Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/111 E. 2022/35 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/111 Esas
KARAR NO : 2022/35

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 03/11/2017

KARAR TARİHİ : 24/01/2022
YAZIM TARİHİ : 02/02/2022
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

DAVA :

Davacı Vekili ; Davacı kooperatifin aidat alacağının tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalının haksız itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu belirtip, itirazın iptaline ve inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.

YANIT :

Davalı Vekili ; Davalının diğer üyeler ile birlikte ödemelerini tamamlayıp, adına tahsis edilen bağımsız bölümün sahibi olduktan sonra kooperatife gönderdiği ihtarname ile üyelikten istifa ettiğini bildirdiğini, bu istifa işlemi nedeni ile davalının aidat ödeme borcunun sona erdiğini belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER :

-Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyası,
-10/06/2017 tarihinde yapılan ve 2015 – 2016 yıllarına ilişkin işlerin görüşüldüğü genel kurul toplantı tutanağı,

-Davalının kooperatif üyeliğinden istifa iradesini içeren ihtarname ve eki diğer belgeler,
-Bilirkişi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;

Dava, davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.

Davalının daha önce davacı kooperatifin üyesi olduğu, kooperatif üyeliğinden ayrılma isteğini içeren davalı ihtarnamesinin davacı kooperatife gönderildiği ve 10/06/2017 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında çeşitli kararların alındığı taraflar arasında çekişme konusu değildir. Davacı taraf ferdileştirme işlemi yapılmakla birlikte halen kooperatifin inşaat işleri nedeni ile yükleniciye ve ayrıca Vergi Dairesine borçları bulunduğunu, bu borçların ödenmesi için üyelerden aidat alınması gerektiğini ileri sürmekte, davalı taraf ise kooperatif üyeliğinden istifa etmiş olması nedeni ile kendisinden aidat talep edilemeyeceğini savunmaktadır.

Davacı kooperatif inşaat işlemlerini tamamlayıp ferdileştirme işlemi yapıp tasfiye aşamasına gelmiş olmakla birlikte, yapılan işlerden dolayı yüklenicinin alacağı nedeni ile Ankara 5. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış 2016/305 Esas sayılı itirazın iptali davası devam etmekte olup, ayrıca vergi dairelerine borçları da bulunmaktadır.

