Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/191 E. 2023/13 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/191 Esas
KARAR NO : 2023/13

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… –
VEKİLİ :

DAVALI :… –

DAVA : ALACAK (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 20/02/2016

BİRLEŞEN 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2017/567 ESAS SAYILI DAVASI

DAVA : ALACAK ( ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN )
DAVA TARİHİ : 16/08/2017

KARAR TARİHİ : 16/01/2023
YAZIM TARİHİ : 06/02/2023
Mahkememizde açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Asıl davada davacı … şirketi vekili ; Davacı şirket ile davalı işveren şirket arasında 01/05/2015 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede belirtilen binanın fiber cephe kaplama işinin davacıya verildiğini, bu amaçla binanın 17/11/2015 tarihinde kendilerine teslim edildiğini, sözleşme kapsamında 595 m2 fiber cephe kaplaması yapımı yanında dış cephenin… boya ile boyanması kararlaştırıldığı halde davalının oluru alınarak boyama işinin oto boyası ile yapıldığını, dış cephe kaplama ve sözleşmedeki boya yerine oto boyası kullanılmasından kaynaklanan fiyat farkı dahil 131.292,00 TL alacakları oluştuğunu, iş bedeli nedeni ile 30.000,00 TL’si peşin olmak üzere çeşitli tarihlerde yapılan ödeme toplamının 90.500,00 TL olduğunun , bakiye alacaklarının ödenmesi için ihtarname düzenlediklerini, buna rağmen ödeme yapılmadığını belirtip, 40.792,00 TL’nin 27/01/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilerek yargılaması yapılan Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/567 Esas numarası verilen dava ile ilgili davacı … vekili ; Taraflar arasında cephe kaplama işini konu alan 01/05/2015 tarihli sözleşme imzalandığının doğru olduğunu, davalı … vekilinin beyanının aksine imalatın sözleşme hükümlerine uygun biçimde ve süresinde tamamlanarak teslim edilmediğini, davalının ihtarnameye rağmen ayıplı ve eksik işleri gidermediğini, bir kısım işlerin ve kullanılan malzemenin teknik şartlara uygun olmadığını, cephe elemanlarının birleşim yerleri ve merkezlerinin hatalı ve çatlak yapıldığını, işçiliğin kalitesiz olduğunu, yapılan işin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, bu eksikliklerin de giderilmemesi nedeni ile arsa sahibinin işi kabulden kaçındığını, bu nedenle kendilerine ait olması gereken yerleri satarak gelir elde etmekten yoksun kaldıklarını belirtip, yoksun kalınan kar kaybı nedeni ile 10.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınmasını karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Asıl davada davalı … vekili ; Davacının yaptığı işlerin sözleşme hükümlerine uygun olmadığını, bir kısım imalatın eksik ve ayıplı olduğunu, işin sözleşmede kararlaştırılan süre de teslim edilmemesi nedeni ile davacının sözleşmenin 6. Maddesi uyarınca gecikme cezası ödemesi gerektiğini, ihtarname ile eksik ya da ayıplı işleri tamamlaması için 20 gün süre verildiğini, bu ihtara rağmen eksiklik giderilmeyip iş süresinde teslim edilmediği için doğan gecikme cezası alacaklarını daha sonra başka bir davaya konu edeceklerini, sözleşmede kararlaştırılan ve davacı tarafından gerçekleştirilen iş bedelinin tamamının davacıya ödendiğini, davacı çalışanlarının SGK masraflarının kendileri tarafından karşılandığını, davacının 595 m2 cephe kaplaması yaptığının doğru olmadığını, bu nedenle davacıya borçları bulunmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleştirilerek yargılaması yapılan Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/567 Esas numarası verilen dava ile ilgili davalı … vekili ; Birleşen davada davacı vekilinin bütün iddialarının yerinde olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
– Taraflar arasında imzalanan 01/05/2015 tarihli sözleşme,
-Taraflarca düzenlenen ihtarnameler,
-Tanık beyanları,
-Yerinde keşif yapılmak sureti ile hazırlanan bilirkişi asıl ve ek raporu,
