Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/239 E. 2021/592 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/239 Esas
KARAR NO : 2021/592

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/04/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 14/02/2019 tarihinde imzalanan “26 duraklı, makina daireli, 3 adet … asansör ve 1 adet… duraklı makine daireli asansör olmak üzere 4 adet asansör tasarım, imalat, temin ve montaj” konulu sözleşmesi imzalandığını, asansörlerin teslim tarihinin 15/09/2019 olarak kararlaştırıldığını, gecikme halinde geçecek her beher gün için işlerin bedelinin %0.1 tutarında cezai şart ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ve asansör kuyularını hazırlayıp davalı tarafa teslimini gerçekleştirdiğini, ancak davalı tarafın asansörlerin teslimini hala gerçekleştirmediğini, müvekkilinin davalı tarafa 183.000 USD +KDV ödeme yaptığını, davalının asansörleri yapmaması nedeniyle müvekkilinin iskanı geç aldığını ve arsa ve kat malikleri ile mağduriyet yaşadığını, davalı tarafa sözleşme gereğince belirlenen cezai şartın ödenmesi ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla …Noterliğinin 01.09.2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarının keşide edildiğini, ancak sonuçsuz kaldığını, bu nedenle müvekkilinin sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan zarar ve cezai şart nedei ile şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalı taraftan alınmasını talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili yanıt dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki sözleşme nedeniyle müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, işin süresinde tamamlamamasının nedeninin davacının iş nedeniyle üzerine düşen edimleri yapmaması olduğunu, davacının ödeme, onay ve işlemleri süresinde yapmadığını, davacı ile 11/04/2019 tarihinde ek protokol imzalandığını buna göre sözleşme bedelinin leasing şirketi tarafından 10/04/2019 tarihinde ödendiğini, bunun üzerine müvekkilinin gecikmeksizin asansör siparişlerini verdiğini, davacının en geç 30/04/2019 tarihine kadar hazır etmesi gereken asansör kuyularının 30/072019 tarihinde ancak hazır ettiğini, müvekkilinin asansörleri 11/07/2019 tarihinde şantiyeye getirerek 15/07/2019 tarihinde davacıya teslim ettiğini, montaj işleminin de kuyu teslimlerinde yaşanan gecikmeler sebebiyle ancak 28/08/2019 tarihinde başladığını, montajın 02/12/2019 tarihinde tamamlandığını ve davacı tarafa ruhsat işlemlerine başlanması gerektiğine dair mail gönderildiğini, davacının ruhsat işlemlerini ancak 2 ayda tamamladığını, 19/02/2020 tarihinde davacıya ürün teslim formunun mail olarak gönderildiğini, davacının formu 1 ay gecikmeli olarak imzaladığını, sonrasında ise davacının alması gereken belediye onayı için davacıya sürekli bilgilendirme yapılmasına rağmen davacının eksiklikleri tamamlamadığını, bu nedenle yeşil etiket alma işleminin 09/09/2020 tarihinde tamamlandığını, yaşanan tüm aksaklıkların davacıdan kaynaklandığını, davacının cezai şart isteminin sözleşmeye aykırı olduğunu belirterek davanın reddini etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, davacı ile davalı arasında imzalanan eser sözleşmesine aykırılık sebebiyle oluşan zararın giderilmesi ve cezai şart bedeli isteminden ibarettir.
Mahkemenin, davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi (davayı esastan inceleyebilmesi) için varlığı veya yokluğu gerekli olan haller, dava (yargılama) şartları’dır. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi (davanın esasına girebilmesi) için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz; davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından kendiliğinden (re’sen) gözetilir; taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine (esastan karara bağlanmasına) muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
19/12/2018 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı “Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun”un 20. maddesinde “13/01/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3. Dava şartı olarak arabulucuk
Madde 5/A – (1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Aynı Kanun’un 26/1-a bendinde ise anılan maddenin 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesinin “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hüküm gereğince davacı arabulucuya başvurmak ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren, 5/A maddesi uyarınca, “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak ve tutanak aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış suretinin dava dilekçesi ile birlikte sunulması dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesi içeriğine göre; Eldeki dava, 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01/01/2019 tarihinden sonra açılmış olduğu ve dava dilekçesi kapsamı ile arabuluculuk tutanak aslının sunulmadığı, bu hususta mahkememizce çıkarılan muhtıraya kesin sürede davacı tarafından verilmediği, arabuluculuk tutanak aslının sunulmadığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava tarihinden önce usulünce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulup ve yasada belirtilen tutanak aslının dava dilekçesine eklenmeden dava açıldığı sabit olduğundan davanın HMK 114/2 maddesi yollaması, TTK’nun 5/A ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesi gereğince HMK’nın 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK’nun 114/2 delaletiyle TTK’nun 5/A, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 ve HMK’nun115/2. maddeleri gereğince arabuluculuğa yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle DAVANIN USÛLDEN REDDİNE,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 59,30 TL harcın peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile geriye kalan 111,48‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı işbu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan 8,50 TL vekalet tasdik harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana İADESİNE,

Dair, davalı vekili Av. …’ün yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸
Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.