Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/130 E. 2022/351 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/130 Esas
KARAR NO : 2022/351

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 10/09/2014

KARAR TARİHİ : 30/05/2022
YAZIM TARİHİ : 22/06/2022
Mahkememizde açılan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı Vekili ; Davacı ile davalı arasında 26/11/2013 tarihinde imzalanan sözleşme ile Gaziantep ilinde bulunan Nizip 516 konut inşaat projesindeki multiswitch ve yangın algılama sistemi ve devreye alınma işinin 180.000,00 TL bedelle yapılması konusunda anlaşıldığını, ayrıca aynı konutların merkezi uydu sistemi malzeme ve teklif listesi adı altında yazılı olan ürünlerin 46.000,00 TL bedel ile satılmasını konu alan anlaşmaya varıldığını, yangın algılama sistemi ile ilgili işin sözleşme hükümlerine uygun biçimde yerine getirilip, teklif listesinde belirtilen ürünlerin de davalı tarafa teslim edildiği halde bu işlerden kaynaklanan iş bedelinin ödenmediğini, kendileri yangın algılama sisteminin eksik olan devreye alınma işlemini yerine getirmek istedikleri halde inşaat sahasına sokulmadıklarını belirtip, imzalanan sözleşme ve teslim edilen ürünlerden kaynaklanan 27.000,00 TL alacaklarının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı Vekili ; Davacının sözleşme ile üstlendiği işi süresinde yerine getirmemesi nedeni ile davalının kendi yüklenicisine karşı zor durumda kaldığını, eksik kalan işin yerine getirilmesi konusunda davacının uyarılmasına rağmen eksikliği gidermediğini, davacının eksik bıraktığı işleri 10.620,00 TL bedel ödemek sureti ile dava dışı … Şirketine yaptırdıklarını, davacı tarafından teslim edilen bazı ürünlerin arızalı olduğunu, arızalı parça bedelinin 16.740,00 TL olması nedeni ile davacı adına … şirketine yaptırdıkları iş bedeli olan 10.620,00 TL de bu miktara eklendiğinde davacının kendilerinden alacağı bulunmadığının ortaya çıktığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan 26/11/2013 tarihli sözleşme,
– 46.000,00 TL bedelli olduğu söylenen iş ile ilgili malzeme listesi,
-Davalının dava dışı … Şirketine yaptırdığını söylediği iş ile ilgili 02/10/2014 tarihli fatura,
-Yangın algılama sistemindeki eksikliklerin giderilmesine hazır oldukları, aksi halde alacakları olan 27.000,00 TL’nin 3 gün içerisinde ödenmesi uyarısını içeren davacı ihtarı,
-Davalının 21/08/2014 tarihli olup, talep edilen 27.000,00 TL’nin 10.620,00 TL dışında kalan kısmının kabul edildiği ve ödeneceğine ilişkin cevabi ihtarnamesi,
-Davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 29/01/2016 tarihli bilirkişi raporu ve bu rapora yönelik itiraz üzerine düzenlenen 20/10/2016 tarihli ek rapor,
-Davalı şirketin davacı adına dava dışı … Şirketine yaptırdığını söylediği işler ile ilgili inceleme yapılarak hazırlanan 10/04/2018 tarihli bilirkişi raporu,
-Tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacı ile davalı arasında biri yazılı , diğeri yazılı olmayan iki ayrı sözleşme kaapsamında davacı tarafından yerine getirildiği söylenen işler ile ilgili ödenmediği ileri sürülen iş bedeli ve yoksun kalınan karın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Daha önce mahkememizde yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile 16.380,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Karar her iki yanca istinaf edilmiştir.