-Davacı tarafından yapılan iş ile ilgili renkli resimler,
-Tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl davada davacının talebi, sözleşme hükümleri uyarınca üstlendiği işi sözleşme içeriği, bilim ve fen kurallarına uygun biçimde yerine getirdiği iddiasına dayalı ödenmediğini ileri sürdüğü alacağının tahsili istemine ilişkin olup, birleşen davada ise davacının talebi yüklenici tarafından sözleşmeye uygun biçimde imalat yapılmadığı gerekçesine dayalı kar yoksunluğu ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından her iki dava ile ilgili olarak yapılan yargılama sonucu asıl davanın kısmen kabulüne, 40.750,54 TL’nin 27/01/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınıp davacı … şirketine ödenmesine, fazla istemin reddine, birleşen davada ise talebin kısmen kabulüne, 2.500,00 TL’nin dava tarihi olan 16/08/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalı … şirketi’nden alınıp davacı … Şirketi’ne ödenmesine, manevi tazminat isteğin de dahil fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Oluşturulan bu hükümlere karşı sadece asıl davada davalı birleşen davada davacı …şirketi tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş, asıl davada aleyhlerine verilen kararın kaldırılmasına, birleşen davada ise taleplerinin kabulü gerektiğini belirtmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 31.Hukuk Dairesi bir örneği dava dosyası içerisinde bulunan kararı ile; HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen, “Hakimin davayı aydınlatma ödevi” kapsamında, birleşen dosya davacısı vekiline birleşen dava dilekçesinde talep ettiği her bir alacak kalemi için ne miktarda talepte bulunduğu açıklattırıldıktan sonra diğer işlemlere devam edilmesi gerektiği gibi, dosya kapsamına göre, Mahkemece mahallinde keşif yapılan 24/03/2017 tarihi itibariyle birleşen davanın henüz açılmadığı; esas raporda birleşen davadaki taleplere ilişkin değerlendirme bulunmadığı; davaların birleştirilmesinden sonra alınan ek raporda ise mahallinde yeniden inceleme yapılmadan denetime elverişsiz, soyut nitelikte dosya üzerinden değerlendirme yapılmıştır. Birleşen dosya davacısının asıl dosya davacısı tarafından ödenmesi gerektiği iddia edilen SGK primlerini ödeme iddiasıyla ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. O halde Mahkemece ; delillerin toplanmasından sonra özellikle birleşen dava dilekçesinde ileri sürülen gizli ayıp iddialarına ilişkin herhangi bir tespit ve değerlendirme bulunmaması da gözetilerek birleşen davadaki taleplerin denetlenmesi ve bu hususta denetime elverişli bilirkişi raporu alınması için mahallinde yeniden keşif yapılması ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mevcut yargılama sonucu verilin kararın yasaya uygun olmadığı belirtilip, istinaf edilen konular yönünden kararın kaldırılmasına, dosyanın iade kararına uygun şekilde davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin ilk iade nedeni birleşen davada davacısı vekiline birleşen dava dilekçesinde talep ettiği her bir alacak kalemi için ne miktarda talepte bulunduğu açıklattırıldıktan sonra diğer işlemlere devam edilmesi gerektiği şeklinde olup, birleşen davanın davacısı …vekili 07/06/2021 tarihli duruşmanın bir nolu ara kararı uyarınca iade kararı doğrultusunda beyanda bulunması istenildiğinde, … şirketi tarafından işlerin eksik ve ayıplı olarak yapılması nedeni ile, bu sorunların giderilmesi amacı ile iskele kurulumu, kaidelerin düzeltilip onarılması, bina cephesinin yeniden boyanması, tüm bu işler için malzeme ve işçilik gideri yapıldığını, ayrıca bu eksiklikler dolayısı ile arsa sahipleri yada üçüncü kişilerden iş alamadıkları için zarara uğradıklarını, maddi tazminat isteklerinin bu nedenlerden kaynaklandığını, kısacası ayıp ve eksik olduğu ileri sürülen imalatların onarım gideri ile mahrum kaldıkları gelir kaybını talep edildiğini söylemiştir. Bu hali ile ilk iade nedeni ile ilgili olarak eksiklik giderilmiştir.
