Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/113 E. 2023/34 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/113 Esas – 2023/34
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/113 Esas
KARAR NO : 2023/34

H

DAVA : MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ : 19/02/2021

KARAR TARİHİ : 23/01/2023
YAZIM TARİHİ : 23/02/2023
Mahkememizde açılan Menfi Tespit davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; taraflar arasındaki 5 yıllık bayilik sözleşmesinin sonlanmasına 6 ay kala taraflar arasındaki ilişkinin feshine ilişkin protokol düzenlendiğini, protokol ile 796.888,54 TL akaryakıt bedeli, 165.880,00 TL cezai şart alacağı ve 91.608,39 TL de vade farkı olmak üzere toplam davacı borcunun 1.054.376,95 TL olarak belirlendiğini, 25/07/2016 tarihinden başlayan 7 adet bono düzenlenip borcun bu bonolar ile ödenmesinin kararlaştırıldığını, vadesi gelen bono ödendiğinde davalıda bulunan ve boşa çıkan teminat senedinin iadesine karar verildiğini, borç ödemesi için düzenlenen 25/07/2016 tarihli ilk bonoyu ödemek istediklerinde, davalının bu bonoyu kaybettiğini söyleyip 29/07/2016 tarihinde 80.000,00 TL teminat senedini paraya çevrildiğini, davalının bununla da yetinmeyip 25/08/2016’da 350.000,00 TL, 110.000,00 TL ve 120.000,00 TL bedelli olmak üzere 660.000,00 TL bedelli teminat mektuplarını paraya çevirdiğini, İş Bankası aracılığı ile çeşitli tarihlerde 120.000,00 TL EFT ile olmak üzere toplam 796.888,54 TL ödeme yaptıklarını, bono bedellerinin belirlenen tarihlerden önce ( vadelerinden önce) teminat mektupları paraya çevrilerek tahsil edildiği için 91.608,39 TL vade farkı ile 165.880,00 TL cezai şart alacağı dolayısıyla borçlu olmadıklarının kabulü gerektiğini, buna rağmen davalının alacaklı olmadığı halde bedelsiz olan dört adet bonodan iki tanesi için Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6919 ve diğer iki bono için de 2017/7276 esas sayılı icra takiplerini başlattığını, daha sonra da faturaya dayanılarak 41.300,00 TL’nin tahsili için 2017/7880 esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, icra takibine konu edilen miktarlar ve davacı ödemeleri dikkate alındığında bu üç icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarınıbelirtip, her üç icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, icra takip dosyalarındaki asıl alacak miktarının %20’sine karşılık gelen kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı vekili ; Kısmi menfi tespit davasının açılmasının mümkün olmadığını, vade farkı ve cezai şart alacakları 257.488,39 TL olduğu halde 100.000,00 TL üzerinden harç yatırıldığını, davadaki talebin zamanaşımına uğradığını, tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları fesih protokolü ile davacının borç miktarını belirlediklerini, hem cari hesap alacağı, hem cezai şart alacağı hem de ödemelerin zamana yayılması nedeniyle vade farkı ödemesi yapılmasına davacının serbest iradesi ile imzaladığı protokol ile kabul edildiğini, cezai şart alacaklarının sözleşmenin 6.1.5.2 maddesi ve fesih protokolünün 3.maddesi ile 57.200,00 USD karşılığı 165.880,00 TL olarak belirlendiğini, fesih protokolünün 2.maddesi ile 91.608,39 TL vade farkı ödemesi yapılmasına karar verildiğini, teminat mektuplarının protokol uyarınca davacının ödeme yapmaması nedeniyle yine protokol uyarınca paraya çevirdiklerini, icra takipleri sürmekte iken 09/10/2017 tarihli borç ödeme sözleşmesi imzalandığını, davacının bu sözleşmeye de aykırı davrandığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Ankara 18.İcra Müdürlüğünün 2017/ 7276, 6919 ve 7880 Esas sayılı icra takip dosyaları,
-Davacı ödemelerine ilişkin kayıtlar,
-Eksik harcın tamamlanması ile ilgili ödeme belgesi,
– Anlaşmalı Fesih Protokolü,
-Bayilik sözleşmesi,
-Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; taraflar arasında imzalanan bayilik söçzleşmesinin feshi için düzenlenen tarihsiz “Anlaşmalı Fesih Protokolü” kapsamında belirlenen borç ödeme amaçlı verilen bonoların belirtilen tarihlerde ödenmesi gerektiği halde, davalının süresinden önce teminat mektuplarını paraya çevrilerek tahsil edilmesine rağmen, borçlu olunmayan bonolara dayanılarak başlatılan Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6919 ve 7276 esas sayılı icra takipleri ile ariyet malzeme bedelinin tahsili için başlatılan 2017/7880 esas sayılı icra takipleri nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı şirket ile davalı arasında 15/10/2012 tarihinde imzalanan “Bayilik Sözleşmesi” ile ticari ilişki başlamıştır. Sözleşme 4 yıl 6 ay süre ile yürürlükte kaldıktan sonra taraflarca 2016 yılı içerisinde “Anlaşmalı Fesih Protokolü” hazırlanıp, bayilik ilişkisi sonlandırılmıştır.
