Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/250 Esas – 2021/325
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/250 Esas
KARAR NO : 2021/325
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 01/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özlete; davalıyı şahsen tanıdığını, trafik kazasından dolayı aracın yapımı için davalı ile 20.500,00 TL’ye anlaştığını, aracını teslim aldığını, davalıya 20.500,00 TL bedelli senet verdiğini, aracı ilk yapmaya bıraktığında kendisine 5.000,00 TL elden peşin olarak verdiğini, daha sonra 15.500,00 TL banka yoluyla para ödediğini, ancak davalının senedini vermediği gibi takip başlattığını bildirerek, kendisinin davalıya 20.500,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, menfi tespit isteminden ibarettir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartları’dır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesi içeriğine göre; Eldeki dava, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava dilekçesi kapsamı ile arabuluculuğa başvurulmadığı, bu hususta mahkememizce çıkarılan muhtıraya kesin sürede davacı tarafından cevap verilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmadan mahkememize dava açıldığı sabit olduğundan davanın HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Dava şartları yönünden davanın reddine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 350,09 TL harçtan çıkartılarak artan 290,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2021