Emsal Mahkeme Kararı Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/685 E. 2021/811 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/685 Esas
KARAR NO : 2021/811

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Bankanın 100. Yıl Şubesince, … Mühendislik İnşaat Gıda Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketine kullandırılmış olan krediye dayanak Genel Kredi Sözleşmesinde davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunmakta olduğunu, borçlu şirket ve kefillere keşide edilen ihtarnameye rağmen alacağın tahsil edilememiş olması üzerine asıl borçlu firma hakkında Ankara Gayrimenkul İcra Müdürlüğü … sayılı dosyadan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe, müteselsil kefil … hakkında da tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Ankara … Müdürlüğü … sayılı dosyasından icra takibine geçilmiş olduğunu, ancak davalı takip borçlusu tarafından Ankara .. İcra Müdürlüğü … sayılı dosya borcuna itiraz edilmiş olması nedeniyle İcra Müdürlüğünce takibin durmasına karar verildiğini belirterek, davalının Ankara … Müdürlüğünün … sayılı dosyasından başlattıkları icra takibine ilişkin itirazlarının iptaline, icra takibinin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının süresinde ipotek verene başvurmamış doğrudan kefil olduğunu iddia ettiği müvekkile yönelik olarak takip ve dava yoluna gitmiş olması nedeniyle husumet yokluğundan davanın usulden reddi gerekmekte olduğunu, müvekkilin kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil değil adi kefil durumunda olduğunu, ayrıca müvekkile hiçbir bildirim, ihtar vb. yapılmamış olduğunu, alacaklı bankanın müvekkilinin tek kefil olduğu genel kredi sözleşmesini devamı sözleşmelerde de uygulamış, müvekkilin bu duruma itiraz ettiğinde noter aracılığıyla genel kredi sözleşmesine kefillik iradesinin olmadığına dair ihtarname çekmesi gerektiğinde aksi takdirde böyle devam edeceğinin belirtilmiş olduğunu, buna ilişkin yazılı belgenin delilleri sunduklarında görüleceğini, bu doğrultuda davacı bankanın kefilin imzası olsun olmasın tüm GKS’leri birleştirip tek bir alacak olarak kefalet limiti talebinde bulunması ve bu taleplerini GKS’de yer alan “… doğmu ş ve doğacak bütün borçlarının teminatı olarak …. TL ye kadar kefilim….” maddesine dayandırmasının hukuken geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı en yüksek miktar ile kefalet tarihinin açıkça gösterilmesi gerektiğini, aksi halde kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağını, müvekkil aleyhine çok sayıda icra takibi bulunduğu sırada kefalet sözleşmesi imzalanmış olduğunu, bu nedenle müvekkilin bu anlamda da sorumluluğu bulunmamakta olduğunu, İpotek veren … tarafından yapılan ödemelerin düşülmemiş olduğunu belirterek, davanın reddine, davacı aleyhine %20den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL:
Dava, genel kredi sözleşmesine dayalı yapılan takibe itirazın iptali isteminden ibarettir.
Davacı taraf, bankanın 100. Yıl Şubesince dava dışı asıl borçlu … Mühendislik… Şirketi ile genel kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden şirkete kullandırılan krediye davalının müteseilsil kefil sıfatıyla imza attığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve kefillere ihtarname gönderildiğini, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket hakkında Ankara Gayrimenkul İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, yine müteselsil kefil … hakkında da tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla Ankara … Müd.’nün … esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, borçlu kefilin haksız itirazı ile takibin durduğunu ileri sürmektedir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı banka ile dava dışı şirket arasında imzalanan GKS uyarınca kullandırılan kredilerden davalı kefilin sorumlu olup olmadığı, sorumluluk miktarının ne olabileceği, GKS’den kaynaklı hangi krediler uyarınca ne miktarla sorumlu olduğu noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, genel kredi sözleşmesi ile davacı banka tarafından gönderilen ihtarname ve kefile ilişkin hükümler incelenmiş, davalı kefilin davacı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında 02/09/2016 tarihinde imzalanan 500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesinde 650.000,00 TL kefalet limiti üzerinden kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, kefil olunan miktarın kefalet türünün ve tarihin el yazısı ile yazılıp imzalandığı, eş onayının alındığı, kefaletin TBK hükümlerine uygun olduğu açıkça görülmüştür.