Fesih protokolünün 1.maddesi ile; davacının akaryakıt alımından kaynaklanan borcu 796.888,54 TL olarak belirlenmiş, bu borcun 136.888,54 TL’sinin 25/07/2016 tarihinde ödenmesi, geriye kalan 660.000,00 TL’nin ise 2 ayı ödemesiz olmak üzere 6 ayda eşit taksitler halinde ödenmesi, bunun için bono düzenlenmesine karar verilmiştir.
Protokolün 2.maddesi ile; cari hesap borcunun ödemesinin zamana yayılması nedeniyle davacının davalıya 91.608,39 TL vade farkı ödemesi yapmasına, bu ödemenin de 25/07/2016 tarihinde yapılmasına karar verilmiştir.
Protokolün 3.maddesinde ise; 23/07/2012 tarihli bayilik sözleşmesinin 6.1.5.2 maddesinde belirlenen 57.200,00 USD’nin TL karşılığı olarak 165.880,00 TL cezai şarttan kaynaklanan davalı alacağının ilk iki ayı ödemesiz 6 ay içerisinde eşit taksitler ile ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Fesih protokolü ile davalının cari hesaptan kaynaklanan alacağı 796.888,54 TL, cezai şart alacağı 165.880,00 TL ve vade farkı alacağı ise 91.608,39 TL olmak üzere toplam davalı alacağı 1.054.376,95 TL olarak belirlenmiştir. Protokolün 1.maddesi ile 796.888,54 TL olan cari hesap borcunun 136.888,54 TL’sinin 25/07/2016 tarihinde davalıya ödeneceği, kalan cari hesap borcunun ise protokolü takip eden ilk iki ayı ödemesiz olmak üzere 6 eşit taksitte ödeneceği konusunda anlaşmaya varılmıştır.
Protokolün 2.maddesinde karara bağlanan 91.608,39 TL vade farkı alacağının 25/07/2016 tarihinde, yine protokolün 3.maddesinde ise 165.880,00 TL olarak belirlenen cezai şartın ise yine vade farkı alacağında olduğu gibi 25/07/2016 tarihinde ödenmesi konusunda anlaşmaya varılmıştır.
Protokolün 1, 2 ve 3.maddesinde belirtilen cari hesap, vade farkı ile cezai şart alacağından oluşan toplam 1.054.376,95 TL davalı alacağının ödenmesi amacıyla;
Tamamı 23/06/2016 düzenleme tarihli olan;
25/07/2016 ödeme tarihli, 228.496,93 TL bedelli,
22/08/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,
22/09/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,
22/10/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,

22/11/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,

22/12/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,

22/01/2017 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,

Bonolar davacı tarafından düzenlenip davalıya verilmiştir.
Taraflar arasındaki protokol ile belirlenen davacı borcunun ilk ödemsinin 25/07/2016 tarihli bono ile yapılması kararlaştırılmış, bu tarihteki bono bedeli 228.496,93 TL olup, bunun 136.888,54 TL’si cari hesap alacağının ilk kısmı, kalan 91.608,39 TL’sinin ise protokolün 2.maddesinde belirlenen vade farkı alacağından oluştuğu anlaşılmaktadır.
Kalan 137.646,67 TL’lik 6 adet bononun ise 6 eşit taksit ile ödemesine karar verilen 660.000,00 TL cari hesap alacağı ile 165.880,00 TL cezai şart alacağı için düzenlenmiştir.