Ankara BAM si 27.Hukuk Dairesi 27/01/2021 tarihli kararında, işin devreye alınması işleminin davalı yüklenici tarafından sözleşmenin bu aşamada fiili olarak feshedilmesi nedeniyle davacı taşeron tarafından yapılmadığının kabulü gerekir. Davacı taşeron, sözleşmenin ifasının davalı tarafça engellendiği başka bir deyişle bir kısım işlerin kendisine yaptırılmadığını belirterek, bakiye 27.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiş; davalı yüklenici ise sözleşmeye göre iş bedelinin büyük kısmının ödendiğini, davacının bakiye 27.000,00 TL ödenmeden işi bitirmek istemediğinden, şantiyeye alınmadıkları iddiasını ileri sürdüğünü belirterek, sözleşmeye aykırı davranan tarafın davacı olduğunu savunmuştur. Davacı taşeronun dava dilekçesinden, işin karşı tarafın kusuru ile yapılmayan kısmına yönelik olarak kâr mahrumiyeti alacağını, yani sözleşmenin haksız feshi kapsamında müspet zararını da talep ettiği anlaşılmaktadır. Davalı yüklenici vekili ise istinaf dilekçesinde, 3.kişiye yaptırılan işin sözleşmelerdeki bedelinin 16.889,88 TL olduğunu, bu miktarın düşülerek bakiye iş bedelinin belirlenmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerleşik içtihatlar gereği sözleşmenin ifasının iş sahibi tarafından haksız olarak engellendiğinin, kalan kısım yönünden iş sahibinin fesihte haksız olduğunun kabul edilmesi halinde, yaptırılmayan kısım için taşeronun mahrum kaldığı kârın da müspet zarar kapsamında hesaplanarak bu bedele de hükmedilmesi gerekir. Buna karşılık sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin kabul edilmesi halinde, kalan işler yönünden davalı yüklenicinin iş bedelinden mahsubunu talep edebileceği miktarın sözleşmede belirlenen bedele göre tespit edilmesi gerekir. Mahkemece kalan işler yönünden davalı yüklenicinin fesihte haklı olup olmadığı hususunda bir inceleme yapılmamıştır.
Dosyadaki belgelerden davacı tarafça işin kendisi tarafından tamamlanacağının ihtar edildiği sabit olup, davalı yüklenici ise, davacının işin eksik kısmının ikmali için davacının uyarıldığını iddia etmiş ise de; bu iddiasını ispatlar şekilde dosyaya sunduğu delili bulunup bulunmadığı ve sözleşmenin feshinde tarafların kusur durumu araştırılarak bir tespit yapılmamıştır. Davacının sözleşme kapsamında bakiye alacağı ve feshin haksız olduğunun belirlenmesi halinde kâr kaybının da hesaplanarak verilmesi, haklı fesih halinde ise sadece bulunan bakiye iş bedeline hükmedilmesi gerekirken eksik inceleme ve fesihte haklılık durumu belirlenmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır, denilerek kararımız kaldırılıp dava dosyası mahkememize iade edilmiştir.
Davalı Gaziantep ilinde bulunan Nizip 516 Konut inşaatı ile ilgili işi ihale ile üstlenmiştir. Davalının yükleniminde olan bu inşaat projesinde yer alan “multiswitch ve yangın algılama sisteminin yapımı ve devreye alınma işinin 180.000,00 TL bedelle yapılması ve ayrıca aynı konutların merkezi uydu sistemi malzeme ve teklif listesi adı altında yazılı olan ürünlerin 46.000,00 TL bedel ile davacı tarafından temini konusunda” taraflar anlaşmıştır. Merkez uydu sistemi ile ilgili malzeme temini konusunda taraflar arasında yazılı bir sözleşme sunulmamış olmakla birlikte davalı taraf bu işin davacı tarafından yerine getirilmediğini ileri sürmediği gibi, her iki iş ile ilgili olarak bakiye alacaklarının ödenmesi amacı ile davacı tarafından düzenlenen ihtarnameye verilen cevaptan ” her iki iş nedeni ile kalan alacağın 27.000,00 TL olduğu, eksik iş nedeni ile üçüncü kişilere yaptırılan iş bedeli düşüldükten sonra kalan miktarın davacıya ödeneceği davalı tarafından ihtarname ile bildirildiği için” taraflar arasında 46.000,00 TL bedelli mazleme temini konusunda da anlaşmaya varıldığı kabul edilmiştir.
