Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/167 E. 2021/406 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2021/167 Esas
KARAR NO : 2021/406

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 29/06/2009
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememizin 2009/405 E. sırasına kayıtlı olarak açılan davada yapılan yargılaması sonunda verilen …. K. sayılı kararın davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 11.HD’sinin 16.12.2014 tarih ve …K. ilâmı ile bozularak yollanan ve Mahkememizden verilen 22/02/2017 tarihli kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin …Karar sayılı ilamıyla bozulduğu ve yukarıdaki esasa kayıt edilerek yapılan yargılama sonucunda,
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davaya konu borcun, müvekkil davacı ile davalı arasındaki sigorta prim alacağından kaynaklandığını, müvekkilin Aksigorta AŞ’ye bağlı sigorta acentesi olduğunu; davalı şirketin çeşitli işlerine yönelik olarak sigorta poliçeleri düzenlediğini; sigorta prim alacağının tahsili için … Müdürlüğ’ü’nün … E. sayılı takip dosyasından yapılan itirazın iptali ile %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı, cevap dilekçesinde kısaca; zamanaşımı itirazını ileri sürerek TTK m.1268 uyarınca sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dâhil, sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebelerin iki yılda müruruzamana uğrayacağının hüküm altına alındığını; davacı tarafından takibe konu edilen sigorta ve prim alacağı yönünden bahsedilenlerin alacaklısının, rizikoyu sigortalayan sigorta şirketi olduğunu; davacının sigorta primi isteme hakkı bulunmadığını; müvekkil ile davacı yan arasında akdedilmiş olan herhangi bir sözleşme bulunmadığını; … Sigorta AŞ’ye sigortası yapılan ve dilekçede belirtilen işlere ait poliçelerin iptal edilerek iade edilecek prim bedellerinin ödenmesi hususunda 17.09.2004 tarihli yazı yollandığını ve bir kısım ödemelerin gözükmediğini, üç adet çek verildiğini savunarak, davanın reddi ile tazminata karar verilmesini, istemiştir.
DELİLLER :
1-Sigorta şirketi kayıtları, taraf şirketlerinin defter ve kayıtları,
2-İcra takip dosyası,
3-Bilirkişi raporu,
4-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, sigorta prim alacağından doğduğu iddia olunan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz edilen alacaklının alacağının varlığını genel hükümlere dayanarak ispat suretiyle itirazın iptaline ilişkindir. (İİK m.67)
Ankara … Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasından; davalı borçlu hakkında, 23.03.2009 tarihi itibariyle sigorta prim alacağından doğduğu ileri sürülen 54.421,06 TL asıl alacak ile 74.708,93 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 129.129,99 TL alacağın tahsili için takibe geçildiği; borçlunun 31.03.2009 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durduğu; 29.06.2009 tarihi itibariyle açılan mezkûr itirazın iptali davasının süresinde olduğu, görülmektedir.
Davacı, sigorta prim alacağından doğduğu savı ile alacağın tahsilini istemiş, cevaba cevap dilekçesinde talebini “talep edilen taraflar arasında yapılan sözleşme sonucunda davacı tarafın verdiği hizmet nedeniyle hak kazandığı alacaktır”, “Müvekkil şirket sigorta acentesidir ve acente olarak davalı firma adına davalının ödemesi gereken sigorta bedellerini kendisi ödeyerek davalının yükümlülüğünü üstlenmiştir…” şeklinde açıkladığı izlenmiştir. Davalı, ise öncelikle zamanaşımı def’i ileri sürmüş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen 11.07.2013 tarih ve … K. sayılı kararında;
“…Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan ilamsız takipte davalı- borçlunun vaki itirazının 53.774,15 TL asıl alacak için iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hükmolunan meblağın % 20’si oranında hesaplanan 10.754,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine…”
Şeklindeki kararın, davalı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16.12.2014 tarih ve … K. sayılı ilâmı ile,
“…1- Dava, sigorta sözleşmesine dayalı prim alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Kural olarak, sigorta sözleşmelerinde belirlenen primin alacaklısı rizikoya teminat veren sigorta şirketidir. Ancak acente tarafından prim borçlusundan sigorta prim bedelinin talep edilebilmesi için, sigorta şirketi tarafından acenteye verilmiş prim tahsil etme yetkisinin bulunması gerekmekte olup, bu halde bile acentenin kendi adına olmayıp acentesi bulunduğu şirkete izafeten prim tahsilini talep etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte sigorta şirketinin prim alacağını acenteye temlik etmesi veya acente tarafından prim borcunun sigorta şirketine ödenmiş olması halinde de acente tarafından prim tahsil talep etme hakkı mevcuttur.
