Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/392 E. 2021/481 K. 06.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/392
KARAR NO : 2021/481
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
ESAS NO : 2021/392
KARAR NO : 2021/481

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 12/03/2012
KARAR TARİHİ : 06/07/2021
KAR. YAZ. TAR. : 08/07/2021

Mahkememizin 2012/131E. sırasında kayıtlı olan dosyanın yapılan yargılaması sonunda verilen davanın kabulü kararının temyizi neticesinde Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 30/05/2016 tarih ve …K. sayılı ilâmıyla bozularak gönderilmesi üzerine yapılan yargılamada verilen 23/06/2020 tarih, .. K. sayılı kararının tekrar temyizi sonucunda Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, .. K. sayılı ilâmı ile “yargı yolunun caiz olmaması” gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönünden bozma ilâmı ile gönderilerek Mahkememize yeniden tevzi edilen ve yukarıdaki numarasına kaydı yapılan dosyanın incelenmesi sonucunda:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından 23/02/2011 tarihinde gönderilen yazıda, taraflar arasında imzalanan Sistem Kullanım Anlaşmasının 10.maddesi uyarınca “Maksimum enerji alış ve maksimum enerji veriş kapasitelerinin” aşıldığı gerekçesiyle 5 adet fatura düzenlendiğinin bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından … 1.Noterliğinin 03/03/2011 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile alınan faturalara itiraz edilerek iade edildiğini, 5 adet faturaya ilişkin olarak toplam 791.795,72 TL’nin itirazi kayıtla davalıya ödendiğini, davalının 02/05/2011 tarihli yazısı ile 16/02./2011 tarihli ve 1.017,78 TL tutarında faturanın sehven kesildiğini kabul ettiğini, diğer itirazları kabul etmediğini, yine davalı tarafından gönderilen ve müvekkiline 09/03/2011 tarihinde tebliğ edilen yazıda, Sistem Kullanım Anlaşmasının 10.maddesi uyarınca “maksimum enerji alış ve maksimum enerji veriş kapasitelerinin” aşıldığı gerekçesiyle iki adet fatura düzenlendiğinin bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından gönderilen … 1.Noterliğince düzenlenen 16/03/2011 tarih ve… yevmiye no’lu ihtarname ile anılan faturalara itiraz edilerek fatura asıllarının iade edildiğini, bu iki adet faturaya ilişkin olarak toplam 1.785.383,36 TL’nin itirazi kayıtla davalıya ödendiğini, 16/02/2011 tarihli 172.177,28 TL tutarlı fatura ile 16/02/2011 tarih 136.969,56 TL tutarlı faturaların BK’nın 126.maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, Sistem Kullanım Anlaşmasının 10.maddesine göre ceza uygulanabilmesi için, müvekkili şirket tarafından bir ihlal yapılması, bu ihlalin … tarafından taraflarına tebliğ edilmesi ve ihlalin düzeltilmesi için bir süre verilmesi, bu ihtara rağmen ihlalin sona erdirilmemiş olması gerektiğini, kaldı ki ihtar zorunluluğuna ilişkin bu hususun, Sistem Kullanım Anlaşmasının 2.maddesinde ve Elektrik Piyasasında İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğin 5.maddesinde açıkça belirtildiğini, bu maddeler uyarıca eğer kullanıcı tarafından yine ihlal yapılmış ise bu ihlalin tespit edilerek kullanıcıya ihlali düzeltmek için 30 gün süre verilmesi gerektiğini, bu sürede kullanıcı ihlalini düzeltmez ise yaptırıma maruz bırakılabileceğini, tüm bu düzenlemelere uyulmadan ve müvekkiline bir ihtar yapılmadan kesilen cezai şart içerikli faturaların hukuka aykırı olduğunu, davalının BK’nın 158.maddesi uyarınca seçimlik hakkını akdin icrası yönünde kullandığından cezai şart talep edilemeyeceğini belirterek, müvekkili şirket tarafından davalıya ihtirazi kayıtla ödenmek durumunda kalınan:
Seri J572335 sıra nolu 16/02/2011 tarihli 172.177,28 TL tutarlı,
Seri J572337 sıra nolu 16/02/2011 tarihli 136.696,56 TL tutarlı,
Seri J572338 sıra nolu 16/02/2011 tarihli 288.720,58 TL tutarlı,
Seri J572339 sıra nolu 16/02/2011 tarihli 193.183,52 TL tutarlı,
