Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/32 E. 2023/111 K. 20.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/32 Esas
KARAR NO : 2023/111

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -( TC NO … )
VEKİLİ : Av. … – [

DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : KAR PAYI ALACAĞI
DAVA TARİHİ : 18/01/2021

KARAR TARİHİ : 20/02/2023
YAZIM TARİHİ : 15/03/2023
Mahkememizde açılan kar payı alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; Ortağı olduğu davalı şirketin uzun yıllardır kar payı dağıtmayarak davacı ortağı mağdur ettiğini, 2016 yılına ait kar payının dağıtılmamasına karar verildikten sonra 2017 ve 2018 yıllarına ait hesapların görüşüldüğü genel kurulların yapılmadığını ve olumlu olumsuz karar alınmadığını, en son 2019 yılı hesaplarının görüşüldüğü genel kurulda kar payı ödemesi yapılmasına karar verildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığını belirtip, belirsiz alacak davası ile 5.000,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemmiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; 2017-2018 yıllarına ilişkin genel kurul kararlarının iptali için dava açılmadığını, taleplerin zaman aşımına uğradığını, şirketin mali yapısının güçlendirilmesi için dağıtım yapılmamasına karar verildiğini, önceki yıllara ilişkin kar payı alacağı davasının ret edildiğini, dağıtım yapılmasına ilişkin karar alınmayan yıllara ilişkin alacak talebinde bulunulamayacağını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Davaya konu yıllara ilişkin genel kurul toplantıları ve alınan kararlar,
-Davalı şirketin ticaret sicil kayıt örneği,
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep, davacının ortağı olduğu şirketin dağıtımını yapmadığı kar payı alacağının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Temin edilen ticaret sicil dosyası örneğine göre davacı … davalı şirketin %30 pay sahibi ve ortağıdır. Davalı şirket 1993 yılında kurulmuş, 22 yıl süre ile kar payı dağıtımı yapmadığı için davacımız tarafından 1999-2015 yılları arasındaki kar payı alacağının tahsili için Ankara 5.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2015/737 Esas numarası verilen davayı açmıştır. Yapılan yargılama sonucu mahkeme, ortaklar kurulunun kar payı dağıtımına ilişkin kararı olmadıkça, yada dağıtım yapılmaması konusundaki genel kurul kararı iptal edilmediği sürece mahkemeden kar payı alacağı talep etmenin mümkün olmadığını belirtilip, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar ile ilgili istinaf incelemesini yapan Ankara Bölge Adliyesi 21.Huukuk Dairesi 18/01/2018 tarihli kararı ile ” davacı ortak genel kurulda kar payının dağıtılmasını talep etme ve bu talebin reddi halinde kararın iptali için dava açması gerekir iken, bu yola başvurmadan uzun süre bekleyerek ve ihtilaf çıkarmadan davalı şirketin 22 yıl kar dağıtmamak sureti ile direngen hale geldiğini ileri sürmesi dinlenmez” şeklindeki gerekçesi ile yasa yolu talebinin reddine karar verilmiştir.
Eldeki dava ise, kar payı dağıtılmamasına ilişkin 2016 yılı hesaplarının görüşüldüğü 26/11/2017 yılı genel kurul kararı, ticaret sicile tescili yapılmayan ve kar payı dağıtımı yapılmamasına karar verilen 2017 ve 2018 yılı genel kurul kararları ve kar payı dağıtım kararının alındığı fakat dağıtımın yapılmadığı 2019 yılı faaliyetlerinden kaynaklanan kar payı alacağının davalıdan tahsili için açılmıştır.
Kişiler kar ve gelir elde etmek, elde edilen kardan pay almak temel dürtüsü ile şirketler kurmaktadır. Bu nedenle yasada aranan zorunlu haller dışında elde edilen şirket karının bir bölümünü ortaklarına dağıtılması gerekmektedir.
Kural olarak ortakların, genel kurul tarafından kar payı dağıtılması yönünde karar alınmadan, yada kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın iptali sağlanmadan mahkemeler aracılığı ile kar payı alacağı talep etmeleri mümkün değildir. Genel Kural bu olmakla birlikte Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2002/11994 Esasa 2003/5051 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, Genel Kurul bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde kaçınamaz, karın dağıtılmamasına ilişkin kararların iptali mümkün olduğu gibi, şirketçe karın dağıtılmaması konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinde ortaklar, kazancın kanun hükümleri uyarınca tespiti ve dağıtılmasını dava edebilirler.
Somut olayda davalı şirket 1993 yılında kurulmuş, 22 yıl süre ile kar dağıtımı yapılması yönünde bir karar almamıştır. Bu döneme ilişkin kar payının dağıtılmaması nedeni ile açılan dava, davacının bu duruma çok uzun yıllar sessiz kaldıktan sonra şirketin direngen hale geldiğinin ileri sürülmesi iyi niyet kuralları ile korunamayacağı gerekçesi ile ret edilmiş olup, bu gerekçe ilk dava için tamamen yerindedir.