Somut olayda, davacı tarafından acente sıfatıyla davalıya ait inşaatlar için inşaat all risk sigorta poliçeleri düzenlenmiş ve bu poliçelerden dolayı prim alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatılmış ise de, mahkemece, davacı acentenin davaya konu poliçelerden dolayı prim alacağını talep edebilme yetkisinin bulunup bulunmadığı değerlendirilmemiştir.
Bu itibarla, mahkemece, yukarıda yazılı açıklamalar doğrultusunda davacı acentenin prim alacağının tahsili için takip yapma ve iş bu davayı açma yetkisinin bulunup bulunmadığı, buna göre davacı acentenin prim alacağını kendi adına mı, yoksa bağlı olduğu sigorta şirketi adına mı talep ettiği belirlenerek zamanaşımı definin de buna göre değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir…”
Bozularak dosyanın yollandığı izlenmiş; usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu kanaatine varılan vaki bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen 22/02/2017 tarihli … K. sayılı kararında;
“…Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine,..”
Şeklindeki kararın, davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2019 tarih ve … Karar sayılı ilâmı ile,
“…Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, dava dışı sigorta şirketinin acentesi olması nedeniyle davacının sigorta sözleşmesine ilişkin hükümlere tabi olduğu, bu nedenle olayda TTK’da belirtilen sigorta sözleşmelerine ait zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağını, ilamsız icra takibinde en son “14.09.2005 tarihli sigorta prim alacağının” takibe konu edildiğini, dava açılış tarihi olan 29.06.2009 tarihine göre, alacağın 29.06.2011 günü zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dairemiz bozma ilamına uyulduktan sonra, dava dışı …sigorta A.Ş. şirketi tarafından mahkemeye verilen yazı cevabında, davacı acentenin prim tahsiline yetkili olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlık sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası olmayıp, vekaletsiz iş görmeye dair genel hükümlere göre açılmış bir dava olduğu dikkate alınmak suretiyle zamanaşımı definin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir…”
Bozularak dosyanın yollandığı izlenmiş; usul ve esas yönünden yasaya uygun olduğu kanaatine varılan vaki bozma ilâmına uyulmasına karar verilmiştir.
İhtilâf, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ile talep edilebilir alacak ve işlemiş faiz miktarı noktasında, toplanmaktadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanaklara yansıtılmış, defter ve kayıt incelemeleri yaptırılmış, bilirkişi görüşü alınmıştır.
