Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/125 E. 2021/889 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/125 Esas
KARAR NO : 2021/889

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı … Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş arasında 15.05.2020 tarihli protokol imzalandığını, Bu protokol ile … Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin %100 hissesinin müvekkili …’ya devrine ilişkin anlaşılmış ve müvekkilinin kapora olarak 10.000 USD ödemiş ve yine 12.06.2020 tarihinde … Bank aracılığı ile davalıya 12.076,12 TL göndermiş olduğunu, Müvekkilinin Devir alacağı davalı … Elektrik Üretim Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin hisseleri üzerinde Ankara … Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasından haciz olduğunu öğrenince hisseleri almaktan vazgeçtiğini, müvekkilinin bu durumu davalı tarafa bildirmiş ve ödediği 10.000 USD ve 12.076,12 TL’nin iadesini talep etmişse de paranın iade edilmediğini, 15.05.2020 tarihli protokolde, sözleşmeden vazgeçilmesi halinde başlangıçta kapora olarak verilen 10.000 USD’nin ve 12.076,12 TL’nin müvekkiline iade edilmeyeceğine ya da bunun bir ceza koşulu olduğuna dair hüküm olmadığını, bu ödemenin BK. nun 177. Maddesi’ne göre akdin kurulduğuna delil olmak üzere davalıya verildiğini ve paranın sebepsiz zenginleşme hükümlerince müvekkiline iade edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
CEVAP:
Davalı davaya cevap vermemiştir. Davalı vekilinin yasal cevap süresi dolduktan sonra dosyaya sunduğu 12/10/2021 tarihli beyan dilekçesi kapsamında davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, taraflar arasında müzakere edilen ve taslağı oluşturan sözleşmenin 11.maddesi uyarınca kapora tutarının geri talep edilemeyeceğinin kararlaştırıldığını, bu paranın cayma parası olup, sebepsiz zenginleşme yoluyla talep edilemeyeceğini savunarak hisse satış sözleşmesi taslağı sunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan alacak isteminden ibarettir.
Davacı taraf, davalı şirket ile aralarında 15/05/2020 tarihli protokol imzalandığını, buna göre şirketin %100 hissesini davacıya devri hususunda anlaşıldığını, davacının kapora olarak 10.000 USD ödediğini yine 12/06/2020 tarihinde Türkiye Finansbank aracılığı ile davalıya 12.076,12 TL gönderdiğini, sonrasında Ankara Ticaret Odası’ndan davalı şirketin hisseleri üzerinde Ankara 1., 7. ve 16. İcra Müdürlükleri tarafından konulmuş hacizler olduğunu öğrendiğini, bu nedenle hisseleri almaktan vazgeçtiğini, bu durumun davalı tarafa bildirilerek ödenen tutarların iadesinin istenildiğini, ancak davalının buna yanaşmadığını, taraflar arasında imzalanan protokolde sözleşmeden vazgeçilmesi halinde ödenen paraların iade edilmeyeceğine ilişkin bir ceza koşulu bulunmadığını, BK 177 maddesine göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı 10.000 USD ile 12.076,12 TL’nin faizleri ile birlikte iadesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Davalı taraf ise ödenen bu tutarların cayma parası olup, geri istenemeyeceğini savunmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacı tarafından dosyaya sunulan 15/05/2020 tarihli … ile hissedar … tarafından imzalı belgede “15/05/2020 tarihinde … Elektrik Üretim San. Ve Tic. AŞ’ne %100 hisse devrine ilişkin tarafımızca kapora olarak 10.000 USD ödenmiştir.” yazılı olduğu, dosyaya bir örneği sunulan … Bankası’na ait 12/06/2020 tarihli hesaba EFT dekontu kapsamında davacı … Tarafından davalı şirket hesabına “… BAŞVURU ÜCRETİ” açıklamalı 12.076,12 TL havale işlemi yapılmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce söz konusu bankaya yazı yazılarak açıklama kısmında yer alan … BAŞVURU ÜCRETİ’nin ne olduğu konusunda açıklama yapılması istenilmiş, işlemin mobil şubeden gerçekleşmesi nedeniyle bu hususun … tarafından açıklanması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı tarafından sunulan hisse satış sözleşmesi başlıklı tarihsiz, imzasız ve (…) kısımları boş olarak bırakılan belgenin incelenmesinde; “bir tarafta …, … satıcı olarak, diğer tarafta …, alıcı olarak” yer alıp, “… Elektrik Üretim Sanayi Tic. AŞ’nin %100 hissesinin devrine ilişkin işbu hisse satış sözleşmesi” düzenlendiği, tarih kısımlarının boş olduğu, davalı şirkette 190 hissenin …’a 10 adet hissenin ise …’a ait olduğunun belirtilip, alıcı tarafından şirket hisseleri için satıcıya ödenecek toplam bedelin 3.850.000 USD olarak gösterildiği, 11.maddede yer alan kapora bölümünde boşluk bırakılan kısımda tutar yazılı olmadığı, taraflarca sözleşmenin imzalanmadığı görülmüştür.
