Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/345 E. 2022/546 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/345 Esas – 2022/546
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/345 Esas
KARAR NO : 2022/546

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı hakkında cari hesap borcu nedeniyle Ankara …İcra Dairesi nezdinde
… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun uzun süreden beri davacıya olan borcunu ödemediği, borçlunun cari hesap borcu sabit
olduğunu, bu durum tarafların ticari defter kayıtları bilirkişi tarafından incelendiğinde de anlaşılacağını, yine
tarafların vergi dairelerinden her iki firma arasındaki 2019-2020 yılında gerçekleşen BA-BS kayıtları
incelendiğinde davacının davalıya satış yaptığı davalının da bunu beyan ettiğinin görüleceğini, söz konusu
kayıtlar incelendiğinde davalı borçlunun Ankara …İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasına
yaptığı itirazın herhangi bir dayanağının olmadığını, sırf icra takibini sürüncemede bırakmak için kötü
niyetli bir şekilde yapıldığı anlaşılacağını, bu nedenle işbu kötü niyetli ve mesnetsiz itirazın iptali için
Mahkemeye başvurma gereği hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle, davalı borçlunun
Ankara …İcra Dairesinin … E. Sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptaline, yapılan itiraz haksız
ve mesnetsiz olduğundan %40dan az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini, yargılama
giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı
taraf Ankara …İcra Dairesi … E. Sayılı İcra dosyası takip talebinde borcun dayanağı olarak cari
hesap alacağı gösterildiğini, davacı vekilinin beyanına göre davacı şirket davalı şirkete satış yaptığını, bunun
bedeli olarak da fatura kesildiği ve cari hesap alacağı için de icra takibi yapıldığını, davacı tarafça dava
dilekçesinde alacağın satış bedelinden kaynaklı olduğu ve cari hesap alacağı olduğu beyan edildiğini, bu
beyana kısmen katılmadıklarını, davacı şirket ile taraflar arasında vade farkı konusunda kararlaştırılmış
net bir anlaşma olmamasına rağmen tamamen kendi iradesi ile 11.02.2020 tarihinde 2.501,28 TL tutarlı
vade farkı faturası düzenleyerek davalı şirkete göndermiş olduğunu, davalı şirket tarafından bu fatura kabul
edilmeyerek 14.02.2020 tarihinde iade faturası kesilerek iade edildiğini, bu sebeple takip ve davada
istenilen cari hesap alacak bedelinden iade edilen vade farkı fatura bedeli olan 2.501,28 TL’nin
mahsubunu talep ettiklerin, ayrıca davalı şirket tarafından 28.01.2020 tarihinde iki adet iade faturası
kesilerek 25.10.2019 tarihli 13.507,99 TL tutarlı ve 08.11.2019 tarihli 3.342,11 TL tutarlı fazla kesilen
faturaların iadesi yapıldığını, davacı şirketten toplam olarak alınan malzemelerin anlaşılan birim fiyat
bazında hesabı yapıldığında toplam yaklaşık 16.850,00 TL fazla fatura kesildiğinin görüldüğünü, bu miktar
için iade faturası kesildiği bu sebeple takip ve davada istenilen cari hesap alacak bedelinden iade edilen fazla kesilen fatura bedeli toplamı olan 16.850,00 TL’ nin de mahsubunu talep ettiklerini, bu açıklamalar
doğrultusunda, iade faturaları ile birlikte davalı şirketin muhasebe kayıtlarında yapılan inceleme
neticesinde davacı şirkete 11.412,92 TL cari hesaptan kaynaklı borç olduğu tespit edildiğini, bu miktarın
dışındaki bakiye borç miktarını kabul etmediklerini, ayrıca temerrüt söz konusu olmadığı için takipten
önce faiz işletilmesi de hukuka uygun olmadığını, davalı tarafa gerçek alacaktan fazla yapılan haksız ve
kötü niyetli icra takibi ve açılan dava nedeniyle davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra-
inkar tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, yukarıda sunulan nedenlerle davanın kabul ettikleri 11.412,92 TL kısım haricinde reddine, köyü niyetli davacı aleyhine reddedilen kısım üzerinden %
20‘den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine, mahkeme masrafları ile avukatlık
ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve iddia etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:

