Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/106 E. 2022/126 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2021/106 Esas
KARAR NO : 2022/126

DAVA : Genel Kurul Kararı İptali ve Ticaret Sicilinden Terkine
DAVA TARİHİ : 06/11/2009

KARAR TARİHİ : 01/03/2022
YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde açılan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde ; davacı vakfın içinde bulunduğu …, …, …, … isimli kuruluşlar tarafından davalı şirketin kurulduğunu, daha sonra … Bankası A.Ş.’nin de hissedar olarak alındığını, şirket ana sözleşmesinin 7. maddesine göre anılan kuruluşlardan belirli sayılarda üye olmak üzere yönetim kurulunun 9 üyeden oluştuğunu, sözleşmeye eklenen geçici 5. madde ile davacının, … Bankası’nın, … ve …’ün yönetim kurulunda birer üye ile temsil haklarının 21 yıl süreyle saklı olduğunun hüküm altına alındığını, bu durumun davacı dahil dört ortağa verilen imtiyaz niteliğinde bulunduğunu, 07/08/2009 tarihli şirket olağan genel kurulunda ana sözleşmenin 7. maddesinde “9 üyeden oluşan yönetim kurulunun 5 üyeliğinin …’a, 4 üyeliğinin …’e verilmesine” şeklinde değişiklik yapıldığını ve geçici 5. maddenin ortadan kaldırıldığını, teşekkül eden yönetim kurulunun 09/09/2009 tarihli ve 08/10/2009 tarihli olağanüstü genel kurulun toplanması kararı aldığını, olağanüstü genel kurul toplantılarında ana sözleşmede değişiklikler yapılması kararları alındığını, davacının muhalefetini bildirdiğini, imtiyazlı ortakların haklarının ihlaline ilişkin bu kararların infaz kabiliyetinin olmadığını ileri sürerek, 07/08/2009 tarihli genel kurulda alınan ana sözleşmenin 7. maddesinde değişiklik yapılmasına, geçici 5. maddenin ortadan kaldırılmasına ilişkin kararların infaz kabiliyetinin olmadığının tespitiyle, kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline, 09/09/2009 tarihli ve 08/10/2009 tarihli genel kurullarda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespitiyle iptallerine karar verilmesini, bu kararların ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalı … vekili ; davacının 07/08/2009 tarihli genel kurula katılmadığını, bu nedenle iptal talebinde bulunamayacağını, diğer genel kurul toplantılarında davacıyı ilgilendiren bir karar alınmadığını, davacının şirketin büyüyen ve gelişen konumunda çok küçük bir sermaye ile yönetimde söz sahibi olma iddiasının hak ve nesafet kurallarıyla bağdaşmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davadaki talep, davalı şirket genel kurul kararlarının yoklukla malul olduklarının tespiti, iptali ve ticaret sicilinden terkini istemlerine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sonucu 08/09/2011 tarihli karar ile taleplerin reddine karar verilmiştir. Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 13/02/2013 Tarihli …. Karar sayılı ilamı ile “sözleşme ile verilen hakkın ancak hakkın sahibinin açık onayının alınması halinde ortadan kaldırılmasının mümkün olduğu, genel kurul kararı ile sözleşme ile verilen hakkın ortadan kaldırılamayacağı ” gerekçesi ile kararımızın bozulması yoluna gitmiştir. Mahkememiz 23006/2015 tarihli kararı ile önceki hükümde direnmiştir. Bu kez Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09/12/2020 tarihli 2017/11-140 Esas 2020/1013 Karar sayılı karında özet olarak ” Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin bozma kararının yerinde olduğu, bu karara uyulması gerekir iken önceki kararda direnilmesinin yerinde olmadığı ” gerekçesi ile direnme kararımızın bozulması yolunda karar vermiştir. Dava dosyası mahkememize ulaştıktan sonra yukarıda belirtilen esasa kayıt edilip, HGK nun bozma kararı doğrultusunda yeniden yapılan değerlendirme sonucu ;
Dava, davalı şirket genel kurul kararlarının yoklukla malul olduklarının tespiti, iptali ve ticaret sicilinden terkini istemlerine ilişkin olup, mahkememiz tarfından kural olarak anonim şirketlerde imtiyazın paya bağlanma zorunluluğunun bulunduğu, paya bağlanan bir imtiyazın varlığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkememizinde kabulünde olduğu üzere imtiyazın “pay”a bağlanması, yani üstünlüğün “pay”a tanınmış olması gerekir. Paya değil de “kişi”ye veya “sıfat”a veya “makam”a bağlanan haklar, üstünlükler ve imkanlar, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununa göre imtiyaz değildir. Somut olayda; davalı şirketin 31/08/2006 tarihinde yapılan 2005 yılı olağan genel kurul toplantısında alınan ana sözleşme değişikliği kararıyla ve ana sözleşmeye eklenen geçici 5. maddenin “genel kurul kararına binaen …, …, … ve …’ın yönetim kurulunda birer üye ile temsil hakları, iş bu genel kurul kararının tescilinden itibaren 21 yıl süre ile saklıdır” hükmüyle davacıya 21 yıl müddetle yönetim kurulunda bir üye bulundurma hakkı tanınmıştır. Her ne kadar yukarıda belirtildiği üzere imtiyazın paya tanınması söz konusu ise de ana sözleşme değişikliğiyle birlikte davacıya tanınan bu hak bir imtiyaz hakkı olmayıp sözleşmesel bir haktır. Sözleşmesel bir hakkın hak sahibinin izni olmadan ortadan kaldırılması da mümkün değildir.
