Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/324 E. 2022/645 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/324 Esas – 2022/645
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/324 Esas
KARAR NO : 2022/645

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 05/01/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’un kızı … … …’un 26/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü …’ın kaza tespit tutanağına göre asli kusurlu olduğu, araçta yolcu olan müteveffanın kusursuz olduğunu, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine KZMMS ile sigortalı olduğunu belirterek şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın belirsiz alacak davası olarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle ve sigortalının kusuruyla sorumlu olduğunu, kusur için adli tıp trafik ihtisas dairesinden rapor alınmasını, aktüer bilirkişiden rapor alınmasını taleple davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne dair verilen kararın istinaf edilmesi üzerine , Ankara BAM 26.Hukuk Dairesinin 2019/163 esas, 2021/604 karar Sayılı kararı ile “….Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destek yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ile 26/11/2017 tarihinde, boşandığı eski eşinin sürücüsü olduğu aracın karıştığı kaza neticesinde, araç içerisinde yolcu olarak bulunan kaza tarihinde 5 yaşında olan kızının vefat ettiğinden bahisle destekten yoksun kalma nedeniyle tazminat talep etmiştir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu (ya da ileride sağlaması muhtemel olan) yardımın miktarı doğru biçimde belirlenmelidir. Bu belirlemede, destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır.
Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı Yasa’nın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir. Bu nedenle kural olarak her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilkelerine göre; anne ve baba çalışıyorsa anne ve babadan ayrı ayrı %5’er, anne çalışmıyorsa, sadece babadan %5 oranında yetiştirme gideri düşülmesi gerekmektedir.
Diğer bir husus, destek ile destekten mahrum kalanlardan bazılarının birlikte vefat etmesi halinde, diğerlerin destek zararları ve desteklik payları gerçekleşen duruma göre belirlenir.
Somut olayda, davacı vefat eden kızı nedeniyle destek tazminatı talep etmiş, davacı ile eşinin kaza tarihinden önce boşandıkları ve ölenin velayetinin anneye verildiği anlaşılmaktadır. Davacının eşi ile boşanmış olması ve ölenin velayetinin anneye bırakılmış olması, Ölenin desteklik durumunun belirlenmesinde etkili olduğu halde boşanmaya ilişkin karar dosyaya kazandırılmadan bilirkişiden rapor alınmış, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, tazminat hesabı açısından, aynı kazada vefat eden annenin vefat ettiği nazara alınmadığı gibi, yetiştirme gideri kaza tarihinden, çocuğun bakımı, korunması ve eğitimi için öngörülen süre sonuna kadar hesaplanacak miktar olduğu halde, Yargıtay uygulamalarına (ayrıca uyguladığını belirttiği ZMMS Genel Şartlarına da) aykırı şekilde yetiştirme giderinin davacının hesap edilen destek zararının %10 kadar olduğu kabul edilerek, tazminat miktarından %10 düşürülerek hesaplama yapılmış olması nedeniyle bilirkişi kişi raporu da karar vermeye elverişli değildir. Bu nedenle, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplandığı ve değerlendirildiği söylenemez.
Bu itibarla davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, ölenin desteklik durumunun belirlenmesi açısından, davacının eşi ile boşanmasına ilişkin karar dosya kazandırılarak, akabinde dosyanın yeni bir aktüer bilirkişiye tevdi ile davanın davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle davalının usulü kazanılmış haklarının korunması açısından hükme esas alınan bilirkişi raporu tarihindeki verilere göre ancak AYM’nin 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı 17/7/2020 tarihli kararı ile 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesinde yer alan, hesaplamada Genel Şartlar’ın uygulanacağına ilişkin kısmı iptal etmiş olması nedeniyle, hesaplamada TBK hükümleri ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2020/2598 E. 2021/34 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere TRH2010 Yaşam Tablosu uygulanarak muhtemel yaşam süresi belirlendikten sonra, progresif rant yöntemine göre hesaplama yapıldığı, dosya kapsamına uygun, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, davalının usulü kazanılmış hakları da korunarak sonucuna göre karar verilmek üzere, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle mahkememizin 11/10/2018 tarihli 2018/13 esas 2018/808 karar sayılı ilamı kaldırılarak dosya mahkememize iade edilmiş 2021/324 esas sırasından yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce BAM kaldırma kararı doğrultusunda davacının boşandığı eşi ve çocuklarını gösterir aile nüfus kayıt tablosu UYAP üzerinden çıkartılarak dosyaya konulmuş, takiben yeniden usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. BAM kaldırma kararı doğrultusunda ve karardaki gerekçelerle sınırlı olarak davalının usuli kazanılmış hakları gözetilerek rapor düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan 19/04/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı baba …’un maddi zararının 81.857,85 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunun BAM kaldırma kararı doğrultusunda usulüne uygun düzenlendiği anlaşılmıştır.
Yargılamanın devamı sırasında davacı …’un vesayet altına alındığı tespit edilmiş, Trabzon 1. SHM’nin …karar sayılı kısıtlama kararı ile vasi kararı dosyaya celbedilmiş, vasi … …’un usulünce davada yer alması sağlanmış, davacı vekilinin vasiye ilişkin vekaletname örneği ibraz ettiği anlaşılmış, davacı hakkında düzenlenen müddetnamenin bir örneği dosyaya celbedilerek incelenmiş, şartla tahliye tarihinin 02/11/2025 olduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce davacı vekiline vesayet makamı olan Trabzon 1. SHM’den işbu dava yönünden husumete izin ve yetki kararı alınarak dosyaya sunulması istenilmiş, 26/09/2022 tarihli husumete izin kararı dosyaya sunulmuştur. Böylelikle taraf teşkilinin yeniden usulünce sağlandığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, Ankara BAM 26. HD Başkanlığı’nın 25/03/2021 tarihli kaldırma kararı kapsamı ile bu doğrultuda düzenlenen 19/04/2022 tarihli bilirkişi raporu kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının 26/11/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında kızı … … …’un vefatı nedeniyle davalı sigortadan 81.857,85 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep hakkının bulunduğu, ancak önceki hükmü istinaf eden tarafın sıfatına göre davalının kazanılmış haklarının korunması gerektiği açıkça anlaşıldığından verilecek tazminat miktarının 11/10/2018 tarihli ilamda belirlenen tutarı aşamayacağı tespit edilmekle, davanın 38.310,70 TL üzerinden kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
38.310,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının 02/01/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 2.617,00 TL harçtan peşin alınan 131,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.485,69 TL harç yönünden daha önce 10/01/2019 tarihinde harç tahsil müzekkeresi düzenlenerek hazineye gönderildiği anlaşıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.263,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. ….’in yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/10/2022