Dava, ticari alım satıma yapılan takibe itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı taraf, taraflar arasında süregelen ticari ilişkiye istinaden cari hesap alacağı bulunduğunu, davalının bir süredir borcunu ödemediğini, yapılan takibe itiraz ettiğini ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise savunmalarında; taraflar arasındaki ticari alım satıma dayalı hukuki ilişkiyi kabul ederek davacı tarafın vade farkı konusunda anlaşma olmamasına rağmen vade farkı faturası düzenleyerek kendilerine gönderdiğini, buna ilişkin 14/02/2020 tarihinde iade faturası düzenlendiğini, cari hesap bedelinden bu tutarın mahsubu gerektiğini, davacı şirketten toplam alınan malzemelerin anlaşılan birim fiyat bazında hesaplaması yapıldığında, davacının yaklaşık 16.850,00 TL tutarlı fazla fatura kestiğini bu tutarın iadesi için fatura düzenlendiğini, bu nedenle bu tutarın da mahsubu gerektiğini, davacı şirkete 11.412,912 TL cari hesaptan kaynaklı borç olduğunu tespit ettiklerini bu miktarın dışındaki bakiye borç miktarını kabul etmediklerini belirtmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacının davalı şirketten cari hesap alacağı bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, itirazın iptali davası yasal şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Ankara …İcra Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasının bir örneğinin celbi ile incelenmesinde; davalı borçlunun 30.764,30 TL tutarlı toplam alacak üzerinden başlatılan takibin tamamına yönelik 07/09/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtların incelenmesine karar verilerek ilgili vergi dairesi müdürlüklerinden Ba-Bs formları celbedilerek dosyaya konulmuş, bir mali müşavir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Öncelikle davacı defterlerinin İstanbul İlinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı defterlerinin incelenmesi amacıyla İstanbul Anadolu 4. ATM’ye talimat yazılmış, bilirkişi …. tarafından talimat mahkemesine sunulan 14/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden: Davacı şirketin 2019 ve 2020
yılları ticari defterlerinin incelenmesinde, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde alınmış
olduğunu, T.T.K ve V.U.K hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğunu, 29.06.2020 takip tarihi
itibariyle, davacı şirketin kendi defterlerinde 30.764,30 TL alacaklı gözüktüğünü, Diğer taraftan, tacir olan tarafların ticari işinden kaynaklanan ihtilafın çözümünde davalı
kayıtlarının incelenmesinin de gerektiğini, ancak davalı şirketin ticari merkezinin Ankara İlinde
olması sebebiyle bu husus yargılamayı yapan Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin takdirinde
olduğunu, Davacı Alacağı Yönünden: 29.06.2020 Tarihli takibe ilişkin açık hesap bakiyesini oluşturan
faturalara ilişkin yapılan incelemede; her iki tarafın bağlı bulunduğu Vergi Dairesi
Müdürlüğünce gönderilen BA-BS (Bilanço Alış, Bilanço Satış) bildirim yazılarında; davalı tarafın
BA davacı tarafın ise BS formları karşılaştırıldığında; davalın, davacıdan 2019 yılında 21 adet
fatura karşılığı KDV HARİÇ 162.172,00 TL “alım” bildirimde bulunmuşken davacını davalıya
22 adet 163.634,00 TL tutarında “satım” bildirimde bulunduğunu, aralarında 1 adet fatura karşılığı
KDV HARİÇ 1.462,00 TL tutarında fark bulunduğu, 2020 yılında ise davalının davacıya 2 adet
fatura karşılığı KDV HARİÇ 14.852,00 TL tutarında “satım” bildiriminde bulunduğunu, bahse
konu 14.852,00 TL tutarlı 2 adet faturanın satış/iade faturalarına ilişkin olduğu ve davacı tarafından BA “alım” olarak bildirime konu edilmediğinin görüldüğünü, davacının takip öncesi faiz talebinin bulunmadığını, bu nedenle takip öncesi için herhangi
bir değerlendirme yapılmamış olup, Mahkeme’nin kısmen ya da tamamen davacı lehine
hüküm kurması halinde; tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden
kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında
iskonto avans faiz talebinin yerinde olduğu değerlendirildiğini, Mahkemenin gerek savunmalarının tümü ve gerekse faize hasren tamamen davalı şirketin
müdafaaları yönünde hüküm kurmak hususunda da hiç şüphesiz muhtar bulunduğunun bildirildiği görülmüştür.