Davacı tarafın iddiasına göre; 25/07/2016 tarihli olup 228.496,93 TL bedelli bono için davacı ödeme yapmak istemiş, davalının bonoyu kayıp ettiğini söylemesi üzerine ödeme gerçekleşmemiştir. Ödeme yapılmayınca davalı kendisinde bulunan teminat mektuplarını paraya çevirerek alacağını tahsil etmeye başlamıştır. Bu amaçla 29/07/2016 tarihinde 80.000,00 TL ve 25/08/2016 tarihinde de üç adet teminat mektubundan 580.000,00 TL paraya çevrilerek toplam 660.000,00 TL davalı alacağı tahsil edilmiştir. Davalı tarafından davacı hakkında çeşitli icra takipleri başlatıldıktan sonra da davacı tarafından 22/11/2017’de 30.000,00 TL, 27/11/2017’de 40.000,00 TL, 22/12/2017’de 7.000,00 TL, 15/01/2018’de 25.000,00 TL, 17/01/2018’de 15.000,00 TL ve 22/01/2018 tarihinde ise 8.000,00 TL daha ödeme yapılmıştır.
Davacımız, davalının bonolarda yer alan ödeme tarihlerine uymaksızın teminat mektuplarını paraya çevirmek suretiyle bonolardan kaynaklanan borçları süresinden önce tahsil ettiği için fesih protokolünde kararlaştırılan 91.608,39 TL vade farkı ile koşulları oluşmadığı için 136.888,54 TL cezai şart alacağının kendisinden talep edilemeyeceğini, teminat senetlerinden tahsil edilen bonolara dayanılarak başlatılan Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/7276 ve 6919 esas sayılı icra takipleri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemektedir.
Davacının cezai şart ödemesi taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 6.1.5.2 maddesinde düzenlenmiş olup, bayinin sözleşme hükümlerinden birini ihlal etmesi halinde cezai şart ödemesi gerekmektedir. Fesih protokolünün 3.maddesi ile her iki taraf serbest iradeleri ile cezai şart ödemesinin yapılmasını kararlaştırmıştır. Davacının süresinde iradesini sakatlayan haller nedeniyle fesih protokolünün geçerli olmadığını ileri sürmediği gibi, davacı şirketin öz sermayesi ve ticari iş kapasitesi dikkate alındığında 165.880,00 TL kadar cezai şart ödemesinin davacının mahvına neden olmayacağı, bu nedenle bayilik sözleşmesi ve serbest irade ile imzalandığı kabul edilen fesih protokolü uyarınca davacının cezai şart ödemesi yapmak durumunda olduğu kabul edilmiştir.
Davacımız ayrıca ödemenin zamana yayılması nedeniyle vade farkı ödemesi yapmasına karar verildiğini, davalının bono vadelerini beklemeden süresinden önce teminat mektuplarını paraya çevirip alacağını tahsil ettiği için vade farkı nedeniyle de sorumlu olmayacağını ileri sürmektedir. Gerçekten de tarafların serbest iradeleri ile düzenledikleri fesih protokolü ile davacı ödemesinin 25/07/2016 tarihinden başlayan ve birer ay ara ile takip eden 7 adet bono ile ödemesi kararlaştırıldığı için vadei farkı belirlenip cari hesap alacağının 136.888,54 TL’lik kısmı ve 91.608,39 TL vade farkı alacağı toplamı olan 228.496,93 TL’nin 25/07/2016 tarihinde ödenmesi, kalan alacağın ise 6 eşit taksit halinde ödemesi kararlaştırılmıştır.
