Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/701 E. 2022/53 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/701 Esas – 2022/53
Türk Ulusu Adına Yargılama Yapmaya ve Hüküm Vermeye Yetkili
ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR

ESAS NO : 2020/701 Esas
KARAR NO : 2022/53

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 29/12/2020

KARAR TARİHİ : 31/01/2022
YAZIM TARİHİ : 04/03/2022
Mahkememizde açılan İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili ; davacı şirket ile davalı şirket arasında önceye dayalı ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda oluşan borcun ödenmesi amacıyla 29/01/2018 tarihli tasfiye protokolü düzenlendiğini, gerçek kişi diğer davalıların bu protokole kefil olarak imza attıklarını, alacaklarının tahsili için İstanbul … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibin başlattıklarını, davalılar tarafından bu icra takibine yönelik olarak yetki ve borç yönünden itiraz edildiğini, itiraz edilmeyen borcun fer’ilerinin kesinleştiğini, yetkisizlik itirazının kabulü ile bu kez dosyanın Ankara … Müdürlüğü’nün … esasına kayıt edildiğini, bu dosyadan ödeme emri tebliğ edildikten sonra davalı borçluların tüm borca itiraz etmiş olmalarına rağmen, Ankara’daki icra takibinin İstanbul’da başlatılan icra takibinin devamı olması nedeniyle fer’iler yönünden alacaklarının kesinleştiğini belirtip, cari hesap borcundan kaynaklanan alacaklarının tahsili için başlattıkları icra takibine yönelik itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
YANIT :
Davalılar vekili ; davacı alacağının tahsili için İstanbul İcra Müdürlüklerinde başlatılan iki ayrı icra takibi nedeniyle 29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolü düzenlendiğini, her iki icra takibindeki asıl alacak ve vekalet ücreti dahil borç miktarının 224.336,18 TL olarak belirlendiğini, belirlenen borç karşılığı 225.000,00 TL bedelli iki ayrı çek verilerek ödeme yapıldığını, davacıya borçları bulunmadığını belirtip, davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
-Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyası,
-Arabuluculuk anlaşmazlık son tutanağı,
-25/05/2018 tarihli vade farkı faturası,
-29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolü ve icra vekalet ücreti ödeme protokolü başlıklı belgeler,
-Davacı ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle hazırlanan davacıya ait cari hesap özeti,
-İki adet çek teslimine ilişkin 04/04/2018 tarihli tahsilat makbuzu,
-Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporlar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davadaki talep; davacı ile davalı şirket arasında önceye dayalı olarak var olan ticari ilişki kapsamında oluşan ve protokole bağlanan davacı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı … Şirketi ile davalılardan … Şirketi arasında önceye dayalı ticari ilişki bulunmaktadır. Bu ticari ilişki kapsamında oluşan davalı şirket borcunun tahsili amacıyla davacı tarafından borçlu şirket hakkında İstanbul … Müdürlüğü’nün … ve İstanbul … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takipleri başlatılmıştır. Bu icra takipleri sürmekte iken her iki şirket yetkilileri bir araya gelip 29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolü ve icra vekalet ücreti ödeme protokolünü düzenlemiştir. Bu protokol ile taraflar arasında 15/01/2018 tarihi itibariyle davalı şirketin davacıya olan borcu 211.137,00 TL olarak belirlenmiş, ayrıca her iki icra dosyası nedeniyle icra giderleri, tahsil harcı ve vekalet ücreti olarak da 13.199,18 TL’nin davalılar tarafından davacıya ödenmesi kararlaştırılmıştır. Bu hali ile davalı şirketin davacı şirkete olan toplam borç miktarı 224.336,18 TL olarak belirlendikten sonra, 04/04/2018 tarihli tahsilat makbuzları ile 97.500,00 TL ve 127.500,00 TL bedelli olmak üzere toplam 225.000,00 TL bedelli çekler davalı şirket tarafından davacıya teslim edilmiş, söz konusu çek bedelleri çeklerin üzerinde yazılı tarihlerde davacı şirket tarafından tahsil edilmiştir.
Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisi 15/01/2018 tarihi itibariyle 29/01/2018 tarihli protokolde asıl alacak ve diğer eklerinden oluşmak üzere toplam 224.336,18 TL olarak belirlendikten sonra, bu borca karşılık olmak üzere yukarıda belirtilen çekler davacı şirkete teslim edilmiş ve çek bedelleri de süresinde tahsil edilmiştir. Bu aşamadan sonra davacı taraf 25/05/2018 tarihinde vade farkı alacağı adı altında 39.639,32 TL bedelli faturayı düzenlemiştir. Davalılardan protokol ve cari hesap nedeniyle 38.426,50 TL alacaklı olduğu düşüncesinde olan davacı şirket 27/12/2018 tarihinde her üç davalı hakkında İstanbul … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibini başlatmıştır. Henüz ödeme emri tebliğ edilmeden davalı borçlular Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili oldukları ve borca itiraz ettiklerini belirttiği için yetkisizlik itirazının kabul edilmesi üzerine icra dosyası bu kez Ankara … Müdürlüğü’nün … esas numarasına kaydedilmiştir. İcra dosyası Ankara’ya geldikten sonra borçlulara yeniden ödeme emri gönderilmiş, ödeme emirlerinin 08/10/2019 tarihinde tebliği üzerine aynı tarihli dilekçe ile tüm borçlular borca ve fer’ilerine itiraz ettiklerini söylemiştir.
Davacı vekili her ne kadar Ankara’da devam eden icra takibinin İstanbul’da başlatılan icra takibinin devamı olduğunu, takibin İstanbul’da başlatıldığı dönemde sadece yetkiye ve borç aslına itiraz edildiği için borcun ferilerinin kesinleştiğini söylemiş ise de; İstanbul’daki icra takibine yönelik itirazda yetki yanında borca da itiraz edildiği, icra takibinde asıl alacak dışında başkaca talep bulunmadığı için davacı vekilinin bu beyanının dosya içeriği ile uyumlu olmadığı, icra takibinin başlangıcında hem icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği hem de borçlu olunmadığı ileri sürüldüğü için usulüne uygun şekilde gerçekleşmiş bir itiraz olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafından İstanbul İcra Müdürlüklerinde daha önce başlatılan ve 29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolüne konu olan icra takiplerinden sonra da taraflar arasında ticari ilişki devam ettiği için eldeki itirazın iptali davasına konu alacağın hangi döneme ilişkin olup, hangi nedenle talepte bulunduklarının açıklanması istenilen davacı vekili 17/05/2021 tarihinde hazırladığı dilekçesinde açıkça “işbu davaya esas Ankara … Müdürlüğü’nün … esas numaralı icra takip dosyasına konu alacağı, protokolde de belirtilmiş olan mevcut ana para borçlarına karşılık alınan çeklere kesilen vade farkına ilişkindir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı vekilinin 17/05/2021 tarihli dilekçesindeki beyanı dikkate alındığında, davamızın dayanağı olan Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasının taraflar arasında düzenlenen 29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolü başlıklı belgede belirtilen 211.137,00 TL asıl alacak ve 13.199,18 TL icra masrafı, tahsil harcı ve vekalet ücretinden oluşan toplam 224.336,18 TL olarak belirlenen borç için davacı tarafından verilen 24/09/2018 ve 06/08/2018 keşide tarihli olup, protokol kapsamındaki tüm borcun ödenmesi amacıyla verilen ileri tarihli çekler için düzenlenen vade farkı faturasından kaynaklandığı, davacı ile davalılar arasında borç miktarının 29/01/2018 tarihli borç tasfiye protokolünde belirlenen miktarının ileri vadeli çekler alınarak ödenmesinin fiilen davacı tarafından kabul edildiği, bu kapsamda protokol tarihinden sonraki tarihleri içeren çeklerin protokolde belirtilen borcun tasfiyesi amacıyla alındığı, mevcut bir borcun ileri vadeli çekler ile ödenmesini kabul eden davacının bu aşamadan sonra “borcun ileri vadeli çekler verilerek ödendiği gerekçesiyle” vade farkı adı altında davalılardan talepte bulunmasının mümkün olmadığı, üstelik vade farkı faturasının davalı defterlerinde de kayıtlı olmadığı, bu nedenle davanın reddi gerektiği davacının kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalıların kötü niyet tazminatı isteklerinin de koşullarının oluşmadığı kabul edilip aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Nedenleri yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Davacı icra takibi yapmakta haksız olmakla birlikte kötü niyetli olarak icra takibi yaptığı kanıtlanamadığı için davalıların koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 464,10 TL’den mahsubu ile artan 383,40 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istemi halinde davacıya İADESİNE.
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA.
Davalılar lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 5.763,98 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE.
Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Arabuluculuk için ödenen 1.320,00 TL’nin 6325 sayılı yasanın 18/A (11) (13) maddesi uyarınca davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE.
Dair, Davacı Vekili Av. …’nin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2022