Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/351 E. 2022/702 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/351 Esas
KARAR NO : 2022/702
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 09/06/2021

KARAR TARİHİ : 14/11/2022
YAZIM TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; taraflar arasında 18/04/2019 tarihinde imzalanan geçmiş dönem hizmet alım sözleşmesi başlıklı sözleşme uyarınca çeşitli yasalarda öngörülen teşvikler uyarınca geçmiş dönem iş yeri çalışanlarından teşvik kapsamında olanlarının değerlendirilmesinin, bu kapsamda olan kişiler yönünden iade ya da mahsubu gereken davacı ödemelerinin dava dışı kurumdan tahsil ya da mahsubunun sağlanması için hizmet sunduklarını, bu kapsamda yaptıkları başvuru üzerine teşvik kapsamında işlemler belirlenip davalıya geri ödeme ya da mevcut borçlarından mahsup yapılmak suretiyle kazanç sağladıklarını belirtip, belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin borcun vade tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; davalı şirketin merkezi Kayseri’de olduğu için Ankara Mahkemelerinin yetkili olmadıklarını, taraflar arasında 18/04/2019 tarihli olduğu söylenilen sözleşmenin imzalanmasına gerek olmadığını, çünkü aynı hizmetin alınması amacıyla dava dışı … A.Ş ile 01/01/2018 tarihli ve aynı amaca yönelik sözleşme imzalandığını, davacının iddia ettiği hizmetin dava dışı şirketten alınıp hizmet bedelinin de ödendiğini, davacı tarafından sunulan sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Davacı ile davalı arasında imzalanan 18/04/2019 tarihli sözleşme,
-Davalı ile dava dışı … AŞ arasında imzalanan 01/01/2018 tarihli sözleşme,
-Davalı şirket yetkilisi …’ın …’u şirket işleriyle yetkilendirdiklerine ilişkin …yevmiye numaralı vekaletname örneği,
-Arabulucu anlaşmazlık son tutanağı,
-Davadan önce davacı şirket tarafından davalıya gönderilen 13/07/2020 tarih ve 19298 yevmiye numaralı ihtarname,
-Teşvik yasaları uyarınca davalı şirket adına SGK’da yapılan işlemler, bu işlemler sonucu davalının hak kazandığı iadelerle ilgili yazı cevapları,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; taraflar arasında imzalandığı ileri sürülen sözleşme uyarınca geriye dönük olarak çeşitli teşvik yasaları kapsamında davalının iade alacağının temini için davacı tarafından verilen danışmanlık hizmet bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafın iddiasına göre; taraflar arasında 18/04/2019 tarihli “Geçmiş Dönem Teşvik Hizmet Alım Sözleşmesi” başlıklı sözleşme imzalanmıştır. Davalı şirket adına bu sözleşmeyi … isimli kişi imzalamıştır. Temin edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, davalı şirketin sözleşmenin imzalandığı tarihteki yetkilisi … olup, bu kişinin bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan Silivri 1. Noterliği’nin 17/03/2016 tarih ve 02063 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vekaletnamesi ile çok geniş yetkiler verilen kişi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı bu sözleşme uyarınca teşvik yasaları kapsamında davalıya iadesi gereken prim ya da diğer ödemelerin belirlenmesi için SGK’ya başvurduğunu, yapılan inceleme sonucu teşvik yasaları kapsamında davalıya iade ya da mahsup yolu ile gelir sağladığını belirtip, sözleşmede kararlaştırılan ücretin tahsilini talep etmektedir. Davalı taraf ise; sözleşmeyi şirket yetkilisinin imzalamadığını, aynı amaçla dava dışı … Şirketi ile 01/01/2018 tarihli ve daha öncesine ait hizmet alım sözleşmesi bulunduğu halde davacı ile böyle bir sözleşme imzalanmasına gerek olmadığı, bu nedenle davacının alacak talebinin yerinde olmadığını ileri sürmektedir.
Davacının alacağına dayanak yaptığı 18/04/2019 tarihli “Geçmiş Dönem Teşvik Hizmet Alım Sözleşmesi” sözleşmenin başlığında da açıkça belirtildiği gibi, bu tarihten önceki kimi davalı ödemelerinin teşvik yasaları kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve yasa kapsamında işlem var ise davalıya iadesi ya da mahsubu gereken bedellerin davalıya kazandırılmasına yöneliktir. Her ne kadar sözleşmedeki imza şirket yetkilisi …’a ait değil ise de; bir örneği dava dosyasına kazandırılan Silivri 1. Noterliği’nin 17/03/2016 tarihli ve 02063 yevmiye numaralı vekaletname kapsamı incelendiğinde bu vekaletname ile yetkilendirilen …’un davalı şirketle ilgili bu sözleme de dahil pek çok işlemi yapma konusunda yetkisinin bulunduğu, bu nedenle sözleşmenin davalı şirket yönünden bağlayıcı olduğu kabul edilmiştir.
Davalı taraf şirket merkezinin Kayseri’de bulunduğunu, bu nedenle Ankara Mahkemeleri’nin yetkisiz olduklarını ileri sürmüş ise de; davalı şirket yetkilisi … tarafından verilen geniş kapsamlı vekaletname ile davalı şirket adına sözleşmenin temsilci olarak görevlendirilen … tarafından imzalandığı, bu sözleşmenin davalı şirket yönünden de bağlayıcı olduğu, sözleşmede davacı para alacaklısı olup kendi yerleşim yeri olan Ankara’da bu davayı açmasının HMK’nın 10 ve BK’nın 89.maddeleri uyarınca mümkün olduğu kabul edilip, yetkisizlik itirazı reddedilerek yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