Bir diğer iade nedeni ise birleşen davadaki davaya konu edilmesinden önce yapılan keşif ile daha sonra açılan dava için hüküm oluşturulamayacağı, bu nedenle yeniden keşif yapılıp rapor alınmasına ilişkin olup, iade kararı kesin olduğu için bu karar doğrultusunda keşif yapılmak sureti ile asıl rapor ve itirazlar üzerine aynı heyetten iki ayrı ek rapor alınmıştır.
Yapılan ilk yargılama sırasında toplanan deliller, BAM si iade kararı ve sonrasında düzenlenen raporlar hep birlikte değerlendirildiğinde;
Taraflar arasında 01/05/2015 tarihli “… – Precast Sözleşme” başlıklı eser yapımını içeren sözleşme imzalandığı çekişme konusu değildir.
Bu sözleşme ile yüklenici davacı … şirketi tarafından yapılacak işler ayrıntılı olarak belirtilmiş, yapılacak işin alanı yaklaşık olarak belirlenmiş, M2 birim fiyatı ise sözleşmede sabit miktar olarak belirlenmiştir. Kesin iş bedeli sözleşmede kararlaştırılan miktar olmayıp, iş bitirildikten sonra cephe kaplaması yapılan alanın ölçülerek sözleşmede belirtilen M2 birim fiyatı ile çarpılması sonucu iş bedelinin belirleneceği kararlaştırılmıştır. Asıl davada davacı yüklenici … şirketi üstlendiği işi sözleşme hükümlerine uygun biçimde ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ayrıca cephe boyasının… olması gerekir iken, davalı iş veren … Şirketinin oluru da alınarak oto boyası ile boyanması sonrası kısmen fiyat farkı oluştuğunu, toplam alacakları 131.292,00 TL olup davalı iş veren … tarafından yapılan 90.500,00 TL ödeme dışında kalan alacaklarının 40.792,00 TL olduğunu belirtip, bu miktarın davalıdan alınmasını talep etmektedir.
Birleşen davada davacı iş veren … şirketi yüklenici davalı … şirketinin üstlendiği işi sözleşme hükümlerine ve fen kurallarına uygun biçimde yerine getirmediğini, eksik ve ayıplı işler bulunduğunu, ihtara rağmen yüklenicinin eksik ve ayıplı işleri tamamlamadığını, bu nedenle arsa sahibinin olması gereken bağımsız bölümün arsa sahibi tarafından kabul edilmediğini, kendilerine ait olması gereken bağımsız bölümleri ise bu eksiklikler nedeni ile süresinde satamadıkları için kar kaybına uğradıklarını belirtip, kar kaybı ile birlikte manevi tazminat talebinde bulunmaktadır.
Ana davadaki talep yönünden yapılan değerlendirme sonucu ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Sözleşme ile iş yapımını üstlenen yüklenicinin yükümlülüğü işi sözleşme hükümlerine, fen ve bilim kurallarına uygun olarak eksiksiz ve ayıpsız olarak imal ederek işverene teslim etmekten ibarettir. İşverenin yükümlülüğü ise, yüklenici tarafından meydana getirilen eseri uygun süre içerisinde muayene edip, eksiklik yok ise iş bedelini ödemek, eksik ve ayıp iş var ise yasada ön görülen süreler içerisinde yükleniciye ihbar etmektir.