Davacı her ne kadar 25/07/2016 tarihli ilk bonoyu ödemek istediklerini, davacının bonoyu kaybettiğini söylemesi nedeniyle ödeme yapılamadığını, burada kendilerinin kusurlu kabul edilemeyeceğini ileri sürmekte ise de; davacının bonoyu dayanak tutarak düzenlenen ve davalının imzasını taşıyan bir belge ile veya tevdi mahalli tayin ettirmek suretiyle ödeme yapması gerekir iken buna aykırı davrandığı için 25/07/2016 tarihli ilk bononun davacının kusuru ile ödemediği, davalının 29/07/2016 tarihinde 80.000,00 TL bedelli teminat mektubunu paraya çevirerek kısmen tahsilat yaptığı, 25/07/2016 tarihli ilk bono ödenmediği gibi 22/08/2016 tarihli ikinci bononun da süresinde ödenmemesi üzerine davalının bu kez 25/08/2016 tarihinde toplam bedeli 580.000,00 TL olan üç ayrı teminat mektubunu paraya çevirip toplam 660.000,00 TL alacağını ilk iki bono bedelini aşar şekilde tahsil ettiği anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen erken tahsilat nedeniyle davacının ödemesi kararlaştırılan 91.608,39 TL vade farkının tamamının davacıdan talep edip edemeyeceği konusunda bilirkişilerden 08/10/2021 tarihli asıl rapor ile itirazları üzerine 07/03/2022 tarihli 1.ek rapor alınmıştır. Bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi, davacı cari hesap borcundan 136.888,54 TL ile 91.608,39 TL vade farkı toplamı olan 228.496,93 TL için 25/07/2016 tarihli ilk bononun düzenlendiği, cari hesap borcunun kalan kısmı ile cezai şart alacağının ise 6 eşit taksitle ve bonolar ile ödemesi kararlaştırıldığı halde ilk iki bono bedeli ödemediği için 29/07/2016 ve 25/08/2016 tarihinde toplam 660.000,00 TL’nin teminat mektupları paraya çevrilerek tahsilat yapıldığı, davalı alacağının büyük bölümü bu iki teminat mektubu ile tahsil edildiği için asıl raporun 17.sayfasında belirlenen yöntemle yapılan hesaplamada 91.608,39 TL vade farkı alacağının 20.355,42 TL’sinin davacıdan talep edilebileceği (91.608,39 TL – 20.355,42 TL = 71.252,97 TL) 71.252,97 TL vade farkı alacağı nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığı kabul edilmiştir.
Bilirkişimiz her ne kadar cezai şart alacağı koşullarının oluşmadığını söylemiş ise de; tarafların serbest iradeleri ile imzaladıkları ve iradeyi sakatlayan haller ileri sürülerek geçersiz olduğu süresinde ileri sürülmeyen tasfiye protokolünün davacı yönünden de bağlayıcı olduğu, bu nedenle davalının cezai şart alacağınında davacıdan tahsili gerektiği cezai şart miktarı, şirketin sermaye miktarı, ticari iş kapasitesi dikkate alındığında cezai şart alacağının tahsilinin davacının mahvına neden olmayacağı kabul edilmiştir.
Davalımız fesih protokolünde belirtilen ilk üç bono için icra takibi başlatmamıştır.
İcra takibine konu edilmeyen bonolar;
25/07/2016 ödeme tarihli, 228.496,93 TL bedelli,
22/08/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli,
22/09/2016 ödeme tarihli, 137.646,67 TL bedelli olup, toplam bedeli 503.790,27 TL’den oluşmaktadır.
İcra takibine konu edilmeyen bono bedelleri dikkate alındığında teminat mektuplarının paraya çevrildiği 25/08/2016 tarihinde teminat mektuplarının paraya çevrilmesi sonucu tahsil edilen miktardan icra takibine konu edilmeyen ilk üç bono bedeli toplamı mahsup edildiğinde 2017/7276 esas sayılı icra takibinin başlatıldığı tarih itibarı ile (660.000,00 TL – 503.790,27 TL = 156.209,73 TL) 156.209,73 TL fazladan tahsilat yapıldığı mahkememiz tarafından hesaplanmıştır.
Davacının menfi tespit davası açtığı ilk icra takibi Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/7276 esas sayılı icra takibi olup, bu icra takibi fesih protokolünde belirtilen 4.sıradaki 20/10/2016 tarihli ve 137.664,67 TL bedelli bononun 90.849,33 TL asıl alacak kısmı ile, 4.185,30 TL işlemiş faiz ve 272,54 TL komisyon ve 20/11/2016 tarihli bono nedeniyle 137.646,67 TL asıl alacak, 5.113,67 TL işlemiş faiz ile 412,94 TL komisyondan oluşan toplam 238.480,45 TL nin tahsili için başlatılmıştır. Bu icra takibindeki asıl alacağın ise (90.849,33 TL + 137.646,67 TL = 228.496,00 TL) 228.496,00 TL olduğu, ilk üç bono bedelini aşan davacı ödemesi 156.209,73 TL olup, 2017/7276 esas sayılı icra takibinin (228.496,00 TL – 156.209,73 TL = 71.286,27 TL) 71.286,27 TL asıl alacak üzerinden başlatılması gerekir iken 228.496,00 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı için bu icra takibinde (228.496,00 TL – 71.286,27 TL = 157.209,73 TL) 157.209,73 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığı kabul edilmiş, hesaplama mahkememiz tarafından yukarıda aktarılar şekilde yapılmıştır.