46.000,00 TL bedelli malzeme temini işi yönünden davalı taraf ödeme yapmaları amacı ile davacı tarafından düzenlenen 13/08/2014 tarihli ihtarnameye verdikleri 21/08/2014 tarihli cevabi ihtarnamede bu iş kapsamındaki ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini, ürünlerin ayıplı olduğunu ileri sürmemiştir. Dava açıldıktan sonra davalı taraf, davacı tarafından kendilerine teslim edilen bir kısım ürünün arızalı çıktığını ileri sürmüştür. Dosya kapsamı ile, işte kullanılacak ürünlerin davacı tarafından davalıya teslim edildiği, ürünlerde ayıp bulunduğunun süresinde muayene yapılarak davacıya bildirilmediği için, davalının savunmasının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının asıl yüklenimi 26/11/2013 tarihli Nizip 516 Konut inşaat projesindeki multiswitch ve yangın algılama sistemi ve devreye alınması işi ile ilgilidir. Bu sözleşme kapsamındaki iş bir eserin meydana getirilmesi şeklinde olduğu için davacı yüklenicinin sözleşme ile kararlaştırılan bedeli talep edebilmesi için üstlendiği işi sözleşme hükümlerine uygun biçimde eksiksiz ve ayıpsız olarak tamamlayarak davalı iş verene teslim etmiş olması gerekir.
Her iki tarafın da kabulünde olduğu gibi, yangın algılama sisteminin devreye alınması işi davacı tarafından yerine getirilmemiştir. Davacı inşaat sahasına alınmadıkları için devreye alma işini yapamadıklarını söylemekte iken, davalı taraf cevabı ihtarnamede işin süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, bu nedenle kendi iş verenine karşı zorda kaldığını belirtmiştir.
BAM si iade kararı doğrultusunda alınan tarihsiz ilk raporda da belirtildiği gibi, işin süresi 30 gün olup, yer teslimi ile sürenin başlayacağı, yer teslimine ilişkin tutanak olmadığı için sürenin başlangıcını belirlemek mümkün olmadığı için işin süresinde yapılmadığının kabul edilemeyeceği, üstelik gecikme olduğuna ilişkin davalı tarafın ihtarı bulunmadığı, davacının yapılmayan iş kısmı olan devreye alma işlemini yapmak için iş sahasına gittiğinde, davalı tarafından sahaya alınmadığı sabit olduğu için sözleşmenin davalı tarafından feshinin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmiştir. Bu durumda davacı hem yaptığı iş bedelinin ödenmeyen kısmını, hem de haksız fesih nedeni ile yerine getiremediği devreye alma işinin bedeli ile ilgili kar kaybını davalı işverenden talep edebileceği kabul edilmiştir.
Yukarıda da belirtildiği gibi, davacı ile davalı arasında biri yazılı diğeri yazılı olmayan sözleşmeye dayalı iki ayrı hukuki ilişki mevcuttur. Bunlardan biri malzeme teslimini içeren 46.000,00 TL bedelli anlaşma, diğeri ise 180.000,00 TL bedelli yangın algılama sistemi ve devreye alınması işi ile ilgilidir.
Davacı tarafından düzenlenen 13/08/2014 tarihli ihtarname ile her iki işten arta kalan ve davalı tarafından ödenmeyen davacı alacağı açıkça 27.000,00 TL olarak gösterilmiştir. Davalı bu ihtarnameye karşılık olarak düzenlediği 21/08/2014 tarihli ihtarnamede yukarıda belirtilen iki ayrı iş nedeni ile ödenmeyen davacı alacağının 27.000,00 TL olduğunu kabul etmekte, fakat davacının üstlendiği işlerin bir kısmının hiç yapılmamış ya da ekik yapılmış olması nedeni ile dava dışı … Şirketinden mal ve hizmet satın aldığını, davacının eksik bıraktığı ve dava dışı … Şirketi tarafından yerine getirilen iş bedelinin 10.620,00 TL olduğunu, davacının ihtarname ile kendilerinen istediği 27.000,00 TL’nin … Şirketine yapılan 10.620,00 TL dışında kalan kısmını ödemeyi kabul etmiş olmaları nedeni ile her iki işten kaynaklanan davacı alacağının toplam 16.380,00 TL olduğu kabul etmiştir.