Dava dilekçesi incelendiğinde davacının birden fazla talebinin bulunduğu görülmüştür. Bunlar sırası ile;
1-A) 07/08/2009 tarihli genel kurulda alınan “Ana sözleşmenin 7. Maddesinde değişiklik yapılmasına” ilişkin kararın yokluk ile malul olduğunun tespitine,
B- Geçici 5. Maddenin ortadan kaldırılması kararının infaz kabiliyeti olmadığının tespiti,
2-)” 09/09/2009 ve 08/10/2009 tarihlerinde Genel Kurul Toplantısının yapılmasına ilişkin” yönetim kurulu karaların yoklukla malul olduğunun tespiti,
3-) 09/09/2009 ve 08/10/2009 tarihli Genel Kurullarda alınan karaların yokluk ile malul olduğunun tespiti istemlerinden oluşmaktadır.
Talebi konusunda açıklama istenilen davacı vekili 23/12/20121 tarihli dilekçesi ve 01/03/2022 tarihli duruşmada tutanağa geçirilen beyanı ile taleplerinin ” sadece geçici 5. Madde ile kendilerine davalı … yönetiminde 21 yıl süre ile ve bir kişi ile temsil için verilen haklarının ortadan kaldırılması sonucunu doğuran bir sonraki genel kurulun 16. Maddesi ile ortadan kaldırılmasına ilişkin son kararın yokluk ile malul olduğunun tespitine ve geçici 5. Maddenin kendileri yönünden yürürlükte olduğunun tespitine karar verilmesine ” ilişkin olduğunu belirtmiştir. Bu beyan talebin daraltılması ve davadaki bir kısım taleplerin geri alınmasına ilişkin olduğu gibi, ancak davalının oluru ile talebin geri alınması mümkün olup, aynı duruşmada bulunan davalı … vekili davadaki kimi taleplerin geri alınmasına itirazları olmadığını söylediği için, somut olayda değerlendirmenin sadece talep daraltması dışında kalan konu ile sınırlı olarak yapılması gerektiği kabul edilmiştir.
Davalı … İşletme ve Araştırma A.Ş’nin 2005 yılına ait hesap ve işlemlerinin görüşüldüğü genel kurul toplantısı 31/08/2006 tarihinde yapılmıştır. Gündemin 8.maddesinin görüşülmesi sırasında verilen önerge üzerine ana sözleşmenin 6 ve 7.maddelerinin ekli tadil metinlerinde belirtildiği şekilde değiştirilmesine ve ana sözleşmeye ek geçici madde 5 eklenmesine karar verilmiştir.
Ana sözleşmenin sermaye ve hisse senetlerinin nevi başlıklı eski 6.maddesinde her bir şirket ortağının sahip olduğu paylar yeniden belirlenmiş olup, bu değişiklik davamıza konu olmadığı için ana sözleşmenin değiştirilen 6.maddesinin yeni şekli kararda ayrıca gösterilmemiştir.
Gündemin 8.maddesi ile ana sözleşmenin 7.maddesinin eski şekli değiştirilmiş ve değiştirilen ana sözleşmenin yeni 7.maddesi ile yönetim kurulunun süresi başlığı altında;
Madde 7 – Yönetim kurulu 9 üyeden oluşur. Yönetim kurulunda … 3, … 2, … Bank 1, … 1, … 1 ve … 1 üye ile temsil edilirler. Hazinece şirkete fon aktarılması sağlandığında …’un 3 temsilcisinden biri T.C. Hazine Müsteşarlığı’nca önerilen adaylar arasından … tarafından belirlenecektir.
Yönetim kurulu üyeleri 3 yıl için seçilirler. Süresi dolan üye yeniden seçilebilir.
Yönetim kurulunda şirketin tüzel kişi ortağını temsil eden üyenin bu tüzel kişi ile olan istihdam veya diğer hukuki ilişkisi sona erdiği takdirde şirket yönetim kurulundaki üyeliği de kendiliğinden son bulur. Bu ve diğer durumlardaki yönetim kurulu üye eksikliklerinde yönetim kurulu boşalan üyeliğe aynı tüzel kişiliği temsil niteliğine haiz bir başkasını geçici olarak seçer ve toplanacak ilk genel kurulun onayına sunar.
Şirket ortağı tüzel kişiler şirket yönetim kurulu ile genel kurulunda aynı gerçek kişi tarafından temsil edilemezler.