Mahkememizce daha önce yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Ankara BAM si 23.Hukuk Dairesi 09/02/20121 tarihli kararında ” kooperatif ortağı, istifasının noter ihtarı ile kooperatife ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar aidat borçlarından 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca sorumlu olup, üyelerin ödemeleri arasındaki eşitliğin istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarih itibariyle bu şekilde sağlanması gerekir. Kural olarak ortak, üyesi olduğu kooperatifin belirlediği inşaat finansmanı ve genel giderlere ilişkin aidat borçlarının, sonradan istifa etmiş ya da ihraç edilmiş olsa dahi istifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihe kadar doğan kısmından sorumludur. Davanın salt istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce ya da sonra açılmış olması olgusu, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden önce doğan bu sorumluluğu kaldırmaz. Nitekim, anılan Kanun’un 27/son cümlesinde, ortaklığın düşmesinin ortağın anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçlarının yok olmasını gerektirmeyeceği düzenlemesine yer verilmiştir.
İstifanın ulaştığı ya da ihracın kesinleştiği tarihten sonra doğan aidat borçlarından ortak sorumlu değil ise de, istifanın ulaşmasından ya da ihracın kesinleşmesinden sonra daireyi kooperatife geri vermesi gerekirken vermeyip, kullanmaya devam etmiş ve/veya genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden talep halinde sorumlu olacaktır.
Bu durumda somut olayda, takibe konu alacak istifanın ulaşması tarihinden önce doğmuş ise, inşaat finansman ve ayrıca genel giderlerden davalının üye sıfatıyla sorumlu olduğu benimsenmeli, davalının istifasından sonraki döneme ait olması durumunda ise, takipte istenen “aidat alacağı” kapsamında hangi kalemlerin yer aldığı tesbit edilerek kooperatif hizmetlerinden yararlanma söz konusu ise bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlerden BK’nın vekaletsiz iş görme hükümlerine göre talepte bulunulabileceği ilke olarak kabul edilmelidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının talep ettiği alacağın doğduğu tarih ve kalemleri tartışılmamıştır. Bu durumda, mahkemece, davacı kooperatifin tüm kayıt, defter, belge ve dayanakları ile bilançosu, gelir-gider cetvelleri, yönetim ve denetim kurulu raporları üzerinde kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılması, takip ve davaya konu edilen alacağın kaynağı ve niteliği ile doğduğu tarihin ve dönemin davacıdan delilleriyle somutlaştırması istenip tespit edilmesi, davalının istifasından önceki döneme ait inşaat finansmanı ve/veya genel giderlere ilişkin olup olmadığı, şayet istifa ettiği ve bu nedenle konutu iade etmesi gerektiği halde iade etmeyip, konutunu kullanmaya devam etmiş ve genel hizmetlerden yararlanmakta ise, bu yararlanmanın karşılığı olan genel giderlere ilişkin olup olmadığı üzerinde durularak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda varsa istenebilecek bir borcun belirlenmesi gereklidir.” denilerek önceki kararımızın kaldırılmasına ve dosyanın mahkememize iadesine karar verilmiştir.
İade kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucu düzenlenen 19/10/2021 tarihli rapordan da belirtildiği gibi, davacı kooperatifin 2015 ve 2016 yıllarına ait hesaplarının görüşüldüğü Genel Kurul Toplantısı 10/06/2017 tarihinde yapılmıştır. Genel Kurulda görüşülen (5) nolu gündem maddesi ile Haziran ayı sonuna kadar bir defaya mahsus olmak üzere her bir üyeden 6.000,00 TL alınmasına karar verilmiştir. Davacı taraf, bu genel kurulda her bir üyeden bir kez ve 6.000,00 TL olarak tahsiline karar verilen alacağın davalının istifa tarihinden önce davacı kooperatifin oluşan borçlarından kaynaklandığını, borcun dayanağının ise davalının ödemediği aidat borçları bulunmakla birlikte bu davadaki alacağın kooperatifin vergi borçlarından ve genel giderlerden kaynaklanan her bir üyenin payına düşen sorumluluk miktarı ile ilgili olduğunu söylemiştir.
Davacı kooperatif aleyhine yüklenici tarafından imalat alacağının tahsili için açılan dava sonuçlanmamış ve bu nedenle her bir üyenin sorumlu olması gereken borç miktarı belirli değil ise de, 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, davalının kooperatif üyeliğinden istifa ederek ayrıldığı 23/10/2012 tarihinden önce kooperatifin vergi borcunun doğduğu, yapılandırılan vergi borcunun 182.597,21 TL olduğu, davalı üyelikten ayrılmış olsa dahi taşınmazın kullanılmaya devam edilmesi nedeni ile genel giderlere de katılması gerektiği, davalıya ait taşınmazın bulunduğu alanla ilgili 2015 yılı genel gideri olan 9.548,84 TL ile 2016 yılına ait genel gider olan 63.599,89 TL genel gider ve vergi borcu toplamı 261.282,05 TLolup, davacı kooperatifin davalı da dahil 20 ortağının bulunması nedeni ile her bir ortağın vergi borcu ve genel giderlerden kaynaklanan sorumluluğunun 13.064,10 TL olduğu hesaplanmıştır.
Vergi borcunun davalının istifa tarihinden önce gerçekleşmiş olması nedeniyle davalı daha sonra istifa ederek ortaklıktan ayrılsa dahi ortaklıktan ayrılma tarihinden önce doğan vergi borcundan sorumlu olmaya devam edeceği tartışmasızdır. Ayrıca taşınmazı kullanmaya devam eden davalının genel giderlere de katılması gerekmektedir. İcra takibi ile talep edilen alacak 6.000,00 TL olup, vergi borcu ve genel giderlere katılım nedeni ile davalının bu miktarı aşan şekilde davacı kooperatife 13.064,10 TL borçlu olmaya devam ettiği için davacı tarafından başlatılan icra takibinin haklı nedene dayandığı kabul edilmiştir. Davalının haksız itirazı nedeniyle davacının alacağına ulaşması geciktirildiği ve kooperatif kayıtlarına göre davalının sorumlu olduğu borç miktarı belirlenebilir nitelikte olduğu gibi icra takibinin dayanağı genel kurul kararı olup, bu karar iptal edilmediği sürece davalıyı ve aynı konumda olan tüm üyeleri bağlayacağı için alacağın likit kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin de yerinde olduğu, davalı icra takibinden önce temerrüte düşürülmediği için icra takibi ile talep edilen işlemiş faiz isteği yerinde olmadığı için davanın kısmen kabulü gerektiği kanısına varılıp, aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Ankara … Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik itirazının 6.000,00 TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE,
Takip tarihinden itibaren asıl alacağa değişen oranlı yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 6.000,00 TL’nin % 20’sine karşılık gelen 1.200,00 TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya ÖDENMESİNE,
Davacının fazla isteminin REDDİNE,
Alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 72,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 103,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE.
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE.
Davalı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 73,97 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE.
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 103,50 TL ve bilirkişi ücreti 2.350,00 TL olmak üzere toplam 2.453,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre takdiren 2.423,62 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, Artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 41,00 TL yargılama giderinden davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 0,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
Artan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’nın yüzüne miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2022

Katip …

Hakim …