Davalı taraf talep edilen 27.000,00 TL içerisinde davacı tarafından yerine getirilmeyen devreye alma işi de dahil tüm iş bedelinin ödenmeyen kısmının bulunduğunu ileri sürmekte iken, davacı devreye alma işini davalıdan kaynaklanan nedenlerle yerine getiremediklerini belirtip, tüm işin ödenmeyen bedeli ile kar yoksunluğundan kaynaklanan alacağın talep edilebileceğini ileri sürmüktedir.
İade kararı sonrası düzenlenen ilk raporda, test ve devreye alma işinin bedelinin 17.303,64 TL olduğu, bu işin sözleşmenin davalı iş veren tarafından haksız fesih edilmiş olması nedeni ile davacı tarafından yerine getirilemediği, bu durumda davacının davalıdan kaynaklanan nedenlerle yapamadığı işin bedeline karşılık gelen kar yoksunluğu alacağının 2.595,55 TL olduğu şeklinde görüş bildirilmiştir. Bu rapora yönelik itirazlar sonrası düzenlenen ek raporda ise, yapılmayan iş bedelinden maliyete ait unsurlar arındırıldığında,17.3030,64 TL olan ve yapılamayan devreye alma işi bedelinden kaynaklanan yoksun kalınan kar kaybının 2.257,00 TL olduğu hesaplanmış, bu hesaplamanın somut olaya uygun olduğu için, davalının haksız fesih ettiği sözleşme nedeni ile davacı tarafından 17.303,64 TL bedelli devreye alma işinin yapılamamı nedeni ile oluşan kar kaybının 2.257,00 TL olduğu, bu miktarın davalıdan tahsili gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının bir diğer talebi devreye alma işi de dahil davacı tarafından yapılan iş bedelinin ödenmediği ileri sürülen kısmına ilişkin 27.000,00 TL olup, bu miktarın yapılan ve yapılmayan tüm iş bedelinin ödenmeyen kısmını oluşturduğu, davacının davalının kusuru ile de olsa yapmadığı devreye alma işinin bedeli olan 17.303,64 TL yi davalıdan talep edemeyeceği, ancak bu işi yapamamaktan kaynaklanan kar kaybını talep edebileceği, bakiye iş bedeli olan 27.000,00 TL den, yapılmayan devreye alma işinin bedeli olan 17.3030,64 TL mahsup edildiğinde davacının iş bedelinden kaynaklanan alacağının ( 27.000,00 TL – 17.303/64 TL = 9.696,36 TL) 9.696,36 TL olduğu, davalı tarafa 3 gün ödeme süresi verilen ve 19/08/2014 tarihinde tebliğ edilen Ankara 36. Noterliğinin 14/08/2014 tarihli ihtarnamesi ile verilen 3 günlük ödeme süresinin tamamlandığı 22/08/2014 tarihinde davalı yönünden temerrüdün gerçekleştiği, bu nedenle 9.696,36 TL iş bedeli alacağı ile 2.257,00 TL kar yoksunluğu alacağının 22/08/2014 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesi gerektiği kabul edilip, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
9.696,36 TL iş bedeli alacağı ile 2.257,00 TL kar kaybından oluşan toplam 11.953,36 TL’nin 22/08/2014 temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı avans faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine,
Fazla istemin reddine,
Alınması gereken 816,53 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 461,10 TL ile harç tahsil müzekkeresi ile tahsil olunan 657,82 TL harç toplamı 1.118,92 TL harçtan mahsubu ile artan 302,39 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davalıya İADESİNE,
Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı, 461,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 486,30 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 188,20 TL ve bilirkişi ücreti 3.350,00 TL olmak üzere toplam 3.538,20 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 1.566,42 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalı tarafından yapılan 34,00 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 18,95 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’nun yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
30/05/2022

Katip …

Hakim …