Yönetim kurulu kendi üyeleri arasında birini başkanlığa, diğerini başkan vekilliğine seçer şeklinde değiştirilmiş, ek geçici madde 5 düzenlemesi ile de “Genel kurul kararına binaen …, …, … ve … Bank’ın yönetim kurulunda birer üye ile temsil hakları işbu genel kurul kararının tescilinden itibaren 21 yıl süre ile saklıdır.” düzenlemesi yapılmıştır. Ek geçici 5.maddede yapılan düzenleme ile yönetim kurulunda bir üye bulundurma hakkı verilen davacı …’ya seçeceği üyenin 21 yıl süre ile görev yapması hakkı tanınmıştır. Bu hak ana sözleşme ile davacı …’ya verilmiş olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin bozma kararında da belirtildiği gibi, sözleşme ile verilen bu hakkın ancak hak sahibinin açıkça oluru alınarak ortadan kaldırılması mümkün iken bu kurala uyulmaksızın Kredi Garanti Fonu A.Ş’nin 2008 yılına ait olağan genel kurul toplantısının yapıldığı 07/08/2009 tarihli toplantıda gündemin 6.maddesi ile ana sözleşme maddelerinde tadil yapılmasına karar verilmiş, bu kapsamda KALDIRILMIŞ HÜKÜMLER madde 16 ile “Önceki ana sözleşmede geçici madde olarak yer alan damga vergisi kenar başlıklı 1, şirketin temsile yetkili kişiler kenar başlıklı 2, geçici madde 3, geçici madde 4 ve geçici madde 5 yürürlükten kaldırılmıştır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
07/08/2009 tarihli olağan genel kurul toplantısında yapılan ana sözleşme değişikliğinin 16.maddesi ile 31/08/2006 tarihinde yapılan genel kurulda ana sözleşme değişikliğine ilişkin ek geçici 5.madde ile davacıya yönetim kurulunda 1 üye ile 21 yıl süreli olarak temsil hakkı veren ana sözleşme maddesi ortadan kaldırılmıştır.
Yargıtay bozma kararında da belirtildiği gibi, ek geçici 5.madde ile davacıya sözleşme ile yönetim kurulunda 21 yıl süre ile 1 üye tarafından temsil hakkı veren ana sözleşme maddesi 07/08/2009 tarihli genel kurul kararı ile ortadan kaldırılmış olup, sözleşme ile tanınan hakkın ancak bu hakkın tanındığı pay sahibinin açıkça olurunun alınması suretiyle yapılması mümkün iken, genel kurulun bu emredici düzenlemeye aykırı şekilde genel kurulda alınan karar ile davacıya ek geçici 5.madde ile tanınan hakkı tek taraflı olarak ortadan kaldırmasının mümkün olmadığı, ek geçici 5.maddeyi ortadan kaldıran 31/08/2006 tarihli genel kurulun 16.maddesinin davacı yönünden yokluk ile malul olduğunun tespitine ve kabulüne karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Davacının yukarıda değerlendirilen talebi dışındaki diğer talepleri yönünden ise; bu talepler geri alınmış olup, aynı taleplerin muhatabı olan davalı … vekilinin taleplerin geri alınmasına olur vermiş olması nedeniyle geri alınan talepler yönünden konusu kalmadığı için esas hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
… davalı olarak gösterilmiş ise de; iptali istenilen kararların alınmasında bu davalının katkısı olmadığı, sadece genel kurulda alınan kararların usulüne uygun şekilde gerçekleşen talep üzerine tescil ve ilanının bu davalı tarafından gerçekleştirildiği, bu durumda genel kurul kararının iptali talebi yönünden davalı sıfatı bulunmadığı için bu davalı hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
) Ankara … aleyhine açılan davanın davalı sıfatı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- ) Davalı … AŞ aleyhine açılan davada;
A-) 07/08/2009 tarihli genel kurulda alınan ana sözleşmenin 16.maddesinin kaldırılan hükümlere yönelik düzenlemesi ile 31/08/2016 tarihli genel kurulda alınan ek geçici 5.maddenin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin hükmün, davacı … yönünden YOKLUKLA MALUL OLDUĞUNUN TESPİTİ ve İPTALİNE,
Karar kesinleştiğinde tescil edilmek üzere kararın bir örneğinin Ankara …’ne gönderilmesine,
B-) Davacının diğer taleplerinin geri alındığı anlaşılmakla; diğer talepler yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 80,70 TL ilâm harcından peşin alınan 15,60 TL’nin indirilmesi ile, noksan kalan 65,10 TL harcın davalı …Ş.’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 15,60 TL başvurma, 15,60 TL peşin harç olmak üzere toplam 31,20 TL’nin davalı …Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 142,50 TL tebligat gideri ve 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 542,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre 271,25 TL’sinin davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …Ş. tarafından yapılan 2,75 TL vek.tas.harcı, 150,60 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 153,35 TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre 76,68 TL’sinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, artan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı Ankara …’nce yapılan yargılama giderinin bulunmadığına,
8-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalı …Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı …Ş. yararına hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekili Av. …, Davalı … Vekili Av…’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan … Üye … Üye … Katip 168906