Şirketin kuruluş tarihi olan 1993 yılından başlayan ve 2015 yılı faaliyetleri de dahil kar payı tahsili isteğine ilişkin dava ret edildikten sonra davalı şirketin davranışlarında bir değişiklik olmamıştır. Şirket 2016 yılı hesaplarının görüşüldüğü 26/12/2017 tarihli genel kurulda kar payı dağıtılmaması yönünde karar alınmış, bu karar Ankara 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/239 Esas ve 2019/829 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Davalı şirket aynı tavrını 2017 yılı hesaplarının görüşüldüğü 25/12/2018 ve 2018 yılı hesaplarının görüşüldüğü 07/02/2020 tarihli genel kurul kararlarında da sürdürmüş, bu son iki genel kurul kararı ticaret sicile tescil edilmemekle birlikte, temin edilen karar örneklerine göre yine kar payı dağıtımı yapılmaması yönünde karar almıştır. Şirketin 2019 yılına ait hesaplarının görüşüldüğü 27/11/2020 tarihli genel kurulun 7. nolu kararı ile nihayet kar payı dağıtımına karar verilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, kural olarak genel kurul tarafından kar payı dağıtılması konusunda karar alınmadan, yada kar payı dağıtılmamasına ilişkin kararın iptali sağlanmadan ortakların mahkemeler aracılığı ile kar payı alacağı talep etmeleri mümkün değildir. Genel Kural bu olmakla birlikte Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2002/11994 Esasa 2003/5051 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, Genel Kurul bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde kaçınamazlar, karın dağıtılmamasına ilişkin kararların iptali mümkün olduğu gibi, şirketçe karın dağıtılmaması konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinde ortaklar, kazancın kanun hükümleri uyarınca tespiti ve dağıtılmasını dava edebilirler.
Davalı şirketin kar payı dağıtmama konusunda haklı bir nedene dayanmayan direngen halinin gerçekleşip gerçekleşmediği, kar payı dağıtılması gerekiyor ise davacının talep edebileceği kar payı alacağının belirlenmesi için bilirkişi Mustafa Bayram MISIR’dan 08/03/2022 tarihli rapor alınmış, bilirkişi kar payı miktarının belirlenmesinin uzmanlık alanı olmamasına rağmen davalı şirketin yasal olmayan ve şirket gerçekleri ile uyuşmayan şekilde uzun yıllardır kar payı dağıtmama yönündeki davranışlarının direngen halin gerçekleştiğini kabul için yeterli olduğu şeklinde görüş bildirmiştir.
Bu kez konunun uzmanı bilirkişi Doç.Dr. …’ den 03/10/2022 tarihli yeni rapor alınmıştır. Bilirkişimiz davaya konu dönemde davalı şirketin sektör dinamiklerine uygun bir varlık dağılımına sahip olduğu, yönetilebilir finansman stratejisi izlediği, her yıl hem aktif karlılık hemde öz sermaye karlılığı yarattığı, işletme sermayesinin incelemeye konu yıllar için pozitif görünümlü olduğu, şirketin kar dağıtmamasının yasal ve fiili gerçeklere uygun olmadığı, talep edilebilir kar payı alacağının ise 37.373,50 TL olduğu şeklinde görüş bildirmiştir. Davacı vekili 30/12/2022 tarihli dilekçe ile talep edilen miktarı raporda belirlenen miktara yükseltmiş, dilekçe davalı tarafa tebliğ edilip, yargılamaya devam edilmiştir.
Davaya konu 2016 yılı faaliyetlerinden elden edilen karın dağıtılmamasına ilişkin karar 26/12/2017 tarihinde alınmış olup, bu tarihte başladığı kabul edilse dahi 5 yıllık zaman aşımı süresinin 18/01/2021 dava tarihi itibarı ile dolmadığı, takip eden yıllara ait dağıtım yapılmaması ve yapılmasına ilişkin kararların alındığı tarihler esas alındığında 5 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolmadığı kabul edilmiştir.
Toplanan delilere göre ; davalı şirketin 1993 yılında kurulduğu, ilk 22 yıl hiç kar payı dağıtımı yapmadığı, bu döneme ilişkin alacak davası değişik gerekçe ile ret edilmekle birlikte, 2019 yılı hariç devam eden yıllar içinde kar payı dağıtım yönünde karar alınmadığı, bu kararların 03/10/2022 tarihli raporda da belirtildiği gibi şirket faaliyet ve ihtiyaçları ile de uyumlu olmadığı, karın dağıtılmamasına ilişkin 2016 yılına ait karar mahkeme kararı ile iptal edilmiş, 2019 gelirleri içinde dağıtım yapılması yönünde karar alınmakla birlikte 2017 ve 2018 yıllarına ait karın dağıtılmaması yönündeki kararların iptaline yönelik dava açılmamış olsa da, şirketçe karın dağıtılmaması konusunda haklı bir nedene dayanmayan direnme halinin gerçekleştiği, bu nedenle davacının iptal davası açmadan dahi mahkemelerden kazancın kanun hükümleri uyarınca tespiti ve dağıtılmasını dava edebilecekleri, aynı raporda belirtildiği gibi toplamı 33.373.50 TL olarak belirlenen kar payı alacağının davalıdan tahsili gerektiği, dava dilekçesindeki miktar için dava tarihinden itibaren, ıslah işlemine konu miktar için ise ıslah tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, davalı tacir olduğu için talep edilebilir faizin türünün ise avans faizi olduğu kabul edilip, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
37.373,50 TL’nin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağının 5.000,00 TL’sine 18/01/2021, kalan 32.373,50 TL’sine 30/12/2022 ıslah tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Alınması gereken 2.552,98 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 85,39 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 552,86 TL toplamı 638,25 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.914,73 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 638,25 TL peşin harç(ıslah harcı dahil) olmak üzere toplam 697,55 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 166,90 TL ve bilirkişi ücreti 4.000,00 TL olmak üzere toplam 4.166,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE.
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/02/2023

Katip …

Hakim …