Mahkememizce davalı şirket vekiline dosyaya sunduğu beyan dilekçeleri kapsamına göre; tarafların imzaladığı ıslak imza içerir bir sözleşme olup olmadığı, bu sözleşmeye dayanak davacıya %100 pay satışına ilişkin usulünce alınmış bir yönetim kurulu kararı olup olmadığı, 10.000 USD’nin cayma bedeli olduğuna ilişkin taraflarca imzalı bir belge olup olmadığı hususlarında beyanda bulunarak varsa bu belgeleri ibraz etmesi için 2 hafta kesin süre verilmiş, davalı şirket vekilinin 17/12/2021 tarihli beyan dilekçesi kapsamında satışa ilişkin şirket yönetim kurulunun bir karar almadığını, alıcının alımdan vazgeçmesi nedeniyle bu aşamaya gelinmediğini, taslağın kapora başlıklı 11.maddesinde kapora tutarının geri talep edilemeyeceğinin hüküm altına alınması nedeniyle geri istenemeyeceğini bildirdiği anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişinin dosyaya sunduğu 01/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 15.05.2020 tarihli protokola göre, … tarafından …’a, davalı firmanın 90100 hissesinin devri için 10.000,00 usd kapora parası ödendiği iki tarafça imza altına alındığını, … davalı firmanın %15 pay ortağı olup, protokol altına kaşe basılmamış sadece imza atıldığını, bu doğrultuda söz konusu 10.000.000 USD’nin davalı firmaya değil …’ın kendisine ödendiği sabit olup, takdirin mahkemeniz uhdesinde olduğunu, davacı tarafından, … Bankası Kızılay Şubesinden 12.06.2020 tarihli dekontu ile, … Elektrik Üretim A.Ş’nin TR… iban nolu hesabına “… BAŞVURU ÜCRETİ” açıklamalı 12.076,12 TL eft işlemi yapıldığını, söz konusu ödeme zamanında, davacının hisse devri ile ilgili protokolün halen devrede olduğunu, hisse devrinin gerçekleşeceği amacı ile söz konusu ödemeyi davalı firmaya yaptığı anlaşıldığını, ödemenin banka aracılığı ile yapıldığı dikkate alındığında da Protokol Konusu Hisse Devri Gerçekleşmediği İçin söz konusu tutar kadar davacının davalı firmadan alacaklı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve deliller hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalı şirketin %100 hissesini satın almak istediği, bu nedenle hisse satış sözleşmesi taslağı düzenlenerek davacı tarafından davalı şirket hissedarı …’a 15/05/2020 tarihli tutanak kapsamında 10.000 USD kapora bedeli ödendiği, akabinde davalı şirket hisseleri üzerinde haciz bulunduğunun öğrenilmesi nedeniyle davacının şirket hisselerini almaktan vazgeçtiği, bu nedenle taraflar arasında bir sözleşme imzalanmadığı, dosyaya sözleşme imzalandığına ilişkin ıslah imzalı bir belge sunulamadığı, taraflar arasında kurulamadığı anlaşılan sözleşme uyarınca davacının verdiği bedelleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı şirketten talep edebileceği, taraflar arasında düzenlenen sözleşme taslağında davalı şirketin %100 hisse devrinin konu olması dikkate alındığında davacı tarafından davalı şirket hissedarı …’a ödenen 10.000 USD kapora bedeli ile şirket hesabına EFT yapılan 12.076,12 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine istinaden davalı şirketten talep edilebileceği, dosyaya sunulan sözleşme taslağı bir sözleşmeye dönüşmediği için davalının savunmasında bahsi geçen 11.madde hükümlerinin uygulanmasının söz konusu olamayacağı, kapora tutarının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı talep edilebileceği açıkça anlaşıldığından davanın kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiş, davalı vekilinin 30/12/2021 tarihli karar celsesinde yemin teklif edilmesini talep ettiği görülmüş ise de; davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği gibi yemin deliline de dayanmadığı açıkça tespit edildiğinden davacı yanca da bu talep kabul edilmediğinden yerinde görülmeyen istemin de ara karar ile reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
10.000 USD’nin dava tarihinden işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte, 12.076,12 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 5.699,32 TL harçtan peşin alınan 1.424,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.274,49 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 11.646,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 2.818,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..30/12/2021

Katip …

Hakim …