Kural olarak eser sözleşmesinden tüm eserin yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmektedir. Bunun aksini iddia eden tarafın işin sözleşme hükümlerine uygun olarak yerine getirilmediğini, eksik ve ayıplı iş bulunduğunu, eksik ve ayıplı işler yönünden süresinde ihbar yükümlülüğünü yerine getirdiğini, eksik ve ayıplı işin yüklenicinin değil, onun adına kendisi ya da nama ifa yolu ile üçüncü kişiye yaptırdığını kanıtlaması gerekir.
Asıl davada davacının taleplerinden biri binanın… boya ile boyanması kararlaştırıldığı halde iş veren … şirketinin oluru alınarak oto boyası ile boyama yapılması sonucu oluşan fiyat farkı ile ilgilidir. Sözleşmede binanın… boya ile boyanacağı kararlaştırılmıştır. Davacı yüklenicinin kararlaştırılan boya dışında daha fazla maliyet gerektiren oto boyası ile binayı boyayabilmesi için iş veren konumunda olan davalıdan olur almış olması gerekir. Mahkememizce mahallinde yapılan keşif sırasında beyanı alınan …’ın anlatımına göre, yüklenici davacı boya konusunda değişiklik yapacağını iş veren konumunda olan davalı şirkete bildirdikten sonra boyama işini oto boyası ile gerçekleştirmiş olup, bu boya değişikliği konusunda bilgilendirildiği kabul edilen davalı yüklenicinin ihtarname ya da başka bir yöntem ile… boya yerine oto boyası kullanılmasına karşı çıktığının kanıtlayamaması nedeni ile, davacı … şirketinin ana davada boya değişikliğinden kaynaklanan fiyat farkı mevcut ise oluşan fiyat farkını davalı iş veren … şirketinden talep etmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Asıl davada davacı yüklenici … şirketinin bir diğer talebi fiilen gerçekleştirdiği cephe kaplama işi nedeni ile oluşan alacağının tahsiline ilişkindir. Yukarıda belirtilen ve ana davanın konusunu oluşturan davacı taleplerinin değerlendirilmesi için inşaat mühendisi ve mali müşavirden oluşturulan bilirkişi heyeti ile birlikte sözleşmeye konu işin yapıldığı binada 24/03/2017 tarihinde keşif yapılmak, bina dikkatlice incelenmek ve bina ile ilgili tüm cephelerin renkli resimleri çekilmek sureti ile keşif yapılarak 28/04/2017 tarihli rapor alınmıştır. İlk hüküm ile ilgili verilen kararın kaldırılmasından sonra ana dava ile ilgili kararı istinaf eden …şirketinin itirazlarının karşılanması amacı ile iade kararı doğrultusunda yeniden keşif yapılıp, 24/08/2021 tarihli asıl rapor ile itirazlar üzerine 10/03/2022 ve 28011/2022 tarihli ek raporlar alınmıştır.
Bilirkişilerin yaptıkları değerlendirme ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmede belirtilen… boya yerine oto boyasının kullanıldığını, tanık anlatımı ve dosya kapsamına göre boya değişikliği konusunda işveren davalının bilgilendirildiğini, bu nedenle iş verenin yararına olan fakat fiyat farkı içeren oto boyası kullanımı nedeni ile oluşan fiyat farkının KDV dahil 11.900,54 TL olduğunu, fiyat farkı nedeni ile oluşan bu miktarın iş verenden alınarak davacıya ödenmesi gerektiği tespitinde bulunmuştur. Bilirkişiler aynı raporda cephe kaplama işinin davacının dilekçesinde belirttiği gibi 595 M2 olduğunu, sözleşmedeki birim fiyat olan 170,00 TL esas alınıp buna KDV’ de eklendiğinde dış cephe kaplama işi nedeni ile oluşan davacı alacağının 119.357,00 TL olduğunu, sonuç olarak davacının ana davadaki iş bedeli ve boya fiyat farkından kaynaklanan toplam alacağının 131.250,54 TL olduğunu, davalı iş veren tarafından yapılan 90.500,00 TL ödeme sonrası halen davacının davalıdan 40.750,54 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Düzenlenen raporlar gerekçeleri itibarı ile yapılan keşfe ve fiilen mahkeme heyeti tarafından gözlemlenen işe uygun olduğu, denetime açık olması nedeni ile hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bu raporlara göre, davalının oluru alınarak yapılan boya değişikliğinden kaynaklanan fiyat farkı ve cephe kaplama miktarı ile davalı tarafından yapılan ödeme de göz önünde bulundurulduğunda ana davada davacının davalıdan tahsili gereken alacağının önceki hükümde de olduğu gibi 40.750,54 TL olduğu, bu miktarın davalıdan alınarak davacı … şirketine ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