İcra takibine konu edilmeyen bonolardan 25/07/2016 tarihli olanının bedeli içerisinde 136.888,54 TL cari hesap alacağı ile 91.608,39 TL cezai şart alacağı yer almaktadır. bilirkişi raporunda belirtildiği gibi davalı vade farkı alacağının 20.855,42 TL olduğunun kabulü nedeni ile davacının 20/07/2016 tarihli bono nedeniyle olan borcunun 157.743,96 TL olması gerektiği, takibe konu edilmeyen 22/08/2016 vadeli bononun 137.646,67 TL ve 22/09/2016 vadeli bononun 137.646,67 TL olup, icra takibine konu edilmeyen bu üç adet bonodan kaynaklanan davacı toplam borcunun (157.743,96 TL + 137.646,67 TL + 137.646,67 TL = 433.037,30 TL) 433.037,30 TL olduğu hesaplanmıştır. Bu tarih itibariyle davalı tahsilatı teminat mektupları ile 660.000,00 TL olarak tahsil edilmiş olup, davaya konu 2017/7276 esas sayılı icra takibi öncesi davacı fazla ödemesinin (660.000,00 TL – 433.037,30 TL = 226.962,70 TL) 226.962,70 TL olduğu kabul edilmiştir.
Menfi tespit davasına konu 2017/7276 esas sayılı icra takibi başlatıldığında davacının fazla tahsilatı 226.962,70 TL olup, 2017/7276 esas sayılı icra takibinin 10/11/2016 vade tarihli iki adet bono için başlatıldığı, bu icra talebindeki asıl alacak toplamı 275.293,34 TL olup, bu takip öncesi 226.962,70 TL fazla tahsilat nedeniyle davalının icra takibi ile (275.293,34 TL – 226.962,70 TL = 48.330,64 TL) 48.330,64 TL talep etmesi gerekir iken icra takibinin (137.646,67 TL + 90.849,33 TL = 228.496,00 TL) 228.496,00 TL asıl alacak üzerinden başlatıldığı, davacıdan fazla yapılan tahsilat 48.330,64 TL olup, icra takibi başlatıldığında (228.496,00 TL – 48.330,64 TL = 180.165,36 TL) 180.165,36 TL asıl alacak yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının kabulü gerektiği mahkememiz tarafından hesaplanmıştır.
Davalı aynı icra takibinde 228.496,00 TL asıl alacak için 9.298,97 TL işlemiş faiz talep etmiş olup, davacının icra takibine konu asıl borç miktarının 48.330,64 TL olduğu, bu miktara karşılık gelen (48.330,64 TL x 9.298,97 TL / 228.496,00 TL = 1.966,88 TL) 1.996,88 TL işlemiş faiz talep edebileceği, icra takibinde talep edilen işlemiş faiz 9.298,97 TL olup, talep edilebilir 1.966,88 TL işlemiş faiz dışındaki (9.298,97 TL – 1.966,88 TL = 7.332,09 TL) 7.332,09 TL işlemiş faizden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının hesaplanması mahkememiz tarafından yapılmıştır.
Aynı icra takibinde 228.496,00 TL asıl alacak için 685,48 TL komisyon alacağı talep edilmiş olup, asıl alacaktan kaynaklanan davalı alacağı 48.330,64 TL olduğu için bu miktara karşılık olmak üzere talep edilebilir komisyon alacağının (48.330,64 TL x 685,48 TL / 228.496,00 TL = 144,99 TL) 144,99 TL olması gerektiği, icra takibi ile 685,48 TL’den talep edilebilir 144,99 TL komisyon alacağı mahsup edildiğinde (685,48 TL – 144,99 TL = 540,49 TL) 540,49 TL komisyon alacağından davacının borçlu olmaması gerektiği mahkememizce hesaplanmıştır.
