Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. 2022/132 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/139 Esas – 2022/132
Türk Milleti Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR

ESAS NO : 2021/139 Esas
KARAR NO : 2022/132

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalılar ile dava dışı … Bankası A.Ş. Dikmen Şubesi ile … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00 TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine davalıların kefil olduğunu, sonradan bu sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin kredi borçlusu şirket tarafından zamanında ödenmemesi üzerine müvekkili ile dava dışı banka arasında yapılan temlik sözleşmesi nedeniyle banka ile imzalanan 31.12.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın 50.000,00 TL’lik kısmının temlik alındığını, davalı tarafa gönderilen ihtarnamelere rağmen borcu ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların yapmış olduğu itirazın hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını, takibi uzatmaya yönelik haksız itiraz yapıldığını, bu nedenle davalıların yapmış olduğu itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; … Bankası A.Ş. Dikmen Şubesi ile … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00.-TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine davalı …, …, … … … ve … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş. kefil olduğunu, akabinde alacaklı bankaca icra takibine geçilmesi nedeniyle ödemeler yapıldığını, davacının temlik aldığını iddia ettiği alacağın icra dosyaları ile haricen tahsil edilerek kapatıldığını, davacının dava dışı bankaya halef olamayacağını, davacı aleyhine tazminata hükmedilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının temlik aldığını iddia ettiği alacağın icra dosyaları ile haricen tahsil edilerek kapatıldığını, davacının dava dışı bankaya halef olamayacağını, davacı aleyhine tazminata hükmedilerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, temliknameye dayalı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı, dava dışı … Bankası A.Ş. Dikmen Şubesi ile dava dışı … Sistem Bil. Tek. Sav. San. Ve Tic. A.Ş arasında 31.12.2015 tarihli 500.000,00 TL bedelli olarak akdedilen genel kredi sözleşmesine kefil olmuştur. Aynı sözleşmeyi davalı ile birlikte, …, … … … ve … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş. 31.12.2015 tarihinde imzalayarak müşterek müteselsil kefil olmuşlardır.
Bu sözleşme kapsamında kullanılan kredilerin kredi borçlusu şirket tarafından zamanında ödenmemesi üzerine dava dışı banka ferileri ile toplam 267.956,67 TL alacağın tahsili için; asıl borçlu … Sistem San. ve Tic.A.Ş. ve müşterek müteselsil kefiller olan …, …, … İnş. Yat. Turz. İşl. ve Tic. A.Ş., … … … aleyhinde Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatmış ve Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında da; aynı alacağın tahsili amacıyla banka tarafından kredi kullanan şirket lehine ipotek veren … ve borçlu şirket aleyhine tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatmıştır. Dava dışı alacaklı … Bankası A.Ş. Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında 13.01.2020 tarihinde, Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyasında 10.01.2021 tarihinde borcun haricen tahsil edildiğini bildirerek tüm hacizlerin fekki ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dışı bankaya yazılan yazı cevabına göre de Kefil … … … tarafından 112.000 TL, … tarafından 50.000 TL, … tarafından 18.165,00 TL, davacı tarafından 127.516 TL, A.Uğur Kutsal 7.368,18 TL ödeme yapıldığı ve söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun 08/01/2020 tarihinde tamamen tahsil ve tasfiye edilerek kapatılmış olduğu belirtilmiştir.
Dava dışı banka tarafından …. yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi ile Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… ve Ankara …İcra Müdürlüğünün E:… sayılı dosyalarında 162.000 TL alacak davalı İsmail Şen ve …’ye temlik edilmiştir.
Alacağın devrine(temlikine) ilişkin düzenlemeler 6098 sayılı TBK’nın 183. ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Alacağın temliki, bir alacağın, alacaklı tarafından başka bir kimseye devir edilmesidir. Böyle bir devir ile borç ilişkisindeki alacaklı taraf değiştiği gibi alacak hakkı da eski alacaklıdan (devir eden) yeni alacaklıya( devir alan) geçer.TBK’nın 184. maddesine göre, alacağın devrinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Alacağın devri sözü verme ise şekle bağlı değildir.
Alacağın temliki borç ödeme, tahsil ya da güvence maksatları ile yapılabilir. Alacağın temlik edilmesinde borçlunun rızasına gerek yoktur. Alacağın devrinin hüküm ifade edebilmesi bir alacağın bulunması, mevcut bir alacak kadar ileride kazanılacak ya da şarta bağlı alacaklar da temlik konusu olabilir. Mahiyeti itibariyle alacağın temliki iki taraflı bir hukuki işlemdir. Devreden ile devir alanın iradelerinin uyuşması ile hüküm doğurur. Devir ile birlikte alacak devir alanın malvarlığına girer. Alacak ile birlikte alacağa bağlı fer’i haklar, alacak için gösterilmiş ayni ve şahsi güvenceler, faiz ve cezai şart da devir edilmiş olur. Devir ile birlikte devredenin alacaklı sıfatı son bulur, yerine devir alan alacaklı sıfatını kazanır. Bu nedenle borçlu yeni alacaklıya karşı edimini ifa etmekle yükümlü olur. Ancak devirden haberdar edilmeyen borçlu iyiniyetle eski alacaklıya borcunu ifa ederek borcundan kurtulur. Devirden haberdar edilmişse artık devir alana borcu ifa ederek borcundan kurtulabilir. Devralan, borcun ifasını borçludan isteme hakkına sahip olur. Bunun için devir senedini ibraz etmesi yeterlidir. Borçlu, devri öğrendiği anda devredene karşı sahip olduğu alacağa bağlı bulunan def’i ve itirazları ileri sürebilir. Mevcut bir alacağın devrinde, devir konusu alacak hakkı, yazılı temlik sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte devralanın malvarlığına geçer. Sözleşmenin yapıldığı esnada mevcut olmayan müstakbel alacakların devrinde ise tasarruf işleminin yapıldığı an ile hüküm ve sonuçlarını doğurduğu an arasında bir ayrım yapılmalıdır. Bu halde temlik işlemi hüküm ve sonuçlarını alacak hakkının doğduğu anda doğurur. Yani önceden yapılan tasarruf işlemi sayesinde alacak hakkı, doğduğu anda başkaca bir işleme gerek kalmaksızın devralanın malvarlığına geçer. Öte yandan TBK m. 191 hükmüne göre alacak, bir edim karşılığında devredilmişse devreden, devir sırasında alacağın varlığını ve borçlunun ödeme gücüne sahip olduğunu garanti etmiş olur.