İade kararı sonrası alınan raporlarda yüklenicinin üstlendiği işi sözleşme hükümlerine göre tamamlamakla birlikte, bazı pencere sövelerinde ve bazı panellerin birleşim yerlerinde çizgi şeklinde kusurlu işlerin bulunduğu, bu kusurlu işlerin açık ayıp niteliğinde olduğu belirtilip 2.500,00 TL nefaset kesintisi yapılması gerektiği belirtilmiş olmakla birlikte birleşen davada işveren Pro- Hit şirketi tarafından ayıplı işlerin bedeli ayrı bir davada talep edildiği için, bu konudaki değerlendirmenin birleşen davada kurulacak hükümde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilip, iş bedelinden indirim yapılmamıştır.
Ana davada davacı tarafından düzenlenen 07/01/2016 tarihli ihtarname davalıya 11/01/2016 tarihinde tebliğ edilip ödeme için ön görülen 15 günlük sürenin tamamlanması ile davalı yönünden temerrütün 27/01/2016 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmiş, davanın her iki tarafı tacir olduğu için davacının avans faizi talep etme hakkı bulunduğu, faiz başlangıcının ise 27/01/2016 tarihi olması gerektiği kabul edilmiştir.
Birleştirilerek yargılaması yapılan dava yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı … vekili bu dava ile yüklenici davalı … şirketini eksik ve ayıplı işler yaptığını, bu ayıplı işleri gidermek için harcama yaptıklarını, bu nedenle gerek ana taşınmazın sahibine gerekse kendilerine düşen bağımsız bölümün devir edemedikleri için zarara uğradıklarını belirtip maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
Bu davanın davacısı tarafından ileri sürülen itirazların değerlendirilmesi için ana dava yönünden rapor düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişiden istinaf iade kararı öncesinde yapılan yargılama sırasında 13/03/2018 tarihli rapor alınmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi bu keşfin yapıldığı tarihte birleşen davanın henüz açılmadığını, bu nedenle bilirkişi raporuna göre hüküm oluşturulamayacağını, yeniden keşif yapılıp …şirketinin taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini söylediği için yeniden yapılan keşif sonucu 24/08/2021 tarihli asıl rapor ile itirazlar üzerine 10/03/2022 ve 28011/2022 tarihli ek raporlar alınmıştır.
Bu raporlardan da anlaşıldığı gibi ; yüklenici davalının sözleşme kapsamında bulunupta yapmadığı iş bulunmadığı, bu nedenle eksik işten söz edilemeyeceği, kısmen ayıplı işler bulunmakla birlikte bunların giderilmesi için yapılması gereken toplam harcamanın 2.500,00 TL olduğunu tespit etmiştir. Bilirkişinin belirlediği ayıplar açık ayıp olup, binanın teslimi sırasında işveren davacının muayene yaparak mevcut ayıpları yüklenici davalıya bildirmesi gerekir iken bu yükümlülüğünü yerine getirmediği için eseri mevcut hali ile kabul ettiği, bu nedenle açık ayıplı olduğu kabul edilen işlerin tamiri için gereken 2.500,00 TL yi dahi yükleniciden talep edemeyeceği, fakat birleşen dava ile ilgili ayıplı iş bedeli olan 2.500,00 TL nin davalı yükleniciden tahsiline ilişkin ilk hüküm davalı yüklenici tarafından yasa yolu başvurusuna konu edilmediği için davacı işveren açısından kazanılmış hak oluştuğu, bu nedenle 2.500,00 TL nefaset farkının davalı yükleniciden tahsili gerektiği şeklinde hüküm oluşturulması gerektiği, yüklenici davalı daha önce temerrüte düşürülmediği için davacı alacağına birleşen davanın açıldığı 16/08/2017 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanması gerektiği kabul edilmiştir.