Sonuç olarak; davacının 2017/7276 esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya olan ve icra takibine konu edilmesi gereken asıl alacak miktarının 48.330,64 TL işlemiş faiz alacağının 1.966,88 TL ve komisyon alacağının 144,99 TL kadar olması gerektiği, bu durumda 2017/7276 esas sayılı icra takibi nedeniyle davacının davalıya 180.165,36 TL asıl alacak, 7.332,09 TL işlemiş faiz ve 540,49 TL de komisyon bedeli nedeniyle borçlu olmadığının kabulüne karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Menfi tespit davasına konu 2017/6919 esas sayılı icra takibi 22/12/2016 ve 22/01/2017 tarihli her biri 137.646,67 TL bedelli bonolardan kaynaklanan alacak için açılmış olup, icra takibinin başlatıldığı tarih itibariyle bu takip alacağından mahsubu gereken davacı ödemesi olmadığı, bu nedenle davacının 2017/6919 esas sayılı icra takibi nedeniyle davalıya takip tarihi itibariyle borçlu olduğu, icra takibinden sonra yapılan ödemelerin ise davacının borçlu olduğu kabul edilen miktarlar esas alınarak yapılacak nihai hesaplamada İcra Müdürlüğü’nde dikkate alınabileceği kabul edilmiştir.
Menfi tespit davasına konu son icra takibi Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2018/7880 esas sayılı takip dosyası olup, bu icra takibindeki alacak ariyet sözleşmesi uyarınca davacıya teslim edilen fakat davalıya iade edilmeyen malzeme bedeline ilişkindir. Bilirkişinin 08/10/2021 tarihli raporu, bayilik ve ariyet sözleşmesi ile anlaşmalı fesih protokolünün 5.madde hükmü dikkate alındığında bu icra takibine konu 41.300,00 TL’nin aynen iade edilmeyen ariyet malzeme bedeli olup, davacıdan tahsili yerinde olup, davacının bu icra takibine yönelik borçlu olmadığının tespitine ilişkin talebinin yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davacının menfi tespit davası açması için öngörülmüş zamanaşımı süresi öngörülmediği için menfi tespit davasının süresinde açılmadığına ilişkin davalı itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar taraflar arasında 2017/7276 ve 2017/6199 esas sayılı icra takipleri için taraflar arasında düzenlenen 09/10/2017 tarihli ödeme protokolünde ödeme planına uyulmaz ise icra dosyalarından indirim yapılmayıp, taleplerin ilk hali ile devam edeceğine ilişkin hüküm olduğu için vade farkı alacağından indirim yapılamayacağını ileri sürmüş ise de; bu kararlaştırmanın menfi tespit davası açılamayacağı, bu şekilde gerçek alacak-borç miktarının belirlenmesine engel olmayacağı, sadece davalı alacaklının bu anlaşma ile kısmen alacağından vazgeçtiği, protokole uyulmaz ise bu vazgeçmeden dönülüp, icra takiplerinin ilk açıldığı koşullarda ve miktarlar için sürdürüleceğine yönelik olması nedeniyle davalının vade farkından indirim yapılmasının mümkün olmadığı şeklinde savunmasına itibar edilmeyip, davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
A) Davacının Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/7276 esas sayılı icra takibi nedeniyle davacı borçlunun takip alacaklısı davalıya 180.165,36 TL asıl alacak, 7.332,09 TL işlemiş faiz ve 540,49 TL komisyon alacağı olmak üzere toplam 188.037,94 TL borçlu olmadığının tespitine,
Fazla istemin REDDİNE,
Fazla miktar yönünden davalı alacaklı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yapıldığı kanıtlanamadığı için davacının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin reddine,
B) Davacının Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6919 esas sayılı ve yine Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2017/7880 esas sayılı icra takip dosyaları nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin taleplerinin REDDİNE,
Alınması gereken 12.844,87 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.707,75 TL, tamamlama harcı olarak yatırılan 2.689,51 TL ile yine tamamlama harcı olarak yatırılan 746,76 TL toplamı 5.144,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 7.700,85 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE ÖDENMESİNE.
Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 5.144,02 TL peşin harç(tamamlama harçları dahil) olmak üzere toplam 5.203,32 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 29.205,69 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 11.112,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 355,60 TL ve bilirkişi ücreti 4.000,00 TL olmak üzere toplam 4.355,60 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 3.180,80 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, artan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca;
963,97 TL’sinin davalıdan,
356,03 TL’sinin davacıdan,
Alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …..(e-duruşma), Davalı Vekili Av. ……..’nın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/01/2023