Davacı defterleri incelenmesinden sonra Ankara İlinde bulunan davalı defterlerinin karşılaştırmalı olarak incelenmesine karar verilerek mahkememizce mali müşavir bilirkişi …dan rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişinin 28/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Her iki tarafın birbiriyle uyumlu olan ve açık hesap özelliği arz eden 2019 yılı defter kayıtlarına göre, davacımın 31.12.2019 tarihi itibariyle davalıdan 28.263,02 TL alacaklı olduğunu, taraf şirketlerin 2020 yılı kayıtlarının ise birbiriyle uyuşmadığını, davacının ürün teslimine ilişkin 2019/10 ve 11.aylarda kestiği 2 fatura için davalı … Grup’un 28.01.2020 tarihinde 3.342,11 TL + 13.507,99 TL = 16.850,10 TL tutarında aynı tutarlı iki iade faturası düzenlediğini, ancak bu iki iade faturasının davacı … Yapı’nın 2020 yılı defterlerinde kayıtlı olmadığını, 2-3 ay sonra davacıya iade edildiği iddia edilen ürünlerin davacıya iade edildiğine dair teslim belgelerinin dosyada mevcut olmadığını, davacı … Yapı’nın 11.02.2020 tarihli “vade farkı” açıklamalı 2.119,73 TL + KDV = 2.501,28 TL tutarlı faturayı düzenlediğini, davalının bu faturayı kendi defterlerine kayıt ettiğini, ancak 14.02.2020 tarihinde aynı tutarlı iade faturası düzenleyerek davacı alacağından düştüğünü, bununla birlikte davalının düzenlediği iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacının iade faturasına süresinde itiraz ederek davalıya iade ettiğine dair bir delilin dosyada mevcut olmadığını, taraflar arasında ödemede gecikilmesi durumunda vade farkı alınacağına dair yazılı sözleşme, e-posta yazışması v.b. delilin dokyada mevcut olmadığını, bununla birlikte örnekleri dosyaya sunulmuş olan tüm davacı faturalarının alt kısmında “iş bu fatura 15 gün içerisinde ödenmediği takdirde aylık 965 finansman bedeli kdv ile birlikte fatura edilecektir.” denildiğini, davacının 11.02.2020 tarihli 2.119,73 TL + KDV tutarlı vade farkı faturasında vade farkının nasıl hesap edildiğine dair açıklama olmadığını, davacı talebinin 30.764,30TL olduğu, davalının ise bu tutarın 11.412,92 TL kısmını kabul ettiğinin bildirildiği görülmüştür. Tüm dosya kapsamı ve deliller, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtları kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; her iki tarafın birbiriyle uyumlu olan ve açık hesap özelliği gösteren 2019 yılı defter kayıtlarına göre davacının 31/12/2019 tarihi itibariyle davalıdan 28.263,02 TL alacaklı olduğu, ancak tarafların 2020 yılı kayıtlarının birbiriyle uyuşmadığı, zira davacının ürün teslimine ilişkin 2019 yılı 10. ve 11. aylarında kestiği iki fatura için davalının 28/01/2020 tarihinde 3.342,11 TL + 13.507,99 TL = 16.850,10 TL tutarında aynı tutarlı iki iade faturası düzenlediği, ancak bu iade faturalarının davacının 2020 yılı defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi 2-3 ay sonra davacıya iade edildiği iddia edilen ürünlerin davacı tarafa iade edildiğine dair davalı tarafça dosyaya sunulan herhangi bir teslim belgesinin dosyada mevcut olmadığı, taraflar arasında ödemede gecikilmesi durumunda vade farkı alınacağına dair yazılı bir sözleşme, e-posta yazışması gibi delilin dosyada bulunmadığı ancak örnekleri dosyaya sunulan tüm davacı faturalarının alt kısmında “işbu fatura 15 gün içerisinde ödenmediği taktirde aylık %5 finansman bedeli KDV ile birlikte fatura edilecektir” denildiği, davacının 11/02/2020 tarihli vade farkı açıklamalı 2.501,28 TL tutarlı faturayı buna istinaden düzenleyerek davalıya gönderdiği, davalının bu faturayı defterlerine kayıt ederek akabinde iade faturası düzenleyerek davacı alacağından düşmekle birlikte iade faturasının davacı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, davacının icra takibine konu talebinin 30.764,30 TL olup, davalının icra takibinde bu tutarın tamamına itiraz etmekle birlikte cevap dilekçesi kapsamında bu tutarın 11.412,92 TL’lik kısmını kabul ettiği, aradaki 19.351,38 TL’lik farkın yukarıda açıklanan 3 faturadan kaynaklandığı, davalı tarafın toplam 16.850,10 TL’lik 2 iade faturasına yönelik savunmasının ürünlerin iade edilmiş olması gerekçesine dayanması dikkate alındığında ürünlerin iadesine ilişkin savunmasını kanıtlayan bir belge dosyaya sunamadığı görülmekle, davalının savunmalarına göre malı teslim aldığını kabul ettiği ancak iade ettiğini usulünce ispatlayamadığı, bu savunmaya itibar edilemeyeceği, vade farkına ilişkin 11/02/2020 tarihli faturaya gelince daha önce davacı tarafça düzenlenen faturaların alt kısmında bu husus yer almakla ve buna ilişkin bir teamül taraflar arasında oluşmuş kabul edilmekle, davalının bu faturaya yönelik itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilerek, davalının icra takibinin tamamına itiraz etmiş olması dikkate alınarak davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜNE,
Davalının Ankara …İcra Müd.’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin, 30.764,30 TL asıl alacak üzerinden aynen devamına,
Asıl alacağa (30.764,30 TL) takip tarihinden geçerli yıllık %13,75 avans faizi yürütülmesine,
Hükmolunan alacağın (30.764,30 TL) %20’si oranında takdir edilen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 2.101,51 TL harçtan peşin alınan 371,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.730,18 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.519,38 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair, Davacı Vekili (e-duruşma) …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022