Birleşen davadaki maddi tazminat isteminin dayanağı olan diğer korularda yapılan değerlendirme sonucu ; işin süresinde bitirilmesi nedeni ile cezai şartın söz konusu olmadığı, ayıplı imalatın giderilmesi için zaman harcandığı için başka fırsatlar kaçırıldığı ve bu nedenle zarar oluştuğunun kanıtlanamadığı, bu nedenle kazanç kaybı talebinin de yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacı işveren tarafından davalı yüklenici adına yatırıldığı ileri sürülen SGK ödemeleri yönünden ise, davacı işverenin ödediğini söylediği SGK ödemelerinin taraflardan hangisi tarafından yapıldığı konusunda ödeme belgeleri üzerinde belirleme olmadığı, davacının ödediğini ileri sürdüğü SGK borcu ve gecikme cezalarının 28/11/2022 tarihli ikinci ek raporda da belirtildiği gibi, davaya konu iş ve iş yeri ile ilgili olmadığı, bu nedenle davalı davacı işveren tarafından yapıldığı kabul edilse dahi bu ödemenin yükleniciden talep edilemeyeceği kabul edilmiştir.
Birleşen davada davacının bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup, yüklenici davacı tarafından yerine getirilen işin niteliği, bilirkişi tarafından belirlenen çok düşük miktardaki ayıplı iş dikkate alındığında, ayrıca davacının kişilik haklarının ihlaline neden olabilecek somut nedenler gerçekleşmediği için manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı kabul edilip, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin daha önce 2016/154 esasında kayıtlı davası ile ilgili olarak;
Davanın kısmen KABULÜNE,
40.750,54 TL’nin 27/01/2016 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınıp davacı … şirketine ödenmesine,
Fazla istemin REDDİNE,
Alınması gereken 2.783,67 TL harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 696,63 TL peşin harç olmak üzere toplam 725,83 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 41,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 476,10 TL, 120,00 TL keşif araç ücreti ve bilirkişi ücreti 1.600,00 TL olmak üzere toplam 2.196,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.193,87 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
2-Birleşen Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/567 esas sayılı davası ile ilgili olarak;
A)Maddi tazminat talebi yönünden;
Talebin kısmen kabulüne,
2.500,00 TL’nin dava tarihi olan 16/08/2017 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalı … Şirketi’nden alınıp davacı … Şirketi’ne ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Maddi tazminat talebi yönünden alınması gereken 170,78 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55 TL’den çıkartılarak artan 170,78 TL’nin karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya İADESİNE,
Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 170,78 TL peşin harç olmak üzere toplam 202,18 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
Maddi tazminat talebi yönünden davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Maddi tazminat talebi yönünden davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.

Maddi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 106,50 TL, 200,00 TL keşif araç ücreti, 419,90 TL keşif harcı ve bilirkişi ücreti 1.900,00 TL olmak üzere toplam 2.626,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 656,60 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
B)Manevi tazminat talebi yönünden;
Talebin REDDİNE,
Manevi tazminat talebi yönünden alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harçtan harç tahsil müzekkeresi ile tahsil olunan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın alınarak tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Manevi tazminat talebi yönünden davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Manevi tazminat talebi yönünden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Manevi tazminat talebi yönünden davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Asıl davada davacı birleşen davada davalı … Vekili Av. ….., Asıl davada davalı birleşen davada davacı … vekili Av. …’in yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip …

Hakim …