Türk Borçlar Kanunu’nun 167. Maddesinde düzenlenen “Aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçlulardan her biri, alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludurlar. Kendisine düşen paydan fazla ifada bulunan borçlunun, ödediği fazla miktarı diğer borçlulardan isteme hakkı vardır. Bu durumda borçlu, her bir borçluya ancak payı oranında rücu edebilir. Borçlulardan birinden alınamayan miktarı, diğer borçlular eşit olarak üstlenmekle yükümlüdürler.” şeklindeki hükümde de, müteselsil sorumlulardan herbirinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları ancak bunun aksinin kararlaştırılabileceği de açıkça belirtilmiştir.
Mahkememizce dava dışı banka kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapmak ve tüm dosya kapsamındaki itirazlar ve deliller değerlendirilmek üzere bilirkişiden 03/01/2022 tarihli rapor alınmış, bilirkişi raporunda; İcra takip dosyası dayanağı alacağın temlikine ilişkin sözleşmenin, Türkiye Cumhuriyeti … Bankası A.Ş Dikmen Şubesi ile … Sistem Bilişim Tek. Sav. San. Tic. AŞ arasında akdedilen 31.12.2015 tarihinde 500.000,00 TL limitli Genel Kredi sözleşmesi olduğunu, iş bu sözleşmede … … …, …, … İnş.Yatırım Turizm İşletme ve Tic.AŞ. Ve …’ın 575.000,00 TL lik müteselsil kefaletlerinin bulunduğunu, ayrıca sözleşmeyi …’ın ise 17.06.2016 tarihinde taşınmaz maliki sıfatıyla imzaladığını, davacı …’nin iş bu sözleşmede kefil sıfatı taşımadığı ve 3. Kişi konumunda olduğunu, dava dışı temlik veren T.C…. Bankası’nın 11.06.2021 tarihli yazısında ” Şubemiz kredi müşterilerinden … Sistem Bilişim Teknoloji ve Savunma Sanayi Ticaret A.Ş.’ye ait kredi 27.12.2017 tarihinde takip hesaplarına aktarılmıştır. İlgili takip hesapları 08.01.2020 tarihinde tamamen tahsil ve tasfiye edilerek kapatılmıştır. ” şeklinde olduğu ve ayrıca Alacaklı … Bankası vekilinin … n.lu icra dosyasına verdiği 13.01.2020 tarihli yazı ile; dosya borcunun alacaklı banka tarafından haricen tahsil edildiğini, iş bu takibin tahsilde tekerrüre yer verilmemesi kaydıyla açılmış olduğunu, harç alınmaksızın tüm hacizlerin fekki ve dosyanın işlemden kaldırılmasının talep ettiği göz önünde bulundurulduğunda da; Davaya konu …. yevmiye numaralı alacak temlik sözleşmesinden önce Dava dışı temlik veren bankanın temlik edebileceği bir alacağının kalmadığını bildirmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığından somut olayda temlike konu icra dosyalarındaki borçların dava dışı bankanın harici tahsil yapıldığını bildirim tarihlerinden(08/01/2020) önce veya aynı gün ödendiği kabul edilmelidir. Kaldı ki dava dışı banka da haricen tahsil yapıldığını açıkça belirtmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere geçerli bir temlikten bahsedebilmek için temlik tarihinde doğmuş veya ilerde doğacak bir alacak söz konusu değildir. Bu nedenle dava dışı bankanın diğer davacıya yapmış olduğu temlik tarihinde mevcut bir alacak olmaması nedeniyle geçerli değildir. Geçersiz temlikname alacak hakkı vermeyeceğinden davacının bu temliknameye dayalı başlatmış olduğu takip de haksızdır. Davacı vekili 16/06/2021 tarihli dilekçesi ile davasını alacak davasına çevirdiği ancak davacının alacak iddiasının temelinde de temlik sözleşmesi olduğu açıktır. Ancak davalı … söz konusu krediye müteselsil kefil olmuş olup, borç miktarı ve ödemiş olduğu miktar nazara alındığında davalıya müracaat hakkı da bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, davacının kötüniyeti tespit ve ispat olunmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın davasının REDDİNE,
2-Davalıların yasal koşulları bulunmayan tazminat istemlerinin reddine,
3-Bu karar nedeniyle alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 603,88 TL’den çıkartılarak geriye kalan 523,18‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalılar tarafından yapılan 8,50 TL vekalet tasdik harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair, davacı vekili Av. ….’un yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2022