Dosya kapsamından ve davacı vekilinin beyanından, davacı ile davalı arasında doğrudan bir sözleşme bulunmamaktadır. Mahkememizce davalının zamanaşımı def’i incelenmiş ve bozma ilamında belirtildiği üzere alacağın dayanağının vekaletsiz iş görmeye dair genel hükümlere göre irdelenmesi gerektiği dikkate alınmak suretiyle, takip dayanağında/ekinde en son “14.09.2005 tarihli sigorta prim alacağı” takibe konu edilmiş olup; dava açılış tarihi olan 29.06.2009 tarihine göre talebin henüz zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından, davalının zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptalidir. Mahkememizce yapılan tahkikat sırasında taraflarca gösterilen tüm yazılı deliller toplanmış ve işin incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler hukukçu … ve yeminli mali müşavir … 08.02.2012 havale tarihli raporlarında, kesin bir kanaat bildirememişler ve tarafların karşılıklı olarak detaylı cari hesaplarını sunmaları gerektiğini bildirmişlerdir. Taraf vekillerinin bilirkişi ek raporuna karşı beyanda bulunmaları ve eksik belgeleri sunmalarından sonra bilirkişilerden ek rapor istenmiştir. Bilirkişiler hukukçu … ve yeminli mali müşavir … 02.05.2012 havale tarihli ek raporlarında, tarafların sunmuş oldukları cari hesap dökümlerindeki bilgilerin birbirini tutmadığı için kesin bir sonuca varamadıklarını bildirmişlerdir. Bilirkişilerin raporları yetersiz olduğundan mahkememizce yeniden oluşturulan bir bilirkişi kurulundan rapor istenmiştir. Bilirkişiler özel sigorta uzmanı … ve mali müşavir 12.02.2013 havale tarihli raporlarında, davacının davalıdan alacağının 53.774,15 TL ve işlemiş faiz alacağının 73.485,04 TL olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişilerin bu raporuna davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine bilirkişilerden davalı itirazlarını karşılayan ek rapor istenmiştir. Bilirkişiler özel sigorta uzmanı … 05.06.2013 havale tarihli ek raporlarında, davalı vekilinin itirazlarını karşılamışlar ve önceki raporlarındaki görüşlerini değiştirmelerini gerektiren bir durum olmadığını belirtmişlerdir.
Mahkememizce işin esasına yönelik değerlendirmede; Son bilirkişi kurulunun rapor ve davalı itirazlarını karşılayan ek raporu yeterli gerekçeye sahip ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alınmış ve davacının sigorta acentesi sıfatıyla davalı sigortalı için düzenlediği muhtelif sigorta poliçelerinden kaynaklanan sigorta alacağının takip tarihi itibariyle 53.774,15 TL olduğu davacının bu alacağı için davalıdan takip tarihinden itibaren avans faizi talep edebileceği sonucuna varılmıştır. Ancak bilirkişiler asıl alacak için takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplamış iseler de davacı davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediğinden işlemiş faiz oluşmadığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar %40 icra inkar tazminatı istemiş ise de davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı kanunun 11. maddesi ile 2004 sayılı kanunun 67. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiş olduğundan hüküm tarihinde geçerli kanuni düzenlemeye uygun olarak davacı lehine hükmedilecek icra inkar tazminatı %20 oranında hesaplanmıştır. 6352 sayılı kanunun 38. maddesi ile 2004 sayılı kanuna eklenen Geçici Madde: 10 ile “Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.” hükmü getirilmiş olmasının 6352 sayılı kanunla takip işlemlerine getirilen değişikliklerle ilgili olduğu ve mahkememizce verilen hüküm bir takip işlemi olmadığından bu geçici maddenin mahkememiz kararını etkileyen bir yönü bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Dava kısmen red edilen dava yönünden kötü niyet saptanmadığından ve yargılama gerektirdiğinden, davalının, koşulları bulunmayan tazminat istemi reddilmelidir.

Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal olgu göz önüne alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile davacı-alacaklı tarafından davalı-borçlu aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan ilamsız takipte davalı- borçlunun vaki itirazının 53.774,15 TL asıl alacak için İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, asıl alacağı takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Hükmolunan meblağın % 20’si oranında hesaplanan 10.754,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 3.673,31 TL harçtan peşin alınan 734,70 TL 463,85 TL tamamlama harcı toplamı 1.198,55 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.474,76‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 7.790,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 646,91‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.257,03 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 2.230,20 TL’si ile 15,60 TL başvurma, 734,70 TL peşin harç. 463,85 TL tamamlama harcı toplamı 3.444,35‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili Av. …, Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸

Not : Bu evrak 5070 sayılı Elektronik imza yasası kapsamında imzalanmıştır.