılan yargılama kapsamı, alınan bilirkişi raporları, bozma ilamları kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının istifa tarihinden sonra 11/05/2018 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda çıkma paylarının ödenmesinin 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği, bu erteleme kararının usulüne uygun bir erteleme kararı olduğu, ancak geçerli olabilmesi için çıkma payı alacağının ödenmesi halinde kooperatif mevcudiyetinin tehlikeye düşmesi gerektiği, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve araştırma sonucu düzenlenen 11/07/2021 tarihli rapor kapsamına göre davacıya yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği ve kooperatifin ekonomik ve mali yapısının ertelemeyi haklı kılacak mahiyette olmadığı, davacı alacağının 06/05/2009 tarihinden itibaren talep edilebilir bir alacak olduğu açıkça anlaşıldığından davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
10.000,00 TL alacağın 06/05/2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsili ile davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 683,10 TL harçtan peşin alınan 148,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 534,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 4.271,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. ….’in yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/09/2021

Katip …

Hakim …