Davalı taraf her ne kadar aynı konuyu içeren ve … Şirketi ile yapılmış 01/01/2018 tarihli sözleşme bulunduğu için davacı ile ayrıca sözleşme yapmalarına gerek olmadığını söylemekte ise de; davacı ile imzalanan sözleşmenin geçmişe yönelik işlemleri kapsadığı, dava dışı … Şirketi ile imzalanan sözleşmenin ise sonraki tarihli işlemlerle ilgili olduğu, bu durumda davacının SGK’dan davalıya iade ya da mahsubunu sağladığı kazandırma var ise sözleşmede belirtilen ücretin davacıya ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacı şirketin alacağı olup olmadığı, SGK ile ilgili yaptığı işlemler, bu işlemler sonucu davalıya iade ya da mahsup edilen ödemeler ile taraf kayıtları incelenmek suretiyle bilirkişilerden 01/06/2022 ve 01/07/2022 tarihli raporlar alınmıştır. Davalı kayıtları üzerinde inceleme yapmak suretiyle hazırlanan 01/06/2022 tarihli raporda davalının davacıya borçlu olduğuna ilişkin kayıt olmadığı, SGK yazı cevapları ve davacı kayıtlarını incelemek suretiyle hazırlanan 01/07/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre ise; davacı tarafından gerçekleştirilen işlemler nedeniyle SGK tarafından davalıya 22.457,35 TL iade ya da mahsup işlemi yapıldığı, sözleşme uyarınca bu miktarın %10’u ve bunun KDV’si dikkate alındığında davacının talep edebileceği alacağının 2.649,97 TL olduğu belirlenmiştir. Bilirkişi raporu düzenlendikten sonra davacı vekili 30/09/2022 tarihli dilekçe ile alacağını 2.649,97 TL’ye yükseltmiş, ayrıca 895,77 TL de işlemiş faiz talebinde bulunmuştur. Bu dilekçe davalı tarafa tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir.
Toplanan delillere göre ; davacı şirket ile davalı şirket yetkilisinin özel vekaletname ile yetkilendirdiği … arasında 18/04/2019 tarihli “Geçmiş Dönem Teşvik Hizmet Alım Sözleşmesi” imzalandığı, bu sözleşme kapsamında çeşitli teşvik yasaları uyarınca davalı tarafından yapılan ödemelerin teşvik yasaları kapsamında olup olmadığının belirlenip, yasa kapsamındaki iade ya da mahsup işlemi yapılmak üzere geçmişe yönelik hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, vekaletname kapsamı itibariyle sözleşmeyi imzalayan …’un mevcut sözleşmeyi davalı şirket adına imzalama yetkisi bulunduğu, sözleşmeden doğan borçların bu nedenle davalı şirkete ait olduğu, davacı tarafından teşvik yasaları kapsamında SGK’ya yapılan başvurular sonucu davalıya toplam 22.457,35 TL mahsup ya da iade yapılmasına yol açtığı, bu miktar ve sözleşme hükümleri dikkate alındığında davacının davalıdan 2.649,97 TL alacağının bulunduğu, dava dışı … Şirketi ile yapılan sözleşmenin ileriye yönelik işlemler ile ilgili olduğu, üstelik davacının aynı konuda iki farklı şirketten hizmet almasının da mümkün olduğu, bu nedenle dava dışı şirketle sözleşme imzalanmış olmasının davacı ile imzalanan sözleşmeyi ve davacının bu sözleşmeden kaynaklanan alacaklarını ortadan kaldırmayacağı kabul edilmiştir.
Dava dilekçesinde belirsiz alacak davası ile 1.000,00 TL talep edilmiş, alacağı temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanması istenmiştir. Her ne kadar ıslah dilekçesinde işlemiş faizin miktarı da belirtilerek bunun da hüküm altına alınması talep edilmiş ise de; dava dilekçesinde sadece işlemiş faizin başlangıç tarihinin belirlenmesinin istenildiği, dava tarihine kadar işlemiş faiz yönünden harcı yatırılarak talepte bulunulmadığı için bedel artırım dilekçesi ile işlemiş faiz alacağının hüküm altına alınamayacağı, üstelik dava tarihinden önce gönderilen ihtarnamede ödenmesi gereken miktar açıkça belirtilmediği için bu ihtarnamenin davalı yönünden temerrüt de oluşturmadığı, bu nedenle temerrüdün dava tarihinde gerçekleştiği, davanın belirsiz alacak davası olma niteliği itibariyle tüm alacak yönünden temerrüdün dava tarihinde gerçekleştiği, tarafların tacir olmaları nedeniyle davacı alacağına dava tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanması gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
2.649,97 TL’nin 09/06/2021 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Alınması gereken 181,02 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL ile yine peşin harç olarak yatırılan 80,70 TL toplamı 140,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 41,02 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 140,00 TL peşin harç olmak üzere toplam 199,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.649,97 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 895,77 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 1.043,08 TL ve bilirkişi ücreti 2.000,00 TL olmak üzere toplam 3.043,08 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.274,30 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
986,52 TL’sinin davalıdan,
333,48 TL’sinin davacıdan,
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. … Davalı Vekili Av. …’ın(e-duruşma) yüzüne karşı miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2022

Katip …

Hakim …