Seri J572517 sıra nolu 16/02/2011 tarihli 1.780.960,58 TL tutarlı,
Seri J572518 sıra nolu 28/02/2011 tarihli 4.422,78 TL tutarlı,
toplam 6 adet fatura bedeli olan 2.576,161,30 TL’nin 790.777,94 TL’lik kısmı için 10/03/2011 tarihinden, 1.785.383,36 TL’lik kısmı için 24/03/2011 tarihinde itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT:
Davalı vekili, yanıt dilekçesinde kısaca; davanın, davacı şirket tarafından Sistem Kullanım Anlaşmasında belirtilen maksimum enerji alış/veriş kapasitelerinin aşılması nedeniyle düzenlenerek gönderilen sistem kullanım ceza faturalarına ilişkin olduğunu, taraflar arasında imzalanan anlaşma ile Elektrik Piyasasında İletim ve Dağıtım Sistemlerine Bağlantı ve Sistem Kullanımı Hakkında Tebliğ hükümleri gereğince, bir iletim sistemi kullanıcısının hiçbir koşulda sistem kullanım anlaşmasında belirtilen maksimum enerji alış/veriş kapasitelerini aşamayacağını, sözleşmenin “Cezai Şartlar” başlıklı 10.maddesinde kullanıcıların sistem kullanım anlaşmasında yer alan hükümleri ihlal etmesi durumlarında uygulanacak cezai yaptırımların detaylı bir şekilde açıklandığını, tüm ihlal hallerinde önceden beyanda bulunma yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
1-Sistem Kullanım Anlaşması, Bağlantı Anlaşması ve ekleri,
2-Faturalar ve ödeme dekontları,
3-Bilirkişi görüşü,
4-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, sözleşmeden kaynaklanan cezaî ödemelerin haksız alındığından bahisle ödenen bedelin istirdadına ilişkindir.
İhtilaf, davacının maksimum enerji alış kapasitesini aşıp aşmadığı, aştığından bahisle davalı tarafından tahsil edilen ceza bedellerinin haklı olup olmadığı ve ödenen bedellerin istirdadının gerekip gerekmediği, noktasındadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanaklara yansıtılmış, deliller toplanmış, bilirkişi görüşü alınarak; 23/06/2020 tarih, … K. sayılı, karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen işbu kararın temyiz edilmesiyle Yargıtay 15.HD’sinin …K. sayılı ilâmı ile;

“(…)
1-Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça ödenen ceza faturalarının bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
02/12/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanun’un 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 8 nci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen ceza-i şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanun’a Ek Madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bu bağlamda, ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıklarıda kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür (…)”
Gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkememiz, esas ve usul yönünden yasaya uygun olan bozma ilâmına uymuştur.
Somut olayda; Mahkememizce verilen karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yargı yoluna ilişkin bu değişikliğin usul hükmü niteliğinde olduğu, derhal ve kesinleşmemiş tüm uyuşmazlıkları da kapsar şekilde uygulanması gerektiği anlaşıldığından; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara ve Kurul’un takdirine göre;
1.-Dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle, HMK’nın 114/(1)-b ve 115/(2). maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2.- 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 38.256,00 TL harçtan indirilerek artan 38.196,70 TL harcın, karar kesinleştiğinde istemi ve başvurusu halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.-Davalı tarafından yapılan 231,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

5.-HMK m.333/1 uyarınca harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde taraflara iadesine,
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktû vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, davalı vekili Av. …’nin yüzüne karşı; kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/07/2021 tarihinde oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Kâtip
¸ ¸ ¸ ¸