Mahkememizce Ankara … Müd.’nün … sayılı davalı borçlu kefil hakkındaki takip dosyası ile diğer kefil hakkında yürütülen Ankara … Müd.’nün … esas sayılı takip dosyası örneği ve asıl borçlu hakkında yürütülen Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası kapsamı incelenmiş, taleplerin tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davalı borçlu kefilin 24/09/2019 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmış, tüm deliller toplandıktan sonra banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılarak düzenlenen 12/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Takip Tarihi (10.08.2020) İtibariyle davacının, davalıdan toplam 455.771,26 TL talep edebileceğini, Mahkemece takibin devamına karar verilmesi durumunda, 455.771,26 TL tutarındaki toplam borcun; 446.174,23 TL asıl alacağa, takip tarihinden (10.08.2020) itibaren %17,55 oranı üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ve bu faizin %5 BSMV’si ile birlikte ödenmesi gerekeceği sonucuna varıldığını, Dava Tarihi (23.12.2020) İtibariyle toplam 411.573,03 TL talep edebileceğini, davalı kefilin dava tarihi itibariyle borcu 411.573,03 TL olarak hesaplanmış olup, 353.564,22 TL asıl alacağa dava tarihinden (23.12.2020) itibaren %17,55 oranı üzerinden temerrüt faizi işletilebileceğini, Dava tarihinden sonra ödendiği tespit edilen; 29.12.2020 tarihinde 6.159,44 TL, 32,70 TL, 4.000,00 TL, 189.038,28 TL, 769,58 TL tutarındaki tahsilatların icra müdürlüğünce dikkate alınması gerektiğini, … tarafından ödenmiş olduğu görülen 31.12.2020 tarihinde 148.615,97 TL ve 02.03.2021 tarihinde 4.601,50 TL tutarındaki ödemeler yönünden ise davacı Bankanın bu kez … adına takibi yürüteceği bilinmekte olup, dava tarihinden sonraki gerçek tahsilat niteliğinde olmayan bu tahsilatlar değerlendirmeye alınmadığının bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi tarafından dava tarihinden sonra olacak şekilde 6.159,44 TL – 32,70 TL – 4.000,00 TL – 189.038,28 TL – 769,58 TL tutarlı tahsilatlar yapıldığının belirlendiği, bu tahsilatların icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi kapsamı, takip dosyaları hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı kefilin dava tarihi itibariyle davacı bankaya olan borcunun toplam 411.573,03 TL olarak hesaplandığı, takipten sonra fakat davadan önce olmak üzere tespit edilen ödemelerin davacı Banka kayıtlarında asıl alacaktan düşülmüş olanların taleple bağlılık gereği asıl alacaktan, diğerlerinin faizden düşülmesi suretiyle takip tarihinden (10.08.2020) dava tarihine (23.12.2020) kadar davacı bankanın bilirkişi tarafından tespit edilen temerrüt faiz oranından daha düşük olarak talep etmiş olduğu, temerrüt faiz oranının (%17,55) olmasına göre bu oran üzerinden bilirkişi raporundaki gösterilen şekilde yapılan hesaplamaların yerinde olduğu, bu durumda tahsilde tekerrüre yol açmayacak şekilde bilirkişi tarafından hesaplanan tutarlar üzerinden davanın kısmen kabulü ile asıl alacağa dava tarihinden itibaren %17,55 oranında temerrüt faizi işletilmesi gerekeceği açıkça anlaşılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı ve Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyalarında tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla,
Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalının Ankara … Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile, takibin; dava tarihi itibariyle
353.564,22 TL asıl alacak,
55.246,49 TL işlemiş temerrüt faizi,
2.762,32 TL BSMV olmak üzere toplam 411.573,03 TL alacak üzerinden devamına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Asıl alacağa (353.564,22 TL) dava tarihinden geçerli olmak üzere yıllık %17,55 temerrüt faizi yürütülmesine,
Davadan sonra 29/12/2020 tarihinde yapıldığı tespit edilen 6.159,44 TL – 32,70 TL – 4.000,00 TL – 189.038,28 TL – 769,58 TL tahsilatların icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
Hükmolunan alacağın (411.573,03 TL) %20’si oranında takdir edilen icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Bu karar nedeniyle alınması gerekli 28.144,55 TL harçtan peşin alınan 5.847,24 TL harcın mahsubu ile bakiye 22.267,31 TL. harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
HUAK 18A/13 maddesi ile HUAK yönetmeliği 26/2 maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren, 1.122,14 TL’sinin davalıdan, 197,86 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince hesaplanan 37.260,11 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 1.254,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre taktiren 1.066,03 TL’si ile 54,40 TL başvurma, 5.847,24 TL peşin harç toplamı 6.967,67 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden AAÜT gereğince hesaplanan 10.234,07 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı Vekili Av. … , Davalı Vekili Av. …’ın yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı..09/12/2021

Katip …

Hakim …